Kabristan

1039 Words
Selamun aleyküm🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 -Hop hop. Sakin ol. Eşi falan olsa bilirdik. -Nereden bileceksin lan? -Sakin ol şampiyon. Kızın kuzeni. Seni denemek için bilmiyorum dedim. Sen de oltaya geldin... Benden önce evlenirsin sen bu gidişle. -Benimle uğraşma Selçuk. Bas git işine. Bu arada anne, babası niye gelmemiş? -Hayırdır lan müstakbel anne ve babanı mı merak ettin? Damat olmuş gidiyorsun. Görkem' e söyleyeyim de Ebru ile konuşsun belki kızın numarasını bulur. Sizi baş göz ederiz. -Ben de var zaten numarası. -Vayyy, gizli çapkın. Hangi ara aldın kızın numarasını? -Şerefsiz sandığın gibi değil. Kendi numarasını ezbere biliyordu. Benim telefondan kendini aradı. -Şanslı çakal. Yine dört ayak üstüne düşmüşsün. Artık kızın profilini girip bakarsın. Belki bir sabah yürek yersen kıza mesaj da atarsın. -Selçuk!!! -Belki anonim takılırsın. -Ulan it. Sabrının son demlerindeyim. Kapa çeneni. Operasyona çıkacağız demeyeceğim kendi ellerimle seni geberteceğim. -Bak çenemi kapattım. Sen onu boşver de niye benim ilgilenmemi istedin? -İşlerim vardı. -Ne işi? -Anlattım ya nöbetçi erlere ve görüntülere baktırıyorum. AHU' DAN Otele geldiğimiz de lobi de bekleyen Ali bey ile konuşmuştum. Sıkı bir azar seansından sonra yaşadıklarımı anlatıp, çektiğim fotoğrafları göstermiştim. Dava hakkında konuşmuştuk. Son olarak Ufuk beyin söylediklerini Ali beye aktarıp müsaade isteyerek odaya çıkmıştım. Otelde mevsimden dolayı tek bir tane boş oda bulmuşlardı. Yengem benim odama gelirken ağabeyimler de amcamla aynı odada kalacaklardı. Duyduğumu göre odaya yatak koydurmuşlardı. Yengem yatsı namazını kılarken ben de temiz kıyafetler alarak duşa girdim. Üstümdeki pislikten kurtulup mis gibi kıyafetlerimi giyerek odaya girdim. Yengem namaz kılmış yatağa girmişti. Ben de önce yatsı namazını kılıp, dünden beri kılmadığım namazların kazalarını kılarak yatağa girdim. Ben yatağa girene kadar yengem uyumuştu bile. Ben de yorgun olduğum için hemen gözlerim karanlığa teslim olmuştu. ..... Akşama doğru evimize gelmiştik. Amcamlar evlerine giderken biz de üst kata çıktık. Ağabeyim duşa gireceğini söylemişti. Ağabeyim duştan çıkana kadar evi havalandırıp çay demlemiştim. Kahvaltılık bir şey hazırlarken ağabeyim başında havlu ile mutfağa gelmişti. -Boşver, hazırlama bir şey. Bugün dışarıdan yeriz. İkimizde yorgunuz zaten. -Ama... -Aması yok. Hadi sen duşa gir ben de sipariş vereyim. Ne istersin? -Pizza. -Tatlı da ister misin? -Yok. -Anlaştık. Hadi sen duşa gir. Yalnız yarım saat süren var. Eğer bir dakika bile geç gelirsen oturup senin pizzanı da yerim. -Yok ya.... Barış ağabeyi ve Buket' ı de çağır. Onlarda gelirse ona göre sipariş ver. -Tamam. Hadi git sen. Ağabeyim Barış ağabeyi ararken kendime temiz kıyafet çıkararak duşa girdim. Dün gece duş aldığım için kısa bir duş alıp hemen giyinerek saçımı kuruttum. Başıma bir tülbent dolayıp salona geçtim. Ağabeyim telefonu ile uğraşıyordu. Ne yemekler ne kuzenler hâlâ gelmemişlerdi. Orta sehpanın üstünü boşaltıp mutfaktan bardak falan getirdim. -Ayran da söyledin mi? -Yok, onu tamamen unuttum. Bekle marketten alırım. -Gerek yok. Yaparım şimdi. Buketler geliyor mu? -Evet. Beş dakikaya gelirler. Mutfak da ayran yaparken zil çalmıştı. Seslerden anladığım kadarıyla pizzalar gelmişti. Sürahiye yaptığım ayranı dökerken zil yine çalmıştı. Bu sefer gelen bizim kuzenlerdi. Sürahiyi alıp salona geçtim. İkisiyle de sarılıp bana ayrılan yere oturdum. -Amcamlar niye gelmedi? -Yorgunlarmış. -Bir paket pizza verin de götüreyim. Kaç gündür benim yüzümden perişan oldular. -Siz gelmeden yemek hazırlamıştım. Onları yiyip hemen uyumaya gittiler... Aman bırak şimdi. Çok açım yemek yiyelim, sonra senin ifadeni alacağım. İsteyenlere ayran, isteyenlere soğuk çay doldurup önümdeki kutudan pizza yemeye başladım. -Selçuk denilen asteğmen mi bulmuş seni? -Yok. Başka biriydi. -Kim? -Ufuk diye biri. Teğmenmiş. -O niye yoktu? -Ne bileyim. Gerçi hemşirenin anlattığına göre operasyon mu ne varmış. Belki de onunla ilgileniyordur. -Heyy, hey siz böyle konuşunca olayı anlamıyorum. Başına ne geldi? Baştan sona anlatıyorsun. -Yemekten so... -Hemen!!! Bir yandan pizzamdan yiyip, diğer yandan başımdan geçenleri anlatmıştım. Buket' in imalı bakışlarını boş vererek çöpleri poşetlere doldurup mutfağa geçtim. Buket de bardakları alıp gelmişti. Ben çay bardaklarını hazırlarken o da getirdiklerini yıkıyordu. -Ne bakıyorsun öyle? -Hiççç. -Ne hiçi? Dilinin altında ne var çıkar artık. -Ne bileyim. Sanki o teğmenden bahsederken gözün ışıldadı. Bir tuhafsın. -Of, birşey olduğu yok. Sadece dikkatimi çekmiş olabilir. -Eee? -Sanki , azıcık ucundan gözüme farklı görünmüş olabilir. Bilmiyorum belki kamuflaj içinde görüşümdendir. Hem bir de sarışın. -Yaa. -Şu gözünden çıkan kalplere sahip çık. Adamı bir daha görmeyeceğim bile. -Ha sen üzüldün? -Ne üzülmesi be. Sadece olanı söyledim. Hem ben benimle ilgilenen hemşirenin numarasını aldım. Ona birşey göndermek istiyorum. Benimle çok ilgilendi. Teşekkür etmek istiyorum. -Üff tamam be. Hadi içeriye geçelim. Çaydan sonra biz Buket ile benim odam da namaz kılarken ağabeyimler de salon da namaz kılmışlardı. Aslında ben de onların yanında kılardım ama bu sefer de Buket yalnız kalacaktı. Şöyle ki ağabeyim ve Barış ağabeyin arasında bir hafta vardı. Önce ağabeyim bir hafta sonra da Barış ağabeyim doğmuş. Yengemin doğumdan sonra sütü gelmediği için ortalama iki hafta boyunca annem emzirmiş. Böylece Barış ağabeyle süt kardeş sayılırız. Bu kadar rahat olmamın sebebi buydu. Ama aynı şey ağabeyim için geçerli değildi. Buket süt içmediği için ağabeyim ve Buket birbirlerine daha uzaklardı. Aman banane canım. Bu da onların problemi. Kendi dertlerine yansınlar. Namazdan sonra ikili daha fazla oyalanmadan alt kata inmişlerdi. Biz de ağabeyimle ortalığı toparlamıştık. -Ağabey, yarın iş çıkışında annemleri ziyarete gidelim mi? -Yarın geç çıkacağım ama öğle arasında kabristanın önünde buluşuruz. Uygun mu? -Olur. -Haberleşiriz yine. Hadi iyi geceler. -Sana da. Ağabeyimin yanağından öpüp kendi odama geçtim. Yarın giyeceğim kıyafetleri hazırlayarak yatağa girdim. Sabah ağabeyim beni büroya bırakıp işe gitmişti. Yeni avukat olduğum için şimdilik Ali bey ile davalara baktığım için yine onun bana yönlendirdiği dava dosyalarını inceliyordum. Bu sefer ki boşanma davasıydı. Anlaşmalı bir boşanma olacağı için pek de sıkıntı görünmüyordu. Büyük ihtimalle bu davaya tek başına girecektim. Bunun mutluluğu ile telefon görüşmelerimi tamamladım. Boşanmaları kötü birşeydi. Kesinlikle o yüzden mutlu değildim ama insanların aldığı karara saygı duymak zorundaydım. Yan masadan Lara' nın seslenmesiyle ona döndüm. Çantası elinde bana bakıyordu. -Efendim? -Öğle yemeğini beraber gidelim mi diyecektim. -Bugün beni affetsen. Ağabeyimle çıkacağım. Yarına sözüm olsun. Olur mu? -Olur. Görüşürüz. -Afiyet olsun güzellik. Lara' nın çıkmasıyla çantamı alarak mescide çıktım. Oradaki lavabo da abdest alıp binadan çıktım. Çevirdiğim taksiye binerek kabristanın adresini verip ağabeyime mesaj attım. Yolda olduğuna dair mesaj atınca arkama yaslandım. Yarım saat sonra taksinin ücretini verip indim. Ağabeyim gelmiş arabasına yaslanmış beni bekliyordu. Hemen yanına gidip sarıldım. Ağabeyim arabadan Yasin'i Şerif' leri alıp gelmişti. Fatiha okuyarak bizimkilerin olduğu adaya kadar gelmiştik. Ağabeyimin koluma girmesiyle en son geçen hafta geldiğimiz kabirlere baktım. Annemle... Babama... Arzu Yüksel 09.08.1970 - 05.12.2003 Mehmet Yüksel 18.11.1969 - 05.12.2003 💣💣💣
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD