Beni bugün sözleriyle kaç kere daha şoka uğratacaktı bu adam? Dediği şeylere anlam yüklemeye çalışırken o beni bir kez daha şaşırtarak belimden kavrayıp kendisine çekti. Bedenim onun bedenine çarptığında nefesim kesilmişti, ona şok olmuş gözlerle bakıyordum. "Ne oluyor böyle Aytaç bey, siz ne demeye çalışıyorsunuz, lütfen açık açık söyler misiniz?" Beni böyle oyunlarla çıldırtmasına gerek var mıydı sanki, direkt ne istediğini söylese olmuyor muydu? "Ne istediğim açık değil mi İdil?" Değildi, açık değildi işte! Eğer açık davransaydı bunu sormazdım zaten. Onun beni isteyip istemediğini bilmeden kartlarımı açık oynayamazdım, ona yaklaşamazdım bile! Bu yüzden net bir şekilde belli etmesi gerekiyordu ne istediğini, yoksa ona asla yaklaşamazdım. Tek bir yanlış hamlede benden uzaklaşırdı