OYUN İÇİNDE OYUN

1036 Words
"Yalnız kalmışsın," dedi Ada yanıma otururken. Yalnız bir şekilde oturup operasyonu düşünüyordum, Ada'nın sesini duyunca düşüncelerimden sıyrıldım ve ona baktım merakla. "Arada kafa dinlemek iyi geliyor insana, ama sanırım bazıları yalnız bırakmayacak!" Sesim katı çıkmıştı, kaşlarımı çatarak bakıyordum Ada'ya. Onu sevmiyordum, çünkü adi bir suçlunun kızıydı. Ama birden bu tavrımın yanlış olduğunu anladım operasyon için. "Kusuruma bakma, öylesine oturmuştum. Ama her şeye rağmen bu kadar öküz olmanın bir manası yok." Yerinden kalktı, kolundan tuttum planı mahvetmemek için. "Özür dilerim, ailevi sorunları düşünüyordum, otur lütfen," dedim samimi görünmeye çalışarak. Ada süzdü bir süre beni, daha sonra yavaş bir şekilde geri oturdu kalktığı yere. "Pekâlâ ,sohbet etmek istedim. Aklıma bir şey takıldı, mesela neden o depoda siz de bulunuyordunuz?" Ada da en az babası kadar kuşkucu hareket ediyordu. Ona baktığımda Ada'nın bana tam anlamıyla güvenmediğini anlamıştım. Oysa onun kolayca kanacağını düşünmüştüm, fakat yanılmıştım. "Alkol alacaktık arkadaşlarla, orada içmeyi seviyoruz sadece. Şanslısın, yoksa onların elinden zor kurtulurdun. Çeteyi tam bilmiyorum, ama sırf zevkine adam öldürmeyi adamlık sananlardan, duymuşluğum vardı." "Alkol almayı seviyorsan peşimden gel," dedi Ada ve yerinden kalktı. Bana baktı kalkıp kalkmayacağını görmek için. Hevesli olmasam bile kalktım yerimden, Ada bunu görünce gülümsedi ve ilerlemeye başladı, ben de arkasından onu takip ediyordum sıkıntılı bir şekilde. Eve girdiğini görünce doğru olup olmayacağını düşündüm bunun, fakat Ada sıkıntı etmiyorsa benim de takmama gerek yoktu bu durumu. Ada kapıyı açtı ve eliyle girmemi işaret etti, ben odaya girince kapıyı kapattı. "Burası benim odam," dedi. Ama ben burayı bir oda olarak değil büfe olarak görüyordum, şaşkındım. Oda kocamandı ve yatağının karşısındaki duvarda büyük bir rafta tamamen içki şişeleri bulunuyordu. "Bu kadar alkolü bir arada görmemiştim hiç, neden bu kadar çok var, fazla mı içiyorsun?" "Tahmin edeceğinden daha fazla içiyorum," dedi gülümseyerek, daha sonra ekledi. "Beni tanımıyorsun,karanlık bir kızım, belki de babamdan daha fazla. Bu daha hiçbir şey, ilerleyen zamanlarda anlayacaksın." Ne diyeceğimi şaşırmıştım, Ada fark etmeden her şeyi kendi ağzıyla itiraf etti. Sadece babasını değil onu da araştırmalıydım. Düşüncelerimden sıyrıldım, bir şey belli etmemem gerekiyordu. "Gizemli birisin demek, merak etmedim desem yalan olur. Ama anlatıp anlatmamak senin kararın, bu yüzden sorgulamak doğru olmaz." Ne meraklı görünmem lazımdı ne de anlatma demem, tam ayarında bir cevaptı. Anlatırsa işime gelirdi, ama Ada hiç oralı olmadı, tepkisiz bir şekilde raftan şarap şişesi alıp iki bardağa doldurdu. "Bunu öneririm," dedi bardaklardan birini uzatırken. Bardağı onun elinden alırken konudan kaçtığı için canım sıkılmıştı, oysa bir anlığına bana anlatacağını düşünmüştüm, ve ne yazık ki yanılmıştım. Sıkıntılı bir şekilde oturdum oradaki koltuğa, Ada da yanıma geçti. "Seni ve arkadaşlarını neden işe aldırdığımı biliyor musun Efe?" Bunu söylerken bana bakışları tuhaf gelmişti, bu yüzden sıkıntılı bir şekilde nefesimi bıraktım. Bu kızın yanında daraldığımı hissediyordum, ama plan mahvolmasın diye bunu asla belli edemezdim. "Seni onların elinden kurtardık diye, değil mi?" Başını olumsuz anlamda salladı Ada. Onu şu an daha yakından süzüyordum. Ada'nın dekolteli elbisesinin altındaki bembeyaz teni dikkat çekmeyecek gibi değildi, kızıl saçlarıyla birlikte çok seksi duruyordu. Onu böyle görünce yutkundum, daha sonra görev başında olduğumu ve karşımdaki kişinin bir suçlu olduğunu hatırlayınca geri eski halime döndüm. "Seni gördüğüm an biraz daha geliştikten sonra bana ne kadar yardımcı olacağını düşündüm, bu açıkçası senin için de kârlı olacak, tabi daha çok vaktin var. Şu an aldığın maaşın on katını alacaksın, sana böyle bir teklifle gelsem ne cevap verirdin? Az uğraşla çok para sonuçta." "Tabii ki kabul ederdim, yeter ki iş olsun. Ama öncesinde işi bilmek isterim." Belki bununla birlikte biraz daha bilgi alma şansım olabilirdi. Ada gülümsedi, sanki bu işi anlatmamak için yemin etmişti, konuyu değişti. "Üç arkadaş geldiniz buraya, ama ben seni seçtim, istesem diğerlerinden birini seçerdim. Neden seni seçtim sence, bir tahminin var mı?" Bunun sebebini bilmiyordum bende. "Hiç düşünmedim. Neden ben, onlardan farklı olarak ne gördün?" Ada'nın gözleri koyulmuştu, istekle bakıyordu bana. Bunu fark edince onunla aynı ortamda olmamın yanlış olduğunu anladım, odadan çıkmayı düşündüm. Tam o sırada Ada konuştu. "Onların lideri gibisin, bundan dolayı. Ayrıca yakışıklı birisin, yanımda iyi duracağını düşündüm," dedi göz kırparak. Ne demem gerektiğini bilmiyordum, bardaktan bir yudum alıp sehpaya bıraktım, zaten alkolle aram yoktu. Yerimden doğruldum gözlerimi kaçırarak. "Ben kalksam iyi olacak," dedim. Ada'da benimle birlikte kalktı ve koluma dokundu yavaşça. Sıkıntılı bir şekilde nefes alıp ona döndüm. "Neden gitmek istiyorsun?" Bunu sorarken bana yaklaştı ve hiçbir şey demeden kollarını boynuma sardı. Cüretkar ve aynı zamanda ne istediğinden emindi hareketleri. Benim hareketsiz kaldığımı görünce bedenini yasladı vücuduma ve kulağıma fısıldadı. "Sar beni!" Ona sarılmamam gerekti, ama plan için dediğimi yaptım. Ya da belki başka dürtüler beni buna itti, Ada güzel bir kadındı ve seksi bir vücuda sahipti, uyarıldığımı hisseder gibiydim. Ada'dan nefret ediyordum, ama fiziksel olarak aynı şeyleri demek zor geldi bana. Ben sarılınca Ada daha da yaklaşarak aradaki mesafeyi tamamen kapattı. Dudaklarını dudaklarıma örttü hiçbir şey demeden, ağır ve istekliydi. Bir an bende karşılık verdim bu öpüşe, o an pişman değildim. Ben karşılık verince Ada bundan güç alarak durdu ve ayrıldıktan sonra ellerini ağır hareketlerle bedenimde gezdirdi, kadın bir erkeği nasıl etkileyeceğini biliyordu ve bu durum beni rahatsız ediyordu. Bu hareketiyle gerçek dünyaya dönmüştüm. "Ben buraya çalışan olarak geldim. Ne senin ne de benim ani isteklerimiz yüzünden bu işi tehlikeye atamam! Ayrıca baban duyarsa olay çıkabilir, Ben çıksam iyi olacak!" Bunları söyledikten sonra ona birşey deme fırsatı vermeden odadan çıktım. Evden çıkarken yaptığım yanlıştan dolayı kendimden utanıyordum. Görevimi kötüye kullanmıştım, bu plana dahil değildi, ilk günden kandırılmıştım. Dışarı çıktığımda tek düşündüğüm o kızdan uzak durmam gerektiğiydi. Ada'dan Efe çıktığında gülümsedim. Bende ardından çıktım ve babamın odasına ilerledim. Kapısını çaldığımda 'gel,' sesini duyunca odaya girdim. Babam pencerenin önünde durmuş dışarıyı izliyordu. "Yeni çocuğun yanına oturup onu nereye çağırdın güzel kızım?" "Sana önceden de söyledim baba, sadık birine ihtiyacım var. Bunun için Efe'yi seçtim, onu kandırmak benim için kolay olacak." Babam bana döndü, delirdiğimi düşünüyor olmalıydı. "Bunun için hızlı karar alıyorsun! Adamı daha yeni işe aldık, ve sen şimdiden sağ kolun yapmak istiyorsun." "Onunla bizzat ilgilenip yetiştireceğim, tabi onu yakınımda tutacağım, o yüzden buna hazır ol." "Yakından kastın ne?" Bunu kuşkuyla sormuştu. "Birkaç gün sonra onu tehdit edeceksin, benimle evlenmesi için. Böylece ben ne dersem onu yapmak zorunda olacak!" "Bunu gerçekten iş için mi istiyorsun, yoksa başka hisler de mi var bu işin içinde?" "Sadece iş!" Bunu söyledikten sonra birşey demeden odadan çıktım. Efe'yi kandırıp tüm işlerime alet edecektim, bunun için onu yakınımda tutmam şarttı!
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD