O akşam yine sessizce odalarına çekilmişler, ondan sonraki günleri ve hatta bir buçuk haftayı da aynı şekilde geçirmişlerdi. Ağa her zamanki gibi bağırıp çağırıyor, belli etmeden genç kadının gözünün içine bakıyor, kendi yarattığı bu hasrete daha ne kadar dayanabileceğini düşünüyordu. Diğer yandan Acem kızı da kuytu köşelerde derin nefesler eşliğinde gözyaşı döküyor, ama pes etmeyerek canla başla ağanın huyuna suyuna gitmeye çalışıyordu. Baba evinde sivri dilinden dem vurulan Acem kızı, şimdi koca evinde dut yemiş bülbüldü. Belki daha fazla dayanamaz, canına tak eder de pes ederdi amma, ağanın tek bir hareketi onu çabalamaya itmişti. Aylardır yanına yöresine gelmeyen adam nihayet yatağa gelmişti. İşte hu da Acem kızının yüreğini ferahlatmış, ağaya doğru hızla adımlamasına neden olmuştu.