Devran elini kalbine koydu. Tek yarası sevdiği kadına artık hisselerini açıklayacaktı. Ezra'nın çalıştığı ofise gitti. Elinde kırmızı güller vardı.
Adliyenin önünde aracın içinde beklerken Ezra'nın biriyle konuştuğunu görünce delirdi. Arabanın içinde biriyle hem konuşuyor hemde gülüyordu.
Buna daha fazla dayanamadı ve gaza bastı. Önündeki araca aniden çarptığı anda Ezra çığlık atmıştı. Aracın içine bakınca onu gördüğünde kızdı.
"Devran sen manyak mısın?
" Evet manyağım bu herif kim? "
" Sanane hem sana hesap verecek değilim. "
" Ezra ben sana aşığım seviyorum kızım seni ve deli gibi kıskanıyorum "
Ezra duyduklarını idrak etmeye çalışıyordu. Bu adam onu sevdiğini söylüyordu. Aracın içinde çıkan Kuzey yanlarına gelerek Devran'ın yakasına yapıştı.
" Ne dedin sen ona aşıksın öyle mi? Hemde sevdiğim kadına "
" O seni sevmiyor beni seviyor. "
Ezra hala inanmıyordu. Devran ona aşkını itiraf etmişti. Kuzey belindeki silahı çıkarıp ona doğru tutarken Ezra onun önüne geçti.
"Kuzey indir o silahı"
"Ezra çekil gebertim"
"Lan kimi gebertiyorsun"
Ezra iki adamın arasında kalmıştı. Ama birini seçmek zorundaydı. Kalbini dinledi.
"Yeter artık kes şunu ben onu seviyorum"
Kuzey'in elindeki silah yere düştüğünde gözleri acıyla doldu. Üniversite onu görüp sevdalanmıştı. Şimdi elinden kayıp gidiyordu.
Kuzey sessizce arkasına dönüp bakmadan çekip gitmişti. Bu gidişi hiç hayra alamet değildi. Çünkü o isterse alırdı. Ama bunu yapmayacaktı.
Onun gidişinin ardından Devran pert olan aracına baktı. Oysaki ne para dökmüştü. Özel yapım arabaydı. Ezra onun bu haline gülmemek için dudaklarını ısırdı.
"Ah canım arabam"
Devran'ın suratı küçük çocuk gibi büzülürken Ezra bir kahkaha atmıştı. Onun bu gülüşüne dünyayı yakardı.
"Gül gül hiç tutma kendini"
"Ee ama ne yapayım söyle"
"Sen bana hep gül o mavi gözlerinle bana bak ömrümü sana vereyim."
"Ezra'nın yanakları kızardığı anda yanağına öpücük kondurdu.
" Sende beni hep böyle sev ömrüm senin olsun. "