Bir ay sonra...
Ağustos hızlı geçmişti. Eylül kapıyı davetsiz bir misafir gibi açıp gelmişti. Deniz' le çalışmaya devam ettik. Kenara biraz para koyabilmiştik. Deniz o yokken sıkıntı çekmemi istemiyordu. Tatile tabii ki gidemedik. Şile' ye gidelim diye düşünmüştük ben ne kadar sevmiyorsam Deniz o kadar aşıktı denize. Ama denk gelmemişti. Benim son senem başlamak üzereydi. Staj bitince kanalda kadrolu olarak çalışma ihtimalim yüksekti. Ama bunun için bir sene vardı. Zaman hep hızlı geçerdi de Deniz' in yokluğunda öyle olmayacağından emindim. Deniz' e yarışmada olduğu sürece bir para ödenecekti. Başta düşük bir miktar olsa da ilerledikçe parada artacaktı. Deniz kartı bana vermeyi teklif etti ama kabul etmedim. Kendime bakmaya alışıktım. Deniz' in parasının birikmesine karar vermiştik.
Deniz evlilik teklifini kabul etmememe bozuldu tabii ki. Bir süre kırgın kaldı. Birlikte olmadık ama sarılıp uyuduk. Önümüzdeki özlem küs kalmamıza engeldi.
Eylül göç mevsimiydi. Göçmen kuşlar gökyüzünde süzülüyordu. Gözüm bazen onlara takılıyordu. Bir göç mevsiminde benden gidiyordu Deniz. Başka bir hayata göç ediyordu. Eğer finale kalırsa bir başka göç mevsiminde yani Mart ayında dönecekti. Onsuz iki mevsim geçecekti. Onsuz daha önce mevsimler geçirmemiş gibi zor geliyordu bu durum. Birine böyle bağlanmaktan korkuyordum. Korkuma rağmen bağlandım ve o gidiyordu. İnsan aynı şehirde yaşayıp birbirine hasret kalmak zorunda kalabiliyordu.
....
Ve o gün gelip çattı. Gece Deniz' le birlikte olmuştuk. Giyinmeyi istemeyip öylece sarılıp uyumuştuk. Tenimin her hücresi her hücresini özleyecek gibi hissediyordum. Deniz işten bir hafta önce ayrılmıştı. Gidip ailesini gördü. Beni de götürmek istedi ama benim çalışmaya devam etmem gerekiyordu. Üstelik ailesiyle tanışmaya hala hazır değildim. Deniz ailesinin gelmesini istememişti. Orada vedalaşmıştı. Onu kanala kadar ben götürecektim. Hala bilmiyordu programda yer alacağımı. Bu o gün ona sürpriz olsun istiyordum.
Sabah ondan önce uyandım. Bir süre izledim. Gözümden süzülen yaşları silip uyandırdım. Valiz hazırlamamız gerekiyordu. Deniz hazırlamaya başladığında dolaba koyduklarımı çıkardım. Önüne koydum.
' Bunlar ne?'
' Bir kaç parça kıyafet aldım sana. Sonuçta televizyon görsel bir şey. Evde de çekimler olacak. '
Evin içi elbette sıcak olacaktı. Paraya kıyamadı dedirtmezlerdi. Üstelik kızların süslenmesi işlerine gelirdi. Ama bahçe kısmı vardı. Oraya da kamera koymuştuk. Orası soğuk olacaktı bu nedenle her mevsime sıcaklığa uygun kıyafetleri olmalıydı.
' Parayı nereden buldun?'
' Biriktirdiğimiz parayla aldım. '
Deniz valizi hazırlamayı bırakıp bana sarıldı.
' Hiçbir şey önemli değil Rüya. Ben senin rahat yaşadığını bir sıkıntın olmadığını bilsem bana yeterdi. Kimin kıyafetim hakkında ne diyeceği umrumda bile değil. '
Onun sarılışına karşılık verdim.
' Senin böyle düşündüğünü biliyorum ama o piyasayı da biliyorum. Görsel olarakta programa katkı sağlamanı isterler. Sırf bu nedenle seni erken elemelerini istemiyorum. '
Maalesef televizyon dünyası acımasızdı. Zaten bu yüzden değil miydi dizilerde fakir rolünü oynayan kızlar bile bir giydiğini bir daha giymiyordu. Mantık önemli değildi. Önemli olan izleyicinin gözüne hitap etmekti. Deniz' in bu çark içinde sadece böyle saçma bir nedenle harcanmasına izin veremezdim. Tabii ki çok kaliteli şeyler alamamıştım ama hiç yoktan iyiydi. Sahne alırken giydiği bir kaç kıyafetle birlikte iş görürdü. Zaten yayın gününde kıyafet verilecekti ama ev halleri de önemliydi. Deniz' le birlikte valizi kontrol ettik. Deniz Hayal' i kucağına aldı. Sevdi öptü.
' Ben yokken anneni üzme sakın. ' dediğinde Hayal onu anlamış gibi miyavlamıştı. El ele kapıdan çıktık. Bizi bırakması için Çağlar gelmişti. Kapıdan çıkarken motoruna baktı.
' Motoru üzerine yapsaydık keşke. Bir şey olursa satardın. '
' Deniz abartmıyor musun? Hani ben dört yıldır İstanbul' dayım ve sadece dört aydır aynı evde yaşıyoruz. Başımın çaresine bakarım. '
Deniz sonunda sustu. Keşke her şey söylediğim kadar kolay olsaydı. O zamanki bütün düzenim yıkılmıştı. Yenisini kurduğumu sanıyordum ama hayatın bana hazırladığı kötü sürprizlerden habersizdim. Çağlar bizi kanal binasına bıraktı. Binaya girdik. Deniz' in elinden tutup boş olduğunu bildiğim bir odaya çektim. Sımsıkı sarıldım..
' Burada vedalaşmamız gerekiyor. '
' Son ana kadar yanımda olmayacak mısın?'
' Yanında olacağım ama birbirimizi tanıdığımızı belli etmesek iyi olur. '
Deniz sımsıkı sarıldı.
' Seni çok özleyeceğim sevgilim. ' diyerek dudaklarımızı birleştirdi. Öpüşürken gözümden bir damla yaş aktı. Deniz' inde benden farkı yoktu. Ama kendime hakim oldum. Deniz kendini geri çekti..
' Ağlıyor musun sen?'
' Sen benim ağladığımı hiç gördün mü? Kendi gözyaşın o dudağına gelen. '
' Kızma tamam. Öyle diyorsan öyledir. ' dedi ve tekrar sarıldı.
' Biraz daha sarılırsan gitmene izin vermeyeceğim Deniz. '
' Vermezsen gitmem. '
Sahte bir sinirle omzuna vurdum.
' Kaçmaya bahane arıyorum de şuna. Hadi artık ayrılık vakti. Benimde iş başı yapmam lazım. '
' Ayrılık deme. Biz ayrılamayız Rüya. Unuttun mu senin yarın benimle , benim yarım seninle. '
Kafamı olumlu anlamda salladım. Hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum. Vedalardan nefret ediyordum. Deniz' e gideceği yeri tarif ettikten sonra kendimi odaya geri kapattım ve bir kaç dakika hıçkıra hıçkıra ağladım. Sonra gözyaşımı sildim. Makyajımı tazeledim ve yarışmacıların yanına gittim. Hepsinin kısa birer videosu çekildi. Bir kaç soru sorulmuştu.
' Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz?' diye sorduklarında Deniz;
' Aslında aklımda yoktu. Ama Rüya 'm sayesinde bir anda kendimi katılmış buldum. ' demişti.
' En büyük hayaliniz nedir?' diye sorulduğundaysa;
' Rüya' ma kavuşmak. ' diye cevapladı.
İsim olarak kullandığı anlaşılmamıştı neyse ki. Deniz zeki biriydi. Bir araç geldi ve onları gidecekleri eve götürdü. Onlara araca kadar eşlik ederken Deniz' in koluna dokunma fırsatı bulmuştum. Aracın camından birbirimize hüzünle baktık.
....
Ertesi gün bir gündüz programında yayınlanmış ve kanalın sayfasına konmuştu videolar. Deniz ilgi görmüştü. Özellikle kızlardan. Deniz' in fotografını videosunu sosyal mecralarda paylaşıp ' Uzun Saçlı Romantik Prens. ' yazıyorlardı. Yarışmayı rüyasında gördüğünü ve rüyasında kazandığını bu yüzden rüyasına kavuşmak istediğini düşünüyorlardı ve bu kızların hoşuna gitmişti.
İki gün sonra yarışmanın ilk bölümü yayınlandı ve 25 kişi kaldılar. Aslında program eve girdiklerinin ertesi günü çekilmişti. Çekimde yer almamıştım. Çünkü evde bir odada birer şarkı söylemişlerdi. Reklamı bu şekilde yapılmıştı. Gündüz kuşağına ev halleriyle ilgili görüntüler olan bir program yapmaya karar vermişlerdi. Bununda tanıtımı olması nedeniyle ve büyük bir orkestra ile sahne almadan önce çıplak sesleriyle şarkı söylemeleri yarışmanın aslında ne kadar iyi sesler seçtiğini göstermek için iyi olacaktı. Onlarda bu yoldan gitti. Jüri haklarında yorum yapmış ve seyirci oylaması yapılmıştı. Oylama sonucu canlı yayında evle bağlantı kurularak açıklandı.
Büyük umutlarla gelen tam 25 kişi , hayallerle hazırladığı valizlerini açıp yerleştirmeden geri çıkmıştı. Deniz onların arasında değildi ama okunan her isimde hüzünlendiği gözümden kaçmamıştı. Acımasız bir dünyaydı televizyon. Tam olarak Deniz' e göre değildi ama iyi bir şarkıcı olmak istiyordu. Bizim gibi maddi durumu iyi olmayan , arkasında dayısı olmayan insanlar için başka bir yol yoktu. Başka yol zenginler içindi.
....
Ve 25 kişinin sahne alacağı, içlerinden üçünün elemeye kalıp halk oylamasına sunulacağı o büyük gün gelmişti. İlk hafta için Sezen Aksu şarkıları seçilmişti. Şarkı listesi bize geliyordu. Çünkü kareografi hazırlamamız gerekiyordu. İlerleyen zamanlarda yarışmacılar ile de çalışacaktık ama şu an kalabalık olduğu için arkalarında dans edecektik sadece. Deniz' i hala görememiştim. Ayrılalı on gün olmuştu.
Birlikte sahne aldığımız için kendi tarzının dışında parçalar çalıp söylediği oluyordu ama Sezen Aksu başka bir şeydi. Hem Deniz' in tarzı değildi hemde kadın sesiydi. Ne kadar güzel söylenirse söylensin eğer kulak alışıksa Sezen Aksu şarkıları erkekten tam anlamıyla beğenilmezdi.
Son provayı gündüz yapmıştık. Yarışma başlamak üzereydi. Kostümlerimizi giydik. Makyaj için sıra bekliyorduk. Makyözler geldi. Başladılar. Aralarında konuşuyorlardı.
' O çocuk benim favorimdi. Yarışmadan ayrılacak olması üzücü. '
' Belki geçer. Sonuçta hepsi heyecanlı ve gergin. Öyle bir şeydir. '
' Oldukça kararlı görünüyordu. Yetkili birini sordu hatta bana. Bende belki karar değiştirir diye oyaladım. Tarzı da çok iyi. Kendine has bir stili var.'
İşte bu cümle daha fazla duramayacağımın kanıtıydı. Kimden bahsettiğini bile sormadım. Yerimden fırladım. Odaların üzerinde isimleri vardı. Herkese tek tek oda hazırlanmamıştı. Beşer kişilik gruplar halinde ayrım yapılmıştı. Deniz' in adı yazan odayı buldum. Kapıyı tıklattım. Tanımadığım bir sesten cevap gelince odaya girdim. Deniz beni görür görmez gözleri ışıl ışıl oldu.
' Rüya ' m. '
Hemen koşup ona sarıldım. Bir süre sadece birbirimizin kokusunu içimize çektik. İlk konuşan Deniz oldu.
' Neredesin sen?'
' Buralardayım, nerede olacağım? Ben senden uzakta olur muyum hiç. Ayrıca sen beni nasıl bulamadın? Hani benim yarım sendin, senin yarın bendim. '
Elimi kalbine koydum. Böyle şeyler bana eskiden tuhaf gelirdi ama Deniz romantik bir adamdı. Yavaş yavaş beni de alıştırıyordu.
' Burada da mı bulamadın?'
Deniz elimin üzerine elini koydu.
' Buldum ama göremeyince özledim. Rüya ben yönetmen ile konuşacağım. Elenmek istiyorum. Bırakıp gidecektim ama sözleşme var. Hepimize imzalatıldı. Cezası ağır. Öyle bir maddi gücümüz yok. '
' Parası önemli değil Deniz ama neden?'
' Bu yarışma bana göre değil. Ben her tarz şarkı söyleyebilen biri değilim. Zaten başarısız olacağım kesin. Boşuna senden ayrı kalmak istemiyorum. '
Yüzünü ellerimin arasına alıp dudaklarına minik bir öpücük kondurdum.
' Sen benim için, ben dans edebileyim diye zaten bir çok tarzda şarkı söyledin Deniz. Bence seni dışarıdaki izleyici kalabalığı heyecanlandırıyor. '
Deniz ellerimi tuttu.
' Bilmiyorum Rüya' m. '
' Ama ben biliyorum. Seni iyi tanıyorum. Şimdi makyözü buraya çağıracağım. Elenmek için ekranda parlama yapmak mantıklı bir seçim olmamış zaten. Makyöz sadece kamerada parlama diye ayarlama yapacaktı. '
' Ne bileyim ben. Sadece elenmek isteyince onu da yormayayım dedim. '
' Çağırıyorum. Ve sen o sahneye çıkıp benim için söylüyorsun Deniz. Hala fark etmemiş olabilirsin kostümümü ama bende dans edeceğim. Senin için değişen bir şey yok. Kalabalık izleyici grubunu değil sadece beni düşün. '
' Sen dans mı edeceksin? '
' Evet. Eskisi gibi. Tek fark eskiden sen arkada çalıyor ben önde dans ediyordum. Şimdi sen önde söyleyeceksin ben arkanda dans edeceğim ama senin için yana doğru geçerim kafanı çevirmeden göz ucuyla beni görebilirsin. Geri kalan herkesi unut. Anlaştık mı?'
Deniz kafasını salladığı sırada kapı açıldı ve içeri yönetmen yardımcısı girdi. Umarım Deniz' in kararı duyulup onaylanmamıştı.
' Sıra sana gelmek üzere Deniz. Biliyorsun üçüncü sırada çıkacaksın. ' dedikten sonra bana baktı.
' Senin burada ne işin var?' dedi sert bir sesle.
' Hemen gidiyorum. ' dedim ve Deniz' e baktım. ' Gitmem lazım. Kararını değiştirme bir daha olur mu?'
Deniz kafasını salladı ve odadan çıktım. Hızla makyaj yapıp kendimi sahneye attım.
Deniz' in sırası geldi. Sezen Aksu 'nun
Bile Bile şarkısını söyleyecekti. Müzik başladı. Biz dansa başladık. Deniz şarkıya girmeden önce kafasını hafif yana çevirdi. Hareketime ona doğru yön verirken göz kırptım. Deniz gözünü kapattı ve söylemeye başladı. Arada bana bakıyor sonra yine gözünü kapatıyordu.
Ve ilk bölüm bitti. Deniz elenmek için önerilen üç yarışmacıdan biri olmadı. Hatta üçüncü olmuştu. İlk üç ve son üç açıklanıyordu. Deniz' in heyecanlandığını biliyordum ama yanına gidemiyordum. O sırada yönetmen çağırdı.
' Rüya sen ne yaptığını sanıyorsun?' dedi öfkeli bir sesle.
' Hocam sorun nedir? '
' Yarışmacılardan birini tanıyormuşsun. '
İnkar etmek faydasızdı bende mecburen kabul ettim.
' Ekibin yakınları yarışmaya katılamaz bilmiyor musun? '
' Hocam benim nasıl bir etkim olabilir ki yarışma sonucuna. Ben sadece bir stajyer ve dansçıyım. '
' Ne fark eder? Bütün yapımı lekeyemezsin. Deniz' miydi çocuğun adı. Diskalifiye edilecek. '
' Bunu yapamazsınız. Şimdiden hayranları var farkında değil misiniz?'
' Ne yapayım Rüya? Bir yıldır birlikte çalışıyoruz. Seni mi kovayım?'
' Yarın istifam masanızda olur hocam. Hem stajdan hemde dansçılıktan. '