Sıla Gençoğlu Benim için endişelenmişti. Bu düşünce kafamın içerisinde durmadan dönüp duruyordu ve istemsizce bir aptal gibi sırıtıyordum. Yol boyunca da bu sırıtışımı saklamaya çalışmıştım. Gideceğimiz mekana geçmeden önce Doruk'u babaannesine bırakmıştık. Tabii arabada olduğumu bilmemesi için resmen eğilip beklemiştim... Yoksa kesinlikle dilinden kurtulamazdık. Zaten durmadan ima yaptığı için, iyice utanır olmuştum. Mustafa Kemal geri geldiğinde hiç beklemediğim bir şey yaptı ve aniden kemerini bağlamadan önce üzerime eğilip dudaklarıma kısa bir öpücük bıraktı. Kısa bir an kalbim tekledi, hatta öyle ki nefes almayı bile unuttum. Geri çekildi ve hiçbir şey olmamış gibi kemerini takıp gaza yüklendi. “B-bu neydi şimdi?” diye şaşkın şaşkın sorduğumda dudağının kenarı yukarı doğru k