3. kişi kim?

1778 Words
Eylül aklında dönen düşünceleri atıp gülümsedi. Sarp'ın bir kelimesiyle hayallere dalmayacaktı. Sesinde ki heyecanı olabildiğinde saklayıp yanına yaklaştı. Onun gibi duvara dayandığında bakışlarını kaçırmak için gök yüzüne baktı. -İçeride sıkıldın mı? Kartal ise sadece onu izliyordu. Her zamanki Eylül dese de aklında dönen şeyler zihnini karıştırıyordu. Sarp'ın dediği gibi ona aşık mıydı? Yaptıkları ve onunla geçirdiği zamanları düşününce aslında son zamanlarda ne kadar mutlu olduğunun farkına varıyordu. Selin ile bile bu kadar vakit geçirip eğlenmemişti. Eylül cevap gelmeyince yana baktığında kendini izleyen gözlere yakalandı. Hızla tekrar gök yüzüne dönmek istese de çok anlamlı bakıyordu. Kopamayınca gözlerini okumak istedi, ama beyni boşalmış gibiydi. Kendine, yapma yoksa yanarsın dese de olmuyordu. Kartal ana kendini bıraksa da fazla sessiz kaldığını anlayıp "Yoruldun mu?" diye sordu. Konuşmasa ortamda oluşan hava dağılmayacak gibiydi. Eylül sorusuna karşılık başka bir soru gelince gülümsedi. O bakışlar değişince de hemen toparlanıp biraz uzaklaştı. -Biraz hava alıp devam edeceğim. Kartal aklında dönenlere bir karşılık ararken sessizce onayladı. Daha önce defalarca yaptığı şeyi bu sefer sahiplenerek "İş çıkışı seni ben bırakayım." dedi. Eylül de buna alışkın olsa da Sarp yüzünden aklı karışmaya devam ediyordu. Arkadaşlıklarının bozulmasından korkarak "Ben kendim giderim." dese de anında kızgın gözleri gördü. -Tek başına gitme! Sanki kendini uyarmak ister gibi "Sen çok iyi bir arkadaşsın." dedi. Daha fazla kalmadan da içeri geri döndüğünde arkasından izleyen Kartal kendini kötü hissetti. Karışan aklına cevap bu muydu? Kız sadece arkadaşız demek istemişti? Peki neden farklı bir şey olsun istiyordu? Bakmayı bırakıp gök yüzüne döndüğünde ne yapması gerektiğini bulmaya çalışıyordu. Eylül içeri girdiği gibi işine döndü. Tezgahın üstünde hazır olan tepsiyi alıp gülümseyerek devam etti. Sadece işine odaklanmalıydı. İçeceği bitenleri değiştiriyordu ki Selin'in "Selam." demesiyle durdu. Ailenin hepsini bilse de ikizler ile çok konuşmaması olmamıştı. Gülümseyerek "Selam." dediğinde biraz soğuk bakan bakışları fark etti. -Kartal ile ne zamandır yakınsın? Birden gelen soru ile yanında duran Sedef'e de baktı. Geçmişte yaşanan olayları bilmediği içinde biraz şaşkındı. Kartal ile olan arkadaşlığı bu kadar dikkat çekiyor muydu? Sedef tüm aile bir araya geldiğinde gördüğü Kartal ile normal devam etse de geçmişin izleri kolay silinmiyordu. Sonuçta ayrılsalar da hala aynı ortamlarda oluyorlardı. Bu da tamamen unutmasına engel oluyordu. Ondan sonra kimseyle olmamıştı. Onun da olmadığını biliyordu. Bu gece de kızla da yakın olduğunu görünce biraz sinir olmuştu. -Yani burada başladıktan sonra arkadaş olduk? Sedef de olaya dahil olup "Fazlası olması mümkün değil, ama seni uyarmış olalım. Kartal'dan uzak dursan iyi olur." dedi. Kardeşi için kıza yerini hatırlatmak istedi. Eylül'ün gülüşü solarken bu akşam neden herkesin Kartal hakkında konuştuğunu merak ediyordu. Çok geçmeden Selin "Benim erkek arkadaşım." demesiyle şaşkınlıkla baktı. Bu nasıl mümkün olurdu? Kartal hiç böyle bir şeyden bahsetmemişti. Yeni mi olmuştu? Ailecek görüştüklerini bilse de ne diyeceğini bilemedi. -Yani kibarlığını yanlış yere çekme. O herkese böyle. Selin 'eski' dememiş üstüne kız uzaklaşsın diye araya koca bir mesafe koymuştu. Anladığını düşünerek uzaklaştığında Kartal'ın olduğu yere doğru yürümesi Eylül için büyük yıkım oldu. Kurduğu hayallerin nasıl söndüğünü görüyordu. Tepsinin üstüne koyulan bardak ile döndüğünde Sedef'in gülümsemesi kaybol demek gibiydi. Hızla işini bitirip uzaklaştığında yapabilse yok da olurdu. Selin arkaya çıktığında Kartal gök yüzünü izliyordu. Dalgın olduğunu görünce önüne doğru yürüdü. Karşısına geçtiğinde kendine dönen gözleri izledi. Ayrılıklarının üstünden uzun zaman geçse de ikisinin de başka sevgilisi olmaması bir işaretti. Kartal kısa bir şaşkınlıktan sonra aradaki mesafeyi açmak için yana kaydı. Sanki her an Eylül gelecekmiş gibi kapıya baktıktan sonra Selin'e döndü. -Ne oldu? Tavrını görse de "Yalnız başına burada ne yapıyorsun?" diyerek yanına geçti. Gök yüzünü izlerken de cevap bekledi. Kartal arkadaş gibi devam etseler de onunla fazla yakın olmak istemiyordu. Yandan cebinden telefonu çıkarıp Sarp'a tek kelime yazıp yolladı. Onu kurtaracak tek kişi oydu. Telefonu cebine attığında sadece 'Hiç' dedi. Selin mesafeli gelen cevap ile dönüp baktı. O kızla gördüğü andan beri sormak istediği soruyu ertelemeyecekti. -Eylül ile fazla yakınsın. Kız sana mı yürüyor? Duyduğuna sinir olurken "Selin kelimelerine dikkat et." diye uyardı. Eylül hakkında böyle konuşamazdı. Fazla sahipleniş aşırı şüpheliydi. Selin sakin kalıp gülümsedi. Daha ileri giderse kızı onun gözünde değerli yapan kendi olacaktı. Bu hatayı yapmayacaktı. "Sadece küçük bir şaka." diyerek toparladı. Kartal konuşmak istemediği için sessiz kalırken Sarp da yetişmişti. "Kuzen gelsene" dediğinde yüzündeki gerginlik bir şey olduğunu gösteriyordu. Selin ile göz göze gelse de Kartal'ı alıp içeri girdi. Acil çağırdığına göre bir şey olmuştu. Öne geçtiklerinde "Ne oldu?" diye sordu? Kartal mekanda gözünü gezdirdi. Edric'i bulunca "Sonra konuşalım. Benim işim var." dedi. Hızla uzaklaştığında Sarp seslense de durmadı. Edric'in yanına vardığında kızı ile ilgileniyordu. -Abi senden bir ricada bulunabilir miyim? Duyduğu sesle baktığında Kartal'ı görünce "Tabi."dedi. Telaşına bakılırsa önemli olmalıydı. -Eylül bu gece erken çıkabilir mi? -Bir sıkıntı mı var? -Yok abi de bir işimiz var. Edric onaylayınca hemen uzaklaştı. Servis yapan Eylül'ün yanına yaklaştığında tepsisini alıp en yakın masaya koydu. Şaşkınlıkla izleyen gözlere döndüğünde "Gidiyoruz." diyerek elini tuttu. Eylül az önce sevgilisi olduğunu duyduğu için elini kurtarmak istese de parmaklar fazla sıkıydı. Gözler onlara dönünce de telaş ve utançla "Kartal bırak."dese de herkesin önünde el ele dışarı çıkmışlardı. Kendi arabasına doğru sürüklediğini görünce diğer eliyle de tutup durdurdu. -Beni nereye sürüklüyorsun? Kartal döndüğünde kızgın bakan gözleri görünce Selin'e sinir olup fazla ileri gittiğini anladı. Önce elini bıraktı. Düşüncelerini birbirine girmiş sanki Eylül ile arası bozulacak gibi hissediyordu. -Patron ile konuştum. Erken çıkalım mı? -Benimle de konuşsaydın. Az önce kız arkadaşı olduğunu öğrenmişti. Üstüne herkesin bakışları arasında el ele dışarı çıkmışlardı. Bunları düşündükçe Kartal'a daha kızıyordu. Onun gözünde arkadaş olsa da az önce kız arkadaşı tarafından baya baya uyarılmıştı. Kartal ilk defa bu kadar sinirli görüyordu. Bunlara hiç takılmazlardı. Başka bir şey olduğu belliydi. -Bir şey mi oldu? Eylül ne kadar konuşmayacağım dese de "Lütfen kız arkadaşın ile ilgilen."dedi. Sen kimsin dese de kıskanıyordu. Kartal anlamayan gözlerle izlerken 'kız arkadaşı'nın kim olduğunu düşündü. Daha bu gece Sarp yüzünden aklı ve kalbi karma karışık olmuştu. Şu anda tek düşündüğü Eylül'dü. Peki onun ağzından çıkan kız kimdi? -Benim mi? Eylül bu tepkisine daha çok sinir olurken "Bir daha elimi tutup beni bir yere çekme. Kız arkadaşın ile aranı bozmak istemem."dedi. Konuşmasına bile izin vermeden hızla uzaklaştı. Kartal duyduklarına gülerken "Benim kız arkadaşım kim?"dedi. Bu saçmalık nereden çıkmıştı? Telefonu çıkarıp Sarp'ı aradı. Açtığı gibi de "Ben kiminle çıkıyorum?"dedi. Kendinin haberi olmadığına göre kuzeni bilirdi. ~~~~~~ Uğur, Ersin'i köşeye çekti. Karşısına geçtiğinde hiç uzatmadan "Sadece bu gecelik geldiysen senden ricam sıkıntı çıkmasın."dedi. Bu kardeşim ile yan yana gelme demekti. Ersin de çok iyi anlamıştı. Güzel arkadaşlığını ve sevdiğini kırıp giden kendiydi. Bu yüzden tepkileri anlıyordu. Yerle bir ettiği her şeyi düzeltecekti. -Artık buradayım. Hatamı telafi etmeye geldim. Uğur açık açık neden geldiğini duyunca "Ersin kardeşimi bir daha üzmeni istemiyorum."dedi. Bir abi olarak onu korumak istiyordu. Geçen zaman içinde neler çektiğini en iyi o biliyordu. Kalbi çok kırılmıştı ve kimswye güvenmiyordu. Tam biraz Ufuk ile iyi oluyor derken Ersin'in gelmesi başa sarmak gibiydi. -Ne desen haklısın. Büyük bir eşeklik ettim. Bu yüzden kardeşini üzmeye değil o kalbi yine kazanmaya geldim. Uğur sıkıntıyla nefes aldığında kardeşi adına karar vermek istemiyordu. İşin ucunda Ufuk da vardı. Ersin'i de uzak tutarak bir here varamazdı. Karar kardeşinin olsa da "Bu sefer sessiz kalmam."diyerek uyardı. Ersin arkadaşının anlayışı karşısında gülümseyerek elimi omzuma koydu ve devam etti. Dışarı çıktığında Başak'ı bulmak için etrafa baktı. Ufuk ile arabaya bindiğini görünce motoruna koşturup atladı. Kaskını taktığında araba hareket etmişti. Motoru çalıştırıp peşlerine takıldı. Edric aralarında tam olarak ne döndüğünü bilmediği söylemişti. Uğur da hayatında biri var demediğine göre tam olarak sevgili değillerdi. Buna sevinse de ikisinin yakın olması hiç hoşuna gitmiyordu. Gaza bastığında arabayı piste kadar takip etti. Motoru uzakta durduğunda Başak ile sevgili olarak buraya geldiği zamanları hatırladı. Şimdi Ufuk ile o kapıdan girmişti. İnip kaskını çıkardı ve kapıya doğru yürüdü. İçeri girdiğinde sessizlik hakimdi. Piste doğur yürüdüğünde Başak'ın bir arabanın başında olduğunu gördü. Ufuk da yanındaydı. Konuşmalarının duymak için yaklaşsa da varlığını belli etmedi. -Üstünü değiştirseydin. Ufuk keyfi yerine gelsin diye piste getirmişti. Daha önce de birlikte birçok kez araba kullanmışlardı. Son zamanlarda Başak'ın baya hoşuna gittiğinin farkındaydı. Şimdi de iyi gelir diye düşünse de direk kendim süreceğini demedi onu tedirgin etmişti. Aklının Ersin de oldugu belliydi. Pist güvenli olsa da dalgın şekilde araba kullanmasını istemiyordu. Başak ise telaşlı gözleri görünce '"Bir tur arayacağım. İstersen sen beni burada bekle."dedi. Gaza yüklenip aklındakileri boşaltmak istiyordu. -Yalnız olmaz. -O zaman hadi. Başak direksonun başına oturduğunda Ufuk'un içi hiç rahat etmese de diğer tarafa geçti. Oturduğunda arka koltuktan kaskı aldı. -Bunu takalım. Başak döndüğünde kendi elleri kafasından geçirdiğinde gözlerine takıldı. Bu geceyi çok farklı hayal etmişti. Kalbini açıp bana şans ver diyecekken, eski sevgilisi için üzülmesinden korkarak teselli etmeye çalışıyordu. Başak izleyen gözlerin ağırlığı altında "Özür dilerim." demek istedi. İstanbul'a döndüğünde beri Ufuk'un desteğini fazlasıyla hissetmişti. Duygularının farkındaydı ve açılmaya çalıştığı gün Ersin'in dönmesi yüzünden sesiz kaldığının farkındaydı. Ne düşüneceğini bilmese de onu kırmak istemiyordu. Bu yüzden de her zamanki gibi açık olacaktı. Ufuk özürün sebebini biliyordu. Konuşmak istese de önce o iyi olmalıydı. Bu yüzden "Hadi sür." diyerek geri çekildi. Başak bu yaptığı ile şimdi konuşmak istemediğini sandı. Dediğini yapıp kemerini bağladı ve arabayı çalıştırıldı. Ersin ikisini izlerken deli gibi kıskansa da elinden bir şey gelmiyordu. Öfkeyle adım atarsa Başak'ı tamamen kaybederdi. izlediklerinin suçlusu kendisi olduğu için yumruğunu sıkıp bekledi. Gözleri önünde araba hızla çıktığında biraz daha yaklaştı. Görmeyeli küçüğü baya iyi kullanmaya başlamıştı. Bana motor sürmeyi öğret dediği günü hatırladı. Kendi yapmamıştı, ama Ufuk yapmıştı. Peki buna izin verecek miydi? Cevabı piste çıkmak oldu. Yolun ortasında durduğunda hızla giden arabayı izleme devam etti. Başak ise gaza bastıkça bu gece gördüklerinden kurtulmaya çalışıyordu. Ersin'in kapıdan girdiği an aklına geldikçe de gaza yükleniyordu. Olduğu yere doğru iyice yüklenmişti ki karanlıkta gördüğü koca cüsse ile birden frene yüklendi. Ufuk da gördüğü anda Başak anında frene bassa da ona bir şey olacak korkusu ile eliyle vücudu koltuğa dayadı. Araba ani basılan fren ile dönerken Ufuk da direksiyonu tutup dengesini sağlamaya çalıştı. Sonunda duyduklarında ikisi de nefes nefeseydi. Ufuk kendi kaskını çıkardığı gibi telaşla "Başak iyi misin?" dedi. Önce kemerini açıyordu ki kapı açıldı. Kim olduğunu görmeden Başak'ı çıkarmıştı. Kendi kemerini de çözüp hızla arabadan indi. Dönüp baktığında Ersin'in Başak'ın kaskını çıkardığını gördü. Olduğu yerde kalırken sadece izledi. -Sen deli misin? Ne yaptığını sanıyorsun? -Konuşmamız gerekiyor. Ersin'in tek düşündüğü zaman kaybetmeden kendini anlatmaktı. Bu yüzden yaptığı şeyin farkında bile değildi. Başak ise hiç bir şey olmamış gibi karşısına çıkan eski sevgilisini izlerken sinirden gülesi geliyordu. En son konuşmaları beyninin içinde dönerken Ufuk'a baktı. Ersin ikilinin bakışmalarını görünce "Başak ile aramızdakileri bilmene rağmen bu yaptığın doğru mu?" diyerek sitem etti. -Bunu çocukça hareketlerine ayıracak zamanım yok,diyen adam mı söylüyor? Onunla konuşmayı da düşünmediği için "Ufuk gidelim." dedi. Adım atmıştı ki Ersin bileğini tutarak durdurdu. Gözlerinin içine bakarak "Arkadaş gidebilir. Sen değil."diye uyardı. Eğer çok zorlarsa kucağına attığı gibi götürürdü. Ufuk gözlerinden ortasında çıkan elektriği görüyordu. Zor olsa da sakin kalıp "Ben sizi yalnız bırakayım." dedi ve uzaklaştı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD