Meltem’den Günlük koşuşturmanın ortasında, İstanbul’un kalabalığına karışmış bir şekilde eve doğru yürüyordum. Hava, sonbaharı o serin ama taze esintisiyle doluydu. Sokaklar yapraklarla kaplanmış, hafif bir rüzgâr dallarda kalan son yaprakları da uçuruyordu. Boğaz’a yakın olmanın verdiği o ferahlatıcı deniz kokusu ciğerlerime dolarken, zihnimde Duygu, Mine ve benim iyi kötü yaşadığımız olaylar geçiyordu. Mine’yle tanışmamız kardeş olmamız ve onun karmaşık hayatı hız kesmeden gözümün önünden akıp geçiyordu. Bir yandan da doğacak bebeği düşünüyordum… Onun teyzesi olacağım. Hala inanamıyordum bu duruma. Duygu’yla mine sayesinde tanışmıştım ve kısa sürede yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmemeye başlamıştı. Bu üçlünün annesi görevini Duygu üstlenmişti. Oda bizim gibi yaralıydı ama Duygu herşeyi i