Esra'nın abisi

2418 Words
Rüya'dan Eve gelir gelmez kendimi odama attım. Han kapıda hala babamla konuşuyordu. Sami abide Esra'yı eve bırakmaya gitti. Esra bu gece evinde kalıcak,yarın bize gelicekti salonda çalışanlarımız hepsi tam kadro yarın burda olucak hazırlığımızı onlar yapıcaktı. Ellerimi boynuma ve kulak meme götürdüm,sanki hala sıcak nefesini boynumda hissediyordum. Kulak mememi ağzına alıp hafif ısırması şuana kadar hissetmediğim duygular yaşamama sebep olmuştu. Kendimi tamamen ona ait gibi hissediyordum.Üzerimi değiştirip mini geceliğimi giyip duşa girdim. Bu arada ben asla duşta çıplak durmam , sanki banyodayken izleniliyormuşum hissi yaşayorum malesef. Bazen annemi, yada Stasya'yı çağırıyorum onlar odamda konuşurken ben duşa giriyorum kapım açık şekilde ve bunun gibi bikaç fobim daha var. Arı, büyük köpekler ve duş fobim var ve ben şuan daha iyiyim eskiden hiç iyi değildim. Duştayken Han'nın dokunuşları ,öpüşü, sıcak nefesini hissettiğim içinmidir bilinmez rahattım. Duşumu alıp losyonlarımı kullanıp durulanıp çıktım. istemede giyeceğim elbiseyi kılıftan çıkartıp dolap kulpuna taktım. Kırmızı, straplez, kalp yaka, belden tamamen saran balık modeldi arkaya doğru hafif kuyruğu vardı. Saç aksesurarım olarakta kristal kırmızının her tonunu taşıyan taşlardan anka kuşuydu. Aksesuar olarak sadece toka ve yakut küpe takımayı düşündüm. Herşeyime bir bir dokunup gülümsedim, mutluyum hemde çok. Telefonum titreyince yatağa oturup açtım - Rüya'm güzel kadınım uyudunmu? Bu mesajla gülümsedim tam yazıcaktım aradı. Kalbim güm güm atmaya başladı.Dahada Bekletmeden açtım. - mesajım göründü olunca arayım dedi - bende tam yazıyordum Derin bir iç çekti - Rüya aklımdan bir an çıkmıyorsun,yeni tanıştık ama sen sanki yıllardır benim hayatımdaymışsın gibi, daha yeni ayrıldık ama ben seni özledim Öyle içten söylemiştiki bu sözleri kalbim kuş olup uçtu sanki, nefes alışverişim hızlandı.Ona aşık olduğumu o korkunç geçen bir haftada farketmiştim o ise beni ilk gördüğünde aşık olduğunu göstermişti. Ben cevap verdiğimde konuyu değiştirip ne yaptığımı sordu. Bende duştan yeni çıktığımı ve nişanda giyeceklerimi ayarladığımı elbidemi astığımı anlattım. Beni her şekilde utandırıyordu ya sözleriyle,yada hareketleri, yaklaşımıyla.. - keşke beraber duş alsaydık, bunu çok isterdim. Tamamen benim olduğunda bensiz duş almak yok tamammı Aslında bu işime gelirdi, tek olmak beni çoğu zaman korkuturdu,ya duştan çıkardım, yada birini çağırdım. Benden bir cevap bekliyordu ama ben tamam demeye utanıyordum. - Han biliyormusun benim duş fobim var. Aslında ben konuyu tamam dememek için başka bir yöne çevirmiştim. Ama bu sözümle Han'nın ekmeğine yağ sürdüğümü anlamam uzun sürmemisti. - neden korkuyorsun ve başka fobilerin varmı? Gelde nedeni söyle şimdi birden telaşlandım cama doğru yürüdüm - Büyük köpeklerden,arılardan ve hastaneye tek başıma gitmekten çok korkarım. - Bunların hepsini konuşucaz Rüya'm ama ben duştan niye korkutuğunu çok merak ettim. offf Allah'ım yanaklarım yanıyordu. Balkon kapısını açtım ve yatağın başlığına sırtımı yaslıyarak oturdum. - şey ımmmm ben sanki biri beni izliyormuş hissini yaşıyorum. oyüzden hep giyinik duş alırım veya annem odamda olur Allah'ım bunu ona söylediğime inanamıyorum. Gülmesini beklerken yine derin hüzünlü olduğunu hissettiğim derin bir nefesi içine çekip - korkma Rüya'm bundan sonra hiçbir şeyden korkma tamammı yavrum, ben artık hep senin yanındayım,duştada yanında olucam evet biri seni izlicek ama o kişi kocan olucak ve giyinik olmana asla izin vermem. Böyle bir güzelliği benden esirgemene katiyen izin vermem kadınım - Haaan Okadar çok utanmıştımki adını andım, dur lütfen der gibi.Zamanla tabiki ona alışacaktım ama o çok aceleciydi ve bu durum beni fazlasıyla utandırıyordu. Yarın çok işimiz olduğunu sabah erken kalkmam gerektiğini söyleyip kapattık telefonu ama ben heyecandan, mutluluktan uyuyamıyordum. Konuşmayı uzatabilirdim fakat Han beni sürekli utandırdığı için daha fazla böyle uzatmak istemediğim için uyuyalım dediğime şimdi az biraz pişmandım onu özledim..sevmek, helede sevdiğinden karşılık almak dünyadaki en güzel duygu olsa gerek. Han'nın en çok Rüya'm demesini seviyordum. O öyle diyince sanki gördüğü güzel bir rüyanın gerçek olduğunu hissetiriyordu bana, bu kadar kısa zamanda şimdiden çok alışmıştım bu söze. Evlenen kişilerin çoğunun uzun bir flörtlük süreci olur ama ben ile Esra'nın böyle bir durumu olmamıştı.Bir cluplerinde görüştük birde bizim eve yaptıkları süpriz... he oyundada az biraz konuştuk ama onu tanışma sürecine dahil etmicem çünkü orda çok hırçın davranmıştım. Ben tanımadığım yabancı insanlara karşı mesafeli, soğuğumdur. Yeni insanlardan sanırım korkuyorum ve yeni insan tanımayı onları hayatıma dahil etmeyi hiç istemedim şimdiye kadar. Uyanıp aşağı indiğimde aşağda her tarafa koşturan insanlar vardı. Stasya normalde kahvaltıyı bahçeye kurardı ama bugün bahçe süslendiği için kahvaltı mutfağa kurulmuştu. Annemi aradı gözlerim Stasya bahçede olduğunu söyledi, bahçede havuz kenarına adamlar upuzun bir masa kurmuşlar annemde süslemelerle ilgili konuşuyordu. Yanına gidip - günaydın annecim diyip yanağını öptüm - günaydın güzel kızım, kahvaltı mutfakta yapta gel beğenmediğin bişey varsa gelip söyle dedi. Ben herşeyin beyaz olmasını istediğimi söylemiştim, çiçeklerinde beyaz lilyum olmasını, şamdanların mumlarına kadar herşey beyaz olsun istemiştim. Annemi hazırlıklarıyla bırakıp kahvaltı için mutfağa girdim. Babam sofradaydı - günaydın babacım dedim karşısına geçip oturdum, babamı çok seviyorum ama onunla hep aramızda bir mesafe vardı. Ya o doktorla yaşağım durumdan ötürü, yada kız çocuğu olduğum için bilmiyorum ama annemle olduğum gibi değildik. - Rüya kızım şimdi sana söyleyeceğim şeyleri iyice dinle olurmu kızım dedi başımı aşağı yukarı tamam der gibi hareket ettirdim.Önce boğazını temizledi sonrada sırtını ssndalyeye yaslayıp bana üzgün bir şekilde baktı - Rüya sen benim gül ağacımsın kızım , gülü nereye eksen yeşerir ama güneş görmeyen, susuz bırakılan bir yere ekilirse kuruyup gider. Han seni ne güneşsiz bırakıcak bir adam, nede susuz bıracak biri. Onun ektiği toprağa tutun kızım, tutunki çiçeklenip güzelleş, sen güzelleştikçe etrafında güzelleşicek tamammı güzel kızım, gülden güzel evladım. Bu sözlerin babamın ağzından çıktıĝına inanamadım. Önce algılamaya çalıştım, sonrada anlamaya ve ne kendimi tutabildim ne hıçkırığımı... Yanıma geldiğinde sarıldım boynuna o öptü ben ağladım,o dahada sardı ben ağladım. - baba özürdilerim Ben hep olaydan ötürü ondan özürdilemek istemiştim ama hiç cesaret edememiştim. Yıllarca öfkesi sürdü, o bağırdıkça benle döndü kulaklarımızı kapatırdık.Biz birdaha biz olamamıştık, dilerim Han ile biz oluyoruz. - Sağ olduğum sürece yanındayım ve sen hep babanın kanadının altında olucaksın. Ama kocanı say, sev ve değer ver tamammı güzel kızım aynı annen gibi ol. - ne ailemi nede kendimi asla utandırmıcam baba söz veriyorum Bu sözümle iki kolumu tutup anlımı sıkıca öptü bunu bildiğini ve bana çok güvendiğini söyledi. Yerlerimize oturup kahvaltımızı yaptık. Sonra babam beni kolunun altına alıp bahçeye çıktık. Masa 50 kişilik kurulmuştu 5 tane beş kollu cam fanuslu şamdam ve şamdanların altı lilyumla süslenmişti, her peçeteliğe lilyum dalı sıkıştırılmış, beyaz sandalyelerin arkalarına beyaz tül kurdale ve aralarına lilyum dalı sıkıştılmıştı. bahçe ışıklandırılması arttırılmış, havuza ise konukların gelmelerine yakın su üzerinde yüzen mumlar atılacaktı ve havuz ışıklandırılmasıyla herşey hazırdı. Masa kadar ,yüzüklerimizin takılacağı alanda çok güzeldi. Kare kocaman bir yükselti konulmuş , arkasına beyaz tüllerle ve beyaz lilyum çiçekleriyle büyük bir panel kurulmuş ve tam bir görsel şölen sunulmuştu.Panelin önüne nişan masası ve masanın üstünede şık bir buket lilyum vardı. Her yerde 50 ila 70cm büyüklüğünde fenerler ve içine büyük sütun beyaz mumlar konulmuştu. Şimdide gelin yolunu yapıcaklardı. Organizasyoncu Yasemin hanım yanıma gelip elimi sıkıp önce tebrik etti sonrada beğenmediğim değiştirmek istediğim birşey varmı diye sordu. Babamın kolunun altından çıkıp yüzük masasına ilerleyince Yasemin hanımda benle geldi - Ellerinize sağlık, size ve tüm ekibinize teşekkür ederim. Şunu beğenmedim dersem inanın şımarıklık etmiş olurum herşeyi fazlasıyla düşünüp yapmışsınız.Fakat sizden benim ve nişanlım için anlamı büyük olan bir söz yazılmasını istesem mümkünmü dedim.Arka panelin tam ortasını gösterip buraya sonsuza kadar biz yazmamız mümkünmü - anlayışla gülümseyip tabiki şimdi hemen söylicem aynalı gümüş renk pleksi şeklinde yazdırıyorum. Sunucudan istediğiniz ekstra söylemesini istediğiniz birşey varsada söyleyin lütfen ona göre ayarlıyalım. - sunucu için gerekli konuşmayı annem size söyler. Benim isteğim o yazı sadece tekrar teşekkur ederim - Rica ederim. Ben zaten tüm gece burada olup ayarlıcam herşeyi siz sadece keyfinize bakın dedi Teşekkür edip babamla annemin yanına gittim. Ikisinede teşekkür edip sarıldım. Herşey çok güzel olmuştu. Cebimde telefonum çalınca açtım arayan Esra'ydı. Sesi üzgündü, korktum bişey olup olmadığinı sordum. Babası ve abisiyle anlamlı bir konuşma yaptığı için ağlamış , duygulanmıştı. Benim azönce babamla yaptığım konuşma gibi, annem "Esra'ya söyle gelsin artık birazdan salondakiler gelicek" dedi.Ortalık okadar kalabalıktıki annemle babama " ben biraz Esra'lara gidebilirmiyim bir kahve içip beraber geliriz " dedim. - tamam ama bir saatte burda olun Annemden onay alınca babama baktım oda gözlerini sıkıca yumunca, telefonda bekleyen Esra'ya beklemesini onlara kahve için geliceğimi söyledim. Üzerimde pembe bir tişort ve siyah eşoftman altı vardı, üzerimi değiştirme gereği duymadan dış kapıdan tam çıkıcaktım dört tane uzun boylu iri yarı takım elbiseli, kulağında kulaklık olan adam önümü kesti. Bu adamları daha önce Han'nın yanında görmemiştim kimdi bu adamlar - Rüya hanım nereye gidiyorsunuz? Diyerek önüme geçtiler. Bir anda korktum Han bana böyle bişeyden söz etmemişti - sizde kimsiniz? - Han bey bizi sizin korumamız için görevlendirdi. Inanmadığımı ve korktuğumu görünce bir dakika diyip Han'nı aradı - Han bey Rüya hanım şuan dışarı çıkıcak ve bizi tanımadığı için endişe duydu. Lütfen kendisiyle görüşüp bilgilendirin. Adamın bana uzattığı telefonu aldım. - Alo - Rüya' m nereye sabah sabah - Han kim bu adamlar, nedemek oluyor bu? - Rüya'm orda dört tane bordo bereli eski asker var. O adamlar artık senin korumaların. Gittiğin heryerde seninle olucaklar ve sen nereye gidiyorsun benden habersiz? Hayatımın değiştiğini artık net anlamış oldum. Evet daha öncede korumalarım olmuştu ama Han'nınkiler gibi iri yarı, siyah takım elbise, kulaklığı olan adamlar değildi. Açıklamasını yapmıştı ama yüzyüze konuşacaktık bunu,bana sormadan böyle yapmasından hoşlanmamıştım. - Şuan ev çok kalabalık heryerde garsonlar,hizmetliler ve organizasyoncular var. Birazdan salonumdaki çalışanlar da gelicek onlar gelmeden Esra ile bir kahve içmek istedik. Oyüzden onlara gidiyorum, bir sakıncası yoktur umarım Han Saygın Bilerek soyadıyla hitap etmiştim. - Yok dişi aslanım keyfine bak ama adamlarla beraber gidip beraber gelin tamammı - emredersiniz dememle güldü - emir değil Rüya'm istek bu, sadece kırma tamammı kocanı, buarada o tatlı tribinede sanada aşığım mikroppppp diye bağırasım vardı ama yuttum. Bak bak nasılda gönlümü almaya çalışıyor - görüşürüz diyip bişey demesine fırsat vermeden kapatıp adama verdim. Gidiceğim yerin aşağı sokakta olduğunu ve yürüyerek gidiceğimi söyledim. Ben önden giderken onlar arkamdan geldi. Esra' ların evinin önüne geldiğimizde Yavuz abi güvenlikçileriyle kapıda sigara içiyordu. Beni görünce bir bana bir arkamdaki dört adama bakıp sigarasını yere atıp hızla yanıma geldi. - günaydın Yavuz abi Hiç bana bakmadan ve günaydınıma karşılık vermeden " kim bu adamlar" dedi. Utandım ama mecbur söylicektim - koruma onlar abi - senin bu evde korunmaya ihtiyacın yok geç hemen içeri Evet yoktu burası benim ikinci evimdi ama gel görki bunu Han efendi anlamıyordu. Esra beni görünce koşarak gelip sarıldı. Dışarda Yavuz abinin adamlarla konuşmasının sesi geliyordu. Esra ne olduğunu sordu omuz silktim içeri geçince anlatıcağımı söyledim. Beraber mutfağa geçtik ve ben olan biteni anlattım. - Rüya bu durum babamında canını sıkıyor. Ama ben anlıyorum Sami ile Han'nı ,onların dostundan çok düşmanı var maksatları bizi korumak, oyüzden sorun etmiyorum sende etme Diyince hak verdim ama enazından haber verebilirdi veya konuşabilirdik bu durumu. Esra kahve fincanlarını çıkartırken Yavuz abi geldi, onada bir kahve yapmasını ve bahçeye gelmemizi söyledi. Ikimiz kendi aramızda konuştuk Yavuz abi çok sinirliydi ve bu durum canımızı sıktı. Esra su tepsisini alırken ben kahve fincanlarının olduğu tepsiyi aldım ve bahçeye çıktık. Yavuz abi bir tepsiye baktı birde bana ama ilkkez acı dolu gözlerle baktığını hissettim. Bizim için endişeleniyordu diye düşünürken öyle bir söz söylediki tepsi elimde öylece kalakaldım. - elinden kahveyi böylemi içecektim he Rüya Esra abisine kaşlarını çatıp bana baktı ben neyapıcağımı,hangi yöne bakıcağımı şaşırdım. Yok ben yanlış anladım biliyorum o ikimizin abisiydi... Esra donuk halimi görünce bakışlarını kaçırıp - ver canım diyip Tek tek fincanları masaya bıraktı. Kendisi oturunca yanındaki sandalyesini çekip konuştu - otursana canım Hiçbirşey demeden oturdum. Sessiz ortamı bozan Esra oldu - Hazırlıklar nasıl güzel oldumu Yavuz abiye baktım. Kaşlarını çatmış önündeki fincana bakıyordu ama kulağı bizdeydi - evet ama ev çok kalabalıktı - iyi oldu buraya kaçman, salondakiler nezaman gelicekler - annem geç kalmayın birazdan gelir dedi yani fazla zamanımız yok dedim. - Zamanınımı tükettik Rüya!!!! hayır ağlamıcam tamam sinirli olduğu için böyle konuşuyor. kız kardeşine söz geçirememiş bana çatıyor biliyorum ama kalbimdeki his ne peki - Anlamadım abi - evet anlamadın Rüya hemde hiçbir zaman anlamadın dedi ve kalkıp gitti. Kalbim acıyor hemde çok acıyor... Abisinin konuşması ve gitmesi hakkında Esra'yla bu konu hakkında hiç konuşmadık. Boğazımdaki düğümle birlikte içtim kahveyi ve üstünede iki bardak su içtim ama yüreğimin yanmasına iyi gelmiyordu. Biraz hazırlık hakkinda konuştu Esra ben ya dinlemiş gibi yaptım yada kısa kısa cevaplar verdim. Esra elbisesini dün evine getirmişti yukarı çıkıp alıp geleceğini söyledi ama ben abisiyle yanlız kalmak istemediğim için beraber çıktık odasına, eşyalarını alıp indik. Elimizdekilere bakıp sigarasını yere attı - binin arabaya ben bırakıcam sizi Peki korumalar onlara bir açıklama yapar herhalde " tamam abi zaten bu eşyalarla gitmemiz zor "dedi Esra'da , ben arkaya oturunca elbiseyi kucağıma doğru boylu boyuna serdik kırışmasın diye Esra öne abisinin yanına oturdu.Tam başımı kaldırdım gözgöze geldik acı çekiyor gibi yüzüme baktı abisi, başımı hemen sola çevirip dışarı baktım. Güvenlik kapıyı açınca gaza basıp hızla gitti, iyiki korumalar duvar dibindeydi yoksa adamları ezerdi bu manyak. Tam araba evin önünde durdu telefonum çaldı. Arayana baktım Han Arıyor... Korkumdan açamadım oadamlarla gidip onlarla dönmemi söylemişti , sessize aldım. Korktum çünkü Esra'nın abisi ( o artık sadece Esra'nın abisi ) bana dikiz aynasından ters ters bakıyordu,kucağımda elbise olduğu içinde kaçıp gidemedim. Esra'yla abisi arabadan indi Esra kucağımdaki elbisesini alıp teşekkür etti. bende, yere bıraktığım ayakkabı poşetini alıp çıkacaktımki tekrar Han aradı. Tekrar sessize alıp çıktım arabadan, yola baktığımda hızlı adımlarla gelen korumaları gördüm. Esra'nın abisine baktım oda onlara bakıp gülüyordu. - geçin ikinizde içeri Hiç arkama bile bakmadan girdim içeri Esra'da abisine bi bakış atıp arkamdan geldi. Içeri girdiğimizde babam telefonla konuşuyordu - kızlar geldi oğlum endişelenme diyerek yanımıza geldi - Telefonun nerede Rüya Han sana ulaşamadığı için beni aradı - ellerim doluydu açamadım baba ben ararım onu Esra ile hızla içeri geçtik. Hemen odama geçtik elbisesini kılıftan çıkartıp astık. Telefonum tekrar çaldı, Esra'ya baktım " aç hadi endişelendirdin adamı, Rüya abimin kusuruna bakma o Han ve Sami'ye karşı" gözleri dolu doluydu. Hayır o Han'a karşı değildi benim evlenmeme karşıydı, kızdığı şey buydu ama Esra madem saklamak istedi bende saklıcak oyununu oynamasına yardımcı olacaktım. Hemen odadan çıkıp yukarı çalışma odasına çıktım tam açacaktımki telefon kapandı. Tekrar aradı - Rüyaaaaa nerdesin sen, neden o telefon açılmıyor hee Dizlerimin titremesi normalmi. Nefesim kesildi o an ve ağzımdan sadece bir hıçkırık çıktı. Bir saattir ben neler yaşadım bilmiyordu tutamadım kendimi hüngür hüngür ağladım - Rüya'm şiiiii tamam. - B'en iyi de'ğil'im bu üç kelimelik söz ağzımdan zor çıktı. - Bugün değil ama başka birgün Esra'nın abisini sikicem ağlamana sebep olduğu için tamammı. Şimdi oraya geliyorum ağlama - Ha'yır ge-gelme , bağırma - şiii tamam bağırmıcam tamam gelmiyorum korkma tamammı iyi ol tamammı güzelim, yüzünü yıka sakin ol. Akşam yanındayım - Ta'mam - o güzel dudaklarından öpüyorum güzelim senin Başka bişey demeden telefonu kapattım. Biraz oturdum toparlanmaya çalıştım. Bu benim en güzel günümdü ve ben Han'a aşıktım kimse bugünümüzü mahvedemez... Esra'nın abisi bile...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD