EVLİLİK TEKLİFİ

1097 Words
1 yıl önce Gökalp'ten Karşımda duran masum görünümlü kıza baktım, masum olduğunu düşündüğüm o kıza. Lina tüm Zengin kızlar gibi şımarık yetiştirilmişti, ama ben onun güzelliğine bakarak bu durumu fark etmemiştim. Ona bugün açılacaktım. Artık evlenmem gerekiyordu babamın bana tam anlamıyla güvenmesi için, böylelikle işlerden ben de devralacaktım. Madem biriyle evlenmem gerekiyordu, güzel ve zeki bir kadın bulmam gerekti kendime. Lina babamın ortak iş yürüttüğü iş adamının kızıydı, fazla konuşmuşluğumuz yoktu, onun hakkında bildiğim çok şey nefes kesecek derecede güzel olduğuydu. Evleneceksem böyle biriyle evleneyim diye düşündüm, rahat tavrımı takınarak ona doğru ilerledim. "Nasılsın Lina?" Benden üç yaş küçüktü, başını çevirerek bebeksi yüzüyle gülümsedi. Lanet olsun! O bana bakıp gülünce içimde tuhaf bir his oluşmuştu. Ona aşık olmadığımı biliyordum, istediğim tek şey mantıklı bir evlilik yapmaktı, ve de karımın güzel biri olmasıydı. "İyiyim Gökalp bey, siz nasılsınız?" Bey kelimesini duyunca tepkisiz kalmaya çalıştım, ben ona ismi ile hitap ederken o neden bana böyle hitap ediyordu? "Ben de iyiyim, seninle konuşmak istediğim bir konu var. Benimle biraz dışarıya gelme ihtimalin var mı?" Bu sorumla yüzü düşmüştü sanki, o böyle baktıkça kendimi kötü hissediyordum. Çok acele bir karar değildi benim için, sonuçta birbirimizi yıllardır tanıyorduk. Tepkisini çözmekte zorlanıyordum. Gülümsemeye zorladı kendisini, ardından benimle birlikte dışarıya ilerledi. Dışarı çıktığımızda etrafa göz gezdirdi, ardından bana döndü merakla. Babası Emrah İpek ile yaptığımız işten çok büyük kâr kazanmıştık, o kadar büyüktü ki bunu büyük bir partiyle kutlamak istemiştik. Bugün de burada bulunuyorduk, ailemiz ile ortak bir partide. Lina, koyu kahve saçları ve koyu kahve gözleriyle nefes kesici güzellikteydi. Ten rengi ise bembeyazdı. Uzun boylu, ince belli ve vücut hatları bir bakanı bir daha baktıracak şekildeydi. "Sizi dinliyorum Gökalp bey, partide bekleyen arkadaşlarım var da," dedi sabırsızlıkla. Gözlerim sanki kör olmuştu, onun bana karşı mesafeli tavrını çözemeyecek kadar aptal olmamın başka bir açıklaması olamazdı zaten. "Açık olmak istiyorum Lina, ikimiz için de güzel olacağını düşündüğüm bir teklifle geldim," dediğimde kaşları hafifçe çatıldı Lina'nın. "İkimiz için de iyi olacak teklif tam olarak ne Gökalp bey?" Eğer beklersem kendime olan güvenim iyice kırılacaktı, bu yüzden açık davrandım "Ben artık evlenip tüm işleri devralmaya karar verdim, ve evleneceğim kadın için düşündüğüm tüm şeyler sende var. "Çok güzel bir kadınsın, çok zekisin, ve de çok sıcak kanlı! Evlenmek istiyorum seninle Lina, tabi senin de bu işe rızan olursa." Şaşkın gözlerle baktı bana, dudaklarını hafifçe aralayıp nefesini bıraktı. "Şu an beni gerçekten şaşırttınız, ama bir yandan da mutlu oldum," dedi. Mutlu mu olmuştu gerçekten? Bu sözü beni az da olsa rahatlamıştı. "Rahatladığını duymak beni de mutlu etti Lina, gerçekten de çok sevindim. "O zaman bu iş senin içinde olumlu olmalı," dedim aptal gibi. Normalde uyanık bir adamdım, ama bu konu beni mal etmişti sanki. Lina gülümseyince bende gülümsedim saf gibi. Ama bu gülüşün alay içerdiğini anlamamıştım. "Siz gerçekten beni yanlış anladınız Gökalp bey, bizden asla olmaz! Ayrıca rahatlama sebebim sunduğunuz teklif değil. "Rahatlama sebebim, aylardır bana yaklaştığınızı fark ediyordum ve bu durumdan rahatsız oluyordum. "Yine de kendi yanlış anlamam olduğunu düşündüm, bu yüzden de yok saymaya çalıştım. "Belli ki herşeyi doğru anlamışım, siz bana yürümeye çalışıyormuşsunuz en başından beri!" Öfkeyle söylüyordu bu sözleri, o kadar ki gözlerinden alevler fışkırıyordu sanki. Şaşkındım, beni böyle bir şekilde itham etmesi zoruma gitmişti. Oysa ben ona saf bir niyetle yaklaşmıştım, duygularımı da açık açık söylemiştim. Ama o bana hakaret etme yolunu seçmişti. Çenemden bir kas seğirdi, kendimi sakin tutmaya çalıştım. "Sen beni çok yanlış anladın Lina, sandığın gibi biri değilim ben. Burada sana insan gibi yaklaşmaya çalışıyorum, böyle ahmakça konuşmaya devam edersen..." "Ne yaparsın Gökalp bey, öldürür müsün yoksa beni? Beni tehdit etme hakkım yok senin, kimse bana karışamaz! "Seninle olmak istemiyorum, çünkü yaşlı bir adam gibi ruh hali içindesin. "Ben genç ruhlu bir adamla olmak isterim, eğleneceğim bir adamla. Ve o adamın sen olmadığına eminim, bu yüzden seni reddediyorum," derken yüzünde gururlu bir gülüş vardı. Oysa benim gururum kırılmıştı söylenen sözlerle, bu kadarını hak etmemiştim. Hiçbir zaman aklımdaki şeyleri saklama gereği duymamıştım. Flört işleri de bana göre değildi, ve dediği gibi sıkıcı bir adam da değildim. Ben buna rağmen böyle mi görünüyordum, ve reddedilecek kadar kötü müydüm? Reddetmesi de sorun değildi, alay ederek reddetmesi sorundu benim için. "Ben senin sandığın gibi biri değilim, ama sen de benim sandığım gibi biri değilmişsin. "Eğlence insanı arıyorsun demek, o zaman seninle eğlenip birkaç gün sonra başından atacak olan insanlarla takılmaya devam et. "Ama ben hiçbir zaman böyle bir insan olmayacağım Lina, ve bu yüzden kendimle gurur duyuyorum. "Bu teklifi hiç yapmadım say, en doğrusu bu olacak belli ki. Pişman oldum, senin gibi EĞLENCE İNSANINA evlenme teklifi ettiğim için, çünkü ben ciddi ilişki insanıyım!" İçeriye girmek istiyordum, o kadar öfkeliydim ki burada durursam çıldırabilirdim. "Çevrenizde o kadar kadın var, ama evlenmek için beni seçmişsiniz. Bunun sebebini gerçekten merak ediyorum, neden?" Bu sözlerle duraksayıp ona döndüm, ciddi duruyordu bu sorusunda. "İnsani özelliklerini görmeden yüzüne bakarak karar verdim, ama böyle yapmamam gerektiğini öğrenmiş oldum. "Neyse ki hatamı bana gösterdin Lina, bu yüzden teşekkür ederim. "Eğlencede bol şanslar dilerim sana, kullanıp atılmaman dileğiyle." Sözlerimi söyledikten sonra oradan uzaklaştım. Madem kullanılarak geçirmek istiyordu ömrünü, böyle bir kadınla işim olmazdı benim de! ❤️ Lina'nın beni aşağılayarak göndermesi umrumda değildi, demek istesem de umrumdaydı işte! Söylediği sözler çok zoruma gitmişti, üzerinden üç ay geçse de atlatamıyordum bir türlü. Onun yüzünü bile görmek istemiyordum, bu yüzden ailelerimizin arasındaki ortak işlere bulaşmıyordum. Bugün öğrenmiştim Lina'nın babasının vefat ettiğini, bunu öğrenmeme rağmen cenazesine gitmedim, tek başına mücadele etmesini öğrenmesi gerekiyordu sonuçta. Ne kadar işlere adapte olmaya çalışsam da yapamıyordum. Bildiğim tek şey o kadına aşık olmadığımdı, sadece bunu biliyordum. Ona teklifte bulunma sebebim sadece güzel olmasıydı, zaten aşık olacağımı düşünmüyordum kimseye, bu yüzden de tek önemsediğim şey güzelliğiydi. Ona bulunduğum tekliften dolayı pişmandım, ama son pişmanlık fayda etmiyordu işte. Yapmam gereken tek şey bu durumu atlatmaya çalışmaktı. Onun beni aşağılamasını yok sayacaktım, sonuçta pek de önemli bir insan değildi! Akşam yemeğinde babamla karşılıklı bir şekilde oturduğumuzda bana sinirle bakıyordu. "En azından cenazeye gelebilirdin, neden gelmedin Gökalp?" Bunun sebebini ona anlatmıştım oysa ki, oğlunu küçük düşürmeye çalışan bir kızın babasıyla iş yapmamasını söylemiştim babama. Ama o tabii ki beni dinlememişti, o adamla iş yapmaya devam etmişti. "Ben o geri zekalı Lina'yı görmek istemiyorum bir daha, o yüzden onunla ilgili hiçbir şey umrumda değil!" "Konu Lina değil burada, konu Emrah beydi. Adamla bir sürü ortak işimiz oldu, en azından cenazesine gelmen gerekiyordu." Bu sözleri umursamayıp yemeğimi yemeye devam ettim, hiç kimseyle uğraşmak istemiyordum. O gün daha net karar vermiştim, Lina ile ilgili hiçbir şekilde bir şey duymak istemiyordum. Ona eskiden ilgi duyduğum doğruydu, ama artık sadece nefret edeceğim türden bir kadındı o. Bunu düşünerek tüm duygularımı bastırdım ona karşı, Bir daha da hiç olmamış saydım.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD