Her şeye rağmen ikisinden de geri dönüş alamadım. Sanki yer yarılmıştı ve ikisi de içine düşmüştü. Ya da Alp'e bir şey olmuştu... Bunun farkına vardığımda yüzüme yerleşen garip ifadeyle minibüsten indim. Yüzümde dolanan ifadenin garip olmasının sebebi hem pişmanlığı hem de öfkeyi aynı anda içinde barındırmasıydı. Onu yeterince önemsemediğimi, ben kapının önünde sızıp deliksiz uyurken bir şeyler olduğunu düşündüm. Ailemin önünde onun geride bıraktığı uyuşturucu için ona içten içe küfürler yağdırdığım için boğazıma koca bir yumru oturdu. Düşüncelerim için pişmanlığa boğulup kendime öfkelendim. Ona bir şey olduysa kendimi asla affetmezdim. Sakin kalmaya çalışarak Alp'in evine doğru koşmaya başladım. Adımlarım seri ve uzundu. Kalbim endişe dolu, düşüncelerim darmadağındı. Yağmur hala şiddet