Sıla Gençoğlu Kafamı yarsam bile yine suçlu ben oluyordum. Mustafa Kemal'in adalet terazisi kafasının içinde nasıl işliyordu bilmiyorum ama kesinlikle bende tersine işliyordu ve her şey de beni haksız görüyordu. Canı yanan benim ama yine suçlu olan benim! Anlamadım gitti. Sabaha karşı dudaklarımda yine bir öpücük hissettim ama muhtemelen rüyaydı. Yatmadan önce durmadan onu düşündüğüm için etkisinde kalmıştım muhtemelen. Etkisinde kalınmayacak gibi değildi ki... Durmadan kafamın içerisinde acaba herkese mi böyle davrandı soruları dönüp duruyordu. Bana özel olup olmaması önemli miydi onu kendime sordum... Ondan nefret ediyor olsam da bana özel olması düşüncesi itiraf etmek gerekirse beni çok heyecanlandırdı. Öyle bir adam tarafından özel kılınmak... Bilmiyorum belki güzel olabilirdi ama