When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Ersin'den "Oğlum, ne kadar zavallısın. Böyle bir baş belası ile zorla evlendirilmek cidden çok zor olmalı. Her gece yatağa bir afetle girmek zorunda olmak... Kızın seni gay sanması... Geceleri nasıl uyuyabiliyorsun? Ona dokunmamak zor değil mi? Ondan mı kızı bu kadar hırpalıyorsun? El süremediğin için mi?" Berat'ın arka bahçeye çekiştirip beni götürmesine izin verdim. Onu herkesin içinde yumruklasam kimse yadırgamazdı. Sonuçta ben evli bir adamdım. O da karıma dokunuyordu. Ancak bunu yaparsam Berat'ın dilinden kurtulamazdım ve saatlerce Menekşe'nin çenesini dinlerdim. "Yazık lan sana. Dur yoksa şanslı köpek mi demeliyim? Ne demiştin bizi aradığında; evlenmek istemiyorum, hele bu kızı hiç istemiyorum. Sevimsizin teki. Terbiyesiz ve seviyesiz. Çirkin mi demiştin bir de? Lan kız afet! Göz