YENİ KARAR

1397 Words
Ateş yaralı mıydı? Neden hiçbir şey söylememişti? Bir de o haliyle.. ' Ateş gitti. ' ' Nereye gitti? Yarası derin miydi? Zor gönderdik buraya tedavi için. Ona kalsa hala çatışacaktı. Çatışma bitmek üzere. Yardıma ihtiyacın var mı ? ' ' Ateş 'in yaralı olduğunu bilmiyordum. Ağır yaralı iki kişi vardı. Bir askerin yardımıyla araca yükledi. ' ' Ulan Ate! Komutanım olmasan evire çevire döverdim seni. ' Bunların arasında garip bir ilişki olduğu kesindi. ' Endişe etme. İyi görünüyordu. ' ' Nasıl göründüğüne aldanma. O acısını kolay kolay belli etmez. Neyse ben bir araç ayarlayıp arkasından gideyim. Çatışma bitince yaralılar buradan çıkarılır. İlk günden yoruldun sende. Yarın arkana bakmadan kaçarsın herhalde. ' ' Hiçbir yere kaçmaya niyetim yok. Sizin timde kadın düşmanlığı bulaşıcı herhalde. ' Niye böyle demiştim? Tamam yapacağım şey kaçmak değildi ama sonuçta yarın gidecektim. ' Kadın düşmanlığı mı? Bak etrafına doktor hemşire var mı ? Sence hepsi kadın mıydı da gittiler? ' ' Doktor dediğin nerede kimin ihtiyacı varsa oradadır. ' ' Burası için geçerli değil o. Özellikle son zamanlarda. Can tatlı Doktor Hanım. ' ' Hazal. Sürekli Doktor Janım demeyin. Ben size Asteğmen diye hitap ediyor muyum?' ' Rütbe bilen kadın da ne tatlı oluyormuş ama sen zaten subay olarak mezun olmuş oluyorsun değil mi? Bilmen normal yani? Sahi nereden mezunsun sen Gülhane mi yoksa Haydarpaşa mı? ' Nasıl askeri hekim olunduğu konusunda bir fikrim yoktu. Hiç düşünmediğim bir konuydu ve şu an karşımdaki kişiden buram buram gelen barut kokusu bile bunu düşünmemem için etkendi. Bu nedenle soruyu geçiştirmem gerekiyordu. ' İlgilenmem gereken yaralılar var. ' ' Rengin attı. İlk gün için gerçekten zorlu geçmiş olmalı. Sen dinlen istersen. Ben ilgilenebilirim. ' ' Tıp eğitimi mi aldın?' ' Hayır. Bordo bereliyim. ' ' Ne alaka? ' ' Hadi ama bordo berelileri bilmiyor olamazsın. Yoksa hepsi hikaye mi sanıyorsun? Bordo bereli kendini tedavi edip yoluna devam eder. Ölmediği sürece hiçbir yara durdurmaz onu. Yaralandığı için cepheyi terk etmez. ' ' Duydum tabii ki ama seninde dediğin gibi o cephede doktor yokken geçerli. ' Abimde bordo bereli olmak isterdi. Belki bunu başarsaydı bende gerçekten askeri hekim olur o nereye gitse peşinden giderdim. Abimsiz bir hayatı düşünemiyordum ama hayat acı sürprizlerle doluydu. Onsuz yaşayamam dediği ne varsa onsuz kalıyordu insan. Hayatta hiçbir erkeği abimi sevdiğim gibi sevemezdim. İnsanın kusursuz bir abisi olması hem ödül hemde cezaydı. İçeri giren Selçuk Yüzbaşı' yı görmemle ona arkamı dönmem bir oldu. Bir mavi bereliden bu şekilde saklanabileceğimi düşünmekse tamamen benim salaklığımdı. Koluma yapıştığı gibi. ' Hazal! Senin burada ne işin var? ' Diğer elimi kolumdaki elinin üzerine koydum. ' Yüzbaşım sizde mi buradaydınız? Sizi gördüğüm iyi oldu. ' diyerek onu Doğu' dan uzak bir yere çektim. ' Senin burada ne işin var dedim Hazal. Nasıl böyle bir sorumsuzluk yapabilirsin?' ' Aslında ufak bir yanlış anlaşılma oldu ama fena mı oldu bir işe yaramış oldum. Fazlasıyla yaralı var. ' ' Yürü gidiyoruz. ' ' Yüzbaşım. Sizden bir ricam var. Ben kim olduğumun bilinmesini istemiyorum. ' ' Neden?' ' Sadece istemiyorum. Diğer yüzbaşına doktorum dediğimde beni askeri hekim sandı. Buraya getirdi ki aslında bende bir yardımım olup olmayacağını soracaktım. İyi denk geldi. Kendimi işe yarar hissettim burada. Albayın kızı olmak istemiyorum. ' Aslında en çok babama göstermek istiyordum. Yok saydığı kızının da bir işe yaradığını. Benimde saygın bir mesleğim olduğunu. Hatta bana tercih ettiği askerlerinin hayatını kurtaran bir mesleğim. Bunu ispat etmek için gerekirse bütün tatilimi burada geçirebilirdim. Bir ay sonra staja başlamam gerekiyordu ama bir ayımı burada geçirmek bana iyi gelebilirdi. Tabii ki babamın kızı olmamak koşuluyla. ' Hazal. Unut bunu. Senin askeri hekim olduğunu söyleyemem. Sen benim başımı belaya sokmak mı istiyorsun? ' ' Tamam söyleme ama babamın kim olduğunu da söyleme. Lütfen. ' Lütfeni uzatarak şirin bir kız gibi görünmeye çalışıyordum ama Selçuk Yüzbaşı tam olarak ' Sen ne yapıyorsun, mal mısın?' der gibi bakınca toparladım. ' En azından şimdilik söyleme. ' ' Ölebilirdin biliyorsun değil mi?' ' Ama iyiyim. Söz veriyorum burada kaldığım sürece senden izinsiz askeriye dışına çıkmayacağım bir daha. ' ' Tamam Hazal. Ben bir şey söylemeyeceğim ama senin için yalan da söylemeyeceğim haberin olsun. ' ' O nasıl olacak?' ' Onlara bir açıklama yapmak zorunda değilim. ' ..... Selçuk Yüzbaşı yaralılar hastaneye sevk edildikten sonra kolumu tutup beni kendi arabasına bindirdi. Ne kadar hastaneye gitmek istediğimi söylesem de kendimi önce askeriye de sonra lojman da buldum. Babam bir hışımla içeri girdi. ' Erva sen ne yaptığını sanıyorsun? ' ' Hoş buldum babacığım. Bende seni özledim. ' ' Erva! Senden bir açıklama bekliyorum. ' Şimdi babamla Erva Hazal tartışması yapacak zaman değildi. Şu an cici bir kız olmalıydım. Kendi hayatımı kurmak üzereydim. Ve bunu yapmadan önce babamı beni sevmediğine pişman etmek için sadece bir ayım vardı. Son gördüğümden bu yana yüzündeki çizgiler daha belirgin hale gelmişti. Daha yaşlanmış ve yorgun görünüyordu. ' Askerlerinden biri beni asker sandı. Bende doktor olduğumu söyleyince yaralılar olduğunu söyledi. ' ' Sende gittin öyle mi?' ' Baba benim işim bu.' ' Senin işin bu falan değil. Sana gelme dedim. Söz dinlemedin geldin. Bir de kalkıp ateşin ortasına gidiyorsun. Çocuk oyunu mu sanıyorsun bunu? ' ' Doktorculuk oynamıyorum ben baba. Karşında okulunu üstten ders alarak bitirmiş bir cerrah adayı var. Nasıl sırtımı dönmemi beklersin oradaki insanlara? Üstelik hepsi gencecik askerler. ' ' Ne yaptın sanki Erva? O şartlar altında ne yapabildin? Hastaneye sevk edildikleri zaman gidebilirdin bir yardımın olsun istiyorsan. ' ' Gittim ve geldim. Merak etme. Bir sorun yok. ' ' Seni kim götürdü?' ' Ceza mı vereceksin? ' ' Evet vereceğim. ' ' Baba sana söyledim. Kim olduğumu bilmiyordular zaten. Ve ben bilinmesini istemiyorum. ' ' O ne demek oluyor?' .... Babamla tartışmamız bir süre devam etti. ' Baba lütfen. Sadece senin kızın olduğum bilinsin istemiyorum. Tamam askeri hekim olarak bilmeleri mümkün değil anladım. Başka biri olarak bilsinler. Mesela Selçuk 'un akrabası olarak. ' ' Selçuk mu bu ne samimiyet? ' ' Buradaki her asker senin oğlun sayılmaz mı? Bak sende dedin. Buraya doktor dayanmıyor diye. Bir ay burada çalışayım. Staj gibi düşün. ' ' Olmaz dedim. Konu kapandı. Yat uyu şimdi. Zorlu bir gün geçirdin. Burada kaldığın sürece lojmandan dışarı adım atmayacaksın ' ' Ben senin emir erin değilim, kızınım. Çok merak ediyorum annem abim yaşasaydı onları da böyle gönderecek miydin? Yoksa tek sevmediğin yakınında olmasına tahammül edemediğin ben miyim? Tabi kız evlat olmasa da olur. Sonuçta oğlun gibi senin mesleğini seçip seni gururlandırmadım ' ' Erva! Nasıl böyle bir şey söylersin. ' ' Yalan mı söylediğim?' Babamın gözünden öfkeyle karışık hüzün geçti. ' Burada mı kalmak istiyorsun? Peki kal ama askeriye dışına çıkmayacaksın. Madem burada bir ay boyunca doktor olacaksın bu kesin emirdir. Alışveriş yok. ' Beni hassas noktamdan vurmaya çalışıyordu ama geri adım atmayacaktım. Babasızlığa dayanmıştım. Alışverişsizliğe mi dayanamayacaktım? ' Anlaştık. ' ' Askeri hekim olarak göstermem mümkün değil. Gönüllü olarak gelen yeni mezun bir doktorsun. ' O eski halimizden eser olsa kalkıp boynuna sarılırdım ama sadece teşekkür ettim. Selçuk' u aradı çağırdı. Önce konu ile ilgili bilgilendirdi. ' Kızım sana emanetti Yüzbaşı. Bugün bir kıza sahip çıkamayan yarın vatana nasıl sahip çıkar. ' Bu lafın Selçuk' un ne kadar ağrına gittiği belli oluyordu ama tek kelime etmedi. ' Yarın yeni gelecek askerlerin eğitimini Ateş Yüzbaşı yaptıracak. ' ' Emredersiniz komutanım' derken öfkesini bastıramıyordu. Bir an göz göze geldik. Gözüyle beni dövecek gibiydi. Müdahale edecek oldum ama babamın bakışı ile sustum. İşine karışmam sadece daha fazla öfkelenmesine neden oluyordu. Ateş Yüzbaşı' nın yarasının ağır olmadığını da babamdan öğrenmiş oldum. Neyse bu iyi haberdi çünkü ben baytar değildim. .... Bugün bana bir oda ayarlanacaktı. Madem burada kızı değildim babamla aynı odada kalamazdım. Babam sabah beni valizlerimle kapının önüne koymuştu. Benim güzel valizlerim. Türkiye ' de alışveriş yaparım diye ne kadar az şey almıştım yanıma. Askeriye içinde dolaşırken Ateş' i gördüm. Her defasında rütbe söylemek zor geliyordu. Askerleri sıraya dizmişti. ' İndir!' Yavaş be adam yerimden sıçradım. Daha acemi oldukları belli olan askerler ne yapsın bu ses karşısında? ' İndir dedim lan! Burada emir ikilettirilirmez. Nerede acemiliği bile becerememiş adam var buraya mı gönderdiler? İndir!' ' Neyi Komutanım? ' ' İndirin lan pantolonları etek traşınızı kontrol edeceğim. Biriniz bile temiz çıkmayın ben size indirecek başka bir şey gösteririm. ' Askerlerin elleri palaskalarına giderken birinin gözü bana takıldı. Tam gideceğim sırada onun bakışı ile durup kalmıştım. ' Komutanım bayan var. ' Ateş dönüp bana baktı. Geri döndü. ' O doktor. Rahatsızlık hissederse gitmeyi bilir. Ayrıca bayan değil. Hepinizin komutanı. Temizlik kontrolü sonrası tam teçhizat yirmi tur koşacaksınız. Hepinize emre itaati öğreteceğim'
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD