KORKU

1325 Words
Gözyaşlarım durmuyordu üç gündür, ağlamaktan mahvolma derecesine gelmiştim. İki gün önce yakmışlardı ölü bedenini, ruhu göğe ersin diye yakılmıştı arkadaşım.. Onunla beraber herşey bir sır, bir muamma olarak kalmıştı. Onu öldüren kimdi, bu konuyla Alex'in bir bağı var mıydı? İşte bu soruların cevabını uzun bir süre alamayacaktım. Alex beni aramıştı aslında, ama asla açmamıştım aramalarını. Ondan şüphe ederken yaklaşamazdım kendisine, hem kendi güvenliğim için, hem de akıl sağlığım için! Bana herşeyi anlatacağını bilseydim o zaman görüşebilirdim, ama neden bu kadar sık aradığını bilmiyordum, ve bilmeden de görüşmeyecektim! Canım yeterince yanıyordu zaten, bir de onunla uğraşamazdım. Aklımı toparlamakla uğraşıyordum zaten yeterince! Gözümden yaşlar akarken kapı çaldı, gelen kişinin babam olduğunu bildiğim için kalkmadım yerimden. Birkaç saniye sonra sessizce kapıyı açıp başını uzattı, çekingen bir şekilde bana baktıktan sonra içeriye girip geri kapattı kapıyı. "Kötü halde olduğunu biliyorum, o yüzden seni yalnız bırakmak istemedim. Sofia, kendini bu kadar fazla mahvetme lütfen. "Bunun senin için ne kadar zor bir durum olduğunu biliyorum, sonuçta en yakın arkadaşını kaybettin, ve sevgilinin bir bağı olacağını düşünüyorsun. "Ama yine de kendine böyle eziyet etmen hiç doğru değil, ve ayrıca Alex'ten şüphe ediyorsan o zaman neden hâlâ polise haber vermedin? "Eğer dediğin gibi tehlikeli biri ise o zaman cezasını çekmeli, ondan şüphe ediyorsan bir sebebi vardır mutlaka, ve böyle bir sebep varken elini kolunu sallayarak gezemez dışarıda. "Onu korumak yerine adalete teslim etmelisin, ve herkes için daha iyi olur emin ol ki. Tabi toparlandıktan sonra şikayette bulun. "Bu benim için de şok edici bir şey, kızımı güvendiğim adamla ilgili böyle bir şey öğreniyorum, ne kadar sarsıcı bir durum olduğunu tahmin edemezsin. "Ama çok şükür sen iyisin, tek tesellim bu. Yine de yetmiyor bu bana, senin iyi olmanı istiyorum ben!" Gözümden yaşlar akarken başımı olumsuz anlamda salladım, babam yanıma otururken ben de yerimden kalkıp yüzüne baktım. "Ben çok acı çekiyorum baba, sevgilimin katil olma düşüncesinden, arkadaşımın bana ihanet etme düşüncesinden dolayı çok acı çekiyorum! "Her şey aklımda bir soru işareti olarak kaldı, bu yüzden de Alex'i direkt olarak şikayet edemem. "Elimde delil yok, sadece şüphe ediyorum. Belki de başka sırları vardı aralarında, belki de sandığım gibi bir durum yoktur!" Onu aklamaya çalışıyordum hâlâ aptal gibi, kendime inanamıyordum bu kadar aptal biri olduğum için! Babamda anlıyordu benim onu korumaya çalıştığımı, başını olumsuz anlamda salladı yargılayan gözlerle. "Yapma güzel kızım, böyle yapma işte! Hiç kimse için kendini kandırma Sofia, değmez çünkü. "Şimdi polislerle konuştum, hâlâ ifade bekliyorlar senden yana. Henüz iyi olmadığını söyledim, ama ilerleyen zamanlarda ifade isterler. "Bir an önce toparlan, bu sene çok devamsızlık yaptın, ve okulunun daha fazla anlayış göstereceğini sanmıyorum. "Önce toparlan ve bir an önce okuluna başla, ve tamamen sakinleşince de hemen ifadeni ver. "Kimseyi korumak yok, aklında şüphe varsa saklama bunu, bu doğru değil!" Söylemek kolaydı, ama yapmak çok zordu. Hiçbir şey olmamış gibi tekrar okul hayatına adapte olabilir miydim? Alex peki? Bu konuda ne yapacaktım ben, onu gerçekten de şikayet mi edecektim şüphe ettiğim için? Aralarında başka bir şey olabilir miydi, ben bu yüzden mi bu kadar şüphe ediyordum ondan yana? Kafam çok karışıktı, ve ne kadar zaman geçerse geçsin, toparlanmak çok kolay olmayacaktı! "Tamam, dediklerini yapmaya çalışacağım. Ama sandığından çok daha fazla zaman var baba. Ben henüz hazır değilim bu konulara." Babam saçlarımı okşadı hüzünle, benim için üzüldüğünü anlıyordum, ama elimden bir şey gelmiyordu. "Peki, ama okul konusunda zaman veremem sana güzel kızım, ben versem bile okul vermez bu zamanı, biliyorsun. "O yüzden yarın okuluna başla, hem okula gidince belki gözüne bir şeyler çarpar, Mary için belki böylece bir yardımın dokunur." Söylediği sözleri dikkatli bir şekilde düşününce haklı olduğunu anlamıştım. Belki gerçekten de polislere yardım edebilirdim. Belki bu kulağa saçma geliyordu, belki dışarıdan gören biri beni tam bir ergen olarak görecekti. Ama çaresiz duruma düşmüştüm ben, ve o kadar çaresiz haldeydim ki arkadaşımın katilini kendi ellerimle bulup bu gizemi çözmek istiyordum. Aklımda bir sürü soru işareti vardı, ve katilde bu soru işaretlerinden biriydi. Belki bunu yapan okuldan biriydi, ve ben okula gidince bunu anlayabilirdim. En azından anlayamasam da elimde şüpheli listesi olurdu, o zaman polislere daha iyi yardım edebilirdim. Bu düşünceyi aklıma düşüren babam olmuştu, benim aklımda daha kapsamlı bir fikir oluşmuştu oysaki. Haklıydı, sunduğu fikir hoşuma gitmişti. Hemen başımı salladım olumlu anlamda, mutlu olduğumu sakladım ondan, benim için korkmasın diye. "Haklısın baba, ne olursa olsun benim hayatıma devam etmem gerekiyor, o yüzden yarın okula gideceğim! Şimdi bana biraz daha müsaade eder misin? "Hâlâ tam olarak toparlanmış hissetmiyorum kendimi, o yüzden yarına kadar biraz daha dinlenmek istiyorum!" Babam anında yataktan kalktı, dinlenmemi o da çok istiyordu. Son kez eğilip alnımdan öptü. "Bir şeye ihtiyacın olursa mutlaka seslen bana. Ve... Seni çok seviyorum Sofia, sen üzülme diye herşeyi yaparım!" Gözlerim dolmuştu onun bu sözleriyle, gülümsedim titreyen dudaklarımla. "Teşekkürler baba, sen benim süper kahramanımsın! İyi ki varsın, sen olmasan ben yere düşerdim!" Gülümsedi, birkaç saniye sonra da hiçbir şey demeden çıktı odadan. O çıkınca geri yastığa koydum başımı. Gözüm kararıyordu, yine o soru işaretleri kaplamıştı her yanımı. Uyutmuyordu bu düşünceler beni, rahat nefes bile alamıyordum. Telefon tekrar çalınca aldım, arayan yine Alex idi. Defalarca kez aramıştı, sanırım artık açma vakti gelmişti. Onunla sonunda yüzleşmek zorunda kalacaktım, bu yüzden bunu geciktirmek hiçbir şey kazandırmayacaktı bana. Çaresizce açtım telefonu, ama sessiz kaldım, ilk o konuşmalıydı. O konuştuğu zaman anlayacaktım niyetinin ne olduğunu. "Sofia, haberleri öğrendiğim günden beri sana ulaşmaya çalışıyorum. Bak, Mary vefat etmiş, sen hâlâ küslük derdindesin. "Seninle görüşmek istiyorum, konuşalım lütfen. Bu konuda da konuşuruz, herşey anlaşılacak o zaman!" Bana bu konuda en fazla ne anlatabilirdi ki? Onu öldürdüğünü mü, ya da onunla ilişkisi olduğunu mu? Bunlar benim düşüncelerim olabilirdi, ama haklı çıkma ihtimali yüksek olan düşüncelerdi! "Seninle konuşmak istemiyorum, özellikle tüm oklar seni gösterirken olmaz bu! Sana güvenmiyorum, sen beni mahvettin!" Sessizlik oldu telefonda, gözümdeki yaşları silerken hayretle konuştu. "Onun ölümünden beni mi suçlu tutuyorsun yani? İnanmıyorum sana, ilk başta aldatmakla suçladın beni, şimdide böyle mi suçluyorsun? "Anlamıyorum bunu ben ya, anlamıyorum! Ben katil değilim, ben sevgilisini aldatan bir adam da değilim! "Beni gözünde nasıl bir adam olarak gördüğünü bunca zaman anlamamışım, sen nasıl bunu düşünürsün? "En azından görüşüp konuşalım, o zamanda böyle düşünürsen o zaman seni rahat bırakırım, ne olursa olsun görmezsin yüzümü. "Ama bana karşı bu kadar acımasız davranma, ben bu kadar ağır şeyler hak etmiyorum! "Senin sevgilinim ben, yıllardır tanıyorsun beni, sana göre ben katil biri miyim?" Aklım onun bu işte bir parmağı olduğunu söylüyordu, kalbimse onu tanıdığımı, ve tamamen masum olduğunu anlatıyordu. İki arada bir derede kalmıştım, kararsız ve çaresiz duruma düşmüştüm. "Bilmiyorum Alex, sana güvenemiyorum benden bir şeyler sakladığın için! Şimdi, seninle görüşmek benim için kolay mı sanıyorsun? "Değil Alex, sandığın kadar kolay bir durum değil! Seninle rahat bir şekilde güvenemem. İlla ki görüşmek istiyorsan yarın okula gelirsin! "Okulda, yani herkesin göreceği alanda oluruz, o zaman istediğin gibi konuşursun benimle. Şartım bu, kabul edersen et!" Korkuyordum bu durumdan, Alex bana eskisi gibi güven vermiyordu, mahvetmişti beni. Birde o trip atıyordu saçma bir şekilde. Sustu yine, konuştuğu zaman sesi buruk çıkmıştı. "O kızı öldürdüğümü, ve şimdi de seni öldüreceğimi düşünüyorsun. Bu yüzden de benimle yalnız kalmaktan korkuyorsun. "Biliyor musun, daha önce hiç böyle bir suçlama ile karşı karşıya kalmadım ben. "Şimdiye kadar biri beni suçlasa sadece sen inanırdın bana belki de, ama bana şu an inanmayan tek insansın sen. "Bu durumun ne kadar kalp kırıcı olduğunu söylemek istemiyorum, bundan da sıkıldım çünkü. Ama beklemiyordum işte! "Neyse, daha fazla uzatmak istemiyorum. Yarın okulda, kameraların olduğu yerde, binlerce öğrenci arasında konuşuruz. "Umarım bu kez rahat hissedersin kendini. Şimdi kapatıyorum, seni daha fazla tedirgin etmek istemem. Görüşmek üzere!" Başka bir şey demeden kapattı telefonu yüzüme, belli ki gerçekten de kırılmıştı bu duruma. Onun kırgınlığıyla hareket edemezdim, bu kez kalbim değil, aklım harekete geçmek zorundaydı! Telefonla öylece kalakaldım. Belki şimdi yanlış yapıyordum,ama ilerideki doğrularım için buna mecburdum. "Üzgünüm Alex, ama herşey ortaya çıkmadığı sürece senden uzak durmak zorundayım. Çok üzgünüm, ve seni çok seviyorum. "Bir gün herşey ortaya çıkacak, o zaman ikimiz de rahat edeceğiz!" Belki sadece teselli ediyordum kendimi, ya da belki de dediğim gibi herşey ortaya çıkacaktı. Şimdilik hiçbir şey belli olmasa da daha herşey ortaya çıkacaktı!
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD