Öğle saatleriydi. Güneşten korunmak, biraz da gizlenmek için gözlük ve şapka takmaya devam ediyordum. Derin nefesler alarak ilerlerken ardımda sürüklediğim valizle boğuşuyordum. Yolculuk sıkıntılıydı ama beni asıl rahatsız eden şey utangaçlığımdı. Sahil kenarındaki evi bulmam zor olmadı. Kapının önüne geldiğimde zile basmak için bile kendimi telkin etmem gerekti. “Yaparsın, yapacaksın!” deyip sonunda zile bastım. Kapı açıldığında karşımda Ayaz'ın kız kardeşi duruyordu. Kıvırcık saçları, tüm yüzüne yayılan şaşkın gülümsemesi yerli yerindeydi. Üzerinde mayosu vardı ve sudan yeni çıkmıştı. Gülümsemek dışında bir şey yapmayınca “Merhaba,” dedim. Kız, sonunda çözülüp geriye çekildi ve içeri doğru “Anneee!” diye bağırdı. “Misafirimiz var!” “Kim geldi?” Kapıya gelen kadın, kızı gibi siyah, k