13

2030 Words
13 6 Ay Sonra Alaz kulağına dolan alarm sesi ile yüzünü buruşturarak kafasını yastığın altına göndü. İki eli ile yastığı kafasına bastırırken sesin kesilmesini ümit etti ama alarm giderek artan bir melodi ile çalmaya devam etti. “ Hay sikeyim ya “ Alaz sinirle yastığı çekip komidinin üzerinde ki telefonuna uzandı. Alarmı kapatıp sessizleşsin ortam ile tekrar başını yastığa koyduğun da huzur ile gözlerini kapattı . Gece geç yatmıştı ve çok uykusu vardı. Lanet alarm çalmasaydı uykusu bölünmeyecekti. Uykuya dalmak üzere olan beyni bir kaç saniye düşündü. Neden alarm kurmuştu ki? Kendi kendine sorduğu sorunun cevabını da bir kaç saniye düşündü. Sonrasında ise hızla gözleri açıldı. “ Siktir .” Hemen doğrulup saate baktı. Neredeyse öğle olmuştu ve telefonda bir sürü arama ve mesaj vardı. Telefonu sessize aldığı için hiç birini duymamıştı. Üstelik çalan alarm da sürekli erteleyip durmuş olmalıydı çünkü normalde bir saat önce uyanmış olması gerekiyordu . Hemen yataktan çıkıp son aramalara girdi. Hoparlöre alıp giyinmeye başladı. Havalar çok sıcaktı ve yazlık bölgedeydi. Şortunu altına geçirip açılan telefona cevap verdi. “ Nerdesin oğlum sen ?” “ Uyumuş kalmışım ya .” “ Alaz başlarım sana da uykuna da . 11 de buluşacağız demedik mi dün lan .” “ Ya tamam çıkıyorum şimdi. “ Alaz arabasının anahtarını alıp kapıdan çıkarken telefonun diğer ucunda ki adam sinirle soludu. “ Kızlar çoktan geldi. On beş dakika içinde burda ol. “ “ Özgür tamam lan geliyorum .” Telefonu kapatıp yola koyulurken Alaz sahile doğru direksiyonu çevirdi. Uzun zamandır buradaydı. Tabi ki böyle turistik bir yerde o kadar uzun süre yaşaması imkansızdı. Bunu ise tamamen Tuğraya borçluydu. Adam resmen Alazın elinden tutmuş psikolojisini düzeltsin diye elinden geleni yapmıştı. Alaza abilik yapmış ona her desteği vermişti. Kaldığı ev Tuğraya aitti. Tuğranın ailesinden kalan yazlık evdi. Alaz ilk bir aydan sonra işe geri dönmek zorunda kalmıştı ama halen yaşadıkları yüzünden kendini toparlayamadığını gören Tuğra ona yazlık evinde kalabileceğini söylemişti. Alaz tabi ki bunu kabul etmişti. Zaten uzaklaşmak ona çok iyi gelecekti. Hemen Antalyaya gelmiş ve Tuğranın evine yerleşmişti. Başlarda soğuk havalar yüzünden biraz sıkıntı çekse de havaların ısınması ile güzel zamanlar geçirmeye başlamıştı. Üstelik bir süre sonra çevre bile edinmişti. Maddi olarak ise fazla bir sıkıntı çekmemişti . 6 aydır düğün için biriktirdiği parayı kullanıyordu . Sevdanın lüks sevgisi yüzünden düğünde her şeyin en iyisi olsun diye bayağı da yüklü bir miktar biriktirmişti . Şimdi ise o paraları arkadaşları ile yiyordu. Sonun da varacağı yere geldiğin de arabayı park edip indi. Anahtarı cebine atıp cafeye doğru adımladı. Aradığı kişiyi gördüğün de içi sıkılarak o tarafa doğru yürüdü. Özgür ile burada tanışmıştı. İyi adamdı. Tatil beldesin de bir gece klübünde çalışıyordu. Beş aydır birlikte takılıyorlardı. Ona yüzeysel olarak yaşadıklarını anlatmıştı. İsim ve ayrıntı vermemişti ama nişanlısı tarafından aldatıldığını söylemişti. Özgür de onun haline üzülüp devamlı Alaza kız ayarlamaya çalışıyordu. Ve yine o anlardan birindeydi. Yanında ki kızlardan biri Alazı gördüğün den beri ona takık bir kızdı. Dün geceden Özgür ısrarla onu kahvaltıya çağırdığın da buluşacağı kişinin o kız olduğunu bilse uykusunu bölüp te asla gelmezdi. Kız yapışkan zengin şımarık biriydi. “ Günaydın .” Alazın sesi ile masadaki dört kafa da ona döndü. İki erkek iki kızdan oluşan grup “ Sonun da “ derken Alaz mahcup bir şekilde tek boş olan yere Aleyna’nın yanına oturdu. “ Günaydın canımm “ Alaz yanında ki kızın kulağını tırmalayan sesine zoraki gülümseyerek başını salladı. “ Siz başlasaydınız keşke .” Özgür gözlerini devirirken onun yanında oturan diğer kız Ayla tüm somurtkanlığı ile konuştu. “ Aleyna hanım sen gelmeden yedirdi de sanki .” Aleyna kıkırdarken Alaz bıkkın bir şekilde Özgüre baktı. Özgür ise omzunu silkip sipariş vermeye döndü. Çok acıkmıştı. Aleyna’nın Alaza yavşamaları dışında keyifli geçen kahvaltıdan sonra hepsi sahile indi. Yan yana duran şezlonglara oturdular . Kızlar bikinileri ile güneşlenirken Alaz sadece üzerini çıkarmış telefonuna bakıyordu. Tuğra başkomiserin mesajını görünce hemen adamı geri aradı . Ayaklanarak diğerlerinden uzaklaşırken kendine içecek bir şeyler almaya yöneldi. Tuğra başkomiserin sesini duyduğunda hızlıca kendine alkolsüz bir şey söyleyip sırtını sandalyeye yasladı. “ Aramamı söylemişsin abi .” “ Evet. Nasılsın Alaz .” “ İyiyim abi sağol .” Yalnız kaldıklarında artık ona abi diye seslenen Alaz bunun rahatlığı ile önüne koyulan sıvıya bakıp ağzına götürdü. “ İyi olmana sevindim. Çünkü artık geri dönmenin vakti geldi .” Alaz duyduğu sözler ile içi sıkılarak derin bir nefes verdi. “ Aslında daha tam kendimi toplamadım sayılır . Yani biraz daha -“ “ Alaz ! “ “ Tamam başkomiserim . Ne zaman döneceğim ?” Alaz yüzü düşerek yüzünü kumsala çevirdi. Etrafında gelen geçeni izlerken kulağı Tuğranın söylediklerindeydi. “ Haftaya başlama yapacaksın . Senin için özel bir görevim var .” Alaz kaşlarını çatarak o özel görevin ne olduğunu sormak istese de kendini tuttu. Eğer telefonda söylenecek bir şey olsaydı. Tuğra çoktan ona anlatmaya başlardı zaten . “ Tamam başkomiserim .” Alaz görev modundan anında sıyrılıp “ Onlardan haber var mı ?” diye sordu. Geçen zaman için de Sevda ve Kenanın haberlerini almaya devam etmişti. İçinde ki kin asla soğumamıştı. Onları en güzel anlarında mutluluklarından vuracaktı. “ Var. Taşınıyorlar . Ayrıntıları geldiğinde anlatırım .” “ Nereye taşınıyorlar ?” “ Geldiğin de anlatırım Alaz . Hadi uzatma . Sana iyi tatiller .” Tuğra telefonu kapattığın da Alaz sıkıntı ile telefonunu indirdi. O ikisinin geçen ay evlendiğini duymuştu. Haberi aldığın da sinirden ortalığı dağıtmıştı. Sinirinin sebebi halen Sevdayı sevmesi değildi kesinlikle . Onların mutluluğuydu . O ikisini takıntı haline getirdiğinin farkındaydı ama içinde onu dürten İntikam duygusundan kurtulamıyordu. “ Seçimi size bırakıyorum. Ama alkolsüz olsun lütfen . Ve iki tane olsun .” Alaz yakından duyduğu ince ses ile irkilerek sağına döndü. Gördüğü yüz ile şaşkınlıkla ona bakakaldı. Her zamanki asaleti ve zarafeti ile biraz ilerisinde duruyor ve içeceklerini bekliyordu. Onu en son gördüğün de o restaurantta yıkılmış halde sessizce gitmişti. Şimdi ise gülümseyen yüzü ile etrafını inceliyordu. Kendine engel olamadan “ Ekin hanım ?” dediğin de kadın ona döndü ve gözlerin de aynı şaşkınlık ile ona baktı. “ Alaz Bey .” Alaz oturduğu sandalyeden kalkıp kadının yanına geldi. Bir an nasıl davranacağını şaşırdı. Sarılacak kadar yakın değillerdi. Sadece elini uzatabilirdi. Gerçi ikisinin bir araya gelip sohbet etmesi de garipti. Sonuçta karşısında ki kadın, eski nişanlısının kendisini aldattığı adamın eski karısıydı. “ Ne tesadüf böyle .” Ekin, Alazın kafasındakilerden habersiz elini uzattığın da adam da gülümseyerek kadının elini sıkıp bıraktı. “ Öyle gerçekten . Tatile mi geldiniz ?” “ Evet . Yakın arkadaşım ile biraz kafa dinlemeye kaçtık .” Alaz kadının yüzüne bakıp gülümserken yine aynı şeyi düşündü. Bu kadını nasıl aldatmıştı o pezevenk herif . “ Yeni geldiniz sanırım . Ben bayadır buralardayım . Daha önce sizi görmemiştim .” “ Evet . Bu gün geldik . Bir kaç gün buralardayız.” Alaz anladığını belirttiğin de muhabbetin bitmesi ile ikisi de sessizliğe gönülmesi bir oldu. Ne söyleyeceğini bilemeyerek bir birlerine bakarlarken Ekinin siparişinin gelmesi onların kurtarıcısı oldu. “ Ah. Teşekkürler . “ Ekin Alaza dönerek tekrar başı ile selam verdiğin de “ Ben gideyim . Size iyi tatiller “ diyerek arkasını döndü. “ Teşekkürler . Görüşürüz “ Ekin kaşlarını kaldırarak şaşkın bir şekilde başını sallayarak uzaklaşırken Alaz kendi salaklığına kızarak sinirle önüne döndü. “ Görüşürüz nedir ya. Amına koyduğumun salağı. “ “ Ne kendi kendine söyleniyorsun lan ?” Alaz yanına gelen Özgüre bakıp ofladı. O ise Alazı hiç takmayıp “ Hadi kızlar denize girmek istiyor “ diye onu çağırdı. Alaz istemeyerek Özgürün peşine takılırken “ Oğlum Aleyna çok sırnaşık ya . “ diye sitem ederken Özgür ona sırıtarak baktı. “ Seni hiç anlamıyorum Alaz. Kız sana vermeye dünden razı. Sen ise yüzüne bakmıyorsun .” “ İstemiyorum belki kardeşim .” “ Erkeksin lan sen . İstemiyorum diyemezsin .” “ Ben diyorum kardeşim. Benim standartlarım var. Ve Aleyna yanından bile geçmiyor düşüncelerimin .” Özgür ona inanmayarak baktı. Sonra da çoktan denize girmiş olan kızların yanına adımlarken Alaz da onu takip etti. && “ Bu nasıl ?” Ekin elinde ki rujun rengine bakarken arkasını döndü ve Edanın üzerine tuttuğu elbiseye baktı. Ultra mini kırmızı bir elbiseydi. “ Çok cesursun Eda . Fazla açık değil mi sence ?” Eda omzunu silkip “ Yakıştı mı onu söyle bana .” dedi. Ekin ise kızın zaten fit olan vücuduna bakıp “ Yakıştı “ diyerek önüne döndü. O ne derse desin Eda en sonun da kendi istediğini giyecekti ne de olsa. Onun bu hallerine alışmıştı artık. Elinde ki ruju hafifçe dudağına sürerken aynadan Edanın kırmızı elbiseyi bırakıp mavi bir elbise aldığını gördü. İlk eline aldığı elbiseydi ve onu giymeye karar vermiş gibiydi. Ayna da kendine bakarken 6 ay öncesini düşündü. Kenan ile yüzleşmesinin ardından Eda gelmişti. Ekini mutfakta kanlar içinde bulduğun da Emre’yi aramış ve ikisi onu hastaneye götürmüştü. Ekin hemen ertesi gün Kenan’a boşanma davası açmıştı. Şirkette sıkıntıya girmişlerdi . Kenan onlardan aldığı hisseleri en büyük rakibi olan Taşkın şirketine vermişti. Karşılığın da ne aldığını bilmiyorlardı ama Ekine ve ailesine büyük bir kazık atmıştı. Üstelik Kenan sevgilisi ile yakalanmasaydı Ekinin hisselerini kendi üzerine yapmak üzere hazırlıklara giriştiğini de öğrenmişlerdi. Eğer bu gerçek olsaydı daha fazla zarara uğrayacaklardı. Bütün bunlar olurken ise Ekinin babası vefat etmişti. Aldatılmanın acısına bir de baba acısı eklenmişti ki Emre ve Eda olmasaydı Ekin zor toparlanacağını biliyordu. Şimdi ise zavallı Emre işin başına geçmişti. Bütün yük ona kalmıştı çünkü Ekin şirket yönetmekten hiç anlamıyordu. Emre ise bu yüzden yurt dışında ki evini işini bırakıp Türkiye’ye yerleşmişti. Başlarda Ekin Emre’ye soğuk davranmıştı . Çünkü Kenanın onu aldattığını ondan kısa süre de olsa saklamıştı ve bu Ekini çok kırmıştı. Sonuçta bu gerçeği bir yabancıdan öğrenmek zorunda kalmıştı. Ama Emre’ye olan küslüğü babasının vefatı ile bitmişti. Artık aile diyebileceği tek kişi Emre kalmıştı. Bir an da hem evliliği bitmiş hem aşkının ihanetine uğramış hem babasını kaybetmişti. Erkeklere olan güvenini konuşmaya bile değmezdi. Artık hayatında bir erkek istemiyordu. Tabi bir de bütün bunlar olurken yanından hiç ayrılmayan Eda vardı. Tam bir kötü gün dostuydu. 6 ay boyunca Ekini hiç yalnız bırakmamış sürekli onunla ilgilenmiş ve toparlanmasına yardım etmişti. Eda Ekin için Emre ile aynı değerdeydi. “ Hazır mısın ?” Ekin düşüncelerinden sıyrılıp Edaya döndü. Kız çoktan hazırlanmıştı . Antalya’ya sabah gelmişler ve gündüz denizin tadını çıkardıktan sonra tuttukları otel odasına gelip biraz dinlenmişlerdi . Şimdi ise akşam olmuş ve Edanın ısrarı ile dışarı çıkacaklardı. “ Hazırım “ Eda karşısında ki kadını şöyle bir inceleyip başını çevirdi. Siyah sade bir elbise giyen Ekine umutsuz vakaymış gibi bakıp kapıya ilerledi. Israr etse bile kızın fikrini değiştiremeyeceğini biliyordu bu yüzden de hiç kendisini yormaya gerek duymadı. Edanın seçtiği bir kulübün önüne geldiklerinde Ekin sıkıntı ile nefes aldı. Bu tatile Eda zorla getirmişti onu. Aslında pek niyeti yoktu gelmeye ama Emre de Edayı desteklemiş ve kafa dağıtmak için iyi bir fırsat olduğunu söylemişti. Ekin de onları kırmamış ve kabul etmişti. Geçen 6 ayda Ekin acılarını gömmüş aldatılmayı hazmetmişti. Kenan’dan tek celsede boşanmış hayatından bir an önce çıkması için hiç bir hak talep etmemişti. Tabi ki bunu ne Emre ne Eda onaylamamıştı. Onlara kalsa Kenanın donuna kadar alması gerekiyordu ama Ekin biliyordu ki öyle bir şey yapmaya kalksa mahkeme uzayacak ve sürekli Kenan’la karşı karşıya gelmek zorunda kalacaktı. Ama ekin bunu istememişti. O bir an önce ondan kurtulmak ve hayatına devam etmek istemişti. Ömrü boyunca kinci bir insan olmamıştı. Yine de kendisine yapılanı hazmetmek çok zor olmuştu. “ Bu gece kızım kesinlikle sarhoş oluyoruz .” Eda elinde ki içkileri masaya koyarken Ekin ona kısa bir bakış atıp kafasını iki yana salladı. “ Sabaha tanımadığım bir adamın kollarında gözümü açmak istemiyorum Eda. O yüzden iki bardak sınırım var bu gece .” “ Kızım oyun bozanlık yapmasana “ “ Sen iç Edacım. Ben ayık kafamla doğru otele gittiğimizden emin olacağım .” Eda somurtarak içkisini içerken Ekin ona gülerek bakışlarını piste çevirdi. Çoktan kafayı bulmuş insanlar, daha yeni gelen insanlar ve bir köşede diğerlerini izleyen insanlar vardı. “ Off ilk dakikadan birini buldum bile “ Ekin konuşan Edaya döndüğün de onun gülümseyerek bir yere baktığını gördü. Kızın bakışlarını takip ettiğin de ise yakışıklı bir adamın çapkın bakışlarını Edaya diktiğini fark etti. Adamın oturduğu masaya baktığın da iki kız olduğunu ve kızların yanında kendisine direkt bakan Alazı gördü. Bir gün içinde onunla ikinci kere karşılaşmak şaşırtıcıydı. Derin bir nefes alarak onu daha nelerin beklediğini düşünmeden edemedi. &&
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD