Meltem'den Motorların gürültüsü hâlâ kulaklarımda çınlarken, gözlerim istemsizce o adamı arıyordu. Yüzündeki o kendinden emin ifade ve karizmatik duruş, bir an için aklımı çelmeye yetmişti. Serhat’ın yanına gittim ve yarıştan sonra her zamanki rahat tavrıyla motoruna yaslanmış bir şekilde sigarasını tüttürüyordu. Kaşlarımı hafifçe kaldırıp sanki doğal bir merakmış gibi sordum: "Serhat, şu adamı tanıyor musun? Hani şu uzun, kumral olan. Deri ceketinin kolları sıvalı." dedim, gözlerimle onu işaret ederek. Serhat kafasını o tarafa çevirdi, kısa bir bakış attı ama omuz silkti. "Yok, tanımıyorum. İlk defa görüyorum burada. Pek buralı değil gibi. Kesin yabancı. Belki de sadece izlemek için gelmiştir." dedi, sigarasını elinde döndürerek. Bu cevap bana yetmedi, içimdeki merak ateşi daha da büy