İşe geri döndüğümüzde aradan beş gün geçmişti. Bütün sokak toparlanmış birkaç mağaza dışında yıkık dökük yer kalmamıştı. Geçen beş günde Sarp’ı hiç görmemiştim ve ne yapmam gerektiğini hala bilmiyordum. Gün içinde iki müşterinin evine gidip gelmiştik biraz yorucu geçmişti. Akşam işten çıktığımızda yol kenarında bekleyen arabanın kapısı açılınca göz göze geldik. Arabadan inip olduğum yere yaklaştı. ‘’Biraz konuşalım mı?’’ dediğinde Leyla gitmem için gizlice dürtmeye başlamıştı. En sonunda, ‘’Tamam.’’ dedim. Arabasına binip yola çıktık. Bir kafenin önünde durduğumuzda içeri girip boş masalardan birine oturup birer kahve sipariş verdik. ‘’Ne konuşacağız?’’ diye sordum. ‘’Bizi! Hayır cevabın hala geçerli mi?’’ ‘’Sarp…’’ dediğimde konuşmama fırsat vermedi. ‘’İnci, senin de sürekli yüzüm