12

2106 Words
12 Alaz giden kadının ardından şaşkınca bakarken planın işlememesi üzerine sinirleri bozularak önüne dödü. Yaptığının doğruluğunu sorgulamak için çok geç olsa da az önce giden kadının gözlerinde ki hayal kırıklığı Alazın içine birazcık vicdan azabı ekledi. Sonuçta o kadının üzülmesine sebep olmuştu ama bu üzüntünün mimarı kesinlikle kendisi değildi. Tam da önünde fingirdeşen ikiliydi. Siniri daha da perçinlenen Alaz daha fazla gözünün önünde oynanan oyuna tahammül edemedi ve aldığı bütün kararları yok sayarak kararlı adımlarla onlara doğru ilerledi. Masalarına yaklaştıkça içinde baş gösteren duyguları kontrol edemedi. Heyecanlıydı. Korkuyordu. Hayal kırıklığı doluydu. Sinirliydi. Kalbi acıyordu. Bütün duyguları bir arada yaşıyordu. Dern bir nefes alıp tam masalarının önünde durduğunda onu fark eden ikili kafalarını ona çevirdiler. İlk tepki veren Sevda oldu. Yanına gelen kişinin Alaz olduğunu anladığın da yüzü çarpılmış gibi korku ile hızla ayağa kalktı. Kenan Şaşkınlıktan dili tutulmuş gibi kalakalırken Sevda gibi şaşırıp gerilse de fazla tepki vermeden yavaşça ayağa kalktı. Henüz diğer müşterilerin dikkatini çekmemişlerdi. Alaz hiç konuşmadan gözlerini bir Sevda da bir Kenan da dolaştırırken Sevdanın ellerinin titrediğini gördü. Kız korkuyordu. Korkması iyiydi. Ama kızın korkusu Alazın onu terk etmesi değildi. Alazın yapabilecekleriydi. Az da olsa onu tanımıştı. Kenan sonunda ortamda ki gerginliğe bir son verebilmek için boğazını temizleyerek “ Alaz -“ dediği an da Alaz birden adama doğru kolunu kaldırıp yumruğunu indirdi. Ne olduğunu anlamayan Kenan kendini yerde bulduğun da Sevda büyük bir çığlık attı. Sonunda salondakilerin dikkatini çektiklerin de ise restaurantın görevlileri koşarak onların yanlarına geldi. Sevda olduğu yerde eli ağzında dururken Kenan düştüğü yerden yüzüne yediği yumruğun acısı ile Alaza baktı. Gelen görevliler Kenanı yerden kaldırırken bir kaç görevli de Alazı onlardan uzaklaştırmak için kollarına girdi. Ancak Alaz kendisini tutan kollardan kurtulduğun da polis kimliğini çıkarıp onlara gösterdi . Görevliler Alazı rahat bıraktığın da adam yüzüne yansıttığı tüm kini ile Sevdaya döndü. Olanları korku ve şaşkınlık için de izleyen Sevda ise Alazın kendisine dönmesi ile bir adım geriledi. Bütün restaurant suspus olmuş olanları izlerken Alaz bir eli ile diğer elini tutup parmağındaki nişan yüzüğünü çıkardı. Önce elleri yumruk olsa da sonunda parmaklarını serbest bırakıp yüzüğü kızın yüzüne fırlattı. Suratına çarpan yüzük ile gözleri dolan Sevda Alaza bakmaya devam ederken Alaz ağzında biriktirdiği sıvıyı kızın ayaklarının dibine tükürüp arkasını döndü. Salonda ki herkesin gözü ondaydı. İnsanlar az buçuk olayı anlamış ve sessizce olanları izliyordu. Çoğunun yüzünde Sevdayı ayıplayan bir ifade vardı ve gözleri bir Sevda ya bir kendisine değiyordu . Alaz sinirlerine hakim olmaya çalışarak kapıya doğru giderken içinden yeminlerine devam etti. O ikisini süründürecekti. Hiç bir şey bitmemişti. && “ Geldik hanım abla .” Ekin duyduğu ses ile kafasını dayandığı camdan kaldırdı. Etrafına bakıp evinin önünde olduğunu gördü. Taksici dümdüz ona bakıyordu . Çantasını açıp parayı verdikten sonra arabadan indi. Hareketleri yavaştı. Yüzü hissizdi. Ruhu çekilmiş gibiydi. Şu an hiç bir şey hissetmiyordu. Hatta düşünmüyordu bile . Bomboştu. Ağır hareketlerle eve geldi ve içeri girdi. Kapıda kardeşinin ayakkabısını gördü. Onun evde kendisini beklediğini hatırladı. Aslında tam da şu an yalnız kalmaya ihtiyacı vardı. Ama kardeşini daha fazla bekletemezdi de . Gerçi konuşacak gücü de pek yoktu. Robotik hareketler ile salona girdiğin de televizyonun karşısında ki Emre’yi gördü. Boş boş ekrana bakıyordu. Kendisini fark edince hızla ayağa kalktı. “ Hah sonunda . Nerede kaldın abla ya .” Emre ona doğru ilerlediğin de ablasının üzerinde ki tuhaflık ile adımlarını yavaşlattı. Tam karşısına geldiğin de “ Abla . İyi misin ? Bir şey mi oldu ?” diye sordu. Ekin ise oğlanın yüzüne boş boş bakmakla yetindi. Ne söylemesi gerektiğini bilemedi. İyi miydi ? Hayır değildi. Ama hangi kelimeleri kullanacaktı. Aldatıldığını açıklayabilir miydi. Emre ise ablasının gözlerinde ki boş bakışlar ile iyice endişelenerek kolların dan tuttu. “ Abla ne oldu bir şey söyle ? “ Ekin kardeşinin endişeli bakışlarına bakarken dern bir nefes aldı. Aldığı nefes ile dakikalardır süren tutukluğu birden bozuldu. Ciğerlerine dolan hava canını yaktı. Boğazından yukarı tırmanan acı kadının boğazından bir inilti olarak geri çıktı ve vücudunun kontrolünü kaybederek dizlerinin üzerine çöktü. “ Ablaa “ Emre korku ile yere düşen ablasını kollarından daha sıkı tutarak kendi de yere çökerken Ekin bütün kontrolünü kaybederek gözlerinden yaşlar akıtmaya başladı. Emre ne olduğunu anlamasa da ablasının acı içinde ki ağlayışına dayanamayarak çöktüğü yerde kadına hızla sarıldı ve kafasını göğsüne yasladı. “ Kurban olurum ağlama abla. Bir yerine bir şey mi oldu ? “ Ekin bir eli kardeşinin gömleğini sıkıca tutarken gözlerini kapatarak içli içli ağlamaya devam etti. Emre ise alamadığı yanıtla sessizleşecek ablasının krizinin geçmesini bekledi. Ekine sıkıca sarılıp saçlarından öperken aklına helen ihtimal ile derin bir nefes aldı. Ablası öğrenmişti. && Alaz emniyetten içeri girdiğin de yüzünde ki öfke görenleri korkuttu. Geçtiği yerlerde ki kişiler korkudan selam bile veremezken Alaz önce masasına gitti. Onu gören Nihal yutkunarak “ Hoş geldiniz komiserim “ Dedi. Alaz cevap dahi vermeden masaya eğilip çekmecesini açtı. Eline aldığı boş kağıt ve kalem ile bir şeyler yazmaya başladı. Bitirdiğin de geldiği hızla ofisten geri çıktı. Tuğra başkomiserin odasına gidip kapıyı çaldı. İçeriden cevabı beklemeden odaya girdiğin de Tuğra geleni azarlamak için ağzını araladı ancak Alazı görünce sustu . Adamın yüzünün halini fark ettiğin de endişe ile “ Alaz hayırdır ?” diye sordu. Alaz elinde ki kağıdı adamın masasına koyduğun da “ Bu ne ?” diyerek kağıdı eline aldı. Yazanları okuduğun da sıkıntı ile Alaza baktı. “ Emin misin ?” “ Evet .” “ 15 gün hakkın var zaten . Onu kullan . Sonra geri dön .” Alaz itiraz ederek başını iki yana salladı. Yeterli değildi. “ Uzaklaşmam lazım .” Tuğra izin dilekçesine bakıp onu onayladı. Elbette ki istediği zaman izne çıkabilirdi. Ama süresiz olması sıkıntıydı. En iyi elemanını kaybetmek istemiyordu . “ Maaş alamayacaksın farkındasın değil mi ?” “ Evet .” “ Ne kadar süre düşünüyorsun ?” “ Bilmiyorum .” Tuğra anlayışla başını salladı. Onu anlıyordu. Haftalardır kafası yerinde değildi. İşin de de verim alamıyordu. Yaşadıkları onu değiştiriyordu . “ Pekala. Tamam. İşler istediğimiz gibi gitmedi farkındayım . Biraz kafanı dinle . Kendini topla sonra da geri gel. “ Alaz kafasını sallarken Tuğra “ Vaz mı geçtin ?” diye sordu. Alaz anlamayarak adama baktığın da “ İntikam almaktan . Vaz mı geçtin ?” dedi. Alaz duyduğu kelimeler ile gerildi. Gözlerinde yanan öfke neredeyse dışarı taştı. Başını iki yana salladı. Asla vazgeçmeyecekti. Ayaklarının dibinde süründüklerini görmeden onları rahat bırakmayacaktı. “ Hayır. Sadece biraz zaman veriyorum . Hem kendimi toparlamak hem de plan yapmak için. Onlar da yaşasınlar çirkin aşklarını. En mutlu oldukları anda hayatlarını mahvetmek için geri döneceğim . “ Tuğra onu onayladı. Alazı tanıdığı kadarı ile söylediklerini yapacağını biliyordu. Alaz başka bir şey demeden odadan çıktığın da Tuğra bir süre kapalı kapının ardına baktı. Sonrasın da ise bakışlarını önünde ki dosyaya çevirdi. Kapağın da “ Gizli “ yazıyordu. Az önce o dosyada yazanları okumuştu. Tam içeriği işi kabul ettiklerin de öğrenecekti ama genel hatları ile iş tam Alaza göreydi. Ancak adamın önce kafasını toparlayıp kendine gelmesi gerekiyordu. İçinden bir an önce toparlanması için dua etti. && Ekin gözlerini açtığın da başına giren ağrı ile yüzünü buruşturdu . Çok fazla ağrısı vardı . Etrafına bakındı. Yatak odasında yatağın da yatıyordu. Son olanları hatırlamaya çalıştı . Ne ara yatağa gelmişti . En son kardeşinin kollarında ağladığını hatırlıyordu. Sonrası ise silikti. Emre’nin onu kaldırdığını merdivenlerden çıkardığını hatırladı. Oğlan ablasını yatağına yatırmış sonra da Ekinin ısrarı ile evden girmişti. Ekin ise ağlayıp içini boşaltmanın verdiği rahatlama ile uykuya dalmıştı. Karanlıkta etrafına bakıldığın da çantasını baş ucunda buldu. Ağır hareketler ile çantasını alıp telefonunu çıkardı. Saat neredeyse gece yarısı olmuştu. Ne bir arama ne de mesaj vardı. Evi dinlediğinde karşılaştığı sessizlik ile Kenanın halen eve gelmediğini anladı. Bu saate kadar o kadın ile beraber olmalıydı. Birden acı ile kasıldı. Şimdiye kadar olan gecikmeleri bazen eve gelmemeleri demek ki o kadın yüzündendi. Ama evde olduğu günler de de Kenan asla uzak durmuyordu . Hatta Ekin ile beraber olmaya çalışıyordu . Midesi bulandı. Kusmak istiyordu . Hızla dolan gözleri ile tekrar ağlamak istedi. Ama gözleri çok acıyordu. O kadar çok ağlamasına rağmen halen ağlayacak gücü vardı demek ki . Yavaşça ayağa kalktı. Odanın ışığını yaktığın da ortalık aydınlandı. Kapıya doğru giderken kenarda duran boy aynasını gördü. Yönünü oraya çevirip aynanın karşısına geçti. Önce yüzüne baktı. Sanki bir kaç saatte çökmüştü. Gözleri kıpkırmızıyı. Kanlanmıştı. Suratını buruşturup bakışlarını göğüslerine indirdi. Gençliğe adım attığından bu yana fazla büyük değildi. Ama Ekin bundan memnundu. Kafası kadar büyük göğüsler hoşuna gitmiyordu. Dikkat çekiyordu . Beli inceydi. Hiç bir zaman kilolu olmamıştı. Bacaklarını inceledi. Düz ve biçimliydi. Her zaman kendini beğenen biri olmuştu. Güzel olupta özgüven eksikliği yüzünden kendini çirkin sanan biri değildi. Ya da güzelliğinin farkında olup şımarıklık yapan biri de değildi. Kendince bunun ortasını bulmuş bir karakteri vardı. Ama sanırım ne karakteri ne de fiziksel özellikleri kocası için yeterli değildi. Tekrar hissettiği acı ile bakışlarını kapıya çevirdi. Beynin de dönen “Neden “ sorusu ve “ Benim neyim eksik “ ya da “ On da ne buldu ?” sorularını görmezden gelmeye çalıştı. Çünkü o soruların cevabı canını daha çok yakacaktı. Salona geldiğin de boş odaya bakıp mutfağa geçti. Otomatik hareketler ile bardağa su doldurup içerken kapının açılma sesi geldi. Birden hızlanan kalbi ile bardağı indirip göğsüne yasladı. Bardağı sımsıkı tuttu. Ondan güç almaya çalıştı. “ Ekin ?” Kenanın yorgun sesini duyduğun da “ Burdayım “ diye seslendi. Ancak sesi o kadar cılız çıkmıştı kenan duyamadı. Ekin boğazını temizleyerek tekrar seslendi . “ Burdayım .” Adım sesleri o tarafa yöneldiğin de Ekin gerginlikle yutkundu. Belini tezgaha yaslarken kapıda uzun boyu ile Kenan göründü. Ekin anında bakışlarını adama çevirdiğin de onun yüzünde ki büyük morluğu gördü. Fena dayak yemişti. O gittikten sonra Alaz Bey sessiz kalmamış olmalıydı. Ekin adamın yüzünü inceledikten sonra bir şey demeden durmaya devam etti. Sessizlik uzadıkça Ekinin kalbi hızla atmaya devam etti. O kadar gergin di ki ne hissedeceğini bilmiyordu. Kenanın kendisini inceleyen bakışlarına ifadesizlik ile karşılık vermeye çalıştı. Günler öncesin de ona her baktığın da aşk ile heyecanlanan Ekin şimdi sadece acı hissediyordu. “ Ağlamışsın .” Kenanın sesi ile öylece bakmaya devam etti. Ağlamıştı. Kenan kaşlarını çattı. Ekinin ilgisiz bakışları canını sıktı. “ Yüzüme ne olduğunu sormayacak mısın ?” Ekin omzunu silkti. Ne olduğunu tahmin ediyordu . “ Emre mi geldi ?” Kenan aklına gelenleri sıralarken Ekin sessizce durmaya devam etti. Kenan ise ifşa olup olmadığını anlamaya çalışıyordu . Ona göre bir tavır takınacaktı. Ekini kaybetmek istemiyordu. Gerekirse ona yalvarabilirdi. Bir şekilde bu durumu ona kabul ettirebilirdi. “ Ekin -“ Ekin elini kaldırıp onu susturdu. Büyük ihtimalle yalan söyleyecekti ve Ekin o zırvalıkları duymak istemiyordu . “ Evet Emre geldi. Ama onunla konuşamadık . Yüzüne ne olduğunu sormayacağım çünkü ne olduğunu biliyorum . Sevgilinin nişanlısının eseri . Ve evet ağladım. Aldatılmak biraz ağır geldi. Ama merak etme artık iyiyim . “ Kenan duydukları ile yutkunurken bir kaç saniye şok ile kalakaldı. Sonrasın da hızla Ekinin önüne adımladı. “ Hayatım bak. Ne duydun bilmiyorum ama -“ “ Gördüm .” “ Tamam . Ekin özür dilerim . O kadın sadece bir hevesti. Yemin ederim. Özür dilerim . “ “ Özür mü ?” Kenan hevesle başını salladı. “ Her şey hataydı. Zaten tek seferlikti. Yemin ederim .” Kenan hızla kadının elini tutmak istediğin de Ekin ondan uzaklaşmak için yan kaydı. Ancak Kenan buna izin vermedi ve Ekini kollarından yakaladı. Onun dokunuşu ile Ekin kendini ondan kurtarmak istedi ve çırpınmaya başladı. “ Bırak .” “ Ekin . Bebeğim . Beni dinle . Seni seviyorum ben. Çok seviyorum . “ Ekin yüzünü buruşturarak kollarını hırsla kendine çekti ve elinde sıkıca tuttuğu bardak sonunda yere düşüp büyük bir gürültü ile parçalandı. Çıkan ses ile Kenan düşen bardağa bakarken dikkatinin dağılması ile Ekin kollarını Kenanın tutuşundan kurtardı ve bir kaç adım geriledi. Ancak adım atması ile çıplak ayağına saplanan acı yüzünden inleyerek olduğu yere çöktü. “ Ekinn.” Kenan hemen onun yanına yere çökerken kadının ayağının altından akan kanı gördü. Kırılan cam parçasına denk gelen ayağı birden kanamaya başlamıştı ve vücuduna büyük bir sızı gönderiyordu . Ekinin gözlerinden anında yaş akmaya başladığın da Kenan üzüntü ile “ Çok mu acıyor ?” diyerek kızın ayağına bakarken Ekin ayağının acısından mı yaşadıklarının acısından mı ağladığının ayrımını yapamadı. Şu an tek istediği yalnız kalmaktı. “ Fena kesmişsin bebeğim. Dikiş gerekiyor.” “ Git lütfen .” Kenan kızın pürüzlü sesi ile ona baktı. “ Ekin .” “ Kenan git. “ Kenan onun acınası görüntüsüne bakıp uzun bir nefes verdi. Şimdilik onu yalnız bırakmalıydı belki de . Yavaşça ayağa kalktı. “ Hastaneye gitmelisin .” Başka bir şey demeden arkasını döndü ve bir kaç saniye sonra kapı sesi duyulduğun da Ekin daha sesli ağlamaya başladı. Bu gece olabildiğince ağlamak için kendine izin verdi. Bütün göz yaşlarını bitirecekti ve yarın olduğunda bir daha o adam için göz yaşı dökmeyecekti. &&
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD