Ailesi ve Zahide, ne kadar ısrar etse de, Meryem kararından vazgeçmedi. Hatta Seçil ve Arzu olmak üzere, mahallenin diğer kızları da onu etkileyemediler. Gün içinde olanlardan sonra artık hiçbir şey, onu aldığı karardan geri çeviremezdi. Ya her şey çok güzel olacaktı ya da ebediyen bitecekti. Haftalar sonra Zafer ilk kez, ailesiyle birlikte akşam yemeği yiyordu. Babasının yorgun ve dalgın halinin aksine, akşamüzeri İstanbul'a gelen ablası Sema, heyecanla bebek hazırlıklarından bahsediyordu. Annesinin onun için hazırladıklarını iştahsızca yemeye çalışan genç adam, defalarca mesaj attığı halde, ne Zahide cevap vermişti ne de Meryem. Her geçen an boğulduğunu hissederken, sonunda masanın üzerinde duran telefon çaldı. Herkes aynı anda ona bakarken, aceleyle elindeki çatalı bırakıp, cevap verdi