Sohbet

1138 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 -Memnun oldum. Siz uyurken yanınızda bulunan kameraya baktım. İçinde olay yeri inceleme fotoğrafları ve dünün tarihi olan fotoğraflar var. -Kamera mı? -Evet yanınızdaydı ve birkaç tane olay yeri poşetlerinden vardı. -Bir, dakika. Bir dakika. Kayseri... Dava.. Cinayet delilleri falan. -Ne oluyor Ahu hanım? -Tabi ya, biz buraya Ali bey ile cinayetin gerçekleştiği yeri incelemeye geldik. Biz etrafı incelemeye çıkmıştık. -Hatırladınız mı? -Ahh... Evet. Benim Ali beye haber vermem lazım. Canımı okuyacak. Ormanda kaybolmamdan tut, Ufuk beyin ağacın arkasından beni fark etmesine. Ağacın arkasından çıkarken ayağımın kayması ve Ufuk beyin beni kucağına almasına kadar herşeyi hatırlıyordum. Ahh büyük rezillik. Adam beni kucağına alıp taşımıştı. Bir erkekle temas halinde bulunmuştum. Sonuç da mecburi birşeydi. Bilincim yerinde bile değildi. Allah'ım affet. Yemin ederim bilinçli bir şey değildi. -Aklınızda numara var mı? -Ha? -Numarasını ezbere bildiğiniz biri varsa arayın demek istedim. -Yok. -Kaldığınız oteli biliyor musun? Daha doğrusu hatırlıyor musunuz? -Evet. Erciyes' de. -İsim? -Ersiyes hotel. Butik otel. -Bahsettiğiniz Ali bey de orada mı kalıyor? -Yok... Aslında telefonum arabada kalmıştı. Kendi numaramı arayabilirim. -Buyurun buradan arayın. -Teşekkür ederim. -Rica ederim... Ebru kocan seni soruyordu. Bak istersen. -Gitmedi mi eve? -Sana bir şey söyleyecekmiş. -En baştan söylesene. Burada durmuş sizi dinliyorum. Neyse müsaadenizle. Ebru masadan kalkarken ikimiz kalmıştık. Ufuk beyin de kalkmasını bekliyordum. Ona göre arayacaktım. Muhtemelen ağabeyimler gelmişlerdi. Yanımdaki teğmenin o hararetli konuşmamızı duymasını istemezdim. -Ben çay alayım. Halimi anlamış olacak ki çay bahanesi ile kalkmıştı. Ben de bir şey demeden başımı salladım. Teğmenin kalkması ile hemen kendi numaramı tuşladım. Derin bir nefes alıp arama tuşuna bastım. Uzun uzun çalmıştı ama açan olmamıştı. İkinci defa aramaya koyuldum. Bu sefer telefon hemen açılmıştı. -Alo? -Yenge... -Ahu, sen misin kızım? -Evet yenge. Sakin olur musun. -Aras, Hikmet arayan Ahu.... Bilmiyorum. Durun konuşayım. Kızım Aras seninle konuşmak istiyor. Gelen hışırtı seslerinden sonra telefonun el değiştirdiğini anladım. -AHU. -Ağabey, sakin olur musun. -Ne demek sakin ol. Neredesin sen? Aklımız çıktı. Kimin telefonundan arıyorsun? Neredesin konum at, almaya gelelim. -Canım ağabeyim. İyiyim. Şu an askeriyedeyim. -Ne askeriyesi? -Askeri bölgeyi girmişim yanlışlıkla. İki asker tarafından bulundum. Ufak bir kaza geçirdim. Revirdeydim. Birkaç saat önce uyandım. -Ne kazası, kızım delirtmek mi istiyorsun beni? -Aff. Ağabey iyiyim. Yemin ederim iyiyim. Amcamlara söyle sakinleşsinler. -Tamam, söylerim. Biz birazdan geliriz. -Anladım... Ali beye de haber verir misiniz? -Tamam cadı. -Görüşürüz, Allah'a emanet olun. -Sen de. Telefonu kapatıp masanın üstüne bıraktım. Eve gidene kadar büyük bir sorgu beni bekliyordu. Sanırım bütün hafta ceza olarak yemekleri ben yapacaktım. -Oturabilir miyim? -Ahh, evet. -Konuştunuz mu? -Evet, geliyorlar. -Anladım. İsterseniz kameranızı vereyim. -Çok iyi olur. Teğmen çayını içince kantinden arkalı önlü çıktık. Teğmenin odasına gidiyorduk. En sonda kalan odaya girmesi ile ben de arkasından odaya girdim. Tabi ki kapıyı örtmedim. O kadar da uzun boylu değil. Kapıyı kapatmadığımı fark etmişti ama kaşlarını çatıp hiç birşey söylemeden dolaptan kamerayı çıkarıp masanın önüne bırakarak yerine oturdu. -Dava ne ile ilgili? -Hı? Anlamadım. -Kaybolacak kadar kendinizden geçmeyi başardığınıza göre sizin için önemli bir dava olsa gerek. -Ahh, evet. Hem meslek hayatımdaki ilk davam. Hem de yanlış bir karar verilen bir dava. -Ne ile ilgili? -Kadın cinayeti... Herşey açık olmasına rağmen şerefsiz serbest bırakıldı. Sona doğru kullandığım kelimeyi fark edince kafamı kaldırdım. -Pardon. Ben bir an kapatırdım kendimi. -Önemli değil. Dava da gizlik kararı yoksa detayları öğrenmek isterim. -Maalesef gizlilik kararı var. Ama size söylemem de bir sakınca yok. 3 Temmuz' da gerçekleşmiş. Cinayetin bir numaralı şüphelisi normalde İstanbul 'da yaşamasına rağmen olay günü buradaymış. Ve bir sürü delil daha var. Ama tüm bunlara rağmen görgü tanıklarının ifadeleri doğrultusunda serbest bırakıldı. -Dava sonuçlandığına göre neden böyle bir işe giriştiniz? -Ali bey yani dava ile ilgilenen diğer avukat ile buraya geldik. O da benim gibi o karaktersizin cinayeti işlediğini düşünüyor. Biz de cuma akşamı buraya geldik. Belki bir şey buluruz diye. Dün sabah da keşif için olay yerine gelmiştik. Herkes bir şey ile ilgilenirken kaybolduğumun farkına bile varmadım. -Anladım... Olay tam olarak hangi tarih de gerçekleşti? Askeriye çevresinde olduğuna göre illa ki gören ya da duyan erler olmuştur. -3 Temmuz 2021, saat 02:35 civarı. -Tamamdır. Ben şimdi o güne ait kamera kayıtlarına hem de nöbetçi erlerin listesine bakarım. -Teşekkür ederim. -Rica ederim, bir şerefsizin o deliğe girmesine yardımımız dokunursa ne mutlu bize. -Aslında yaptığınız herşey için teşekkür ederim. Hem buraya getirmeniz hem yeni kıyafet almanız. Şimdi de dava ile ilgili zaman ayırıyorsunuz. -Önemsiz detaylar. Boşverin lütfen... Benim halletmem gereken işler var. Siz isterseniz burada bekleyin. -Aslında bahçeye çıksam daha iyi olur. -Peki. Buyurun. -Şey kâğıt ve kalem alabilir miyim? -Elbette. Tekrar masasının önüne gidip çekmeden a4, önündeki kalemlikten de kalem alarak bana verdi. Tekrar teşekkür edip odadan çıktım. O da arkamdan geliyordu. Bana masaların olduğu yeri tarif edip yanımdan ayrılmıştı. Dediği yeri bulup boş masalardan birine oturdum. Kâğıt kalemi fotoğrafları karşılaştırıp not tutmak için istemiştim ama şu an üşeniyordum. Dünden beri yaşadıklarımı düşünüyordum. Sakin hayatım iki gündür çığrından çıkmıştı. Aff Allah'ım aff. Önümdeki kağıda anlamsız şekiller çizerek karşımdaki manzarayı izliyordum. Hava yavaş yavaş kararmaya başladığı için çok güzel bir manzara oluşmuştu karşımda. -Ahu hanım? Birinin ismimi söylemesiyle irkilmiştim. Arkamı dönüp gelen kişiye baktım. Gelen kişiyi ilk defa görüyordum. Salak Ahu. Teğmen ve hemşire dışında sanki başkasını tanıyorsun. -Efendim. -Aileniz gelmişler. Komutanım haber vermemi istedi. -Teşekkür ederim. Neredeler şu an? -Selçuk asteğmenin odasındalar ... Size eşlik edeyim. Başımı sallayıp erin arkasına takılıp tekrar binaya doğru yürüdük. Ufuk beyin odasının hemen yanındaki odaya gelmiştik. Er kapıyı çalıp içeriye geldiğimi haber vererek ayrılmıştı. Erin gitmesiyle açık kapıdan içeriye girdim. Amcam, yengem, ağabeyim ve kuzenim Barış ağabey gelmişti. Hey maşallah herkes gelmişti resmen. Dedemler ve Buket gelse kadro tamamlanacakmış. Ben içeridekilere bakarken ağabeyimin sarılmasıyla, daha doğrusu üstüme atlamasıyla onlara bakmayı kesip sarıldım. -Cadı beni korkutmaya ne hakkın var? İki gündür delirdim haberin var mı senin, -Sakin ol , bak iyiyim ben.... Artık bıraksan mı kemiklerim kırıldı galiba. -Eve gidelim kafanı kıracağım. -Zaten kırıldı. Senin kırmana gerek yok. -N. Nasıl? -Önemli bir şey değil. Ağabeyimin yanağını öpüp yengemlere sarıldım. Yengemin gözyaşları durmak bilmiyordu. Kulağına teselli edici sözcükler fısıldasam da etkili olmuyordu. En son odadaki askerin yalandan öksürmesi ile yengem kendini toplayıp amcamın yanına oturmuştu. Ben de ağabeyimin yanına oturdum. Amcamlar asteğmen ile konuşurken ismi tanıdık gelmişti. Sabah ormandaki sesini duyduğum diğer askerdi. Demek ki asteğmen rütbe olarak teğmenden alttaymış. Bunu da öğrenmiş oldum yirmi iki yaşımda. Aaa bakmayın öyle, ben nereden bileyim asker rütbelerini. Daha fazla rahatsızlık vermemek için herşey için teşekkür ederek odadan ayrıldık. Asteğmen gelmek istese de amcam izin vermemişti. Sonuç şimdi bahçe de yürüyerek amcamın arabasına doğru yürüyorduk. Ağabeyim yengem ile konuşurken ben de Barış ağabeyin kolunun altına girmiş yaşadıklarımı anlatıyordum. UFUK 'DAN -Avukatı almaya gelenler kimlermiş? -Ağabeyi, yengesi amcası. -Diğeri? -Bilmiyorum... Birkaç kere Ahu hanım ile birbirlerine bakıp gülümsediklerini gördüm... Hayırdır lan niye sordun? -Niye soracağım lan. Bugün tanıştığımız sırada elimi uzattım. Erkeklerle tokalaşmıyorum dedi. Ama yanındaki beyefendiye sarılıyor. -Oooo, Ufuk beyimiz kıskandı mı? -Neyini kıskanacağım lan. Yaptığı şeyler tutarsız geldi. -Belki o adam eşidir, bilemeyiz. 💣💣💣
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD