2.BÖLÜM ÇARPIŞMA

1162 Words
Selamun aleyküm Keyifli okumalar... ☆☆ -Asaf kim, Zeynep? -Geçen hafta dediğim gibi haksızlık yaptığım tek kişi. Daha doğrusu haksızlık yapmamak için yarı yolda bıraktığım kişi. -Anladım... Nasıl tanıştınız, anlatmak ister misin? -Elbette , ama baştan söyleyeyim Yeşilçam' daki tanışma sahneleri gibi. Anlatınca ne demek istediğimi anlarsınız. ☆☆ Dün geç yatmanın ceremesini çekiyordum. Sabah namazına kalkmadığım için geç kalmıştım neredeyse. Şalımı düzelttiğim sırada alt kattan bağıran annemin sesini duydum . -Hadi Zeynep otobüsü kaçıracaksın. -Tamam anne. Annemin sesiyle masamın üstündeki ajandamı ve ders notlarını alarak odadan çıktım. Hızlıca alt kata inerek ayakkabılarımı alıp, annemi öptüm. -Akşama görüşürüz. Allah'a emanet ol. -Sen de kızım. Aman aç kalma, bol bol suyunu iç. Gün için de merak da bırakma beni. -Bırakmam sultanım. Kapının önünde ayakkabılarımı giyerek hemen evden ayrıldım. Bir saat sonra dersim vardı, otobüsu kaçırırsam büyük ihtimalle derse geç kalacaktım. Koşarak durağa gittiğim de telefonumu çıkarıp, otobüsün kaç dakikası olduğuna baktım. Otobüsün gelmesine iki durak vardı. Şükür ki bugün şanslı günümdeydim. Birkaç dakika sonra otobüsümün geldiğini görünce yerimden kalkıp sıraya girdim. Her zaman ki gibi otobüs tam da durduğum yer de kapısı açıldı. Ahh üç yıl oluyordu bu otobüsü düzenli olarak kullanıyordum. Tabi ki de artık hangi gün hangi şoför olacak ya da tam olarak duracak diye artık ezberlemiştim. Kartımı okutup arka tarafa doğru yürüdüm. Son duraktan bir durak önce ki durak da ineceğim için arka taraflarda durmam daha iyiydi. Her zaman oturduğum koltuğun boş olduğunu görünce gözümden çıkan kalpler eşliğinde hızlıca boş koltuğa oturdum. Koltuğum mu? Ters ve tam olarak tekerleğin üstünde olduğu için genel de kimse oturmayı sevmezdi. Ha bir de yaşlı teyze veya amcalar bu koltuğa oturmayı sevmezlerdi. İyi niyetli(!) teklifimi geri çeviriyorlardı . Ters olduğunu söyleyip, reddediyorlardı nazik teklifimi. Midem bulunmadığı için azcık çakallık yapıp o koltuğa oturuyordum. Neredeyse otuz duraklık yol gidiyordum, bu yüzden oturmak farzdı bana. Koltuğa iyice kurulduktan sonra evden çıkmadan önce şalımın altından kulağıma taktığım kulaklığımı telefona taktım. Ben de bu cinstim. Telefona kulaklığı takmasam da kulaklığı kulağıma koyardım. Çünkü sonradan böyle birşey yapmaya kalksam şalım ya da bonem bozuluyordu. Ben de her ihtimale karşı böyle yapıyordum... Müziği açıp, sosyal medya hesaplarım da dolanmaya başladım. Sanırım en çok twitter da dolaşıyordum. Bu uygulama sayesinde herşeyden haberim oluyordu. Gündem de yine aynı konuları görünce telefonumu kapatarak dün akşam çıkardığın ders notlarına bakmaya başladım... Bugün en sevdiğim derslerden biri vardı. Psikolojiye Giriş... Ahh dersi de öğretim görevlisini de seviyordum ama... işte o ama vardı. Bugün ortak Fizyoterapi ve Rehabilitasyon bölümü ile ortak dersimiz vardı. Geçtiğimiz iki yıl ki gibi. Çocuk Gelişimi ve Fizyoterapi ve Rehabilitasyon bölümü Sağlık Bilimleri Fakültesinde yer aldığı için her dönem, hatta her yıl bir ya da iki ortak dersimiz oluyordu muhakkak. Aslında üniversitenin ilk yılında bu durum canımı sıkıyordu, gerçi hâlâ sıkıyor. Ama yapacak birşey yoktu. Bilindiği üzere Çocuk Gelişimi bölümünü çok fazla tercih eden erkek olmuyordu. Bu doğruluğu üniversiteye başladığım da gözlerimle de görmüştüm. Koca sınıfta bir erkek vardı. Geri kalan yirmi dokuz kişi kızdı. Bu durumu seviyordum ama daha sonra diğer bölümlerle ortak derslerimiz olunca işin boyutu değişmişti. İlk yıl güz döneminde Dil ve Konuşma Terapisi bölümüyle ortak derslerimiz olmuştu. Bahar dönemin de Fizyoterapi ve Rehabilitasyon bölümü ile ortak derslerimiz olmaya başlamıştı. Aslında benim için gayet güzel geçen günlerim , artık çok da guzel gitmiyordu... Normal de derslerim bittiği gibi ya eve giderdim ya da kızlarla bir yerlere oturmaya giderdik. O yüzden kimler var ya da kimler yok diye düşünmezdim. Ta ki final haftasında yol da olan kazadan dolayı sınava geç kaldığım güne kadar.... İki yıl önceki yaşadığım anlar gözümün önünden geçmeye başladı. FLASBACK Otobüs ileri de olan kazadan dolayı olduğu yerde istop etmişti. Final haftasındaydık ve bu yüzden gergindim. Çünkü bugün ki dersin vizesine ne kadar çalıştıysam da geçer not alamamıştım. Ki bütün umudum bugün ki sınavdı. Eğer geçer not alamazsam ya dersi alttan alacaktım ya da yaz okuluna kalacaktım. Alttan alma durumu hadi neyse de yaz okulunu istemiyordum. Çünkü özel bir üniversite de yüzde yüz burslu okuyordum ve yaz okula kalmam tonla para anlamına geliyordu. Bunu ne ben ne de canım ailem istemezdi. Aslında Ankara' da okumak istiyordum ama rahatsızlığımdann dolayı bizimkiler bu fikrime pek yanaşmamışlardı. Başta bu duruma üzülsem de sonra düşününce böyle olması daha hayırlısı olduğunu anladım. Olur da onları ikna etsem de bizimkiler ben oradayken rahat olamayacaklardı. Sürekli bu kız nöbet geçirdi mi yoksa iyi mi diye düşünerek kendilerini yiyeceklerdi. Bunu İstanbul' da okurken bile çok net görmüştüm. Birkaç saatliğine evden çıkmama rağmen annem, babam, ablam, erkek kardeşlerim sırayla ararlardı. "Yemek yedin mi, bol su iç" gibi hergün tekrarlayan aramalar. Sekiz yıl olacaktı epilepsi tanısı koyulup, tedavi olmaya başlayalı.Teşhis koyulmadan önce ki süreç çok kötüydü hem benim adına hem de bizimkilerin adına... Gözlerinin önünde nöbet geçirmeme rağmen hiç bir şey yapmadan duruyorlardı. Ellerinden bir şey gelmiyordu. Sürekli hastanelere git gel yaparak sonunda gittiğimiz bir nöroloji uzmanının bizi üniversitedeki hocasına yönlendirmesi olmuştu. Günler süren EEG, BT, EMG, kan testlerinden sonra epilepsi tanısı konulmuştu. O günden beri gün de iki kere olmak üzere ilaç kullanıyordum. Sürece alışmıştım. Altı ayda bir kontrole git, gel yapıyordum... Geçmişi düşünürken arabanın hareket etmesiyle bıraktığım direği hızlıca kavradım. Şöförün ileriden başka yola sapmasıyla biraz rahatlamıştım. Buraları biliyordum, eğer yol da bir sıkıntı olmazsa on beş dakikaya varırdım. İneceğim durağa gelince hemen düğmeye bastım. Tıka basa dolu olan otobüsten zar zor inerek kampüse doğru hızlı adımlarla yürüyemeye başladım. Yürürken bir yandan da telefonumu çıkarıp gittiğime dair anneme mesaj attım. O sırada saatte bakmak anca aklıma gelmişti. On dakika vardı sınavın başlamasına. Gerçi ilk on beş dakika girme hakkım vardı ama bu sefer de kısıtlı süre de sınav olacağım için stres yapacaktım. Yine de adımlarımı hız kesmeden devam ettirdim . Tam kampüse gireceğim sırada telefonum çalmaya başladı. Arayan Elif' di. -Efendim kuzu. -Nerdesin Zeynep? -Geldim, şimdi içeriye giriyorum. 306 nolu amfi değil mi? Orası diye hatırlıyorum. -Doğru orası. Hızlı ol. -Tamam. Hadi görüşürüz. Diyerek telefonumu sessize alıp amfiye doğru yürümeye başladım. Sınıfa gidene kadar üniversite kartımı ve kimliğimi çıkarmak için cüzdanını çıkardım. İkisini de çıkarıp cüzdanı çantaya atınca yine hızlıca yürümeye başladım. Anlamıyorum niye her sınav da aynı şeyleri yapıyoruz. Niye ikisi masa da olmadan sınava giremiyoruz... -ZEYNEPPP. Arkamdan bağıran Büşra ile ona döndüm. Bu kızın sesinin hiç ayarı yoktu. -Ne oldu? Ne diye bağırıyorsun koridor da, baksana herkes bize bakıyor. -Aman boşver onları, şu çayları alsana sen. Ben lavaboya gideyim, yine sınav stresinden tuvaletim geldi. Çaylar soğumasın. Son söylediği cümle ile gülmeye başladım. Canım arkadaşımın her sınav haftası yaşadığı durumdu. -Tamam canım. Hadi git, hızlı gel. -Tamam, tamam. Bu arada çaylardan biri senin. Elif geldiğini söyleyince sana da aldım. -Teşekkür ederim canım. Elindeki tepsiyi alıp yürümeye başladım. Büşra' da koşarak lavaboya gitti... Asansöre binmek için kafamı çevirdiğim de önünde bekleyen kalabalıktan dolayı vazgeçip merdivenlere yöneldim. Elimdeki kartlar, notlarım ve altı bardaklı çay tepsisiyle zor oluyordu. Şükür ki merdivenlerden kazasız belasız çıkmıştım... Az önce sessize aldığım telefonum yine titreyince aflayarak çıkarmaya çalıştım. Muhtemelen annemdi. Zaten sınava az kalmıştı. Yürürken elimdekilerle zorlanıyordum, hem de yeniden titremeye başlayan telefonumla cinlerim tepeme çıktı... Tam telefonu çıkartın derken çarptığım beden de olduğum yerde durdum. - Ahh. -Dikkat etsene be. ??? "04.08.2023"
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD