EV +18

2716 Words
Bana böyle tahrik edici bir şekilde dokunmak zorunda mıydı? Zaten birazdan yaşanacakları düşündükçe heyecanlanıyordum, bir de bu dokunuşlarıyla daha da çıldırmıştım! Alex'in ailesi evde değildi, ve beni oraya götürüyordu. Ne yapacağımızı tahmin etmek zor değildi. Bu benim için İlk değildi aslında, onunla daha önce de böyle şeyler yaşadığımız olmuştu. Ama ben her seferinde aynı heyecanı yaşıyordum nedense. Seks! Bu kelime benim için çok anlam ifade ediyordu, Alex ile yaşayacağımız güzel deneyimleri aklıma getiriyordu her defasında. Yol boyunca elini bir an olsun bacağımdan çekmemişti, bu halden şikayetçi olduğum söylenemezdi. Onun sıcak dokunuşları bana iyi geliyordu. Eteğimi biraz daha sıyırıp elini daha ileriye götürmeye başladı, yaptığı bu hareketle daha da yaslandım arkama. "Ahh, Alex! Lütfen bana şimdiden eziyet etme, zaten dayanmakta bile zorlanıyorum!" Alex'in gülüşünü görünce kanım kaynamıştı sanki, hele o ses tonunu duyunca... Ahh, sanırım sevgilime çok fena yükseliyordum! "Sana ne yaparak eziyet ediyorum ki sevgilim? Hem ne oldu da dayanmakta zorlanıyorsun, hiç anlamış değilim?" Yine benimle oyun oynuyordu, ve bu sevdiğim oyunlarından biriydi. En sevdiğim oyunları ise yatakta kurardı! Cevap vermeme fırsat kalmadan bacağımı sıktı, dudaklarımdan küçük bir inilti kaçmıştı. "İşte bunu yapma diyorum sana, beni böylesine çıldırtma lütfen! Seni istediğim doğru, ama arabada da olmaz ki! "Heyecan yapıyorum böyle, yani adlandıramadığım şeyler yaşıyorum. Hem eve gidince ne yapacağız, aklımdaki şeyi mi yoksa?" Ne yapacağımızı bir turda ondan duymaya ihtiyaç duyuyordum, dudaklarından dökülmesini istiyordum bu kelimenin. Seks! Her çift için önemli bir kelimeydi ve, tabii gerçekten partnerini bulduğunu düşünüyorsan! "Senin aklında ne olduğunu bilemem ki ben güzelim! Ama... Büyük ihtimalle ikimiz de aynı şeyi düşünüyoruz!" Söylediklerine gülmemek elde değildi, dudaklarımı ısırdım küçük bir tebessümden sonra. "Bence de aynı şeyi düşünüyoruz, o zaman bu gece sevgilimin koynunda uyumaya hazırım!" Sırıttı, ardından elini tenimde gezdirmeye devam etti. Bacağımda ilerletti elini, ta ki parmağı kasıklarıma sürtünene kadar. Bu hareket kısık bir sesle inlememe sebep oldu, yutkundum onun bu küçük dokunuşuyla. Alex devam ederek sürtündü, ne yaptığımı düşünmeden tuttum elini. Bana şaşkın bir şekilde bakış attıktan sonra geri önüne döndü. "İstersen eve gidene kadar devam etmeyelim, ya da istiyorsan hiç yapmayalım! Benim için önemli olan sensin sevgilim, bunu çok iyi biliyorsun!" Şimdiden her yanımı ter basmaya başlamıştı, derin derin soluyarak gülümsemeye zorladım kendimi. "O yüzden çekmedim ki elini, sadece... Ahh! Ne yapmak istediğimi ben de bilmiyorum, sadece bir anlığına heyecan yaptım o kadar!" Elini tutmak belki de hataydı, engel olmak istememiştim ona, sadece heyecanlanmıştım. Onu istediğimi belli etmek için elini daha ileriye götürdüm, külodumun içine soktum işaret parmağını. Anlamış gibi o da harekete geçmişti. Elini tamamen külodumdan içeriye geçirdi, ardından hiç beklemeden 2 parmağını birleştirerek vajinama soktu. Yaptığı şeyle nefesimi kesmişti, yutkunarak başımı arkaya yasladım sertçe. Bu adam her defasında benim başımı döndürmek zorunda mıydı? "Ahhh, Alex! Lütfen, en azından eve gidene kadar beni küçük dokunuşlarınla sarhoş etmeni istiyorum!" Onu ne kadar arzuladığımı göstermekte sıkıntı olmamalıydı, sevgilimi istemek suç muydu sanki? Alex sözlerimi dinlediğini belli etti parmağını daha içeriye yerleştirerek, bedenimin şiddetle titremesi daha da artmıştı. Dudaklarım arzuyla aralanırken o da bunları yok sayarak ilerliyordu. Dudaklarımı ısırdım, nefesim kesiliyordu adeta. Elini tutarak daha da ileriye götürmeye çalıştım, o parmağını içimde gezdirdikçe kendimden geçiyordum. "Ahh, eğer böyle kalmaya devam edersek o zaman dayanamayacağım! Alex, şu lanet olası eve gitmemize kaç dakika var?" Nasıl bir konuma düştüğüm umrumda değildi, şu an umursadığım tek şey bu adamın koynunda olmaktı! "Çok değil sevgilim, sadece 10 saniye! Veee, işte geldik!" Aniden frene basarak durdurdu arabayı, emniyet kemerim bağlı olduğu için bu beni etkilememişti fazla. Hafifçe öne doğru sarsılsam da önemsemedim, nefes nefese kalmış bir şekilde ona bakarken parmağını çıkardı vajinamdan. Hâlâ toparlayamamıştım nefesimi, heyecanla ona bakarken parmaklarını yaladı iştahla. Zevk suyumun tadına bakıyordu şimdiden. Ahh! Gerçekten de deli ediyordu bu adam beni, nabzım gitgide hızlanıyordu yaşadığım adrenalinden. "Alex, bana bu işkenceyi yapmaya devam mı edeceksin yoksa?" Dudaklarımı yaladım onu etkilemek için, küçük bir bakışla bile etkileyebilirdim oysa ki. Birkaç saniye bana baktıktan sonra boynumu kavradı eliyle, ardından kendisine çekip dudaklarıma yapıştı. Sertçe öpmüştü beni, dudaklarımı ısırıyor, ve iştahla emiyordu. Dili hoyratça geziniyordu ağzımın içinde, ve bu benim gerçekten de çok hoşuma gidiyordu. Ama bu işin burada olmasını istemiyordum, sıcak bir yatağa ihtiyacım vardı, ve de sıcak bir koyna! Dudaklarını dudaklarımdan ayırdığında büyük bir boşluğa düşmüş gibi hissettim, dudaklarımı iştahla aralayıp yaladım. Güldü, o gülünce bende tebessüm ettim. Sanki az önce birbirimizi hiç arzulamamışız gibi duruyorduk arabada öylece. "Bu çok... Heyecan verici, aynı zamanda da çok değişik. Seni istiyorum Sofia, hem de çok istiyorum." Durakladı, elini tuttum gülümseyerek, ardından yaklaşıp boynuna bir öpücük kondurdum. Bedeninin ne kadar titrediğini fark ettim, onda her seferinde böyle etki yaratmak hoşuma gidiyordu. "Hadi Alex, ben gece boyunca sana aidim, o yüzden beni bir an önce evine götür. Eğer bir şey konuşup karar vereceksek orada düşünürüz!" Bana göre vaktimiz değerliydi, ve böyle şeyler düşünerek harcamak istemiyordum. Onun kararından caymaması için arabadan indim, birkaç saniye sonra o da indi. Benim tarafıma doğru gelerek elini belime attı, ardından evine ilerledik. Bahçe kapısından içeri girdiğimizde beni daha da kendisine çekti, ona iyice yaklaşmış bir şekilde bulmuştum kendimi. Her adımda beni daha da kendisine çekiyordu, sanki hiç ayrılmak istemezmiş gibi. Kapıya birkaç adım kala önüne geçtim, belimi iyice sardı, ardından da anahtarı kilide yerleştirmeye çalıştık. Yapamıyordu, çünkü şu anki odak noktası bendim! Odaklanma sıkıntısı yaşıyordu, gözü dudaklarımdayken nasıl odaklanabilirdi ki? "Bana böyle ateşli gözlerle bakmak zorunda mısın sevgilim? Dikkatim dağılıyor, bir anahtarı takacak güç bile bulamıyorum kendimde!" Güldüm sözleriyle, onda yarattığım etki hoşuma gitmişti. Omuz silktim sanki sorumlusu ben değilmişim gibi. "Ben bir şey yapmıyorum ki sevgilim, sadece durup sana bakıyorum. Sana... Ve de öpülesi dudaklarına!" Gözüm yine dudaklarına kaymıştı, ve ben de bunu saklamayıp direkt olarak söylemiştim ona. Arzuyla bana bakarken kapının kilidinin açıldığını duydum. Kapıyı bir anda açtı, beni belimden kavrayıp biraz havaya kaldırarak dudaklarıma yapıştı. İçeriye doğru itti beni öperken, ben de karşılık verdim bu öpüşe aynı şekilde. Boynuna sımsıkı sarılarak ondan kopmamayı sağladım. İçeriye girdiğimiz an beni duvara yasladı, öpüşüne böyle devam etmişti. Onun ağzımın içimdeki dil darbelerine bıraktım kendimi. Uzaklaştığında nefes nefese kalmıştım, soluğumu toparlamakta zorlanmıştım, gerçekten de nefesimi kesmeyi başarmıştı. "Sofia, hadi, bir an önce odama geçelim. Seni ne kadar süredir arzuladığımı tahmin edemezsin." Aslında tahmin etmek pek de zor değildi, çünkü ben de onunla aynı hisleri taşıyordum. Beni kucağına çekti, ardından odasına doğru ilerledi ağır adımlarla. Boynuna sarıldım kopmamak için, ona yakın olmaya ihtiyaç duyuyordum. Odasına girdiğimizde beni yavaşça yatağa bıraktı, ardından yanıma oturdu. Boynuna yasladım başımı, mis kokusunu çektim içime. "Hmmm, kokunu alınca seni ne kadar çok özlediğimi daha iyi anlar oldum. Şimdi ne yapacağız sevgilim?" Gülümseyerek saçlarımı öptü, onun öpüşüyle gevşemiştim biraz. Kollarımı beline sararken kulağıma fısıldadı. "Ne yapacağımızı çok iyi biliyorsun, az önce arabada konuştuğumuz gibi, tabii senin kararın değiştiyse bilmem!" Gülümseyerek ağırlığımı onun bedenine bıraktım, kokusunu çektikçe başım dönüyordu sanki. Sanırım sarhoşluğun etkisi şimdi görünüyordu bedenimde. "Bu geceyi tabii ki istiyorum, ama her şeyi ağırdan almak istiyorum. Ben doğum günü kızıyım, yani güzel bir geceyi hak ediyor olmalıyım!" Gülümseyerek çenemden tutup kaldırdı ve dudağıma küçük bir öpücük kondurdu. "O zaman sana tıpkı hak ettiğin gibi bir gece yaşatayım, ikimizin de hak ettiği gibi bir gece olsun bu! Hiçbir şeyi aceleye getirmeyip tadını çıkaralım!" İşte benim de istediğim şey tam olarak buydu, Alex de aynı düşünceyi dile getirmişti. Gülerek ona baktım, o sırada eli çoktan elbisemin fermuarına kaymıştı. Karşı koymadım, sonuçta olacak bir şeydi bu. Usulca fermuarımı açarken gözlerimi kapattım, tamamen açtığında beni tutup ayağa kaldırdı. İkimiz de sessizleşmiştik, yaptığımız tek şey uyumlu bir şekilde hareket etmek oluyordu. Elbisemi omuzlarımdan kaydırdı, artık karşısında iç çamaşırlarıyla duruyordum. Sessiz bir şekilde beni inceledi, dudaklarındaki küçük tebessüm gördüğü şeyden mutlu olduğunu belli ediyordu. Her seferinde beni baştan aşağı süzmeden edemiyordu sanki. Onun bakışları cesur olmaya itmişti beni, hiç düşünmeden elimi omuzlarına koydum. Omuzlarından göğsüne, oradan da gömleğini düğmelerine kaydırmıştım elimi. Yavaşça düğmeleri açmaya başladım. "Madem sevgilim bana yardım ediyor, o zaman ben de ona yardım etmeliyim diye düşünüyorum," derken sesin çok kısık çıkmıştı. Yutkunduğunu görmek heyecanlanmama sebep olmuştu, elimi göğsüne biraz daha sürterek ilerledim ve gömleğini tamamen indirdim üzerinden. Elim bu kez de pantolonunun kemerine kaymıştı, ben daha hiçbir şey yapmadan elimi tuttu, başını olumsuz anlamda salladı. "Sen benimle oynuyorsun sevgilim, ama benim oynayacak takatim bile kalmadı! Üzerimi ben indirsem iyi olacak!" Güldüm söylediklerine, sadece biraz uzatmaktan ne olacaktı sanki? Yine de sessiz kalıp başımı salladım, o da üzerini indirmeye başladı. Birkaç saniye sonra pantolonunu da indirmişti, hiç düşünmeden kenara atarken ben de onu süzmeye başladım aynı şekilde. Penisinin şimdiden ne kadar büyüdüğünü görmemek elde değildi, ve bu birazdan bana patlayacak gibi duruyordu! Dudaklarımı yaladım istemsizce, ardından onun yüzüne bakarak yaklaşıp boynuna sarılarak aramızdaki tüm mesafeyi kapattım. Hafifçe yukarı kalktım, ve kadınlığımı penisine sürtmeye başladım yukarı aşağı yaparak. Benden uzun olduğu için ayak parmaklarımın üzerinde duruyordum, bu biraz rahatsız edici olsa da değerdi! Eli yavaşça kalçalarıma kaymıştı, hafifçe okşayıp sıkarken kendimden geçmiştim adeta. "Ahh Alex, kendimi düşecek gibi hissediyorum, lütfen bir an önce yatağa geçelim!" Yaşadığım zevkten ötürü başım dönmeye başlamıştı, bir an önce onunla beraber harekete geçmek istiyordum! Alex bana sımsıkı sarılıp yatağa doğru ilerletti, ağır hareketlerle geri geri yatağa ilerlerken bir anda düşmüştüm. Ben yatağa düşer düşmez o da üzerime serdi bedenini, nefes nefese kalmış bir şekilde ona bakarken gülümsedi. "Daha fazla bekleyecek miyiz sevgilim, yoksa bir an önce harekete geçecek miyiz?" Şu dakikadan sonra beklemek benim için çok zordu, o yüzden boynunu sımsıkı sararak dudağına bir öpücük kondurdum cevabımı anlasın diye. Ben onu öptüğüm an dudakları boynuma kaymıştı, iştahla dudaklarımı öptü, yaladı, ardından dudaklarına aralayarak emdi. O emdikçe yerimde duramıyordum, altında kıvranıyordum zevkten. Bu zevke rağmen nefes almaya zorluyordum kendimi. Hafif hafif solurken ağırlığını tamamen bırakmıştı sonunda, dudaklarını çektiğinde büyük bir boşluğa düşmüştüm sanki. Eli bu kez de sütyenimin kopçasına kaymıştı, parmaklarını usulca gezdirerek açtı kopçayı, o böyle yaparken ben gözlerimi kapalı tutuyordum. O açtığı an göğüslerim serbest kalmıştı, birkaç saniye sonra kollarımdan sıyırıp yere attı. O bunu yaparken usulca gözlerimi açmıştım. İştahla beni süzerken eli bu kez de küloduma kaydı, kenarlarından tutarak parmağını geçirdi. Ağır bir şekilde aşağıya doğru çekti. Birkaç saniye sonra külodumu bacaklarımdan çekip yere atmıştı, tamamen çıplak kalmıştım karşısında artık. Kendisi de doğrulup boxerına uzandı, ardından hızlıca indirerek kendisini de çıplak bıraktı. İkimiz de hazırdık bu ilişkiye, tekrar vücuduma serildikten sonra elini göğsüme koyup göğüs ucumu okşamaya başladı. Bunu yaparken dudakları da durmuyor, boynumu öpüp emiyordu. Beni öylesine şiddetli öpüyordu ki altında kıvranmamak için zor dayanıyordum. Karnımda düğümler oluşmuştu sanki. Eli göğsümden kaydı, vücudumun her santimetre karesinde ayrı ayrı geziyordu. Vücudumda öpücüklerle ilerleyip aşağıya inmeye başladı. Ağır hareketlerle kasıklarıma doğru ilerliyordu dudakları. O yaklaştıkça benim heyecanım artıyordu, karnımdaki sancıda rahat vermiyordu. Yavaşça yaklaştıktan sonra bacaklarımı iyice araladı ve yerini aldı. Dudakları kasıklarıma değdiği an heyecanla yatağın çarşaflarını kavradım. Dudaklarımdan kesik kesik inlemeler çıkıyordu, kendimi kontrol etmekte zorlanıyordum. Klitorisime baskı yaptı diliyle, bu bedenimin kaskatı kesilmesine sebep olmuştu. Bacaklarımda hissettiğim ıslaklıkla anlamıştım boşalmaya başladığımı, böyle bir şeye dayanmak tabii ki zordu! Hissettiğim sıcaklık hem iyi geliyordu, hem de erken olduğu için canımı sıkıyordu. Nefesimi tutmaya çalıştım tekrar, ama kasıklarımdaki ağrıdan ötürü yapamadım. Tüm kanım oraya doğru ilerliyordu yine. "Imm, gördüğüm kadarıyla boşaldın sevgilim, ve bu beni inanılmaz derecede mutlu etti! O halde şu tatlı şerbetine bir bakayım!" Bunu söyledikten sonra iyice eğildi ve zevk suyuma karşı dil darbeleri attı, onun yaptığı şeylerle daha da kasılmıştı bedenim. "Ahhh! Evet, lütfen buna devam et, çok iyi ilerliyorsun!" Dilini içime doğru ittirdi, o ileriye doğru gittikçe ben kıvranıyordum yerimde. Dilini çıkardığında nefes nefese kalmış bir şekilde baktım yüzüne, onun da benden pek bir farkı yoktu. Arzuyla yaladı dudaklarını. Ona ihtiyaç duygusuyla bakıyordum, bedenini tekrar serdi bedenime. Ardından saçlarımı avuçlayarak dudaklarıma yapıştı. Diğer eli de belimden aşağı kaymıştı, beni kendisine bastırıyordu iyice. Bende bedenimi yukarı kaldırıyordum heyecanla. Öpüşüne açlıkla karşılık vermiştim bende, omurgamdan aşağı bir ürperti yayılmıştı sanki. Dili Aralık dudaklarımdan içeri kayınca inledim, ağzımın her köşesinin tadına baktı, dillerimiz birbirine değdiği an alev almıştık. Eli belimden kaymıştı, vücudumun kıvrımlarıyla zaman geçiriyordu elleri. Dudaklarımız koptuğu an alnını alnıma dayadı, nefes nefese kalmıştık yine. Kollarımı onun omzuna sardım ayrılmak istemediğim için. "Seni çok seviyorum sevgilim, bu geceyi ne kadar çok istediğimi tahmin bile edemezsin!" Alex bu kez yanaklarımdan öptü, ardından doğruldu yerinden. "Bende seni çok seviyorum sevgilim, ve bunu her daim göstermek için uğraşacağım! Mesela şimdi, şimdi göstereceğim!" Güldüm, bacaklarımı itaat etmiş bir şekilde aralamıştım ki telefon çaldı. Benim telefon sesimdi bu, ama çantam arabada kalmıştı. Şaşkınlık içinde yerimden doğruldum, Alex kısık bir sesle küfür edip hızla yerinden doğruldu. Az önce indirdiği pantolondan benim telefonumu çıkardığında kafam daha da karışmıştı. Sesini kapattı telefonun, bu adam ne yapıyordu böyle? Hiçbir şey olmamış gibi telefonumu komodine indirip geri yatağa gelip bana sarılmaya çalıştı. Anında geri çekildim, o kadar şaşkındım ki tepki vermekte zorluk çeker hale gelmiştim. "Şu an ne döndüğünü hiç bilmiyorum, ama bana bir açıklama yapman gerektiğini düşünüyorum. "Benim telefonum sende ne geziyor, ve arayan kişi kimdi, ve neden bana sormadan telefonumu kapatıyorsun?" Bunlar gerçekten de kafamı karıştıran şeyler olmuştu, Alex neden böyle tuhaf davranıyordu bugün? Sanki yaptığı şeyin yeni farkına varıyormuş gibi bir yüz ifadesi takındı, sorduğum soru onu şaşırtmış gibi duruyordu. "Telefonunu masada unutmuştun, bu yüzden de ben aldım ve cebime koydum. Arayan kişi Mary idi, ama böyle bir ortamda onunla konuşmanı istemiyorum. "Daha sonra tekrar ararsın onu, en azından bu gece yalnız kalalım. Böyle bir şey istemek yanlış mı, ben nerede hata yaptım tam olarak?" Alex şimdiye kadar bana hiç yalan söylememişti, ama içimde tuhaf hisler oluşuyordu işte, anlatamayacağım kadar tuhaf hisler. Ona güvenmek için didiniyordum kendi içimde, ama neden bana şüphe ettiriyordu böyle? İçimden bir ses kötü şeyler olduğunu söylüyordu, ama Alex benim için kötü şeyler düşünecek biri değildi! "Alex, sen benden bir şey mi saklıyorsun? Eğer saklıyorsan şimdi söyle, kızmayacağım sana! "Ama daha sonra ortaya farklı şeyler çıkarsa o zaman gerçekten de kötü olur, benim güvenimi yerle bir edersin! "Eğer bilmediğim bir durum varsa, bunu hemen şimdi öğrenmek istiyorum. Benden sakladığın bir şey mi var?" Kaşları çatılmıştı yine, başını olumsuz anlamda salladı. Hayret eder gibi bir hali vardı söylediklerime. "Gerçekten de böyle konuları konuştuğumuza inanamıyorum, sen bana inanmıyor musun yani? "Üstelik arayan kişi Mary idi, benim onunla ne işim olur ki? O sadece senin arkadaşın, bizim onunla konuşmuşluğumuz bile yok! "Neyden şüphe ettiğini hiç anlamıyorum, ama emin ol ki düşündüğün gibi kötü bir durum yok. "Az önce söylediğim gibi, bu anı hiçbir şeyin mahvetmesini istemiyorum. Benim için hiç kimse önemli değil, sadece seninle geçirdiğimiz zamanlar önemli. "Seninle geçirdiğimiz her saniye benim için çok özel, bu yüzden de bu zamanı boş yere harcamak istemiyorum. "Eğer Mary ile konuşmaya başlarsan o zaman seni saatlerce rahat bırakmayacak, ve biz gecemizden mahrum kalacağız, bunu istemiyorum! "Benden şüphe etme, ben senin sevgilinim, seni her şeyden çok seven adamım!" Ahh! Lanet olsun! Ne yapacağımı ya da bu sözlere karşılık ne diyeceğimi bilmiyordum. Ama dediği şey doğruydu, eğer Mary'nin telefonunu açarsam o zaman saatlerce susmayacaktı, ve gecemizi mahvedecekti. Belki de gerçekten bunu tahmin ettiği için böyle bir şey yapmıştı, bu anlaşılır bir durumdu sonuçta. Bu aralar her şeyden şüphe eder olmuştum, sanırım bu yüzden de kafam karışıyordu. Ona güvensiz davranırsam o zaman bir ilişki uzun sürmezdi, ya ben ilişkimi kendi ellerimle mahvetmek istemiyordum! "Özür dilerim, sanırım fark etmeden fazla tepki verdim sana karşı. Bana bugün her şey tuhaf geliyor bana." Alex yatağa tamamen otururken başını olumlu anlamda salladı yüzüme bile bakmadan. "Bence bu gece devam etmeyelim sevgilim, belli ki senin kafan karışık, böyle bir durumda üstüne gelmek istemem!" Geri yerinden kalkacağı sırada kolundan tutup engel oldum ona. "Hayır, yanlış anlama için üzgünüm. Sadece sen bir an öyle yapınca kafam karıştı, ama cevabımı aldım. "Bu olayları yok sayıp devam edebilir miyiz? Ben bu gecenin kusursuz bir şekilde devam etmesini istiyorum, yoksa doğum günü kızını kıracak mısın?" Her şeyi mahvetmiş olabilirdim, ama sevimlilik avantajımı kullanmaya çalışıyordum. İlk başta yüzüme bakmasa da ben ısrar edince dönüp baktı, sonunda yenilmiş bir şekilde gülümsedi. "Seni üzmek isteyeceğim son şey bile değil sevgilim, ama eğer biraz olsun şüphe ediyorsan o zaman devam etmeyelim! "Bak, benim için önemli olan tek şey sensin, ve hep öyle kalacak. Senin benden bir an olsun şüphe etmeni istemem, birazcık şüphen varsa biraz mola verelim. "Yani senden seks olarak uzak dururum, yeter ki yanlış anlama, yeter ki benim sevgilim mutlu olsun!" Gülümsetti sözleri, bu konuda bile beni düşünmesi mutlu olmamı sağlamıştı. Gülümseyerek sarıldım ona, sinesine yasladım başımı. "Devam edelim, aramaları da yok sayalım. Sessize al telefonları, ve beni hemen şimdi öp sevgilim!" Alex başını edip bana baktı, sözlerim mutlu etmişti belli ki. Hiç düşünmeden çenemden tutup başımı iyice kaldırdı. Dudakları dudaklarıma yaklaşırken gözlerimi yummuştum. Dudaklarıma kapandığında bedenimi tamamen ona bastırmıştım. Yanlış anlamalar olmuştu, ama bu gecenin böyle kolay bitmesine asla izin vermeyecektim!
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD