İspir ile konuşup salya sümük ağlayarak her şeyi anlattım. Durdu yüzüme baktı. Baktı, baktı. Yanağında ufak bir çukur oluştu sonra da kahkahalarla gülmeye başladı. Omzunu yumruklamam, ayakkabımı hatta çantamı kafasına geçirmekle tehdit etmem bile işe yaramadı. Yaptım yine işe yaramadı. Tek yaptığı bana bakıp karnını tuta tuta gülmekti. Kendine ve benim zavallı, narin kulaklarıma yaptığı eziyetin nereye kadar devam edeceğini devam ederken egzosuna patates tıkılıp deposuna şeker atılmış Murat 124 gibi teklemeye başladı. Öleceğinden endişe ederken duraklayıp derince nefes aldı. "Sen, sen!" deyip yeniden başa sardı. Zavallı kulaklarım, zavallı kalbim! Nefesi kesilene kadar gür kahkahaları ile güldü durdu, "Sen, berdellendin! Sen! Ersin'i gay sandın? Sen kendi dilinle gittin adama evlenel