BAŞLAYALIM GÜZEL KIZ

2523 Words
Hale, tamamıyla aklından çıkmış fakat oldukça tehlikeli olan detay ile karşı karşıya kaldığında bir an ne düşüneceğini şaşırmıştı. Henüz hiç tanımadığı, hakkında ufak detaylar haricinde hiçbir şey bilemediği adam ile zaten belirsizlikte bir gece yaşamıştı. Gecenin detaylarını hatırlamıyordu. Fakat, karşısında bu konu hakkında oldukça çelişkili konuşan bir adam vardı. Yani Hale, şöyle bir zihnini yokladığında o gece için net bir şekilde hiçbir şey yaşanmadı diyemezdi. Fakat yaşanmış gibi de hissetmiyordu. Şimdi ise tamamen belirsizlikte olduğu bir gecenin ardından bu adam ile aynı odada, aynı yatakta tam dört gün geçirecekti. Cidden aklını kaçırmış olmalıydı. Onu tanımak ve düğünde pot kırmamak adına sorduğu soruların neredeyse tamamına cinsel arzu hissettiren cevaplar veren adam ile bu kesinlikle alev alev yanacağı bir oyun olacaktı. Üstelik vazgeçmek veya geri dönmek adına çıkışı çoktan kaçırmıştı. “Bunu yapmamalıyım” diye kendi kendine söylenirken arkadaşı Serap, bir anda bakışlarını ona sabitledi. Tabi onu Asena ve Nazlı’da takip edince Hale, kendini anında sorguda gibi hissetti. Neden her şeyi duymak veya anlamak gibi bir kabiliyetleri olduğu konusunda herhangi bir fikri yoktu. Fakat, sitemli çıkan sesi ile “Her şeyi bilmek zorunda mısınız?” diye sordu. Üç arkadaşı da sırıtarak başını evet anlamında sallarken Hale sıkıntılı bir nefes daha verdi. Zaten anlamadığı bir şekilde hiç bir şey hatırlamadığı geceyi biliyor ve oldukça zorlayıcı bir şekilde imalarda bulundukları yetmiyormuş gibi, içinde bulunduğu bu durum karşısında da sessiz kalmayı beceremiyor fazlasıyla burunlarını sokuyorlardı. Hale’nin bu durumdan rahatsız olduğu gerçeğine ise aldırış bile etmiyorlardı. Şu anda olduğu gibi ve hale artık pes ederek elindeki mesajı onlara gösterdi. Üç arkadaşı da anında telefonun büyük ekranına gözlerini dikti ve her üçünün de yüzünde beliren sinsi sırıtmaya dişlerini sıktı. Bunda eğlenceli olan neydi? Hale, bir an neyi kaçırıyor olduğunu düşündü. Ardından sert çıkan sesi ile “Bu güzel bir durum değil” diye söylendi. Evet, onun için kesinlikle güzel bir durum değildi. Onun hayatında böylesi zevklere yer yoktu. Üstelik aşka inancı da yoktu. En son aşka inandığında başına gelenleri hatırlamak istemiyordu. Aşk, onun için kırmızı çizgideydi ve ne olursa olsun hayatına girmemesi gerekiyordu. Fakat karşısındaki üç genç kadın ona sanki aşk kapısında bakışı atıyorlardı. Hale, sıkılı olan dişleri arasından, “Aklınızdan geçenleri gözlerinizden okuyabiliyorum. Onun için buna bir son verin. Bu durum sadece nazikçe bana yardım etmek istemesi ile sınırlı kalacak” dediğinde Serap, “Bende Dağhan’ı maskeli bir şekilde öperken evliliğin hayatımda yeri olmadığını düşünüyordum” derken Asena, “Bende Zafer’i tek gecelik bir zevk olarak düşünmüştüm” dediğinde Nazlı kahkaha atarak, “Taner, beni otele bıraktığında ona, beni bir bakışla ve gülüşle yatağa atamayacağını söylediğim anı hatırlıyorum” diyerek cevap vermişti. Her üç kadında hayatlarına anında giren ve aşkın büyüsünde kaybolarak evlendikleri adamlara bakıp iç çektikten hemen sonra aynı anda yüzüklerinin olduğu parmaklarını Hale’ye gösterdiler ve “Kaçınılmaz sonun bu olacak hazırla kalbini” dediklerinde Hale neredeyse yutkunmuştu. Cidden nefes almakta zorlanıyordu. Yeniden aşk, yeniden evlilik ve yeniden ihanet üçgeninde olmak istediğinden pek emin olamadığı gibi aklı gayet net bir şekilde hayır! Diye bağırıyordu. Kesinlikle bu oyunda duygulara yer yoktu. Ateş iyi kalpli bir adamdı. Çaresizliğini görmüş ve daha öncesinde ona yardım ettiği için ikinci kere nezaket göstermişti. Üslubu biraz açık seçik olabilirdi. Bazı insanların konuşma tarzı bu şekilde olurdu. Bu konunun üzerinde durmayacaktı. Onun için telefonu eline aldı ve “Odada ekstra bir koltuk olacağından eminim” diye yazarak genç adama mesajı gönderdi. Tabi ki odada başka bir koltuk olacaktı. Her otel odasında olurdu. Dinlenmek, oturmak, televizyon izlemek için koyulurdu diye düşündü Hale. Çok küçük butik otel tarzı yerlerde bir bakıma olmazdı fakat Kuzeni, İstanbul'un en lüks otellerinden birinde organizasyon yapıyordu. Odaları gayet büyük ve ekstra koltuk detayına dikkat edilen bir yerdi. Bunun için korkmaması gerektiğine inanıyordu. “En son koltukta yatarsam beni vurmakla tehdit ettiğini hatırlıyorum” diyerek cevap verilen mesajına bakarken Hale’nin gözleri kocaman olmuştu. Bunu yapmış olma ihtimali kesinlikle yoktu. Fakat aynı yatakta yattıklarına dair sıkı bir delili vardı. ……………. Hale, geçen birkaç günü oldukça stresli ve gergin bir şekilde sonlandırmıştı. Okullar tatil olduğu için bir mesaisi yoktu fakat kuzeninin, onu olur olmaz saatlerde arayıp düğün için detayları vermesi canını artık fazla sıkmaya başlamıştı. Tamam, kuzeni düğün için fazla beklemiş, düğün fazla ertelenmiş olabilirdi fakat zaten gergin olan Hale düğünde sözde sevgilisi ile yapacaklar listesine her seferinde bir madde daha ekleyen kuzenini resmen öldürmek istiyordu. Her bir mesajında müstakbel damat adayları için bilmediği sorular sormaya ara vermemesi ayrı bir can sıkıcı durumdu. Kuzeni Sedef, bu seferki soruları içine “Damat adayımız hangi içkiyi seviyor. Menüye ekleteceğim” diye bir soru sorduğunda dişlerini ciddi anlamda sıkmıştı. Henüz sabah saatlerinde olmaları kuzeni için önemli bir faktör değildi. Çünkü kendisini 4 aydır sahte sevgilisi ile aynı evde yaşıyor olarak belirtmişti. Gerçi bu biraz gereksiz bir bilgiydi. Neredeyse evlenmek üzere olan bir genç kadın, ailesinin gözünde sevdiği adamı fazlasıyla tanıyor olmalıydı. Birçok bilgi sahibi olmalıydı ve bu bilgiler içinde evlenme teklifi alacak olduğu adamın hangi içkiyi sevdiği bilgisi olması gerekenlerdendi. Yatağın hangi tarafında yattığı, en sevdiği yemek, hoşlandığı filmler, kullandığı parfüm. Lanet olsun diye geçirdi içinden. İnsan evlenmeyi düşündüğü adamın her şeyini bilirdi. Fakat hale, kesinlikle bu adam yabancıydı ve ailesi bunu anında anlayacaktı. Saat henüz sabah 9 olmuştu ve genç adamın uyuyor olmadığını düşünerek telefonu eline aldı. Mesaj yazma sayfasını açtı ve “En çok sevdiğin içki? En sevdiğin yemek? Ve kullandığın parfüm?” diye yazarak gönder tuşuna bastı. Mesaj iletildiğini gösteren iki tık işaretini aldı fakat henüz okunduğunu gösteren bir mavi renge bürünmemişti. Onun için beklemeye başladı. Birkaç dakika içinde hala cevap gelmediğini gördüğünde ise dudaklarını kemirmeye başladı. Kuzeni saniyeler sonra soru işareti içeren bir mesaj gönderdiğinde birkaç dakikaya arayacağını haber veriyordu aslında. Tamda o anda evinin kapısı çaldı ve Hale bir an duraksadı. Onun pek ziyaretçisi olmazdı. Tabi Serap, oğlunu birkaç saatliğine ona bırakmak istemiyorsa. Yerinden kalktı ve kapısını arkasında kim olduğunu öğrenmek adına seslenmeden açarken, “Yakışıklıyı teslim almak için haber…” daha cümlesini bitirmeden karşılaştığı bakışlar ile donup kaldı. Koyu kahve rengi bakışların yaydığı ateşi tüm bedeninde hissediyordu. Genç adamın bedeni o kadar iri ve kaslıydı ki üzerindeki tişört neredeyse parçalanacak izlenimi veriyordu. bakışlarında oldukça alaycı bir tavır vardı. Ateş, adaya dönerken aklından halenin evine gitmeyi geçirmiyordu. Fakat ayakları nedenini bilmediği bir şekilde onu buraya sürüklemişti. Genç kadının sadece 1 haftası vardı ve mesajlarına hız kesmeden devam ediyordu. Belki onunla aynı evde bir hafta geçirdiğinde biraz daha tanır ve bu gerginliği geçer diye düşünmüştü. Tamam, aklında aynı evde kalmak yoktu. O durum bir anda gelişmişti. Ateş elindeki telefonu genç kadına göstererek, “Viski, et olduğu sürece ayırt etmem, Hugo Boos her zaman tercihimdir.” Dedikten sonra başını sağ tarafa doğru sinsi bir sırıtma eşliğinde eğerken, “İç çamaşırı bilgilerine ne zaman geçiyoruz? Dantelliler favorimdir. Tabi bir de siyah olmaları gerekir” diye sorduğunda ise Hale tüm bedeninin acı içinde yanmaya başladığını hissetti. Adam cidden seksiydi. Daha önce bu denli özgüvenli ve ağzına geleni konuşan bir adam ile tanışmamıştı. Hayatına giren ve onunla evli olmasına rağmen Tolga’nın bile bedenini bu denli yakmadığına yemin bile edebilirdi. Genç adamın bakışları, yataktan henüz kalkmış olduğuna inandığı ve ayılmak adına kahve almaya bir fırsat tanımadan ona mesaj çekmek kadar önemli olan içki seçimine kahkaha atmak istedi. Bu kadın kesinlikle sertti. Onun için sert, şekersiz koca bir kupa kahveye ihtiyacı vardı. Onun için, “Kısa bir süre sonra evlilik teklifi alacağın adamın fantezilerini bilmen gerekiyor. Onu her gördüğünde bu şekilde bakmaman ve seninle her konuşmasında kızarmaman gerekiyor. Biz, uzun sayılabilecek bir süredir sevgiliyiz, aynı oda içinde bir yatakta yatıyor, aynı evde yaşıyor, her şeyi konuşuyor, öpüşüyor ve s*x yapıyoruz. Bunun için sanki yabancıymışım gibi her söylediğime kızarmaya bir son vermezsen o soru makinesi kuzenin kesinlikle bunun bir oyun olduğunu çakar. Üstelik sen, böyle bir şey olmasını istemiyorsun.” Diye söylendiğinde Hale bir an derin bir nefes verdi ve parmaklarını alnına yerleştirerek, “Bunun bir hata olduğunun farkına varmam için çabalamanı taktir ediyorum. Fakat hata olduğunu biliyorum zorlama” dediğinde Genç adam elindeki valizi evin kapısından içeriye atarak, Hale ile göz göze geldi ve “Onun için bir hafta burada kalmaya geldim. Bir hafta boyunca aynı evde kalırsan nasıl bir şey olduğunu kavrar ve ona göre rahat konuşursun. Üstelik, soruları mesajla değil yüz yüzeyken sorman daha faydalı.” Dediğinde gözleri kocaman olan Hale, bir an nefes almayı unuttuğunu hissetti. Bu adamla, aynı evde, bir hafta lanet olsun kesinlikle bitmişti. Hale, “Seninle aynı yatakta uyumayacağız” diye söylendiğinde panik bedeninin her bir zerresinden hissediliyordu. Ateş ise sırıtarak baktığı genç kadına bir adım yaklaştı ve “Onun içinde biraz pratik şart. Sonuçta otel odasında 4 gece benimle uyuyacaksın. “Diye söylendiğinde Genç kadın dişlerinin arasından, “Odada bir koltuk olacak” diyerek cevap verdiğinde Ateş yüzünde kocaman bir sırıtma eşliğinde, “Odada bir koltuk olmayacak” diye karşılık verdi. Sesindeki netlik, eminlik ve kesinlik Hale’nin kalbini içinde resmen coşturmuştu. Kesinlikle başı büyük bir beladaydı. Fazlasıyla ateşli bir belada üstelik. …………………………….. Ateş, Hale’nin evine adım atalı neredeyse 1 saat olmuştu. Bu süre zarfında genç kadının onunla köşe kapmaca oynamasını büyük bir zevk ile izlemişti. Genç kadın, fazla gergindi. Bunun nedeni, fazla seksi olan ve ona her baktığında içindeki ateşi alevlendiren adamdı. Fakat Ateş, bu gerginliğe oranla fazla rahattı. Bu durumda Hale’nin daha fazla gerilmesine neden oluyordu. Fakat, 2 hafta kadar kalmış olan düğün için detayları konuşmaları gerekiyordu. Günün başlangıcından bu yana yapması gereken tek şey olan kahvesini yaptı ve aynı kahveden bir kupada Ateş için hazırladı. Genç adamın, kahveyi nasıl içtiğini bilmiyordu fakat kendi sade ve şekersiz içiyordu. Onun da bu şekilde içeceğini düşündü. Oturma odasına geri geldiğinde bedenindeki karıncalanmanın da onunla birlikte olduğunu fark etti. Derin bir nefes alarak elindeki kupa bardağı Ateş’e uzattığında genç adamın bakışlarının üzerinde dolandığını görüyordu. Sabah saatleri olduğunda ve henüz yataktan daha yeni kalktığında üzerinde sadece pijamaları vardı. Saçları özensiz bir şekilde başının tepesinde toplanmıştı ve yüzünde tek makyaj yoktu. Tamam, makyaj yapmayı pek sevmezdi fakat yine de genç adamın geleceğini bilseydi daha özenli olabildi. Bunu niye yapacaktı herhangi bir fikri yoktu fakat bu kadar bakımsız oluşu canını sıkmıştı. Ateş, Hale’nin gergin tavrından oldukça memnundu. Üstelik kahvesini tahmin ediyor oluşu karşısında da oldukça şaşkındı. Kahvesinden bir yudum aldığında ise bedeninin canlandığını hissetti. Sabahtan beri ihtiyacı olan tek şey gibiydi. Sonrasında, derin bir nefes aldı ve “Evet, şimdi sorman gereken ne varsa sor bakalım?” diye sorduğunda genç kadın anında akıl tutulması yaşadı. Çünkü aklında olan ne kadar soru varsa her biri anında uçup gitmişti. Birkaç saniye sessiz kaldıktan hemen sonra, “Bu durumun garip olduğunun farkındayım” dediği anda Ateş her iki kaşını da şaşkınlıkla havaya kaldırıp, “Bu, tam bir delilik” dediğinde Hale, bıkkınlıkla bir nefes verdi. Evet bu durumun kesinlikle açıklanabileceği kelime delilikti. Üsteli ateşli bir delilik çaresizce pes edip, “Bunu teklif eden sendin” diye söylendi. Bu doğruydu. İçinde bulundukları delilik onun eseriydi. Ondan böyle bir yardım istememişti. Tamam fazlasıyla çaresizdi fakat yine de odan böylesi bir iyilik isteyen o değildi. Fakat ateş sırıtarak, “Başka bir seçeneğin olduğunu söylersen hemen vazgeçebiliriz” dediğinde genç kadın ikinci bir bıkkınlık nefesi verip “Yok” dedi. Çünkü ailesine düğüne iki hafta kala sevdiği adamdan ayrıldığını söylerse kesinlikle onun en başından bu yana yaşan söylediğini düşünür ve her biri onu ayrı ayrı sorguya çekerdi. Onun en başındaki planı ailesi ile tanışmak istemeyen bir sevgili ile yollarını ayırma seçeneğiydi ve bir anlık zaafından yararlanıldığı için o treni çoktan kaçırmıştı. Hale’nin çaresizliğini gören Ateş’in sırıtması yüzünde daha çok büyüdü. Oldukça keyif aldığını hissettiriyordu ve bu his Hale’nin hiç hoşuna gitmiyordu. Durumu özetlemek adına Ateş, elindeki kahve kupasını hemen önünde duran sehpanın üzerine bıraktı ve dirseklerini dizlerine yaslayarak bakışlarını genç kadının bal rengi bakışlarına sabitledi. Ardından sakin ve kararlı çıkan sesi ile “Yaklaşık 5 aydır birlikteyiz. Seni seviyorum ve sana evlenme teklifi etmeyi planlıyorum. Aynı evde yaşıyoruz, aynı yatakta uyuyoruz ve birbirimizi çok seviyoruz.” Dediğinde Hale, kızarmış bir surat ile genç adama baka kaldı. Ateş ise parmağını genç kadına doğrultarak, “Bu halini gören kimse buna inanmaz” dediğinde genç kadın dişlerini sıkarak, “Bunun için uğraşıyoruz. Seni tanımaya çalışıyorum onun için yardımcı olmalısın.” Dediğinde Ateş, kahkaha atarak sinirlerini daha çok bozdu. 2 hafta içinde bu kıvamda bir ilişkiye sahip biri çift olmaları imkansızdı. “Komik değil!” diye bağıran genç kadına daha gür bir kahkaha hediye etti. Hale, saniyeler sonrasında bulunduğu durum içinde gözleri yanmaya başladı. Kendini dalga geçilen bir aptal gibi hissediyordu. Üstelik hissetmekle kalmıyor bu durumu aynen yaşıyordu. Gözleri dolarken Ateş bir anda kahkahasına son verdi ve bir şey söylemek istediği anda genç kadın onu eli ile susturarak, “Sadece yakamdan düşmelerini ve beni o iğrenç adam ile barıştırma çabalarına bir son vermelerini istemiştim. O an bunu mantıklı bir seçenek gibi düşündüm. Boşanma nedenimi bilmedikleri için yeniden bir kişi tarafından terk edildiğimi yüzüme vurmamaları için ise biraz uzun sürdürdüm. İşlerin bu kadar çıkmaza gireceğini düşünmedim. Deli gibi görünüyor olabilirim fakat” dedikten sonra bir an yutkundu ve yüzünde ince bir yol gibi süzülen yaşını elinin tersi ile silerken Ateş, içinde bir şeylerin kalbini sıktığını hissetmeye başladı. Gerçi hissettiği bir diğer şey ise pislik gibi davranan adinin teki olduğuydu. Derin bir nefes aldıktan hemen sonra “Bunu başarabilmen için sadece soru sorman yeterli değil. Gerçek bir ilişki birlikteyken yaşanır.” Dediğinde Hale, gözleri kocaman olarak “Seninle tekrar yatmayacağım” diye söylendi. Ateş, komik bulduğu bu tepki karşısında yarım bir şekilde sırıtırken, “Onun için sarhoş olmamaya dikkat etmelisin” diyerek genç kadının daha büyük bir şoka girmesini sağlarken Hale, “O gece ne yaşandığını bilmiyorum” diye söylendi. Ateş ise geri gelen keyfi eşliğinde “Ben biliyorum” diyerek verdiği karşılığa Hale hemen arkasında duran yastığı fırlatarak, “Bu adil değil! Sarhoş bir kadının durumundan faydalandın” dediğinde Ateş daha çok sırıtarak, “Ölüm ile tehdit edildim” dediğinde Hale dişlerini sıkarak karşılık verdi. O gece ne yaşandığına dair net bir fikri yoktu. O anları hatırlamak için çok çaba sarf etmişti fakat bu bir işe yaramamıştı. Kendini, uzun bir süre bir şey yaşanmadığına dair motive ederek kandırmıştı fakat karşısında gözlerinden alevler çıkan bu adama baktığı her an hissettiği karıncalanma kendini sorgulamasına neden oluyordu. Hale, hayatı boyunca yalnız kaldığı geceler haricinde içki şişesinde kaybolduğunu hatırlamıyordu. O gece içkiyi evinde içmeye devam etmesi gerektiğini ise şimdi daha iyi anlıyordu. Ateş, aklının bir yerlerinde düşünceler ile boğuşan genç kadının dikkatini çekmek için, “O gece ne yaşandıysa bende saklı kalacak. Şimdi, bugüne bakalım.” Dedikten sora koltuğa yaslandı ve devasa bedeni ile neredeyse genç kadının kalbini durdurdu. “İki hafta burada birlikte kalıyoruz. Beraber yemek yiyor, muhabbet ediyor ve yaşıyoruz. Bu süre zarfında istediğin bütün soruları soruyorsun. Aynı zamanda aynı evde yaşayan çiftler gibi her anı belgelemek adına fotoğraflarımızı çekmen gerekiyor. Telefonuna adımı nasıl kaydettiğini bilmiyorum ama kızlara özel bir hitap ile değiştirmen gerekiyor. Bir de” dedikten sonra duraksadı ve genç kadının tüm bunları sindirmesine izin vermek adına birkaç saniye bekledikten sonra kısık çıkan sesi ile “Sana, 4 gün boyunca sarılmam, yakın davranmam, tenine dokunmam ve senin de bunu sanki uzun zaman boyunca yaşıyormuşsun gibi aksettirmen gerekiyor.” dediğinde genç kadın nefesini tutmuş bir şekilde Ateş’e bakıyordu. Ona sarılmaktan, yakın davranmaktan, tenine dokunmaktan mı bahsetmişti? Bu lanet olasıca bir bombaydı. Ateş, “Buna hazırsan başlıyoruz güzel kız” dediğinde genç kadının bedeni hayali olan fakat oldukça net hissettiği bir ateş topunun içine girdi. Başını çok büyük bir belaya sokmuştu. İçinden çıkamayacağı bir ateşti ve her saniye daha çok yanmasını sağlıyordu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD