3

1108 Words
"Bak 3 odası var kocaman ev ikimize de yeter. Hem kiraya da ortak olacağım giderlere de." "Tamamda ben bunların hepsini kendim halledebilirdim zaten." "Öğrenci değil misin nasıl halledeceksin?" Gözlerimi kısıp odanın camını açtım. Tozdan düşüp bayılacaktım şimdi. "Öğrenci olabilirim ama çalışıyorum ayrıca bundan sana ne! Eşyalarım yolda ben burada kalıyorum sende gidiyorsun." "Bak siz gelmeden önce adam bekara ev vermek istemiyoruz falan diyordu. Şimdi ikimizde bekarız adam senin öğrenci olduğunu da öğrenirse ben bir kızı nişanlım diye gösterir evi tutarım ama sen öğrenci olduğun için tutamazsın. Seni de kurtarıyorum bence kabul et." Bakın benim sinirim ufaktan bozulmaya başlamıştı şu an. "Sen beni tehdit mi ediyorsun?" Ellerim belimde sinirle ona bakıyordum. Cidden en kötü ne olabilir dediğimde daha kötüsüyle karşılaşmaktan bıkmıştım. "Karar senin. Burada birlikte yaşayabiliriz hem üniversitede ev arkadaşları çok meşhur değil mi? Neden istemeyesin?" Ah sen bir bilsen benim babam eski asker yine böyle benimle konuşabilir miydin acaba? Elimin tersiyle vurabilir miydim ben bu çocuğun böyle tam ağzının ortasına. "Adama ne diyeceğiz?" Ama şu an köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyecektim mecbur. Cidden öğrenciye vermek istemiyorsa neden bana kiralıyordu evi aptal herif. Bilmiyor muydu acaba? Valizimle gelmiştim bas bas bağırıyordum öğrenci olduğumu bilmiyorsa kör yani. Karısı anlamıştı zaten. "Halil bey biz evi tutuyoruz. Nişanlım için tutacaktım ama o benden önce burayı bulmuş demek ki değil mi canım?" NİŞANLIM MI? "Ne saçma- değil mi? Aynı eve denk gelmişiz zevklerimiz birbirine o kadar uyumlu işte." "Siz nişanlı mıydınız?" Kadın heyecanla sorunca ellerimi arkama götürüp kafamızı salladık aynı anda. "Nişanlımın verdiği parayı geri verin siz. Kontratı halledelim bizde." Sözleşmeye ikimizde imza attık. Benim evim senin evin muhabbeti olmasın diye. Ev sahipleri evden gittiğinde zarfı cebime sıkıştırdım. Adı neydi bunun? "Ben Azra, sende?" "Çağan. Memnun oldum ufaklık." Ufaklık senin babandır ama yani. Sinirle homurdanıp valizlerimin olduğu odaya gittim. Bu evin temizlenmesi şarttı. Aldıklarım kapı önünde durduğu içinde önce üstüme rahat bir şey giyip sonra da temizlik yapacaktım. Kapımı kilitleyip üstüme uzun geldiği için kesip kapri yaptığım pijamamı ve eski bir tişörtümü giydim. "Çağan kova almamışım koş git al gel." Balkondan çıkıp geldiğinde halime güldü önce. Saçlarıma bandana takıyordum. "Ne yapacaksın kovayı?" "Bu eve eşya falan getiremem ben. Ayakkabıyla geziyoruz şu an o kadar pis farkında mısın?" Kaşları çatıldı. "Ayakkabısız mı gireceğiz eve?" "Sen saraydan falan mı geldin ya! Eve girerken ayakkabı çıkarılır mikroplar eve girmesin diye." "Saraydan kovuldum sayılır." Ağzının içinde geveleyip devam etti sözüne. "Tamam ben gidip alırım sende başla ne yapacaksan." İyi bu konuda anlaşırsak gerisi pek mühim değildi. Balkondaki plastik sandalyeyi kapının önüne bıraktım. Çöpe gidecekti. Elimdeki eldivenlerle birlikte evdeki tüm çöpleri poşetlere doldururken her tarafın camını açmıştım. Çağan elindeki kovayı ve istediğim birkaç şeyi bırakınca kovaya su doldurmasını söyledim. "Sen ne yapıyorsun?" "Çöp atıyorum kör müsün?" Gözlerimi devirdim. Ama o çoktan gittiği için fark etmemişti. Çamaşır suyunu suya boca edip bezlerden birini içine attım. Sırayla gidecektim. Önce salondan başladım. "Bir bezde sen al madem her şey ortak." "Kızım ben ne anlarım temizlikten!" Altına aldığı gazeteyle yere otururken homurdandı. Elimdeki bezle camı silip sonra da kuru bezle üstünden geçtim. Ayaklarım pelte kıvamına gelmişken "Azra kapı çalıyor!" Diyen sesle banyodan çıktım. Çağan sipariş ettiği televizyona servis ayarlamakla meşguldü. Bu sapık zengin falan mıydı acaba? "Azra Işık?" "Evet." "Eşyalarınızı getirdik efendim." Adamları resmen ağzım kulaklarımda karşıladım. "Koridorun sonundaki büyük odaya gidecek o yatak." Tabi ki büyük odayı kendime almıştım. Yok öyle ekmek elden su gölden. Balkon camlarını ona sildirecektim daha dursun o. Eşyalar salondan sonra temizlediğim odama yerleştirilirken keyifle gülümsedim. Eski evimizde pirinç başlıklı bir yatağım vardı. Annem bütün eski eşyalarımızı göndermişti sanırım. Zevkli kadındı. Eşyalarda güzeldi o yüzden. Salonun ortasına bırakılan köşe koltuk takımına baktım. Akşam olmuştu ve çok açtım. Daha bunlar kurulacaktı. Ne zor işmiş arkadaş! Ben şimdiden tükenmiştim. "Abla bitti eşyalar şurayı imzala da gidelim biz." "Ben atarım otur sen." Çağanın sesiyle kafamı tekrar koltuğun minderine yasladım. Kalabalıkta bulabildiğim tek şey bu minderdi. Yastık görevi görüyordu şu an. "Sen zenginsin değil mi?" Herkes gidince aklımdaki soruyu sordum. Merak etmiştim. "Alnımda mı yazıyor lan?" elindeki merdiveni ampulün altına bırakırken kaşlarımı çatıp gülmemek için dudağımı ısırdım. "Evet bak tam burada yazıyor." ayağa kalkıp alnında hayali bir çizgi çizdim. Merdivenlere elimdeki ıslak bezle çıkıp ampulü ona uzattım. Tozunu alıp ampul takacaktık. Her şey iyi hoştu mutfak duruyordu. Oraya girmeye korkuyordum ama yemek yiyebilmemiz için gerekiyordu. Islak bezi kovaya atıp ampulü aldım Çağan'dan. Omzuna tutunup takarken "Neden böyle bir evi kiraladın madem zenginsin benimde başıma iş çıkarıyorsun ?" dedim. "Keyfimden değil herhalde babam kredi kartlarım dahil her şeye el koydu. Annemde kendisine yakın olduğu için burayı bulmuş ısrar edince mecbur kaldım." "Baban kredi kartlarına el mi koydu?" kıkırdayıp taktığım ampulü kontrol ettim. Doğru takmıştım işte. Merdivenden inip ellerimi çırptım. "Evet." "Valla kesin hak etmişsindir." mutfağa giderken oda peşimden geliyordu. "Nereden anladın onu?" "Alnında yazıyor." omzumu silkip kolilerin yanından geçtim. Bu mutfağı geceye kadar temizlerdim artık. "Açlıktan öleceğim." Çağan koltukları jelatininden çıkarıp yerleştirdiği için kendimi direk yumuşak koltuklara bıraktım. "Hamburger seviyorsundur umarım çevrede bir tek o vardı." Gözlerim hafifçe açılırken midem ve ben bu dediğini onayladık anında. Midemden gelen ses yüzünden kahkaha atarken koltuğun diğer ucuna uzanmıştı oda. "Balkon camlarını silmeye ne dersin? Çok yoruldum ve yarın erkenden dersim var." "Ben cam falan silemem Azra! Ama bez sıkabilirim bu da bir yardım bence." kafamı arkaya atıp oflarken yerinden kalkmıştı. "Dün otelde karşılaştığım kız sendin değil mi?" ay keşke sormasaydı bunu. Aman canım ben değildim ya, kendisi rezildi. "Evet. Bak baştan anlaşalım öyle kız falan getiremezsin eve yemin ederim uykunda boğarım seni." "Tamam kızım ya. Nereden çıkarıyorsun öyle şeyler?" sona doğru sesi kısıldığına göre kesin düşünmüştü. Şerefsiz. "Sen niye dün oteldeydin?" "Yurttan atıldım." omuz silkip uzattığı bezi aldım. Balkona ufak bir oturma köşesi yapmayı düşünüyordum. Ama bunun için paraya ihtiyacım vardı. Gerçi üç aylık kirayı o ödemişti. Bu durumda diğer üç ayı da benim mi ödemem gerekiyordu acaba. Bunu aynen ona sordum. "Hayır kira ortak. Sadece elimde para vardı sen öğrencisin bir de onu düşünme." Vay be, düşüncelilik mi yapıyordu şimdi de? "Bu durumda sen öğrenci değilsin?" "Evet değilim. Hadi Azra şunu bitir artık oturalım yoruldum." üçüncü camı da silerken dedikleriyle gülümsedim. İşi yapan benim yorulan o yani. Kapı çalarken son camı da kurulayıp kovamı ve bezlerimi banyoya götürdüm. Bu arada ayakkabılarımızı çıkarmıştık. Annem ayakkabılık bile göndermişti ya düşünceli kadın işte. Kocaman adamdı ayakkabılarıyla evde gezse öldürürdüm onu. Elinde iki büyük torbayla geldiğinde masanın üstündeki kolileri ittim. "Dur üstünü sileyim öyle." "Temizliğin fazlası zarar biliyorsun değil mi?" "Belki." Masanın üstünü sildim hemen hızlıca. Hamburgerleri paketlerinden çıkarıp içeceğimin pipetini taktım. "Biraz birbirimizi tanımalıyız?" Çağan patatesini bırakıp öneri sununca kafamla onaylayıp hamburgerden bir ısırık aldım. "Soru cevap yapalım kendimi anlatacak çok bir şeyim yok." Oda beni onaylayınca eğildiğim masadan kalkıp içeceğimden büyük bir yudum aldım. Hava o kadar sıcaktı ki. Bu eve klima şarttı yahu!
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD