MERKEZ

1616 Words
Ben okula gittikten iki gün sonra geri polis merkezine gelmiştim kendimi toparlayarak. Toparlamak gerçekten de kolay bir şey değildi, ama buna mecburdum. Babam toparlanmam için her şeyi yapmıştı, ona bunu borçluydum. Aynı zamanda toparlandığım zaman ifade vermem gerektiğini söylemişlerdi, bu yüzden daha fazla bekletmemiştim bu anı. Şimdi ise polis merkezindeydim, karşımdaki polise bildiğim her şeyi anlatmıştım. Mary'nin partide nasıl konuştuğunu, geçmiş hayatında bildiğim birçok şeyi anlattım yardımım dokunsun diye. Tabii polislere kendi şüphelerimden bahsedememiştim, çünkü bu doğru olmayacaktı, bunlar sadece benim şüphelerimden ibaretti sonuçta. Aynı zamanda polise Mary'nin okulda pek de sevilen biri olmadığını, ve herkesin onunla ilgili ön yargılı olduğunu söylemiştim. Bunlar gerçekten de olan şeylerdi, hatta bunu iki gün önce okula gittiğimde kendi gözlerimle görmüştüm! Aklıma gelen her şeyi anlatmıştım o an, belki yardımım dokunur diye elimden geleni yapmıştım. Ama artık sıra bendeydi, bana da bazı şeyler anlatılmalıydı. "Ben size bildiğim her şeyi anlattım memur bey, peki ben arkadaşımla ilgili hiçbir şey öğrenemeyecek miyim sizden? "Mary nasıl öldürüldü, ormanda onu kim buldu, bulunduğunda ne vaziyetteydi? Bunların hepsini bilmek istiyorum, bilirsem size daha fazla yardımcı olurum. "Böyle bir yükümlülüğüm olmadığını biliyorsunuz aslında, ama arkadaşım için elimden geleni yapmaya çalışıyorum ben. "Eğer onunla ilgili biraz bilgi sahibi olursam ben de daha fazla araştırıp daha fazla bilgi elde ederek gelirim yanınıza!" Bu konuşmanın ne kadar doğru olduğunu bilmiyordum, ama öyle bir vaziyetteydim ki, hiçbir şeyin doğruluğunu araştırma peşinde değildim! Memur sözlerimden sonra başını salladı, ardından öne doğru eğilerek dirseğini masaya dayayıp gözlerimin içine baktı. "Ben size bunları anlatırım bayan Sofia, ama bunları duymak isteyeceğinizden emin değilim, çünkü biraz travma yaratacak şeyler olabilir!" Öğrendiğim şeyler şimdiye kadar yeterince travma etkisi yaratmıştı bende, yani daha fazla kötü olamazdım! "Merak etmeyin memur bey, ben zaten günlerdir kötü durumdayım, emin olun ki daha kötü duruma düşmem duyduklarımdan ötürü!" Kararlıydım öğrenmeye, memur bey bunu anlayınca başını sallayıp anlatmaya başladı olanları. "Bayan Mary'yi bulduklarında boynu kesik bir haldeymiş, sabaha yakın, beş sularında bulunmuş. Ama ölüm saati tahmin olarak 2 saat öncesi, yani gece 3! "Biri onu öldürüp ormana atmış, büyük ihtimalle bunu yapan kişi bahsettiğiniz gizemli sevgilisi olmalı! "Bedeninde darp izi vardı, sanırım fazlasıyla direnmiş, ama ne yazık ki katiline karşı verdiği savaşı kaybetmiş! "Birçok morluk var bedeninde, tecavüz burgusu yok. Tırnak içinde plastikler var, ama bu bize bir şey kazandırmaz, büyük ihtimalle katil eldiven takmıştır. "Bunun planlı bir şey olduğuna eminiz, yani aniden gelişen bir olay değil. Katil önceden bunu hesaplamış, ona göre de kendince önlemler almış. "Bayan Mary'yi öldürüp attıktan sonra sadece telefonunu bırakmış yanında, kadının yanında başka hiçbir şey yoktu. "Az önce de söylediğim gibi, saat 5 gibi oradan geçen birileri bulmuş cesedi. Büyük ihtimalle ormanın içinde öldürdü, daha sonra cesedi orman yoluna atıp gitti. "Cesedin sürüklendiğine dair izler bulduk, ancak bunlar ne yazık ki yetersiz deliller. Size söyleyeceklerim ancak bu kadar. "Bunları bize yardım ettiğiniz için anlatıyoruz, hem belki aklınıza başka şeyler daha gelebilir bu sayede." Duyduğum şeyler hem ürpertici, hem de şaşırtıcı olmuştu benim için. Kim bu kadar vahşi olabilirdi, kim birini öldürmeyi önceden planlayacak kadar adi olabilirdi? Bunlar gerçekten de şok etkisi yaratmıştı bende, bir insan neden bu kadar acımasız olurdu ki? "Bu duyduklarıma inanmakta zorluk çekiyorum, gerçekten de çok ağır şeyler bunlar! Ama söylediğiniz bir şey çok dikkatimi çekti. "Mary o gün sadece telefon getirmemişti yanında, her zaman kullandığı bir çantası vardı, parti günü onu gördüğümden eminim. "Yani çanta büyük ihtimalle katilin yanında, belli ki o çantanın içinde önemli bir şey vardı, bu yüzden de onu saklamak için çantayı da beraberinde götürmüş olmalı. "Büyük ihtimalle ormanı aradınız, ama çantaya dair bir iz bulamadınız diye düşünüyorum. Belki adam yanında götürmüştür, o çantayı belki de saklıyordur. "Ya da çoktan yakmıştır o çantayı, bir şekilde tamamen yok etmiştir, ama ormanda bırakmamıştır delillerden korktuğu için! "Peki ama sizce o çantanın içinde ne vardı, neden onu yok etmek istemiş olabilir? Telefonunu bile yanında bırakmış, ama çantayı yanında almış. "Önceden planlı bir şey olduğunu söylüyorsunuz, yani bu demek oluyor ki hırsızlık gibi bir olay değil, zaten hırsızlık olsa telefonu da alırdı. "Ama bir çantanın içinde ne gibi önemli bir şey olabilir ki, bunlar gerçekten çok tuhaf sorular, ben bir cevap bulamıyorum!" Dikkatli bir şekilde onlara baktım cevap bulabilmek için, ama ben yanlış kişilere konuşuyordum belli ki, adamlar büyük ihtimalle bunu zaten önceden düşünmüştü. Bunlar benim aklımdaki sorulardı, ama zaten polis memurları çoktan birbirlerine bu soruyu sormuşlardı belli ki. "Aynı şeyleri bizle düşündük bayan Sofia, çantanın içinde olacak şeyler nedir bilmiyoruz, ama belirli tahminlerimiz var. "Belki de arkadaşınız bayan Mary uyuşturucu satıcısıydı, ve bu yüzden de adamlar ondan malı alıp öldürmüş olabilir. "Belki de çantanın içinde madde vardı, adamlar onu alırken telefondan izleri bulunmasın diye telefonu atmış olabilir. Tabii bu sadece ihtimallerden biri. "Aslında aklımızda bir sürü ihtimal var, arkadaşınız sevgilisiyle beraber uygunsuz işler yapıyor olabilir, bu yüzden de sevgilisi onu yok etmek için çantasını almıştır belki de. "Arkadaşınızın başka bir telefonu var mı mesela? Telefon kayıtlarını inceledik, şüphe çeken bir kayıt yok, hepsini araştırmamıza rağmen sevgiliye dair hiçbir kanıt bulamadık. "Geçmiş arama kayıtlarına, silinen mesajlara kadar her şeye ulaştık, ama hiçbir şekilde bulamadık bir şeyler. "Arkadaşınız büyük ihtimalle başka bir telefon kullanıyordu, sadece erkek arkadaşı ile konuştuğu bir telefon. "Bu yüzden normal telefonunu bırakmış, sadece kendisiyle konuştuğu telefonu almak için çantayı almış olabilir. "Bu sayede hem telefondan takip olmayacak, hem de kendisiyle konuştuğu telefondan kurtulacaktı. "Tabi kendi telefonunu sağlam bir şekilde bırakması da tuhaf, katil belki de cesedin bulunmasını istedi, o yüzden de telefonu sağlam bir şekilde bıraktı oraya. "Akılda o kadar çok soru var ki... Cevaplamaya çalıştıkça daha çok karışıyor kafamız, gerçekten de zorlu bir cinayet bu. "Bu bulmacayı çözmemiz sandığımızdan daha uzun olacak, ama en kısa sürede halletmeye çalışacağız diye düşünüyorum. "Siz merak etmeyin bayan Sofia, bu cinayeti en iyi şekilde çözmeye çalışacağız. Siz de aklınıza gelen şeyleri söylemek için buraya gelin lütfen. "Söyleyeceğiniz başka bir şey, başka bir detay var mı aklınızda? En ufak şey bile işimize yarayabilir bu konularda!" Söylediklerini dikkatli bir şekilde dinlemiştim, gerçekten de hepsi mantıklı düşüncelerdi. Ben Mary'yi tanıyamadığımı anlamıştım artık, o benim sandığımdan daha karışık bir hayat yaşıyordu söylemeden. Onu tanıdığımı düşünüyordum sadece, ama o sırlı bir hayat yaşıyordu kendi içinde, kimseye söylemediği bir hayat. Onun madde bağımlısı, ya da madde satıcısı olduğunu düşünmüyordum. Mary sadece flörtöz biriydi o kadar! Öte yandan telefon fikri de doğruydu, Mary'nin başka bir telefonu olabilir miydi gerçekten? Eğer gerçekten başka bir telefonu varsa bunu da yanında taşıyor olmalıydı, sonuçta sevgilileriyle konuştuğu ayrı bir telefondu bu, illaki yanında gezdirirdi konuşmak için! Aklıma gelen şeyle elimi alnıma vurdum geri zekalılığımdan ötürü. Nasıl olurdu da böyle bir şeyi fark etmezdim ben! "Siz söyledikçe anlıyorum ben ne gibi detayları kaçırdığımı, sanırım arkadaşımla ilgili birçok detayı Yok saymışım ben şimdiye kadar. "Mary'nin ikinci bir telefonu olma ihtimali gerçekten de yüksek. Onun elinde çoğunlukla mavi kılıflı bir telefon vardır. "Ama bazen de pembe kılıflı bir telefon kullandığını görüyorum, yani ben ikisi de aynı model olduğu için aynı telefon sandım, sadece kılıfları değiştiriyor sanmıştım. "Siz söyleyince fark ettim, belki de gerçekten de ikinci bir telefonu var. Ben bu kadar büyük detayları fark edememişim meğer, bu konuda ne diyeceğimi bilmiyorum!" Ben böyle söyleyince memur dikkatli bir şekilde dosyayı açıp incelemeye başladı, o dosyayı incelerken ben de kendime lanetler ediyordum içimden. En yakın arkadaşım olduğunu söylüyordum herkese onun, ama bu kadar büyük sırlarını bilmiyordum. Aslında ben Mary ile ilgili hiçbir sırrı, hiçbir detayı bilmiyordum belli ki, ve bunu bilmediğimi de yeni fark ediyordum. Bu benim için büyük bir utanç, büyük bir acı sebebi olmuştu. Üzüntü içinde memura bakarken başını salladı onaylayarak. "Bulduğumuz telefonda pembe kılıf var, yani bu gündelik hayatta kullandığı telefon olmalı. "Siz çok sevgili yapan biri olduğunu söylemiştiniz arkadaşınızın, yani büyük ihtimalle mavi telefonu sadece sevgilileri için kullanıyor. "Katil gerçekten de sevgilisi olmalı, telefonunu neden kullandığını bildiği için de onun elinden almıştır gitmeden önce. "Şimdi aklımızda bunu da çözdük sayılır, ama her çözdüğümüz delil yeni bir soru getiriyor aklımıza, bu yüzden bu bizi zorlayacak gibi görünüyor. "Yardımlarınız için çok teşekkür ederiz bayan Sofia, siz olmasaydınız bu kadar delil bulamazdık büyük ihtimalle. "Sizinle daha sonra tekrar konuşmayı isterim bu konuda, aklınıza gelen her şeyi büyük küçük demeden bize söylemeniz gerekiyor." Bunu söyledikten sonra bana kartvizitini uzattı, ben üzüntü içinde numarasına bakarken o konuşmaya devam etti. "Bana istediğiniz zaman bu numaradan ulaşabilirsiniz, sizden sürekli polis merkezini gelmenizi isteyemem sonuçta. "Aklınıza takılan ya da söyleyeceğiniz başka bir şey var mı bana?" O böyle söyleyince başımı olumsuz anlamda sallayıp yerimden kalktım, aklıma başka bir şey gelmiyordu çünkü. "Sanırım söyleyecek bir şey kalmadı bende, açıkçası sözün bittiği yerdeyim memur bey. "Ben Mary'yi çok iyi tanıdığımı, onun en iyi arkadaşı olduğumu düşünüyordum, ama ben ona ne kadar değer verirsem vereyim belli ki öyle değilmiş. "Belli ki benden bir sürü sır saklamış, onun sandığımdan çok daha gizemli bir hayat varmış. "Bu açıkçası ne düşüneceğimi, ya da ne söyleyeceğimi şaşırtıyor bana. Ama yine de aklıma bir şeyler geldikçe söyleyeceğim size. "Her şey için çok teşekkür ederim, umarım elimden geldiğince yardımcı olurum size, umarım bir an önce çözülür bu cinayet, ve katili bir an önce cezasını çeker!" Memurla tokalaştıktan sonra merkezden çıktım üzüntüyle, duyduğum şeyler aklımdan çıkmıyordu, kafam karmakarışık olmuştu. Mary nasıl bir insandı, ben nasıl onunla ilgili bu gerçekleri görmemiştim? Onu herkesten çok seviyordum ben, kız kardeşim gibiydi benim için. O benim için böyle büyük bir değere sahipken nasıl bunu yapmıştı, nasıl benden böyle büyük sırlar saklardı? Bunlar gerçekten de canımı yakıyordu, ama üzüldüğüm şey benden sakladığı sırlar değildi, üzüldüğüm şey hak etmediği halde yaşadığı bu akıbetti! Benden ne kadar şey saklamış olsa da dostumdu o benim, onun benim için ne düşündüğü önemli değildi. Arkadaşım için savaşacak, ve katilini bulmak için elimden geleni yapacaktım, ona en azından bu kadarını borçluydum. Son kez polis merkezine bakıp yürüyerek oradan uzaklaşmaya başladım. Ama bilmediğim bir şey vardı, ben buraya son kez geldiğimi, bir sonraki görüşmelerimi telefonla yapacağımı düşünürken aynı gün kendimi yine polis merkezinde bulacağımı bilmiyordum!
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD