Uluslararası Kimya Kongresi için İspanya’nın Sevilla şehrine giden Reynaldo, otele yerleşir yerleşmez yorgun bedenini dinlendirmek için jakuziye girdi. Kongre tarihinin şampuan lansmanıyla aynı haftaya denk gelmesi büyük şanssızlıktı. Bu yüzden çalışma programı alt üst olmuş, istemediği değişiklikler yapmak zorunda kalmıştı. Dolayısıyla art arda girdiği toplantılar, yaptığı seyahatler, yoğun iş temposu neredeyse bütün enerjisini alıp götürmüştü. Vücuduna masaj yapan suyla rahatlamaya çalışırken, son haftalarda hem ruhen hem de fiziksel olarak çok fazla yorulduğunu hissetti.
Dakikalar içerisinde kasları gevşemeye başlamıştı ki yatağın üzerinde bıraktığı cep telefonu çalmaya başladı. Duyduğu melodiyi önce önemsemedi. Ancak arayan kişi ısrarcıydı. Arka arkaya çalan telefon bütün sinir sistemini alt üst ettiğinden daha fazla dayanamadı. Öfkeyle Jakuziden çıkıp söylenerek havlusunu kaslı bedenine doladı. Yatağa gidip ekrandaki ismi gördüğü zaman küçük bir tebessüm oluştu yanaklarında. Kendini yatağın üzerine bırakırken “Clementina,” diye cevap verdi.
Telefonun ucundaki kadın iki yıl aradan sonra onun sesini duyduğu için heyecana kapılsa da bunu sesine yansıtmamaya özen gösterdi. “Kapıdayım Reynaldo.”
Başta Clementina'nın şaka yaptığını düşünse de merak içerisinde uzandığı yataktan kalkıp telefonla konuşarak kapıya doğru ilerledi. “Ciddi olamazsın.”
Bir kaç adım sonra odanın kapısını açtığında elindeki şampanya şişesiyle kendisine gülümseyen kadınla yüz yüze geldi. Clementina elindeki şişeyi gösterirken göz kırptı. “Çok ciddiydim.”
Bir an yarı çıplak olduğunu hatırladığında kendi bedenine bakarak mahcup oldu. Fakat o sırada davetsiz misafir odaya girmişti bile. “Üniversitedeyken de böyle utangaçtın sen. Hiç değişmeyecek misin?”
İlk dakikadan Clementina'nın esprili sözleri ve rahat tavırlarıyla gevşeyerek içeriye giren kadının arkasından onu takip etti. “Sende o yıllarındaki gibi rahatsın. Sanırım tek değişmeyen ben değilim”
Reynaldo üzerine bir şeyler giymek için yatak odasına yönelirken Clementina odadaki geniş koltuğa kurularak onu beklemeye başladı, tıpkı yıllar öncesinde olduğu gibi. Aynı üniversitenin kimya mühendisliğinde eğitim gördükleri günleri anımsadığında yüzünde buruk bir tebessüm oluştu. O, ne zaman Reynaldo’ya yakın olmak istese genç adam aralarına her seferinde bir sınır çizmişti. Clementina Reynaldo'nun gri gözleriyle efsunlanmış gibi çevresinde pervane olsa da, aynı durum onun için asla söz konusu olmamıştı. Reynaldo’ya göre Clementina seksi bir melez, iyi bir arkadaştan öteye geçememişti. İki yıl önce yaşadıkları geceden sonra ilk kez yüz yüze gelen iki arkadaş için bu gece belki de yeni bir başlangıç olabilirdi.
Reynaldo üzerini giyinerek Clementina’nın yanına döndüğünde, genç kadın içkileri mini bardan aldığı bardaklara doldurmaya koyuldu. “Katılımcılar listesinde ismini gördüm. Aslında bu kongreyi kaçırmayacağını adım gibi biliyordum.Christian’ı arayıp tahminimi doğruladıktan sonra kaldığın otelin ismini öğrendim, ve işte buradayım.”
Reynaldo içkisini yudumlarken sırtını geriye yasladı. “Hangi otelde kaldığımı sorsaydın bende söyleyebilirdim. Ortak arkadaşımıza sormak zorunda değildin.”
Genç kadın aldığı cevabın soğukluğuna içerlese de vazgeçmemeliydi. Ama nasıl? Karşısındaki adam bu kadar mesafeliyken buzları kırmak mümkün müydü? “O geceden sonra bir daha beni görmek istemeyebileceğini düşündüm. Eğer Christian’ı aramamdan rahatsız olduysan üzgünüm.”
Son sözcükleri söyledikten sonra ayağa kalkan genç kadın gitmek için sehpanın üzerine bıraktığı çantasına uzandı. Fakat Reynaldo onu kırdığının farkına vararak kolunu tuttu. “Lütfen Clementina, kal. Bunun o geceyle ilgisi yok, üzerinden çok zaman geçti. Hem ikimizde çok içmiştik. Şuan sadece çok yorgunum o kadar.”
Reynaldo’nun samimi yüz ifadesiyle tekrar yerine oturan genç kadın hayranlıkla karşısındaki adamı süzerek bir süre öğrencilik yıllarından konuştular. Saatler ilerledikçe içkinin etkisiyle çakır keyif olan ikili veda vaktinin geldiğini anlamıştı. Clementina gitmek için ayağa kalkıp dengesini kaybettiğinde Reynaldo düşmemesi için beline sarıldı. Kendi haline kahkaha atan genç kadının gözleri onun gözleriyle buluştuğu an daha fazla dayanamayarak kendini kaybetti. Ve iki yıl önce yaptığı hatayı tekrarlayarak dudaklarına eğildi.
Bir kadının varlığına, dokunuşlarına ve aynı şekilde dokunmaya aç olan genç adam dudağındaki dudaklara aynı şekilde karşılık verdi. Clementina’nın vücudunu kendi vücudunun hassas noktalarına bastırırken öpücükler hırsla ve şehvetle daha da derinleşti. İçkinin etkisiyle şuursuzca dudakları genç kadının boynuna indiğinde, korkularını bir kenara bırakarak daha fazlasını istedi. Uzandıkları koltukta tam onun teninin tuzunu tadarken hissettiği ten kokusu sebebiyle birden durarak kollarındaki kadını kendinden uzaklaştırdı. Ayağa kalkıp koltukta oturma pozisyonu alan kızın önünde durdu. Acı çekermiş gibi “Bunu neden yapıyorsun?” dedi.
Clementina daha önceki seferde olduğu gibi elleriyle yüzünü kapatarak ağlamaya başladı. “Ben, ben üzgünüm. Böyle olmasını istemezdim.”
Onun yanına oturan genç adam hıçkırıklar içerisindeki kadının bileklerini tutup ellerini yüzünden indirdi. Gözyaşları sebebiyle darma dağın olan makyajlı gözlerine bakarken ne söyleyeceğini bilemiyordu. “Lütfen Clementina. Kendini de beni de zorlamaktan vazgeç artık! Daha fazlası olmuyor görmüyor musun?”
Reynaldo’nun sırrını bilen tek kişiydi Clementina. Ve bu sırrı bildiği için bu anlamda kendini özel hissediyordu. Ama yinede elinde olmadan daha fazlasını arzuluyordu. “İlkin olmak istiyorum Reynaldo. Kanımdaki ateş beni yoldan çıkartıyor kendime engel olamıyorum biliyorsun.”
Defalarca yaptıkları konuşmaya bir yenisini eklemek istemeyen genç adam gözlerini kapatarak başını olumsuz anlamda salladı. “Ama olmayacağını biliyorsun, biliyoruz.”
Aklına gelen soruyla Reynaldo’nun gözünün içine bakan Clementina “Peki, bunu kendi cinsinden birisiyle yapmayı hiç denedin mi,” dediğinde genç adam öfkelenerek ayağa kalktı. “Saçmalama!”
Reynaldo ileri geri odanın içinde dolanırken genç kadında onunla birlikte arkasında hareket etti.”Belki de bedenin kadınları değil de, erkekleri istiyordur.”
“Bedenimi bilmem ama ruhumun kendi cinsimden birisini istemediği kesin. Bence gitsen iyi olur.”