Onuncu kattan düşüp ölmüştüm. Cesedimi kaldırmışlar, tebeşirle hatlarımı yere çizmişlerdi. O bakışlar altında asfalttaki şaşkın ceset çizgisiydim. “Seninleyken dinlenmem mümkün mü?” dedi. Beyaz tenimdeki kabartıları gördüğünde şakacı hali kayboldu. Kapıdan uzaklaşıp çantamla geri dönene kadar onu izledim. Çantamı bana uzatıp “Şekerler lütfen?” diyerek avucunu açtı. Toparlandım. Bacaklarımı altıma alarak oturdum ve uzattığı çantayı aldım. Fermuarı açıp karıştırarak az sayıdaki eşya arasından şeker kutularını çıkartmaya başladım. Çaresizce zulamı ona emanet ederken yüzüm asılmıştı. Son kutuyu fark etsem de görmemiş gibi yaparak fermuarı çekerken onaylamayan bir ses çıkarttı. “Onu da alayım,” dediğinde yine ağlamaklı oldum. Bir süre gözlerine yalvaran bakışlar attım. Etkisi olmadığını fark