Mustafa Kemal Karalı Her yumrukta, her darbede içimdeki öfke bir nebze de olsa azalıyor gibiydi. Ama her seferinde Sıla’nın yüzü gözümün önüne geldiğinde, vücudumda o garip his yeniden yükseliyordu. Boks torbasına vurdukça vuruyordum, ama içimdeki karmaşa dinmiyordu. Ne halt ediyordum ben? Kendi evimde, kendi kurallarımın olduğu yerde, bir bakıcıdan mı etkileniyordum? Yumruğumu daha sert vurdum. Sıla, sıradan biri. Benim için bir çalışan sadece, o kadar. Ama ne zaman o korku dolu ve tatlı bakışlarını görsem, içimde bir şeyler kıpırdıyor. Sinirleniyorum, çünkü kontrolümden çıkıyorum. Beni kontrol edebilecek tek kişi ben olmalıyım. Ama o... Sanki aklımı, duygularımı esir alıyor. “Yeter!” diye bağırarak bir yumruk daha attım torbaya. Odaya yankılanan ses, içimdeki öfkeyi dağıtmıyordu. Ası