Bir Ayaz’a bir de pazarlık yapan Bülent’e bakıp yeniden çığlık atmaya hazırlanıyordum. “Bırak beni!” dedim yeniden. Kimse umursamadı. “İkiden önce mümkün değil,” dedi yine Ayaz. “Birde,” diyen Bülent sandviçinden kalan son lokmaları da midesine indirdi. Onun lakayt ve umursamaz tavrına bakan Ayaz, sonunda pes etti. “Tamam!” dedi dişlerinin arasından. “Şimdi defol.” “İyi o zaman.” Cebinden bir elma çıkarıp ısırmaya başlayan Bülent, giderken kapıyı çekince Ayaz bana döndü ve sinirden renk değiştiren yüzümü gördü. “Yeniden çığlık atmayacaksın değil mi?” diye sordu paniklemiş gibi numara yaparak. “Beni bırak!” Elimi bıraktı, belime sarılan kolunu gevşetti. Saçma bir hayal kırıklığıyla doldum. Yüzüm düşerken isteksizce geri çekilmeye başladım. Ben hareket ettikçe yüzünden anlık geçip gid