1. Bölüm

1038 Words
Keyifli okumalar Medya : Hazar Karahan @fatma_inan ithaf edilmiştir.. Aradan 3 yıl geçmişti. O anlar aklına gelince gülümsedi. Devran sevdiği kadına bakıyordu. Masmavi gözleri, kırmızı yanakları ve dalgalı uzun saçları vardı. Ezra sevdiği adamın yanına gidip sarıldı. Belli ki diyeceği bir şey vardı. Ama bir türlü cesaret edemiyordu. Bıyık altından güldü. "Hadi söyle iki saattir kıvranıyorsun?" "Ama sen nasıl anladın?" "Ezram 3 yıldır sevgiliyiz bırakta anlayayım" Ezra biraz düşündükten sonra kafasındaki cümleyi toparladı. Tek hayali sevdiği adamla bir yuva kurmaktı. "Ben ailenle tanışmak istiyorum" Devran'ın elindeki bardak yere düşüp kırılırken Ezra endişeyle onun kara gözlerine baktı. "Gerçekten bunu istiyor musun?" "Evet çok istiyorum biliyorsun ailem yok benim ya ailen istemezse beni" "Ben senin ailen değil miyim? Hem annem öyle ister ki seni bağrına basar." Ezra'nın gözleri parladı. Onun ailesi yoktu. Yetimhanede büyümüş ve kendi ayakları üzerinde durmuş meslek sahibi olmuştu. Devran ona dönüp saçlarını okşadı. "Biliyorsun ben mardin'in aşiret ağasıyım" "Biliyorum çok zorluk çekeriz ama ne olursa olsun asla pes etmeyeceğiz" Ezra hazırlanıp adliyeye giderken Devran annesini aradı. Buna emindi ki bu habere çok sevinecekti. Uzun bir çalmadan sonra annesinin sesi geldi. "Alo sultanım" "Devran'ım aslan oğlum" "Nasılsın ana iyisin inşallah" "İyiyim sen nasılsın ne zaman geleceksin özledim seni" "Bende özledim geleceğim ama tek değil" Heval Hanım buna sevindi. Nihayet oğlu artık dönecekti. Onun gelmesiyle bir daha asla küçük kızlar evlenmeyecekti. Ama kimle geleceğini merak ediyordu. "Hayırdır oğlum kimle geleceksin?" "Ana sana gelin buldum" Heval Hanım duyduğuyla şoka girdi. O kadar dil döktü kız buldu. Ama inatçı oğlu kabul etmemiş şimdi de sevdiği kadını Mardine getiriyordu. "Bu gelin kimdir?" "Adı Ezra ana kendisi avukattır. Ama ana kimsesi yok ailesi depremde hayatını kaybetti yetimhanede büyümüştür." Heval Hanım buna üzülürken onu kızı gibi seveceğine koruyup kollayacağına söz vermişti. "Onun ailesi artık biziz hele getir tanışalım" "Ana bana kızmadın değil mi?" "Ne kızacağım kazık kadar adam oldun" Heval Hanım yine oğluna laf atıp telefonu kapatmıştı. Devran bu mutlu haberi vermek için Ezra'nın çalıştığı ofise gitti. ???? Heval Hanım salonda keyifle çay içerken kocası Hasan Ağa yüzü gülen karısına baktı. "Hayırdır Hanım yüzün gülüyor." "Hayır bey oğlun gelecek gelinimizle" Hazar annesine şaşkınca bakarken Hasan Ağa güldü. Nihayet evlenecekti. Aslında kardeşinin kızı olan Narin'i istiyordu. Ama onun gönlü küçük oğluna kaymıştı. Hazar ise hala şaşkındı. "Ana abim evleniyor mu?" "He ya evleniyor abinden sonra sende evlenirsin" Hazar'ın kalbi hızla atmıştı. Aklına sevdiği kadın Narin gelmişti. Babası oğluna bakınca yüzü gülmüştü. Elbet bir gün onun zamanı da gelecekti. Yoğun geçen günden sonra Ezra davadan çıkmıştı. Bütün vücudu ağrıyordu. Odasına geçtiğinde sevdiği adamı görünce şaşırdı. "Devran sen ne zaman geldin?" "Çok olmadı sana iyi haberim var." Ezra heyecanla bakarken Devran sırıtarak bakıyordu. "Anama haber ettim." "Ne - Ne?" "Ezram kulağım sağır oldu?" "Özür dilerim sevgilim heyecanlandım." "İstersen hemen gideriz yada bir hafta sonra" Ezra hızla sevdiği adamın boynuna sarılıp yanağına öpücük kondurdu. Aklına gelen anılarla gözleri doldu. " Keşke annem ve babam yanımda olsaydı." "Yapma kurbanın olayım akıtma gözyaşını hem artık ailen biziz" Ezra güçlü bir kadındı. Ama aklına ne zaman ailesi gelse yıkılıyordu. Devran ona sıkıca sarılıp saçlarından öptü. "Ne zaman gidiyoruz?" "Bir hafta sonra burada ki işleri bitirmem lazım." Beraber çıkıp giderken herkes onların aşkına bakıyordu. Çoğu kıskanıyor bir çoğu da mutlu oluyordu. Çünkü onlar mutlu olmayı hak ediyordu. ???? Heval Hanım salonda otururken kapı gürültü bir şekilde vuruldu. Öyle vuruyordu ki sanki kırılacaktı. Zilan kapıya baktığında yara bere içinde bir kız içeri girdi. Heval Hanım merdivenleri inerek avluya geldiğinde genç kız gözyaşıyla ona koştu. "Hanımağam ne olur kurtarın beni abim beni öldürecek?" "Sakin ol kızım neden öldürecek seni" "Abim çarşının ortasında beni sürükleyip dövdü. Ne olur kurtarın ben kötü bir şey yapmadım." Kapı aniden kırılırcasına açıldığı zaman Heval kızı arkasına sakladı. Hasan Ağa aşağı indiğinde Hazar önüne geçip konuştu. "Ağır ol burası senin ev değildir." "Bacımı verin bana" Hazar adamın tipine baktığında tiksinç bir şekilde bağırdı. Onun öfkesinden herkes korkuyordu. "Sen adam mısın? Çarşının ortasında kızı sürükleyip dövmüşsün." "Sen karışma Ağam bu aile meselesi" Arkadan bir adam daha gelince genç kız ona koştu. Genç adam kardeşini arkasına alarak karşısında duran kişiye yumruk attı. "Lan it sen kimsin de bacımı çarşının ortasında dayak atıyorsun?" "Sende adam olaydın sahip çıksaydın." "Bana adamlıktan bahsedene bak" Hazar korumalara işaret edince iki koruma onu tutup depoya götürdü. Heval Hanım oğluna gururla baktı. Adam kardeşine baktı. Üstü perişan haldeydi. Ve yaralıydı. Sıkıca sarıldı. "Abi kötü bir şey yapmadım sadece not aldım." "Biliyorum üzme kendini ben yanındayım hiç kimse senin kılına zarar veremez" Hazar Ağa genç delikanlının yanına gidip omzuna dokundu. İçi ısınmıştı. Korkusuz ve cesurdu. "Adın nedir senin?" "Adım Özcan Ağam" Özcan arkada duran Heval Hanım'a doğru gidip elini öpmüştü. Zilan kızın yanına gidip sarıldı. "Merhaba ben Zilan gel sana temiz kıyafetleri vereyim." Eyşan onunla birlikte gitmek için abisine baktı. Özcan başıyla onay verdiğinde Zilan onun koluna girip odaya çıkardı. Dolaptan temiz kıyafetleri çıkarıp ona verdi. Eyşan kitapları görünce burukça baktı. Zilan onun haline üzüldü. " Sen okula gidiyor musun?" "Hayır beni okuldan aldılar." "Abime anlatalalım okuman için herşeyi yapar. Sana yardımcı olurum." Eyşan'ın gözleri parladı. Tek bir hayali vardı. Okuyup doktor olmak ama bu topraklarda hiç kolay değildi. Zilan okula giderken arkasından çok dedikodular çıkmıştı. Ama o hiçbirini umursamadı. Eyşan kıyafetleri alıp banyoya girdi. Zilan ona yardım etmek için peşinden gitmişti. Eyşan ağlaya ağlaya çıkardı. Vücudu paramparça olmuştu. Zilan gördükleri karşısında gözleri doldu. Hemen odadan çıkarak annesine haber verdi. Zilan salona gittiğinde abisi Özcan'la iş hakkında konuşuyordu. "Ana bir baksana?" "Ne oldu kızım" "Hele bir gel burada diyemem" Heval Hanım kızının peşinden salondan çıktı. Zilan gözlerini silerek annesine sarıldı. "Ana kızın vücudu paramparça olmuş okuldan da almışlar." "Ah yavrum nasıl kıydılar." Eyşan banyo duvar dibine çöküp hıçkıra hıçkıra ağladı. Annesini toprağa vereli daha bir ay bile olmadı. Yaşadıkları ona çok ağır geliyordu. Heval Hanım odaya girip baktığında kızı bu hale getirenlere bir kez daha lanet etti. Eyşan'ı yerden kaldırıp duş kabine koydu. Anne şefkatiyle yıkadı. Üstünü giydirip saçlarını taradı. "Korkma sakın bundan sonra kimse sana dokunamaz" Hazar Ağa çaresizce pencereden izlerken Narin onun yanına geldi. Arkadaşını o halde görünce odaya girip sarıldı. "Eyşan sana ne yaptılar." Eyşan konuşmuyordu. Sadece içi çıkana kadar ağlıyordu. Narin onu yatağa yatırıp gidecekken Eyşan kolundan tuttu. "Narin saçlarımı okşar mısın?" Narin yatağa oturdu. Eyşan başını onun dizine koyduğu anda saçlarını okşadı. Merhamet en çok kadınlara yakışıyordu. Bölüm sonu Oy ve yorumlarınızı bekliyorum...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD