3.BÖLÜM TANIŞMA

1170 Words
Selamun aleyküm Keyifli okumalar... O ne biçim göz Allah'ım. Gözler tabiri caizse yıkılıyor. Gerçi şu an bana ateş edecek gibi bakıyor ya orası ayrı. -Dikkat etsenize. İnsan bir önüne bakar. Biri var mı yok mu diye. -Pardon! Hadi ben önüme bakmıyordum ama siz ne yapıyordunuz? -Hanımefendi üzerime sizin yüzünüzden bir tepsi dolusu çay döküldü. Ah yanlış söyledim. Sayayım, belki daha açıklayıcı olur. Bir, iki, üç, dört, beş, altı... altı bardak çay üstüme döküldü bir de üste çıkmaya çalışıyorsunuz. İşaret parmağı ile yerde etrafa dağılan karton bardakları işaret edip konuşan mavişe şöyle bir baktım. Gözleri efsane olabilirdi ama bu alttan alacağım bir konu değildi. -Ah, yeter be. Sizinle mı uğraşacağım ben. Zaten geç kaldın. Bir de beyefendiyi eyleyeceğim... Çay, çay diyorsunuz da sudan farksız değillerdi. Buz gibiydiler resmen. -Özür dileseniz, aslında bir konu kalmayacak. -Ben mi?... Yok artık. -ZEYNEP. KOŞ, ERDAL HOCA GELİYOR . Yerdeki bardakları toplayıp kenardaki çöp kovasına atarak oradan ayrıldım. Sinirlerimi zıplatan maviş tabiri caizse mal gibi kalmıştı orada. Asaf' ı ilk gördüğüm o an... Aslında ortak derslerimiz varmış ama ben hiç dikkat etmemiştim. Ta ki final haftasında ortak dersimizin sınavına girdiğimiz güne kadar... Bizimkilere sorduğumda ayak da uyuduğumu neredeyse on dört haftadır aynı derslere girdiğimizi söylemişlerdi... Sonraki yıllarda da bu ortak dersler devam etmişti. Tabi kendime bile yeni yeni itiraf ettiğim ona karşı beslediğim duygularım... Belki gelip geçiciydi, belki de devam edecek birşeydi... Asaf' ı görünce böyle karnında kelebekler uçuşuyordu, sanki duygularımdan haberdarmış gibi onu gördüğüm de vücudumdaki kan yüzüme hücum ediyordu... O kadar çok düşüncelerime dalmıştım ki az kalsın ineceğim durağı kaçıracaktım. Hızla yerimden kalkıp kapıya ilerledim. Otobüs durunca inerek kampüse doğru yürüyemeye başladım. Telefonum çalınca hemen cevaplandırdım. Annem arıyordu. Kadın dakikdi. Saat tutuyordu, her zaman ki gibi. Anneme gittiğime dair rapor verip telefonu kapattım. Annemle konuşurken alttan Elif aramıştı, hemen ona dönüş yapıp, onların yanına gittim. Elif mi? İlkokul arkadaşım, liseyi farklı okullarda okusak da üniversite de aynı tercihi yapmıştık. Aynı mahallede oturuyorduk. Lise zamanı görüşememiştik ama o açığı şimdilerde fazlasıyla kapatmıştık. En yakın arkadaşımdı, aynı zaman da meslektaşım.... ☆☆ -Meğer biz aradaki o yılları hiç kapatamamışız. -Neden? -Bilmem... Eğer birbirimizi yeterince tanımış olsak, arkadaşının nasıl biri olduğunu ve neleri yapıp yapmayacağını bilirdi. -Anladım... Peki şimdi aranız nasıl? -O günden sonra birkaç kere karşılaştık. Aramızda sürekli aynı konuşmanın farklı versiyonları oluyordu. Daha doğrusu o konuşuyor, ben de dinleyip yoluma devam ediyordum. -Buraya gelmendeki sebeplerden biri de Elif mı? Doğru mu anladım. -Evet. ☆☆ Kampüsün içindeki kafelerden birinde oturduklarını söylemişlerdi. Dersin başlamasına daha on beş dakika vardı. Sınıf da boş boş oturmaktansa kızlarla bir arada olmak daha iyiydi. Aslında Asaf erken sınıfa girse direkt oraya giderdim ama beyefendi hocayla aynı anda sınıfa geliyordu. Kafeye girdiğimde şöyle bir etrafıma baktım. Bizimkileri görünce, onların olduğu masaya yürümeye başladım. -Selamun aleyküm millet. -Aleyküm selam Zeyno. Hepsi aynı anda konuşunca bu duruma gülmüştük. Masada boş sandalye olmadığı için yan masadaki boş sandalyelerden almak için o tarafa yöneldim... İki erkek, bir kızın olduğu masaydı. -Pardon. Sandalye boşsa alabilir miyim? Boş sandalyenin yanında oturan kişi kafasını kaldırınca kalbim maratona kalkmış gibi atmaya başladı. Asaf' dı. Hani maviş olanından... Çok fazla baktığımı düşünüp kafamı hemen eğdim. Durduk yere günaha giriyordum resmen. -Tabi, alabilirsiniz. Arkadaşının konuşmasına fırsat vermeden kendisi konuşmuştu. Ahh, canım... Bu mesafeli halleri çok hoşuma gidiyordu. Neredeyse denk geldiğim bütün konuşmalarında kızlara karşı böyleydi. Ehh bu durum fazlasıyla hoşuma gidiyordu... Burada böyle alık alık durmam fazla dikkat çekiciydi. Boğazımı temizleyip hemen konuşmaya başladım. -Teşekkür ederim. -Rica ederim. İyi günler. Başımı sallayıp sandalyeyi alarak kızların olduğu masaya gittim. Sabah sabah kalbim yine bana ihanet etmişti... Kızlar derin bir sohbet içindeydi, bunu fırsat bile Elif bana yaklaşıp kısık sesle konuşmaya başladı. -Ne konuştunuz kız? -Hiç... -Zeyno! -Valla bir şey konuşmadık. Sandalye boşsa alabilir miyim dedim o da boş dedi. Teşekkür edip geldim. -Ee, sadece bunu konuştuysanız sen niye böyle kızardın? -Ya, ne bileyim. Onunla konuşunca sanki biliyormuş gibime geliyor. Utanıyorum. -İlahi... Ben bile kaç yıllık arkadaşımın, iki yıllık durumu kendi yöntemlerimle yeni öğrenmişken onun öğrenmesine imkan yok. -Bilmiyorum... Hadi kalkalım, ders başlayacak. -Öyle olsun bakalım. Hep beraber ayaklanıp sınıfa geçtik. Bugün anfi ekstra kalabalık olacağı için ön sıralar hemen dolmuştu. Mecburen bizimkilerle arka tarafda boş olan sıralardan birine geçtik... Tam adım atıp gideceğim sırada Elif kolumu tutup gitmeme izin vermemişti. -Ne oluyor be. Bıraksana kolumu geçip oturayım. -Az bekle... Tam arka sıramızda seninki ve arkadaşları oturuyor. Canım, ben de senin tam onun önüne oturacağın şekilde oturmayı ayarladım iki dakika da. -Y. Yok olmaz. Heyecandan dersi dinleyemem. Sen geç. -Delirtme beni , geç. Aflayarak geçip boş sıraya oturdum. Tam arkamdaki sırada oturuyordu. Bu ders nasıl bitecekti. Ahh Elif bi çıkalım şuradan o saçlarını yolup eline vereyim de sen gör... Kendimi toparlayıp dün çıkardığım ders notlarını açtım. Caner ağabey gelmeden biraz baksam iyi olacaktı. Caner ağabeu mi, kim. Süt ağabeyim olur kendisi. Kendisi psikolog olmasına rağmen iki yıldır bu üniversite de öğretim görevlisi olarak çalışıyordu. Hem hocam, hem de abim. Gerçi üniversitenin sınırları içinde Caner hocaydı benim için.... .... Dersin başlamasıyla arka sıram da oturan şahsı boş vererek kendimi derse verdim. Hoş maviş arka sıram da otururken imkansızdı... Hocanın özellikle üstünde durduğu konular, benim tam da şu an çıkardığım konular üzerineydi. Bir ara Elif notlarıma bakarak konuşmaya başladı. -Kız Zeyno. Nasıl oluyor da her derste önemli konuları hemen buluyorsun. Kafan nasıl işliyor. -Allah vergisi be güzelim. -Iğhh, Barış ile takıla takıla onun gibi konuşmaya başlamışsın. -Ne var be. Ona kardeşime benzemeyeyim de kime benzeyeyeyim. Gözlerini devirip önüne döndüğün de gülümsedim. Allah aşkına insan kardeşine benzemeyecek de kime benzeyecek. Anamız bir, babamız bir illa ki olacak böyle şeyler... .... Dün Allah'tan not çıkarmıştım yoksa şimdiye kırk defa uyumuştum. Ders iyi hoş da konular git gide sıkıcı olmaya başladığı için çekilmiyordu... Elif ' in verdiği yoklama kağıdına adımı soyadımı yazıp imzamı attıktan sonra arkamda oturan mavişe verdim. O da birazdan imza atardı... Acaba günün birinde aynı deftere de imza atarmıydık be maviş... Zeynep Aksoy' dan Zeynep Toprak' a geçiş yapmak çok güzel olurdu bee. Zeynep Toprak kulağa da hoş geliyor... Yuh Zeyno yuh.Yine olmayacak şeyler düşünmeye başladın.... Herkes ayrı bir kafa da olduğu için başımı sabahtan beri bana göz kırpan masanın üstüne koydum. Gözlerimi azıcık dinlerdirsem hiç birşey olmazdı... Tam uykuya dalacağım sırada kolumun cimciklenmesiyle irkilerek doğruldum. Ne oluyor, iki dakika insanı uyutmadılar. -Ne oluyor ? -Caner hoca sana sesleniyor. Başımı sallayıp Caner ağabeye baktım. O da bana bakıyordu. -Zeyno, dışarı da seni bekliyorum. Diyerek elindeki laptopu ve dosyaları alarak sınıftan çıktı. Allah aşkına Zeynep nerede, Zeyno nereden çıktı... Caner ağabeyle olan durumu sadece Elif bildiği için şu an bütün gözler üstümdeydi... Caner ağabeyi daha fazla bekletmemek adına hemen toparlanıp sınıftan çıktım. Etrafıma baktığım da ileri de bekleyen Caner ağabeyin yanına gittim. -Selamun aleyküm Zeyno. -Aleyküm selam ağabey. Ama Allah aşkına Zeyno deme bana. Zeynep de. Herkes tuhaf tuhaf bakıyor. -İyi söylemem. -Beni niye çağırdın ağabey? Gülerek konuşmaya başladı. -Sanırım Mert ile ufak bir anlaşmazlık yaşamışsınız, biricik kayınvaliden diyo ki bu akşam al gelinimi gel maaile oturup bir yemek yiyelim. Gençler barışsınlar. İnsan hiç müstakbel eşinin üzülmesine gönlü razı olur mu? Tam cevap verecektim ki yanımızdan sinirli bir şekilde ışık hızıyla geçen Asaf ' ı gördüm... ??? "04.08.2023"
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD