Yemek masasında rahatsız edici bir sessizlik vardı. Rauf, iştahları kaçmaması için Öykü ile konuşmayı sonraya sakladı. Biliyordu ki Öykü yine kendi hayatı masaya yatırılınca huzursuz olacaktı. Yemekler bitti, sofra toplandı fakat kimse yerlerinden kalkmadı. Öykü ve Misbah’ın işi bitince onlarda yerlerine geçtiler. “Yavrum…” diyen adama üç kişinin bakışı kalktı. Tebessüm ederek “Küçük yavrum” diyerek durumu netleştirdi. Öykü önceliği aldığı için diğerlerine sırıttı. “Bugün bazı eski dostlarımla görüştüm. Sana yardımı dokunacak önemli insanlar. Arkanda hatırlamadığı fakat seni şekillendiren uzun yıllar var. Bir ailen, bir kimliğin var. Onları bulmamız gerekiyor. Bize yardımcı olmalısın. Öncelikle resmin ve uyandığında bulunduğun hastaneyi bilmemiz gerekiyor. Hastanenin adını hatırlıyor mu