Balo günü
Birkaç dakika sonra müziğin bitmesine rağmen birbirlerinden kopamayan Nathalie ve Reynaldo, salonu dolduran alkış sesleriyle kendilerine geldiler. İlk kez bir kadının etkisine böylesi giren genç adam, Nathalie'nin narin parmaklarını avuçlarının arasına alıp maskesinin arkasında sakladığı güzel yüzüne bakarak önünde eğildi, elini öptü. “Teşekkür ederim.”
Söz konusu etkilenmek olunca genç kadında ondan çok farklı değildi. Düşmanının esir olunası gri gözlerine bakmaktan çekinerek bakışlarını tekrar yere çevirdi. “Benim için zevkti.”
Nathalie yönünü kendine ayrılan masaya dönüp ilk adımlarını atarken Reynaldo’nun yanına Hector geldi. “Sırada reklam filmi var. Hazır mısın sevgili kardeşim?”
Hector’un sorusunu duymayan Reynaldo’nun aklı Nathalie'e dair sorularla doluydu. Dans süresince susmak zorunda kalsa da, belki Hector onun hakkında öğrenmek istediklerinin bir kısmını cevaplayabilirdi. “Nathalie hakkında ne biliyorsun?”
Sürekli olarak masasında tek başına oturan Nathalie'i izleyen Reynaldo’nun bakışları, kardeşini gülümsetti. “Küçük kardeşim yeni tanıdığı kadına çarpılmış sanırım.”
Şakalardan haz etmeyen Reynaldo, sinirli bakışlarıyla Hector'u hedef aldığı an genç adam ciddiyetini takındı. “Hakkında çok fazla bilgiye sahip değilim. Reklam filminde oynamak için başvurduğunda özgeçmişine bakmıştım. Bildiğim kadarıyla annesi yaklaşık on beş gün önce hayatını kaybeden ünlü bir modacı. Fransa’da doğup büyümüş, kırık İspanyolcasından da tahmin etmişsindir zaten.”
Reynaldo ilgiyle kardeşini dinlerken ışıklar kapandığında sohbetleri yarım kaldı. Şimdi tüm gözler reklam filmi için dev ekrandaydı.
Hector avuçlarını birleştirip ovuşturarak, “Film başlıyor,” dediğinde ekranda ilk beliren yüksek topuklu siyah stiletto ayakkabılardı. Sonra arkası dönük yürüyen, takım elbiseli manken ekranı kapladı. İş hayatının stresinin vurgulandığı reklam filminde, kadın bir sonraki görüntüde banyoda uzun kahverengi dalgalı saçlarını şampuanlıyordu. Duştan çıkan kadın son ana kadar yüzünü göstermezken, reklam filminin finalinde saçlarını savurarak arkasını dönüp, kameraya göz kırptığında Reynaldo gecenin ikinci sürprizini yaşadı. Çünkü reklam filminde oynayan manken, kilisenin çıkışında çarptığı kızın ta kendisiydi. Gözlerinin neden tanıdık geldiğini böylece anlamış oldu.
Gözlerini ekrandan genç kadının oturduğu masaya çeviren Reynaldo loş ışıkta olmalarına rağmen onunda kendisine baktığını görerek başıyla selam verdi. İşte tam bu sırada birden ortam karanlığa büründü ve ardından salonda çığlık sesleri yükseldi. Reynaldo yanındaki Hector’a, “Ne oluyor böyle!” derken kardeşi kolunu tuttu. “Elektrik kesintisi oldu, şimdi jeneratörler devreye girer sakin ol. Misafirler panik yaptı korkacak bir şey yok.”
İçerisi zifiri karanlık olduğu için göz gözü görmediğinden iki kardeş cep telefonlarının ışığıyla aydınlanmaya çalışsalarda çığlık sesleri daha da arttı. “Lanet olsun Hector! Yolunda gitmeyen bir şeyler var, bu insanlar neden bağırıyor ve şu lanet olası jeneratör neden hala devreye girmedi?”
“Bilmiyorum Reynaldo sakin ol!”
Yaklaşık üç dört dakika sonra ışıklar tekrar yandığında herkes gördükleriyle hayrete kapıldı. Çünkü yurt dışından eşleriyle gelen distribütörlerden bir kaç tanesinin karılarının kıyafetleri üstlerinde parçalanmıştı. Dehşete kapılan kadınlar, yaşadıkları rezalet ve uğradıkları saldırı yüzünden çığlık çığlığa bağırıyorlardı. Eşlerin kimisi karılarının üzerlerini kapatmaya, kimisi de sarılarak yatıştırmaya çalışıyordu.
Kargaşada koşuşturan insanların arasında gözleri Nathalie'i arayan Reynaldo masaların arasında yere çökmüş halde buldu genç kadını. Elbisesinin üst kısmı tamamen yırtılmış olan Nathalie kollarını göğüslerine dolayarak titrerken hemen üzerindeki ceketi çıkartıp önünde diz çöktü. “İyi misin?” diye sordu ve ceketi üzerine giydirdi.
Fakat genç kadın uğradığı saldırı yüzünden hala şokta olduğu için, cevap vermeden sadece korkuyla titreyerek başını salladı. Nathalie'nin ruh hali ve görüntüsü yüzünden kendini çok kötü hisseden Reynaldo kollarından tutarak onu ayağa kaldırmaya çalışırken, genç kadın kendini kaybedip bayıldı.
Düşmemesi için onu tutup, Nathalie’nin rahat nefes alabilmesi için maskesini yüzünden çıkarttığında, gözleri kapalı olan kadının güzel yüzüyle karşılaştı. Hatırladığından daha güzel olsa da şimdi bunları düşünecek zaman değildi. İlk kez o an dokundu bebeksi tenine. Yanaklarını avuçlarının içine alarak, “Nathalie” dese de cevap alamadı.
Nathalie'i kollarının arasına alarak birlikte ayağa kalktığında bu sefer yanına gelen büyük abisi Rafael’di. Reynaldo kucağındaki kadınla birlikte çıkış kapısına yürürken, son anda aklına gelen ailesini ve Hector’un nerede olduğunu sordu.
“Bizimkiler iyi Reynaldo, babamlarla çıktılar. Hector’da basın görüntü alamasın diye uğraşıyor. Sen bizi merak etmek yerine küçük hanımla ilgilensen daha iyi olur.”
Bakışlarını kollarındaki güzeller güzeli Nathalie’e çeviren Reynaldo, onu hastaneye götürmek için dışarıya çıkartıp arabasına bindirdiğinde, emniyet kemerini takarken nefesini tuttu. “Sen gerçek olamazsın?” dedi fısıldar gibi.
Hastanede yapılan müdahaleden sonra tansiyonu normale dönen Nathalie gözlerini açar açmaz önce kolunda takılı olan seruma, sonra da arkası kendine dönük halde camdan dışarıyı izleyen adama baktı. O yerinde kıpırdanırken yüzünü kendisine çeviren Reynaldo hızlı adımlarla yatağa yaklaştı. “İyi misin?”
Olanları hatırlayan genç kadın gözleri dolarak bakışlarını kucağına çevirdiğinde, Reynaldo yaşamasına neden oldukları için defalarca özür diledi.
“Özür dilenecek bir şey yok, bu sizin suçunuz değildi. Lansman geceniz mahvolduğu için asıl ben üzgünüm.”
Yaşanılan rezalet yüzünden çoktan sosyal medyada haberlerinin olay yarattığını bilen genç adam, gözlerini Nathalie'nin yeşil gözlerine sabitledi. “Lansman önemliydi evet, ama lansmandaki konuklar benim için daha değerli. Bunu yapanların bulunup cezalarını çekmeleri için elimden gelen her şeyi yapacağım.”
Bir saat sonra serum bittiğinde odaya gelen doktor hastaneden çıkış yapabileceklerini söyledi. Genç kadın Reynaldo’nun yardımıyla yataktan kalkmaya çalışırken üzerinin çıplak olduğunu hatırlayıp üzerindeki örtüye sarıldı. “Ama çıplağım. Üzerime giyecek bir şey yok.”
Genç adam giymesi için ceketini tekrar ona uzatırken arkasını döndü. “Haber vermemi istediğin bir yakının var mı diye sormayı unuttum.”
“Burada yakınım yok. Fransa’da yaşıyorum.”
Ceketi giyen Nathalie'nin yataktan inmesi için yardımcı olan Reynaldo genç kadın ile birlikte hastaneden ayrılırken, “Burada yabancı olduğuna göre otelde kalıyor olmalısın,” dedi.
“Evet.”
Aldığı cevaptan sonra onu yalnız bırakmak istemeyen Reynaldo emrivaki yaparak, “Seni bu halde otele bırakamayacağıma göre bu gece bende kalıyorsun,” dediğinde Nathalie içten içe sevindi. Fırsat kendiliğinden ayağına gelmişti.