bc

VİSÂL

book_age18+
550
FOLLOW
2.8K
READ
HE
drama
office/work place
childhood crush
affair
substitute
like
intro-logo
Blurb

Kapının çalınmasıyla gözyaşlarımı silerek başıma tülbent alarak aşağıya indim. Kapının deliğinden baktığım da Asaf 'ın geldiğini gördüm. Kapıyı açarak geriye doğru adımladım.

-Neredesin Zeynep? Kaçtır arıyorum açmıyorsun, mesaj atıyorum dönüş yapmıyorsun. Ne oluyor sana?

-Birşey olduğu yok, sadece yalnız kalmak istiyorum. Şimdi izin verirsen...

-Yalnız kalmak istiyorsun?

-Evet.

-Hiçbir yere gitmiyorum. Konuşacağız.

-Konuşmak istemiyorum.

-Zeynep delirtme beni. Bir haftadır mezuniyet töreni falan var diye ılımlı yaklaşmaya çalıyorum ama olmuyor. Ne oluyor sana. Bunun mezuniyetle ya da başka birşey değil. Sen de başka birşey var. Konuşmadan bir yere gitmiyorum.

İçeriye geçmek için adımladığında hemen konuşmaya başladım.

-Annemler evde yok.

-Tamam, bahçeye geçelim.

Başımı sallayarak anahtarı alıp Asaf' ın arkasından bahçeye adımladım. Bahçedeki sandalyelere ikimizde oturmuştuk.

-Seni dinliyorum. Niye uzaksın? Bizimkilerle bir problem mi oldu?

-Yok, hayır.

-Ailevi problemler mi?

-Hayır.

-Allah aşkına ne öyleyse Zeynep. Bir problem var ama uzaksın.Farkındamısın bir aya nikâhımız var ama sana ulaşamıyorum. Kendini kapatmışsın. Biz böyle mi bir yastığa baş koyacağız. Annenleri telaşlandırmamak için Elif' i arıyorum, o da saçmalıyor. Elif ile mi tartıştınız?

-YETER... BİTTİ DUYDUN MU BİTTİ.

-Saçmalama Zeynep. Şaka yapmanın sırası değil.

-Saçmaladığım falan yok. Şaka yapar gibi bir halim de yok. BİTTİ.

-Durduk yere "bitti" diyorsun, neden... Neden, neden?

-Sev.. Sevmediğim biriyle evlenemem.

-Sevmediğin? Şimdi mi aklına geldi? Bir ay sonra nikahımız var.

-Şimdi aklıma falan gelmedi. Hep aklımdaydı. Severim sandım ama olmadı, sevemedim. Dünyaya bir defa geliyorum onu da sevmediğim biriyle geçiremem.

-DELİRECEĞİM. GERÇEKTEN DELİRECEĞİM. Elif haklı değil mi? Bana söylediği şeyler doğru. Sırf Gurur denen herifi unutmak için beni mi kullandın?

-Evet... Seni sevmiyorum, sırf Gurur 'u unutmak için sana bir şans verdim ama olmadı,  yapamadım. Unutamadım.

-Sen neymişsin be Zeynep...

-Buyum... Arkadaşının sevgilisini sevmiş ve onu unutmak için başkasının duyguları oynamış biri.

???

chap-preview
Free preview
1.BÖLÜM AİLE
Selamun aleyküm Keyifli okumalar... ☆☆ -Nasılsın Zeynep? -Daha iyiyim. -Geçen hafta anlattıklarından mı devam etmek istersin yoksa dediğin gibi iki yıl öncesinden mı bahsetmek istersin? -İki yıl önceden anlatmam daha doğru olur. Zira öncesine ait pek bir problemim yok. Yani en azından ben öyle düşünüyorum. -Anladım... Sen anlattıkça duruma göre konuşuruz.... Öyleyse başlayalım. Bana aileni, arkadaş çevreni ya da ne bileyim üniversite hayatını anlatmakla başlayabilirsin. -Ailem, klasik Türk ailesi. Pek bir fark yok aslında ama anlatayım. ☆☆ -Salonun da tozunu aldım... Ben kıyafetlerimi değiştirmeye gidiyorum anne. -Tamam kızım. Annemin cevap vermesiyle odama adımladım. Ablamlar gelmeden kısa bir duş alıp, hemen hazırlanmam gerekiyordu. Dolabımdan gerekli kıyafetleri alarak kattaki banyoya geçtim... Neden odamda dizilerdeki gibi banyo yoktu ki. Duş aldıktan sonra hemen giyinerek odama geçtim. Kuruttuğum saçlarımı toplayarak hemen şalımı başıma geçirdim. Eşarptan çok kendime şalı yakıştırıyordum. Yüz şeklime daha çok yakıştırıyordum. Son kez aynadan baktıktan sonra odamdaki dağınıklığı toplayarak salona geçtim. İkizler ve annem oturmuş televizyon izliyorlardı. Babamın gelmesine daha iki saat vardı. Ablam ve eniştem büyük ihtimalle babamdan önce gelirlerdi. Ablam bir yıl önce evlenmişti. Hem işlerinden hem de evlerinin karşıda olmasından dolayı pek bir araya gelemezdik. O yüzden böyle bir araya geldiğimiz günler bizim için çok değerli olurdu. Annemin yanına oturup Ateş' e doğru dönerek konuşmaya başladım. -Mühendis bey, üniversite nasıl gidiyor? -İyi gidiyor abla. Bu soruyu gün de otuz defa sormazsan daha da iyi geçecek emin ol. -Olmaz, tadı böyle çıkıyor. Sen delirince extra mutlu oluyorum. -Orasını bilmem mi. Hem benimle uğraşacağına en sevdiğin kardeşinle ilgilensene. -Bana bulaşmayın. Ablamların gelmesine daha var. Ben odama çıkıyorum. -Nereye oğlum, otur oturduğun yerde. Barış oflayarak kalktığı koltuğa geri oturunca yanına geçerek kedi gibi sırnaştım. Söz de abla olan, büyük olan bendim ama ikisinin de maşallahı vardı boy olarak. Yanlarında küçücük kalıyordum. Kolunu kaldırıp beni yanına çekince konuşmaya başladım. -Ne oldu, neyin var? -Bir şey yok. -Bana öyle gelmedi. -Finaller yaklaşıyor, onlara canım sıkkın. -Başka bir şey yok yani? -Yok. Dedim ya finaller, yaklaştı diye. -Çok takma, senden önemli değil. Ki sen her türlü yaparsın. -Yaparım yapmasına da geçen hocayla tartıştık, adam kıllık yapmasa iyi. -Az şu dilini tutsan birşey olmayacak. -Ne yapayım, susayım mı? -Susma ama medeni insanlar gibi konuşarak hallet sorunlarını. -Aman öğretmen hanım konuştu. Peh... Senin bu sakin hallerin beni delirtiyor. -Sen ne anlarsın çocuk. -Çocuk mu? Güldürme beni abla. Yan yana gelsen seni benim kardeşim sanarlar. Boyumun, posumun maşallahı var. -Boy varda gerisi yok. Allah boy vermiş, akıl hak getire. -Abla valla beni yine güldürüyorsun, Allah' da seni güldürsün. Boy desen var. Eee, karşımda geleceğin en önemli mimarlarından biri duruyor. Sen de hâlâ akıl yok de. Biz böyle konuşurken gelen zil sesiyle ayaklandım. Ateş kapıyı açınca karşımızda ablam ve eniştem duruyordu. Onlar içeriye geçince enişteme başımla selam verip , ablamla sarıldım uzun uzun. Sürekli telefonda konuşuyorduk ama yüz yüze konuşup, dertleşmek tabi ki ayrıydı. Hep beraber salona geçip koltuklara yönelmiştik. Annem ablamı esir almışken ikizlerde eniştemle dün ki maç ile ilgili konuşuyorlardı. Daha doğrusu tartışıyorlardı. Futbol seviyordum ama onlar kadar değildi tabiki. Maçları bizimkilerle birlikte izlerdim, onlar gibi körü körüne birini savunup, diğer takımı kötülemezdim ama erkekler öyle değildi sanırım. Tuttukları futbol takımı sanki hayatlarının en önemli varlığıydı.... Babamın gelmesine yakın annemlerle mutfağa geçip yemeklerin altını açmıştık. Hava güzel diye de masayı ablamla birlikte bahçeye kurmuştuk. Evimiz iki katlı , bahçeli bir evdi. Üst katta üç oda, lavabo ve banyo vardı. Alt katta ise iki oda , mutfak ve lavabo ve banyo vardı. Üst katta bir oda da zamanında ablamla ben kalırken şimdi oda da tek başınaydım. Diğer odalardan birinde ikizler kalırken sona kalan diğer oda ise misafir odası gibi birşeydi. Misafir odası derken oda da koltuk takımı vardı, hani açılanlardan. Bir de küçük bir konsol. Alt katta ise annemlerin yatak odası ve salon vardı. Salon aslında bu evi ilk aldıklarında iki küçük odadan oluşuyormuş, babamlarda odalar arasında kolon olmadığı için odaları birleştirip büyük bir salon yapmışlar. Bu evde büyümüştük hepimiz. Güldüğümüz , ağladığımız her anımız bu evde gerçekleşmişti. Bu ev hem mutluluğumuza hem de mutsuzluğumuza şahit olmuştu. Bahçesinde oynadığımız oyunlar, yasaklı çikolataları gizlice yediğimiz ağaç dalları. Her tarafı anı doluydu. Huzur ve mutluluk dolu günler ... Biz mutfakta otururken çalan zil ile ablam koşarak kapıyı açmaya gitmişti. Hani kızların ilk aşkı babaları durumu varya , ha işte o durum bizim evde de geçerliydi. Ablamla birlikte tam bir baba aşığıydık. Babacı kimliğimiz baskındı. Kimi zaman annem yalandan sitem ederdi ama bu halimiz en çok onun hoşuna giderdi. Gerçi biz babacıysak da ikizlerde tam bir anne delisiydi. Anneme asla laf söyletmezlerdi. En basitinden yemeğin tuzu fazla kaçmış desek bile hemen pençelerini çıkarırlardı. Sanırım ilerde evlendiklerinde eşlerinden çok çekeceklerdi. Ana kuzusuydu ikisi de, tabi bu işin şakası. Babamın kıyafetlerini değiştirmesiyle hep beraber bahçeye çıkmıştık. Biz yemekleri doldururken ikizlerde semaveri yakmaya çalışıyorlardı. Babamla da eniştem iş hakkında sohbet ediyorlardı. Bizim sanayi sitesinde küçük bir büfemiz vardı. Aslında büfe demeye bin şahit ister. İlk açtığımız zaman büfe diye yola çıkmıştık. Zamanla işler beklediğimizden iyi olunca babam daha büyük bir yere taşımıştı. Mekan büyük olunca içeriye küçük üç tane masa da koymuştu. Zamanla işlere yetişemeyince yanına birini ise almıştı. Zaten bizim ikizlerin boş günleri olduğun da ya da acil durumlarda ikisi de giderdi. Annem ise ev hanımıydı. Zamanında kendisi okuyamadığı için bizlerin okumasını çok istemiş ve hep desteklemişti . Daha sonralar da bizim de teşvik etmemizle açıktan liseyi bitirmişti. Şimdilerde ise üniversite sınavına girmesi için ikna etmeye çalışıyorduk ama kendisi benden geçti artık diyerek üniversite durumuna pek yanaşmıyordu. Biz de zorlamak istemiyorduk. Kendisi istese biz zaten her türlü destek olurduk. Üniversite yerine iki yıl önce de pastacılık kursuna gitmişti ve evde doğum günleri ya da özel günler için pasta yapıyordu. Genelde müşterileri ise ikizler ve ben sosyal medyadan bulurduk ya da çevremizdekilere önerirdik. Hobi olarak girdiği bu yol , aslında kendi ayakları üstünde durması konusunda çok iyiydi. Kazandığı parayı hem kendisi için kullanır hem de hesabına yatırırdı. Tabi bu durum biz üç kardeşin de işine gelirdi, canım annem ne zaman erkenden harçlığımız bitse bize hızır gibi yetişirdi.... Ablam, hemşire iken, erkek kardeşlerim ise yani ikizler , Ateş makine mühendisliği birinci sınıftaydı. Barış ise iç mimarlık birinci sınıf öğrencisiydi. Aramızdaki yaş farkının az olması çok iyiydi. Kimi zaman kardeş, kimi zaman da birbirimizin en yakın arkadaşı oluyorduk. Gerçi ablamla benim aramda beş yaş vardı... Ablam geçtiğimiz yıl evlenmişti. Kuzenlerim falan da evlenmişti ama ablamın ki çok farklıydı. Normal de kedi, köpekten farkımız yoktu ama o gidince boşlukta hissetmeye başladım. Ablam, abladan çok küçük bir anneydi benim için. Abla, arkadaş, anne, dost... ☆☆ -"İçin " dedin. Şimdi öyle değil mi ablan. -Aramızda görünmez bir duvar var artık. Kanlı bıçaklı, düşman değiliz ama eskisi gibi de değiliz. -Ne oldu, ne oldu da anne gibi gördüğün ablan artık bir yabancı senin için? -Zamanı gelince anlatırım. Şimdi konuşmak için kendimi hazır hissetmiyorum. -Anladım... Devam edebilirsin. ☆☆ ..... Bol sohbetli bir yemeğin ardından ablamla birlikte masayı toplarken Barış çay servisi yapmış, Ateş ise tatlı servisini yapmıştı. Annem ne kadar tatlıyı da yapmak istese de ablam izin vermeyip kendisi yapıp getirmişti. Ablamlar gittiğinde saat neredeyse gece yarısını geçiyordu. Biz annemle mutfağı toparlarken ikizlerde bahçeyi toplamıştı... Herkese iyi geceler diyerek odama çekildim. Bugün dersim yoktu ama çok yorulmuştum. Annem sabahın köründe temizlik işine girişmişti, benden yardım istememişti ama o yapınca içime sinmeyip yardım etmiştim. Bu günlerde namaz kılmadığım için hemen pijamalarımı giyerek, ilacımı içip yatağa zıpladım. Bir an önce sabah olsun da derse gideyim. Yarın en sevdiğim günlerden biriydi, iki gündür görmediğim Asaf' ı görme günümdü. Bekle beni Asaf. ??? "☆-☆" olan yerler psikolog ve Zeynep arasında geçen konuşmalar. Şimdiki zamana gelene kadar böyle olacak canlarım. "04.08.2023"

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Kalbimin Derininde

read
11.2K
bc

KALP HIRSIZI (Hırsız Serisi-2)

read
8.6K
bc

SINIR (TÜRKÇE)

read
18.8K
bc

Leyl Tutkusu

read
413.8K
bc

HÜKÜM

read
162.8K
bc

Ufaklık | Texting

read
2.7K
bc

Yasak İlişki (+18)

read
11.3K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook