16

2482 Words
Alaz elinde ki dürümden bir ısırık daha alırken yanında oturan Ulaş yan gözle ona baktı. Geldiklerinden beri bir ay geçmişti ve Ulaş onun yeme potansiyeline hayret etmişti. Alaz tam da yiyip yiyip kilo almayan nefret edilen tiplerdendi. Adam bir oturuşta danayı yiyecek kapasitedeydi ve fiziği asla bozulmuyordu. " Afiyet olsun Komiserim" Alaz bilgisayarda ki bakışlarını Ulaşa çevirip başını salladı. " Sağol aslanım. Sen de yeseydin keşke. " " Yok komiserim. İki saat önce yedik daha acıkmadım. " Alaz ağzında lokması ile bir an durduğun da Ulaş korku ile yutkundu. Üstüne karşı hadsiz konuşmak istememişti. Alazın ne söyleyeceğini beklerken Alaz bir kaç saniye durup omzunu silkerek yemeğe devam ettiğin de rahat bir nefes alarak işine döndü. Alaz telefonuna gelen mesaja bakarken elinde ki dürümün son lokmasını da ağzına atıp ayağa kalktı. Elini hızlı bir şekilde temizleyip " Sonun da " dediğin de Ulaş " Ne oldu komiserim? " diye sordu. Alaz ofisten çıkarken " yardımcım geldi " dedi. Alaz merdivenleri inerken geldiklerinden beri geçen zamanı düşündü. Tam bir aydır buradaydı. Ve bir aydır her işini kendi yapıyordu. " Nihal. " Nihal kafasını çevirdiğin de Alazı gördü ve rahatladı. Bu eski bina da ne işi olduğunu sorgulamaya başlamıştı. " Komiserim. Çok şükür. Gittiniz diye çok korkmuştum. " Alaz kendisine sıkıca sarılan kıza gülümseyerek karşılık verdi. Küçük kız kardeşi gibiydi bu kız. " Sakın ol Nihalcik. Bir yere gittiğim yok. " Nihal dolu gözleri ile Alaz dan ayrılıp adama baktı . " Ama geçen ay Tuğra baş komiserim gelip sizin izinliyken yaşa dışı işlere bulaştığınızı ve ihraç olduğunuzu söyledi. " Alaz ağladı ağlayacak olan kıza bakıp kolunu onun omzuna attı ve kendi ile birlikte yürütmeye başladı. Bir süre sonra başlayacakları gizli görevleri için Alazın ihraç olduğu haberini yaymışlardı. Gerçekci görünmesi için de en yakınları dahil herkese aynı haber verilmişti. " O iş öyle değil Nihalcik. Merak etme. " Bir ay önce kendisine yardımcı olarak gelecek memur gizli görevi kabul etmemişti. Bu yüzden Alaz Tuğra baş komisere Nihali önermişti. Hem birbirlerine alışıklardı hem de Nihal gerçekten de başarılı bir memurdu. Üstelik Alazın nazını da çeken tek kişiydi. " Görevi kabul ettiğine sevindim. Burada csnım gerçekten çok sıkılıyordu . Kimse konuşkan değil, biliyor musun? " Nihal gülerek onunla yürürken Alaz muzip bir ifade ile " Hem sana bir sürprizim var " dediğin de Nihal merakla ona baktı ancak Alaz konuşmak yerine önlerin de durdukları kapıyı açtı. Nihal başını çevirdiğin de odanın içinde ayakta duran Mahir'i görünce ağzı açılarak " Mahir "" diyebildi. Mahir ise kendisine seslenen kıza döndüğün de gülümseyerek " Oo Nihal hoşgeldin. " diyerek kıza adımlayıp sarıldı. " Sen de mi buradasın. İnanmıyorum . ' " Kendisi artık komiser " Nihal adamdan ayrılıp Alaza baktı. Sonra hızla Mahire döndü. Mıtlulukla " Tebrik ederim " dedikten sonra boğazını temizleyerek " Komiserim " diye ekledi. Onun durumuna gülen Mahir ile Alaz odanın kenarından gelen boğaz temizleme sesi ile başlarını çevirdiler. Kendilerine merakla bakan Feyzayı görünce tanıştırma işine Mahir üstlenerek önce Feyzayı sonra onlarla ilgilenmeyen Ulaşı tanıştırdı . Bir süre muhabbet ettikten sonra aralarına katılan Tuğra ile tüm ekip tamamlandı ve bir aydır üstlerinde çalıştıkları görevi konuşmaya başladılar. Ulaş büyük ekrana yansıttığı görüntü ile Tuğra ya döndüğün de Tuğra oturduğu sandalye de dikleşti. " Elimiz de büyük bir isrihabrat var. Yasaklı madde de yeni bir devir açtılar. Yeni üretilen bir ilaç var . Şu an için değeri çoğu kişinin ağzına dahi alamayacağı kadar fazla miktarda. Vücuda alındığın da çok hızlı etki ediyor. Ve malesef henüz içeriğini bilmiyoruz. Türkiye'ye getirileceğini öğrendik. Ama tarih ve yer belli değil. " Mahir sandalyesinin kenarlarını tutarak " İstihbarat çok az. Bizim için de az bilgi çok tehlike demek " dediğin de yanın da oturan Feyza sadece başını salladı. Tuğra ona hak vererek " Bunu biliyorum. Bu yüzden bu ekip kuruldu zaten. İçlerine sızmak için aylardır bekliyoruz . Hepinizin kabul ettiği üzere Alaz bu iş için mükemmel. Yer altında şimdiden bu uyuşturucu satışa çıktı ve talebi çok fazla. Alaz ise suça bulaşmış bir eski polis olarak aralarına katılacak. Epeyi ilgi çekeceğinden eminim. " dedi. Mahir dilini ısırıp söylemek istediklerini için de tutarken sanki onu duymuş gibi Nihal diğerlerinin bilmediği konuyu açıkça sordu. " Burada ki isim. Sevda. Komiserimin naşanlısı -" Alaz onu " Eski " diye düzelttiği de Nihal hızla kafasını sallayıp sözüne devam etti. " Eski nişanlısı. Alaz komiserimi gördüğün de şüphelenmez mi ? " Tuğra başını sallayıp Alaza döndü. " Bunun için senin bekar olarak aralarına katılman sıkıntı çıkarabilir. O yüzden evli olman en iyisi. Sevda Nihali tanıyor. Feyza ise en uygun aday. " Alaz kaşlarını çalarak " Evlilik ne alaka? " dediğin de Tuğra derin bir nefes aldı " Kenan ile yakın olacaksın. Seni karısına yaklaştırmayacaktır. Ama Sevda da bu işin için de ve onunla da görüşmek zorundasın. Evli rolünü yaparsanız Feyza sevda ile görüşürken sen de Kenan ile görüşebilirsin. " Alaz bu planı saçma bulurken gözleri karşısın da oturan Feyza ya kaydı. Gayet memnun görünüyordu. " Sevda egoisttir. Onu aşıp başkası ile evlendiğimi gördüğün de düşmanlık gösterir. Değil onlarla konuşmak yanlarına bile yaklaşamayız . Hem zaten kenandan önce diğer adam ile yakınlaşmam gerekmiyor mu? " Tuğra onu onaylayarak başını salladı. " Başlarında ki adam her kimse ona gitmek için Kenan önemli basamaklar dan biri. Kenana ulaşmak için ise önce iki basamak daha var. " Alaz " Bu adam ne ara bu kadar önemli biri oldu? " diye sordu . Tuğra ise " Kenan bu işlere bulaşmak için eski karısı ve şirketine büyük bir kazık atmış yükselişi o yüzden hızlı oldu . " dediğin de Alaz bu sefer şaşkınca " Ekine mi? " diye sordu . Tuğra başkomiser gözlerine kısarak " Ekin hanıma evet " diyerek diğerlerine döndü. Planın geri kalanını anlatırken yanın da oturan Nihal'e baktı. Sonra da çaprazın da duran Ulaşa döndü . Kenanın Ekine verdiği zararın boyutunu ondan araştırmasını isteyebilirdi. " Gelecek hafta ilk görevimiz başlıyor. Yer altına Alaz ile ilgili saldığımız dedikodular meyvesini verdi. Dün Alaz adına davetiye geldi. Tanışmanız gereken ilk adam ile yemek yiyeceksiniz . " Alaz Tuğrayı onaylarken Feyza da adamı onayladı . Yapılması gereken ayrıntılar konuşulurken Alazın aklı halen Ekin de takılıkalmıştı. &&& Ekin hızlı hızlı yürürken Eda da yanında ona yetişmeye çalışıyordu. " Sana inanamıyorum Eda. Bana söylemeden böyle bir şeyi nasıl kabul edersin. " Eda suçlu bir şekilde dudaklarını ısırarak " Ya ne bileyim senin için yeni bir başlangıç olur diye düşündüm " dediğin de Ekin evin kapısında durup ona döndü . Edanın kötü bir niyeti olduğunu düşünmüyordu ama yine de bu yaptığını doğru da bulmuyordu. " Benim adıma herhangi bir davet kabul edemezsin Eda " Ekin eve girerken Eda da onu takip etti. Boşandığı etrafta çok çabuk duyulmuştu ve bir veli bir süredir onu rahatsız ediyordu. Durmadan okula geliyor , Ekine çiçekler getiriyor sürekli onu yemeğe davet edıyor du . Ekin onu defalarca reddetse de adam inatla ondan vazgeçmiyordu. Ve Eda bu gün onun adına adamın yemek davetini kabul etmişti. " Ekinim canım arkadaşım. Senin iyiliğin için valla . Kenanı unutup önüne bakman lazım artık" Ekin üzerini değiştirirken hışımla Edaya döndü. " Ben Kenanı unuttum Eda. Hatta umrumda bile değil. Ayrıca hayatıma devam etmem için başka bir erkeğe de ihtiyacım yok. " Eda iki elini havaya kaldırdı. " Tamam. Özür dilerim. " dedi. Ekin giyinmeye devam ederken sinirle soludu. Bu geceyi kriz geçirmeden atlatması gerekiyordu. && Ekin iki saatin sonunda geldiği restorantın önün de derin derin nefesler aldı. Aslın da adam onu evinden almayı teklif etmiş ve adresini istemişti ama Ekin bunu istemeyip restorantın yerini söyletmişti. Bir de adamın evini öğrenmesi riskine girmek istememişti. Buraya kadar taksi ile gelmişti. İçeri de o adamla yalnız kalmak istememişti ve kendince bir plan kurmuştu . Kapının önün de daha fazla durmayıp içeri girdiğin de onu gören görevli hemen yanına geldi. " Hoşgeldiniz efendim " Ekin sade bir tebessüm ile başını salladığın da adam " Rezervaayonunuz var mıydı? " diye sorunca Ekin sakince başını salladı . " Muhsin Akyazı " Görevli hemen önünde ki tabletten bir şeylere bakarken Ekin sessizce onu bekledi. Kısa sürenin ardından görevli aradığını bularak gülümsedi ve onu salona doğru yönlendirdi. " Buyrun efendim . 2. Kat salonumuz da yeriniz. " Ekin onu onaylayıp beklediği bir misafirinin daha olduğunu söyleyerek asansöre yöneldi. Binanın her katın da hizmet verdiklerini bilmiyordu ama beğeni ile etrafı incelemekten kendini alamadı . Asansöre binip söylenen kata çıktığın da oldukça büyük bir salon onu karşıladı . Şık dizayn ve masalara gözünü gezdirirken kendisini fark eden Muhsinii gördü. Adam ona sırıtarak el sallıyordu. Ekin sinirlerine hakim olarak yavaş adımlarla onun yanına vardı. Adam ayağa kalkıp elini uzattığın da Ekin de ona elini uzattı. Adam onun elini nazikçe öpüp sandalyesini çekti. Ekin gülümseyerek çekilen sandalyeye oturdu. Muhsin Bey bu akşam gerçekten de hırslıydı. Gözlerinden anlaşılıyordu. Yine reddedilmek kötü olacaktı ama Ekinin başka çaresi yoktu. Hiç bir şekil de ilişki istemiyordu . " Ne yemek istediğini bilmediğim için kendi zevkime göre sipariş verdim. " Ekin yalancı bir gülümseme ile başını salladı. Kendisi adına karar verilmesinden nefret ederdi. " Halen burada olduğuna inanamıyorum Ekin. " "İnanın Ben de inanamıyorum Muhsin Bey " Muhsin kaşlarını çatarak bakarken " Ekin abla? " sesi ile Ekin hızla yanına döndü. Oğuz şık bir takım ile masaya yaklaşıyordu. Ekin onu görünce rahat bir şekilde nefes verdi. Sonun da gelmişti. " Oğuzcum. Ne tesadüf " Ekin şaşkınmış gibi bir rol yaparak ayağa kalkarken Oğuz da aynı şaşkınlık ile ona sarıldı . Sanki Ekin onu çağırmamış , ondan yardım istememiş gibilerdi. Oğuz Ekinden ayrıldığın da Muhsin ile kısaca tanıştı. Teklifsiz bir şekilde masaya oturduğun da Muhsin rahatsız olarak ona baksa da oğuz hiç oralı olmadı . Kendine hızlıca sipariş verirken " Ben de bir arkadaşım ile yemeğe gelmiştim ama kendisini n işi çıkmış. Tek başıma yiyeceğim diye üzülüyordum ki sizi gördüm " Diye kendince açıklama yaptı. Mıhsin rahatsız bir şekilde itiraz etmek için konuşmaya başlayacağı zaman daha ağzını açamadan Ekinin konuşması ile susmak zorunda kaldı. " Çok iyi yapmışsın Oğuzcum . Bize katılmana çok sevindik. Öyle değil mi Muhsin Bey? " Muhsin yüzünü buluşturarak " Hıhı evet " derken oğuz sırıtarak havadan su dan konuşmaya başladı. Oğuz'un masaya gelmesi ile yüzü düşen Muhsin boş boş onu dinlerken Ekin ilk defa Oğuz'un bu hallerine şükür etti. Çünkü bezmiş gibi duran Muhsin birazdan kalkıp gidecek gibi görünüyordu . Yemekler sonun da geldiğin de Oğuz heyecanla önüne koyulan tabağa baktı. Böyle lüks bir yerde yemek her zaman başına gelen bir şey değildi. Kendi tabağına hızla hamle yapınca karşısında oturan muhsine doğru hamle yapan garsona çarptı. Garsonun aldığı darbe ile dengesi şaşınca elin de tuttuğu tabağı hızla öne doğru düştü ve yarı masaya yarı muhsinin kucağına olduğu gibi döküldü . Saniyeler içinde olan olay ile muhsin hızla ayağa kalktığın da çıkan gürültü ile müşterilerin çoğu onlara döndü. Muhsin pantolonu ve gömleğinin yemek için de ki görüntüsü ile sinirle garsona döndüğün de zavallı çalışan şoktan çıkıp özürler dilemeye başladı. Suçunu bilen Oğuz sessizce beklerken Ekin gülmemek için dudaklarını ısırdı . Muhsin " Beceriksiz herif . Çabuk müdürünü çağır bana " diye bağırınca ise Ekin müdehale ederek yavaşça konuştu. " İnsanlık hali Muhsin Bey. Bence görevli arkadaşta yeterince mahçup oldu. Müdürü çağırmamıza gerek yok. Siz bi tuvalette temizlenin isterseniz. " Muhsin bir kaç saniye Ekine bakıp başını salladı ve hızlı adımlarla lavaboya yöneldi. Garson Ekine teşekkür ederken Oğuz kadına dönüp " Abla kusura bakma bilerek yapmadım valla " dediğin de Ekin boş ver manasın da elini salladı. " Ben tam olarak ne yapacağım bu gece abla? " Diye sorduğun da Ekin " Kendin gibi davran Oğuz " dedi. Bu gece bu beladan kesinlikle kurtulacaktı. Bir süre sonra Muhsin üzerinde ki lekelerin bir miktarını çıkarmış, yarı ıslak bir şekilde masaya geldiğin de Ekin ve Oğuz'un çoktan yemeklerini yediklerini görmüştü. Morali iyice bozulan Muhsin sandalyesine otururken Ekin gülümseyerek ona bakmış ve Oğuz'un anlattığı şeyi dinlemeye devam etmişti. Bu gece için hayalleri olan Muhsin ise hayal kırıklığı ile soluyup kendince muhabbet açmaya çalıştı. Muhsin kimsenin ilgisini çekmeyen konuşmasını yaparken Oğuzun gözleri biraz ileride yalnız oturan bir kızı bulduğun da oturduğu sandalye de dikleşti. Kız çok güzeldi ve Oğuzun bakışlarını fark etmişti . Hafifçe gülümsediğin de Oğuz dikleşti. Bu gece güzel geçecek diye düşünürken kızın karşısında ki sandalye birden çekildi ve ikisi de irkilerek bakışlarını birbirlerinden çekti. Kızın masasına gelen adam sinirle önce kıza sonra da Oğuz'a döndüğün de Oğuz korku ile yutkundu. Çünkü adam Oğuzun iki katı, kalıplı bir adamdı. Elinde tuttuğu sandalyeyi iterek sert adımlarla Oğuz'a doğru ilerlediğin de Oğuz " Bu sefer fena sıçtım " dedi. Ekin anlamayarak " Ne? " dediğin de adam onların masasına ulaşmış ve masaya eğilerek Oğuzun yakalarından tutarak onu ayağa kaldırmıştı. Muhsin hemen ayağa fırlarken Ekin de bağırarak tanımadığı adamın kollarına tutunmuştu " Ne oluyor ya. Bırak kardeşimi. " Adam Ekinin sesine başını çevirip " Senin kardeşin benim karıma bakıyordu lan " diye bağırdığın da Ekin öfke ile Oğuza döndü . Oğuz yakalarından tutulmuş oyuncak bebek gibi silkelenirken " Evli olduğunu bilmiyordum abi valla " diye kendini savundu . Bütün salon onlara bakarken garsonlar ve güvenlik görevlileri yanlarına geldi. Muhsin de adamla konuşmaya çalışsa da adam da deli kuvveti vardı sanki ve bir türlü Oğuzu bırakmıyordu. İtiş kakış ayağa kaldırılan Oğuz korku ile kendisini tutan ellerden kurtulmaya çalışırken en son dayanamayıp " Senin karın da bana baktı. MaDem evli ne diye etrafa göz süzüyor? " diye konuşunca adamın gözleri sinirden alev aldı. Bağırarak yumruğunu kaldırdığın da büyük bir hengame çıktı ve Oğuz adamın ellerinden kurtuldu ancak adamın yumruğu kargaşaya karışan Muhsinin yüzünde patladı. Muhsin acı ile bağırırken adam Oğuzun kapıya doğru koştuğunu gördü. Onun peşinden koşarken Ekin de korkuyla peşlerinden koştu. Güvenlik de Ekin ile koşarken bazı görevliler acı ile kıvranan Muhsinin yanında kaldı. Oğuz üst kata koşturup kendini tuvalete attığın da adam onu fark etmeyip merdivenleri çıkmaya devam etti. Güvenlik te onun peşinden koşarken en arkada kalan Ekin üçüncü kata çıkıp etrafına bakındı ancak kimseyi göremedi. Korku ile üçüncü katın kapısından geçerek salona girdi. Bu katta ki masalar daha büyük ve gösterişliydi. İçeride ki herkes şık giyimliydi. Bu katın önemli kişiler için ayrıldığı çok belliydi. Ayrıca çok kalabalık bir grup vardı ki Ekin Oğuz araların da mı göremiyordu. Oğuz eğer o adamı atlattıysa burada saklanıyor olabilirdi ve bu yüzden Ekin hızlı adımlarla salonda ilerledi. Kalabalığın için de bir kaç kişiye çarparak ilerlediğin de en son çarptığı bedenden özür dileyip ilerleyecekken karşılaştığı gözlerle şaşkınca olduğu yerde kaldı. " Alaz? " Alazın yüzün de aynı şaşkınlık oluşsa da ifadesi çok çabuk değişti ve kaşlarını çatarak " Senin ne işin var burada Ekin? " diyen kızgın sesi duyuldu. Ekin " Yemek yemeye geldim ne var bunda? " diye karşılık verdiğin de Alaz karşıdan gelen kişileri gördüğün de sessizce " Ha siktir. Sıçtık. " diye söylendi. Ekin adamın küfretmesine şaşırarak ona bakakalırken Alaz kulağına dokunup tekrar konuştu . " Adamlar geliyor. Feyza ortalıkta yok . Nerde bu gerizekalı. Planı batırdı." dediğin de bahsettiği adamlar çoktan yanlarına gelmişti . Araların da geçen hoş geldin laflarından sonra halen yanlarında şaşkınca duran Ekine gözler döndüğün de Alaz onun gözlerine bir kaç saniye bakıp kolunu birden beline doladı ve kendine çekti. Gülümseyerek " Eşim Ekin " diye onu tanıttığın da ise Ekin ağzı açılarak onlara bakakaldı. &&
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD