Öyle söylemesine rağmen yine de cesaret edememiştim, o beni tutkuyla öperken ben hâlâ az önce duyduğum sözlerin etkisinde kalmıştım. Dudaklarını dudaklarımdan ayırdığında beni iştahla süzdü, o böyle yaptıkça içimde tuhaf hisler oluşuyordu. Bakışları o kadar yoğundu ki tüm vücudunun yavaş yavaş yanmaya başladığını hissediyordum. "Ne bana bu konuda bir şey söylüyorsun, ne de herhangi bir karşılıkta bulunuyorsun, sanırım sen beni istemiyorsun!" Onu istememek mümkün bir şey miydi sanki? Sadece nabzımı hızlandırıyordu, o kadar! "Beni öyle bir kafa karışıklığı içinde bırakıyorsun ki konuşacak cümle bile bu kuramıyorum! "Aytaç, eğer gerçekten böyle bir şey olacaksa senin niyetinden emin olmam gerekiyor." Böyle söylediğimde başını biraz yukarıya kaldırıp duvara bakmaya başladı, sanki söyled