Keyifli okumalar
@merveeoflass ithaf edilmiştir.
3 YIL ÖNCE
Devran gördüğüyle kalbine bir hançer saplanmıştı. Nişanlısı ve yakın arkadaşını yatakta basmıştı.
Devran'ın bağrışları konağı inletiyordu. Zilan yukarı çıkacağı zaman Narin kolundan tutup çekti.
"Şimdi çıkma zaten sinirli"
Ama öyle bağırıyordu ki değil konak tüm mardin onun öfkesine şahit olmuştu. Babası onun bu haline şaşırsa da fazlasıyla üzülüyordu. Onu sinirlendiren şeyin ne olduğunu merak ediyordu.
"Sizi uyardım üstüme gelmeyin istemiyorum dedim yaktınız beni"
"Oğlum sakin ol ne olduğunu söyle"
Devran öfke dolu yüzle babasına baktı. Hasan Ağa çaresizce bakıyordu.
"Ne oldu biliyor musun? Nişanlım olacak kadın yakın sandığım dostumla yattı. Ve ben bugün buna şahit oldum."
Heval Hanım onu hiç sevmemişti. Hatta gelini olarak bile istemedi. Haklıydı ama kocası illa o olsun demiş son sözünü kullanmıştı. Şimdi ise oğlunun hayatını nasıl kararttığınını izliyordu.
Devran'ın gözleri dolmuştu. Hazar abisinin bu halini gördükçe üzüldü.
"Baba benim ne suçum vardı. Neden yaktın beni"
Hasan Ağa o zaman öyle bir pişman oldu ki çaresizce ağladı. Zilan yukarı doğru koşunca abisine sarıldı. Buna daha fazla dayanamadı. Babasına baktı.
"Baba bak gör ne hale geldi. Ben sana dedim anam uyardı ama dinlemedin.
En başından beri onun ne olduğunu biliyorduk zaten bu yüzden istemedik şimdi ne yapacaksın söyle bana."
Devran bir hışımla odasına girip kapıyı kitledi. İçindeki öfkeyi bir an önce atmak istiyordu. Odanın içinde sinir krizi geçiriyor. Ne var ne yok yıkıp döküyordu.
????
Heval salona girdiğinde kocası telefonla konuşuyordu. Zilan elinde kahveyle içeri girdi. Kahveleri koyduğu zaman annesine baktı.
"Ana yanına oturayım mı?"
"Otur kızım?"
"Abin nasıl odasından çıktı mı?"
"Yok ana hala odasında korkuyorum bir şey olacak diye"
Hasan Ağa telefonu kapatıp yerine geçtiğinde ona bakan karısına döndü. Heval Hanım kırgındı oğlu perişan olmuştu.
"Bu iş burada biter ben evladımı sokakta bulmadım."
Zilan'ın içine bir sıkıntı girmişti. Nişan bozulmuştu. Peki şimdi ne olacaktı.
????
Nuran odasında otururken bütün olanları duymuştu. Bu yüzden çok korkuyordu. Çaresizdi bu işten kurtulmanın bir yolu olmalıydı ama nasıl olacağı hakkında hiçbir fikri yoktu.
Şahin Ağa duyduğu şeyle beyninden vurulmuşa döndü. Kızı böyle bir şey yapmış olamazdı. Buna inanmak istemedi. Bu duyulursa Mardin'de kimsenin yüzüne bakamaz hale gelecekti.
Nuran'ın aklına gelen fikirle hemen ayağa kalktı. Yine o sinsi gülüşler ve timsah gözyaşları vardı. Yine aynı cümleleri kullanacaktı.
Odasından çıkarak babası ve abilerinin yanına gidip ağlamaya başladı. Gözyaşı aktıkça babası da kıyamıyordu.
"Baba biliyorum sana benim onu aldattığımı anlattılar ama gerçek öyle değil"
Şahin Ağa şaşkınca kızına baktı. Ne demek gerçek o değil başka şeyler de mi olmuştu.
"Nuran kızım sen ne diyorsun?"
"Baba ben hem korkuyorum hemde utanıyorum."
Abisi Yasin yanına gidip sarıldı. Annesi ona şaşkınca bakarken Nuran daha çok ağladı.
"Korkma abim kimse sana bir şey yapamaz"
"Baba benim suçum değil o bana zorla sahip oldu. Devran zorla sahip oldu."
Bu cümleyle herkes dondu kaldı. Yasin kardeşine bakarak yüksek sesle bağırdı.
"Ne - ne nasıl zorla?"
"Beni kandırdı götürdü kimsenin olmadığı bir yerde zorla oldu. Yalvardım yapma dedim ama dinlemedi sanki gözü dönmüştü."
Yasin konağın korumaları toplayıp yola çıkarken Şahin Ağa kızına sarılıp gözlerini sildi. Nuran böyle intikam almıştı.
????
Yasin adamlarıyla Karahan konağını basmıştı. Öyle bir öfkeliydi ki önüne kim çıkarsa öldürecekti. Kapıyı hiddetle vurduğunda Zilan koşarak baktı. Yasin karşısında mavi gözlü kızı görünce dondu. Zilan ise tepkisiz bakıyordu.
Yasin kendine geldiğinde ona nefretle bakan kıza baktı.
"Çekil önümden yoksa?"
"Yoksa ne öldürecek misin? Sen kimsin lan konağı basıyorsun bacın yetmedi bir de sen çıktın defol git"
Yasin adım atacağı zaman kapı suratına kapanmıştı. Yüzüne kapanan ve ona yüksek sesle konuşan kız karşısında şoka girdi. Hiçbir kadın ona böyle bağırmamış kapıyı bile kapatmamıştı.
Hazar kardeşine baktığında yanına gidip sinirinin sebebini sordu. Annesi ve babası terasta baktığında Yasin kapıda olduğunu fark etti.
"Hayırdır Zilan ne bu sinir?"
"Abi o gelmiş Yasin Aktay kapıda yüzüne kapıyı kapattım."
Heval Hanım kızının yaptığıyla şoka girdi. Hasan Ağa ise ona gururla bakıyordu. Çünkü o korkusuz bir kızdı.
"Aç lan kapıyı sana etek giydircem"
Zilan abisinin belinden silahı bir anda çekti. Kapıya varacağı zaman abisi engel olduğu vakit Hasan Ağa oğluna seslendi.
"Hazar bırak"
Hazar onu bıraktığında Zilan kapıyı açar açmaz Yasin'in yanındaki korumayı vurdu. Bu kız tam bir deliydi.
"Sen kendini ne zannediyorsun? Asıl o eteğin senin giymen lazım"
"Bana bak kadın erkeğin işine karışma çekil kenara sabrımı zorlama."
Yasin içeri girdiğinde Zilan' itince yere düştü. Ama hemen ayağa kalkıp Yasin'in koluna ateş etti.
"Bir senin karşında kadın var git biraz terbiye adap öğren. İki yanındaki itleri alıp gitmezsen o elindeki eteği sana giydirip tüm Mardin'e gezdiririm."
Yasin bir adım atacağı zaman Devran'ın sesiyle geri durdu. Çünkü biliyordu ki kardeşine çok değer veriyor. Onun kılına zarar gelse Mardini ona mezar yapardı.
" Geri bas bacıma dokunduğun an burada cenazen çıkar. "
Yasin bir anda onun yakasına yapıştı. Zilan silahı onun kafasına dayadı. Hazar onun yakasından tuttuğu gibi ileri fırlattı.
"Lan sen kim oluyorsun da konağı basıyorsun?"
"Devran sen bacıma nasıl dokunırsun lan nasıl zorla"
O sözü kullanmaya dili varmadı. Devran'ın bakışları karardı. Zilan onun karşısına geçip sırıtarak güldü.
"Zavallı Yasin Ağa bacın sana abimin ona zorla sahip olduğunu söyledi. Ve sende inandın"
"Ne diyorsun kadın"
"Diyorum ki bacın abimin yakın dostuyla olmuş abim kendi gözüyle gördü. Ha dersin ki inanmam kanıt isterim."
Zilan korumaya işareti verdiğinde zarfı uzattı. Hazar şaşkınca kardeşine bakıyordu. Ne ara ve nasıl bunca şeyi yapmıştı.
"Korkma hadi aç bakalım doğru mu? Yalan mı?"
Yasin'in zarfı açmasıyla başından aşağı kaynar sular döküldü. Kız kardeşi resmen onları kandırmıştı.
"Ne oldu sustun bacın abime iftiralar atmadan önce bir daha düşünsün."
Yasin adamları toplayıp gideceği zaman arkasından seslendi.
"Yasin Ağa eteğini unuttun."
Yasin kapıyı çarptığı gibi konağı terk etti. Zilan arkasına dönüp bakmasıyla ailesine döndü. Devran onun alnından öptü. Hazar ise hala şaşkındı.
"Sen nasıl ne ara hallettin?"
"Bunları yapmam için babam izin verdi. Adamları yolladım kanıt topladım. Onun abime iftira atacağını tahmin ettim. Bunun için babama anlatınca bana müsaade verdi."
Zilan kısa sürede bütün gerçekleri ortaya çıkarmıştı. Herkes onu saf sansa bile aksine o zeki bir kızdı.
????
Yasin konağa geri döndüğünde yüksek sesle bağırdı. Şahin Ağa duyduğu sesle ayağa kalktı. Salona girdiğinde öfkeden kıpkırmızı olmuştu.
"Hayırdır oğlum ne oldu?"
"Ne mi oldu? Kızın bizi tüm mardine rezil etmiş"
Şahin Ağa'nın duyduğu kaçıncı cümleydi. İnanmak istemiyordu. Kızı bunu ona yapmış olamazdı.
"Nuran çabuk buraya gel"
Nuran'ın kalbi korkudan hızla atarken titreye titreye salona gelmişti. Yasin yüzüne bir tokat attığında Hacer Hanım oğluna bağırdı.
"Oğlum sakin ol Devran zaten kötülük etmiş"
"Ana adam dokunmamış bile bacısı bu fotoğrafı yüzüme fırlattı. Al bacın ne bok yemiş dedi."
Şahin Ağa fotoğrafları gördüğünde hayal kırıklığına uğradı. Hacer Hanım kızına öyle bir baktı ki şuan ölse umrunda olmazdı.
"Madem bok yiyorsun niye adama iftira atıyorsun"
Hacer Hanım kızının yüzüne tükürdü. Ne günah işledim bu böyle oldu diye düşündü.
"Bu saatten sonra bu konaktan dışarı çıkmayacaksın o piçi de bulup gebertcem telefon bile yok"
Nuran odasına giderek ağlamaya başladı. Bir hata yapmıştı. İftira atarak kurtulmak istedi. Ama o oynadığı oyun dönüp dolaşıp yine kendisini bulmuştu.
Bu olaydan sonra Devran kimsenin yüzüne bakamaz hale geldi. Aslında hiçbir suçu yoktu. Ama insanlar hep onu suçluyordu. Buna tahammül edemeyen Hasan Ağa oğlunu İstanbul'a yollamıştı.
Zaman herşeyin ilacıdır derler. Devran'ın yaraları belkide hiç kapanmayacak ama hayat onun karşısına iyi bir insan çıkaracaktır...
Bölüm sonu
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum..