14- Köşe Kapmaca

1140 Words
Ertesi sabah ilk iş Leyla amirime yani anneme teslim etmiştik çakmağı. Sabah sabah daha afyonumuz patlamamıştı ki Kemal göründü bizim katta. Amirin odasından hızlıca çıkıp masama geçtim. Ceylin'e de bir şey sorsa bulabilirdim böylece. "Selam kızlar." dedi yılışık Kemal. "Günaydın." dedim kestirip atarak. "Ya Irmakcığım sana bir şey sormak istiyorum, bir kadını araştırıyorum, ismi Gökçe Aygün. Asayişte bir durum oldu da herhangi bir tanıklığı olur, cinayete teşebbüs olur bir kaydı var mı bakabilir misin?" dedi. "Tabii bakayım hemen." dedim içimden gülerek. Bir süre bilgisayarımdan dosyaları karıştırdım. "Ah bir kayıt var görünüyor ama açılmıyor, sanırım Leyla amirimin şifreli dosyalarında, şifreleri bilmiyorum hiç." dedim suratımı düşürerek. "Hadi ya Ahlas amirim erişir belki sorsana. Sizin aranız iyi." dedi pişkin pişkin. "Aramız iyi mi, o benim erkek arkadaşım. Ama tabii büroda olduğumuz sürece amirim ve seni temin ederim en sevmediği şey ilişkimizi gizli şifrelere ulaşmak için kullanmam olacaktır." dedim kaşlarımı çatarak. "Doğru haklısın. Ben başka bir yol bulayım madem." dedi süngüsü düşmüş bir vaziyette. "Pardon ama sen neden yol yordam arıyorsun, söyle Sevgi amirine, Leyla amirimden rica etsin bu kadar önemliyse." dedim omuz silkerek. "Doğru...söylüyorsun, öyle yapayım madem sağ ol." diyerek kalktı yerinden adamlara verecek bir cevabı olmadan kalkıp gitti kendi ofisine. Aşağıda konuşlanmış asayişin bile tanımadığı adamlar takip ediyordu Kemal'i. Dün dosyayı verirken görüntü almışlardı, istediğimiz an ipini çekebilirdik ama bizi yönlendireceği çok isim olduğu için zaman tanımıştık. O'nu takip edenler emniyetten değildi, Ahlas'ın Selo abi dediği, teknik detaylarla ilgilenen mühendis gibi bir adamın adamlarıydı. Böylece Kemal'in tanıma veya şüphelenme ihtimali kalmıyordu. Kemal sıkıntılı bir şekilde bizim katın etrafında dolaşıp durdu bütün gün. Vakti kalmamıştı, Piç Anıl bir gün sonra hakim karşısına çıkacaktı ve çakmağın üzerinde Piç Anıl'ın parmak izleri bulunmuştu. Hemen savcıya bir rapor ekinde gönderdiğimiz parmak izi detayı artık "Kızı beğendiğim için takip ettim" bahanesini geçersiz kılacaktı. Zaten deli gibi şahit arıyordu ortalıkta Piç Anıl'ın adamları. Ertesi gün mahkemeye çıkmadan tanıkların hakkından gelebilirlerse olaydan yırtabileceğini düşünüyordu. O tek sahte umudunun peşinde anlamsızca koşarken, benim çekmeceme nasıl fırlatıldığı konusunda hiçbir fikrim olmayan çakmak çoktan Anıl'ın ipini çekmişti. O gün Kemal ile köşe kapmaca oynamaktan çok yorulmuştum. Yorgun argın çıkarken Ahlas arkamdan yetişti. "Az önce ofise kim geldi bil bakalım." dedi. "Bilmem Kemal'dir kesin." dedim otoparka doğru yürürken. "Hayır Irmak annesini ziyarete gelmiş, sence kağıdı vermeli miyim?" dedi. "O'nu vereceğin zaman önemli, öyle gelişi güzel bir anda verme bence." dedim. "Tamam." dedi cebindeki araba anahtarını çıkartırken. "Dur biraz, Leyla amirim ile birlikte otoparka gelecekler birazdan. Birlikte görünelim. Dikkatini çek." dedim. Başını salladı gerçekten de beş dakika sonra ana kız otoparka gelmişlerdi. Biz onları hiç görmemiş gibi davranıyorduk. Ben sırtımı Ahlas'ın aracına dayamıştım. O da bana dönüktü ve sohbet ediyor gibiydik. "Anne bunlar birlikteler mi?" dedi Irmak. Neredeyse sesini bize duyurup dikkat çekmeye çalışıyordu. Ah benim gençliğim, ne komik numaralarım vardı. "Evet, öyle görünüyorlar, bakma kızım, ayıp şimdi fark ederlerse utanırlar." dedi annem gülerek. "Fena değilmiş gerçekten de şu Ahlas, kızların peşinden koştukları kadar var." dedi Irmak. Ahlas sırıtmaya başladı, neyse ki o sırada ben konuşuyordum da bana gülüyormuş gibi göründü. "Hadi araca geç gidelim." dedi fısıltıyla. Onunla mı gidecektim? Heyecanlanmıştım ama cümlesini ikiletmedim. Irmak annesiyle araçlarına binerken biz de Ahlas ile araca binmiştik ve yarım saat sonra kendimi yine Ahlas'ın apartmanında bulmuştum. Müsaade isteyip bir taksiye atlayıp kendi evime döndüm. Bu sefer onun evinde kalmayacaktım, görevse görev, rolse rol, gereğini yapmıştık. Ahlas’ın her gün gözlerinin içine baktığı kişi bendim belki, ama sarmaya çalıştığı yaralar kendi yaralarıydı. Ben de onca zaman öteden, onca kederli yıldan sonra kendi yaralarımı sarmaya gelmiştim. Bunu yaparken de eminim Ahlas’ın da annemin de babamın da yaraları sarılacaktı. Kendime yoğunlaşmalıydım kesinlikle. Her yaranın bir hikayesi vardı, benimkisi ise tamamen fantastik bir hikayeye dönüşmüştü. Piç Anıl'ın gözünün kenarındaki yarasının da bir hikayesi vardı belki, ama Ahlas ve benim yaralarım dışarıdan görünüp merak uyandıran cinsten yaralar değildi. Ben ondan kim olduğumu saklıyordum, o ise ben hariç herkesten saklıyordu kim olduğunu. Bensiz nasıl bir adam olduğunu görme şansına sahip oluyordum şu aralar. Ama kalbim çok yanmıştı, hayatın bana yepyeni bir fırsat vermiş olmasına mı sevineyim, yoksa tam olarak göremediğim geçmişime, idrak edemediğim için harcadığım dünyanın en güzel aşkına mı üzüleyim... Eve vardığımda o kadar çok yorulmuştum ki, koltukta sızıp kalmışım. Bir iki saat geçmişti ki, kapının ziliyle uyandım uykumdan. “Ceylin ya anahtarını mı unuttun gene?” diye söylenerek kapıyı açtığımda karşımda Ahlas Ateş duruyordu, ama elinde tencereler ve kaplarla. Kahkaha attım onu böyle görünce, bana yemek mi yapmıştı o? "Sen bana yemek mi yaptın?” dedim şaşkınlıkla. “Evet köfte, pilav ve piyaz var menüde. Ama sana değil Ceylin’e de yaptım, sonra amirimiz bizi çok çalıştırıyor aç bırakıyor diye söylentiler çıkmasın lütfen.” dedi gülerek. “Amirim, kötte piyaz ve pilav gibi şeyler duydum merdivenlerden çıkarken, sevinçten gözlerim yaşardı.” dedi arkadan bir anda beliriveren Ceylin. “Hadi geçin içeri.” dedim gülümseyerek, hemen gidip dolaptan marul, taze soğan, salatalık gibi malzemeler çıkarıp bir de güzel bir salata yaptımi, piyaz da vardı gerçi ama olsun, bizim de çorbada bir tuzumuz bulunsun. Üçümüz yemek sofrasında kahkahalarla gülerek sohbet etmeye başladık. Ne konuştuk, ne zaman o kadar eğlendik bilmiyorum ama ekibe Ceylin’i de katsak çok eğlenecektik belli ki. Ben sanırım yavaş yavaş bu yeni Irmak olmaya alışıyordum. Ya zamanı geldiğinde bu halimden vazgeçemezsem? Ya sonsuza kadar bu bedende kalırsam? “Amirim bu gece burada kalıyorsunuz değil mi?” dedi Ceylin bastırarak. "Kal kal, yarın birlikte doğrudan mahkemeye geçeriz beraber. Çakmağın varlığı kasten adam öldürmeye teşebbüs iddiasını da ortaya atıyor, hakim oradan da ceza verirse epey bir ceza alır." dedim keyifle. Ama sonra düşününce aynı odada yatmayacak olmamız gözüne batacaktı Ceylin’in. “Tabii salonda yatman şartıyla.” dedim bastırarak. “Nasıl ya?” dedi Ceylin dayanamayarak. “Biz de böyle, evlenmeden öyle çok samimi olmaya gerek yok.” dedim kendimden emin görünmeye çalışarak. “Ben de böylesini tercih ediyorum.” dedi Ahlas onaylayarak. Ceylin ikimize de çölde kutup ayısı görmüş gibi bakıyordu. Ben hemen konuyu Anıl’a getirerek kapatmayı denedim. "İnşallah, o Anıl Karasoy içeriden hiç çıkamasın hatta onu şişlesinler mümkünse!" dedim öfkemi saklamadan. "Sana ne oluyor, adam benim hayatımın aşkını aldı elimden, amirimin evi yandı ama sen hepimizden öfkeli görünüyorsun." dedi kaşlarını kaldırarak Ceylin benim cümlemle birlikte sıkılıp mutfaktan soda almaya gittiğinde. "Saydığın isimler benim için değerli insanlar, sonra Irmak da var, sen aşkını kaybettin, o hem aşkını kaybetmiş hem hafızasını ve bunca olayın arasında aslında masum bir çocuk sadece, en suçsuzunuz." dediğimde gözleri şaşkınlıkla irileşti. "Başta şüphe ediyordum senden biliyor musun, Irmak sırrını keşfettiğin için hayatıma sızmak için bir taktik sanıyordum. Ama yok sen gerçekten orijinal birisin, Irmak'ı düşünüyorsun gerçekten." dedi. "Hakkımda şaşıracağın daha çok şey var, ama merak etme, sana ne dediysem o, bir yere sızmaya çalışmıyorum, daha da senin kanayan, sızıntı yapan acılarını tamir etmenin peşindeyim." dedim. "Peki ben senin için ne yapabilirim?" dedi açık sözlülükle. "Hep gülsen yeter aslında." dedim. Aşk gelip aramıza konmamıştı belki bu hayatta, bu şansta.. Ama bana değer verdiğini, artık onun için bir anlam kazandığımı bakışlarından anlayabiliyordum.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD