Önümdeki hazırlığa baktım. Şaka mıydı bunlar? İstemiyorum dediğim halde bu hazırlık da neydi? Bir de üzerime dalga geçer gibi beyaz elbise giydirmişlerdi. Hiç değilse gelinlik değildi. Tek şükredeceğim konu buydu. Önümde bana yüzünden eksik olmayan tebessümle bakan Gülizar Hanım ' a saygısızlık etmemek için tebessüm ettim. Hadi ama bu hikâye de benim kadar masum biri varsa o da hem yeğenini hem de oğlunu kurtarmak isteyen bir anneydi. Ona asla cephe alamaz veya kinlenemezdim. Hiç tereddüt etmeden kollarımı Gülizar Hanım ' a sardığımda şen bir kahkaha attı. Sanırım en başından beri benden beklediği hareket buydu. Hem mutlu olmuş hem de hiç şaşırmadan anında kollarını bana sarmıştı.
' ' Ah Cemreciğim. Beni bu kadar sevmen o kadar güzel ki. Çok seviniyorum. En başta bu durum yüzünden benden hatta bizden nefret edeceğini düşünmüştüm. ' '
Ona tebessüm ettim ve ekledim;
' ' Ben bu hayatta annemi çok erken kaybettim. Ve böyle bir durumda kalsam yanımda olsun çok isterdim. Maalesef ki yok yine de siz varsınız. Bana kendi kızınız gibi davranmanız beni duygulandırıyor. İster istemez sizi onun yerine koyuyorum. ' '
' ' Saçmalama Cemreciğim gibi fazla oldu sen benim kızımsın. Aslında . . . ' '
Cümlesine gözlerinin dolmasıyla devam edemedi. Ona beklentiyle bakınca;
' ' Konuşmadığını düşündüğümüz için seninle nasıl iletişim kurabilirim diye çok düşündüm hatta korktum. Sonra sen arabadan inip benim eşek sıpası oğullarımı savununca kalakaldım. Hatta seni getirme tarzlarına rağmen onları savununca ne bileyim. Tüm endişem gitti. Seni alıp içime sokmak ve hep orada sevgiyle beslemek istedim ama tepkinden o kadar çekindim ki kızım yapamadım. Ama artık birlikteyiz. ' '
O gözüme umutla bakarken be bir şey diyemedim. Sonuçta bu imam nikahından sonra resmi nikah vardı ve devamında da benim ölüm fermanım. Kadın bana umutla bakarken ona umut veremezdim. Başımı gelen sesle kapıya çevirdim;
' ' Aşk olsun yeni gelini buldun beni bıraktın mı anneciğim? Sana da aşk olsun kız elti seni yanıma kardeş almıştım ben. ' '
Kıkırdarken Gülizar Hanım ona da kolunu açtı. İkisinin arasındaki bağ öyle belliydi ki.
' ' Gel kız buraya evin ilk gelini Reyhan Dağdeviren. ' '
Reyhan Hanım hızla bize sarıldığında bu tabloda olmayı hak edip hak etmediğimi sorguladım. Kesinlikle burada olmamalıydım. Mutluluğu kendime ne zaman yakıştırabilmiştim ki? Ama sıkıntı mutluluğum değildi. sıkıntı ölümü düşlüyor olmamdı.
' ' Sizi tanıdığım için şanslıyım. Bana anne gibi biri olduğun için sana teşekkür ederim Gülizar Hanım. Ve ilk evime geldiğinde senden deli gibi çekinmiştim. Sizi evime almamın sebebi senin de gelmiş olmandı çünkü gözlerime çok sıcak bakıyordun. Sende bana abla gibi olduğun için teşekkürler Reyhan Hanım. ' '
Bana bakarken gülümsemeleri soluktu. Tam Reyhan hanım konuşacakken kapıdan Aslan seslendi.
' ' Ya Cemre abla alt tarafı evleniyorsun ölmüyorsun ki. Hem ben konuşmazsam annem ve yenge sana diyecek ki ' madem annenim, madem ablanım, nasıl Hanım diyebilirsin? ' bunları duymak istemiyorsan gir koluma da çıkalım. ' '
Fak etmeden dalga geçerek söylediği planımla yüzüm düştü. ama devamında kıkırdadım. Sesini incelterek söylediği cümleye kıkırdarken Reyhan ve Gülizar Hanım da bana uymuştu onların konuşmasına izin vermeden aynadan son kez kendime baktım. Üzerimdeki beyaz dantelli elbisenin kolları yarımdı. Boyu da dizimin altındaydı. Ama güzel duruyordu. Saçlarımı maşa yapmışlar ve kenarına beyaz inci bir toka takmışlardı bu zamana kadar çok makyaj yapmayan biri olarak yüzümdeki makyajın haddi hesabı yoktu. Tamamen farklı biri gibiydim. Gözlerimi aynadan çekip Aslan'ın yanına gidip koluna girdim. Aslan;
' ' İyi misin? ' '
' ' İyiyim. Neden olmayım ki? ' '
Bana garipsercesine baktı.
' ' Zorla evleniyorsun da ondan. ' '
' ' Ha. Evet. ' '
Kendimi o kadar bunun sonucuna odaklamıştım ki evlendiğimi falan kafamdan çıkarmıştım. Aslan'ın yadırgamasına da yutkundum. Aslan zeki bir çocuktu ve biraz daha böyle davranırsam anlayacaktı. Aşağıya indiğimizde Mehmet ' in de üzerinde beyaz gömlek ve siyah pantolonla beni beklediğini gördüm. Adım seslerimizi duyup bize döndüğünde gözlerindeki parıltıyı adlandıramadım. Buna çok takılmadan Mehmet ' in koluna girdim. Ve salona ilerledik. İmam oturmuş bizi bekliyordu. İçeri girince herkesin gözü bize döndü. Uğruna hayatımı vereceğim çiftte buradaydı. Kız gözlerime öyle özür dilerim dercesine bakıyordu ki ona gülümsedim. Reyhan abla arkamda gelip beyaz şalı kafama örttü. Bende arkadan bağlayıp yere oturdum. Mehmet de yanımdaki yerini aldığında ona bir bakış attım. O da her hareketimi görmek ister gibi beni izliyordu. İmam sözle girdiğinde ona döndüm.
' ' Eşhedü ellâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh . Ve eşhedü enne Muhammeden 'abdühû ve rasûlüh ' '
Ellerimiz açık onu dinliyorduk.
' ' Burada Allah ' ın huzurunda Cemre kızımızı Mehmet oğlumuza istemeye geldim. ' '
Bundan sonrası anlamdıramadığım kadar hızlı geçti. Ya da o kadar umursamıyordum ki fark edemedim. Nikah duası okundu. Ve bize soruldu.
' ' Cemre kızım sen Mehmet oğlumu kocalığa kabul ettin mi? ' '
Dönüp Mehmet ' e baktım. Cevapladım.
' ' Kabul ettim. ' '
' ' Kabul ettin mi? ' '
' ' Kabul ettim. ' '
' ' Kabul ettin mi? ' '
' ' Kabul ettim. ' '
Hiç yadırgamamıştım. Çünkü daha önce bir dini nikahta bulunmuştum ve neden üç kez sorulduğunu biliyordum. İlk kez görüyor olsam neden 3 kez sordunuz kabul ettim ya diye cırlayabilirdim. Ama çok Şükür ki öyle bir şey yapmadım. İmam ;
' ' Sen Mehmet oğlum Cemre kızımızı karılığa kabul ettin mi? ' '
' ' Kabul ettim. ' '
' ' Kabul ettin mi? ' '
' ' Kabul ettim. ' '
' ' Kabul ettin mi? ' '
' ' Kabul ettim. ' '
Sesi o kadar kendinden emindi ki bilmesem benimle isteyerek evleniyor sanardım.
' 'Bende sizleri Allah katında karı koca ilan ediyorum. ' '
Salondakiler alkışlarken bende tuttuğum nefesi bıraktım. İmam;
' ' Gelin kızım sen mehir olarak ne isteyeceksin? ' '
Ah! Bir de bu konu vardı . Şahit olduğum nikahta kız ağırlığınca altın istemişti . Ve saçma bulmuştum . Yani mutluluktan daha mı değerliydi altın ? İnsanlar daha evlenmeden ayrılırsak diye düşünüp kendilerini garantiye alıyorlardı . Benim yarınımın garantisi yoktu. Para, mal mülk ne işime yarayacaktı? İmam bana ikinci kez seslenirken Gülizar Hanım;
' ' Kızım ne istersen söyle. ' '
Ona bakıp tebessüm ettim.
' ' Sadece mutlu bir yuva istiyorum. Başka hiçbir isteğim yok . ' '
' ' Temennimiz o kızım ama senin şu an da elde edebileceğin bir şey istemen gerekiyor. Mehir olabilmesi için. ' '
Dönüp Mehmet ' e baktım. bana yaklaşıp;
' ' Ne istiyorsan söyleyebilirsin Cemre. ' '
Ona sadece baktım. Bana böyle iyi yaklaşan adamın bana dilsiz diyen adamla aynı olup olmadığını çok düşünür olmuştum. Gerçekten isteyerek evlenir gibi bir hali vardı. Kaşlarım çatıldı. Yine de onunla ters düşmedim.
' ' Bir tane saat. Başka hiçbir isteğim yok. ' '
İmam gülerek;
' ' Ya Emin Ağa, ne güzel seni masrafa sokmayacak bir gelin bulmuşsun. ' '
Odadakiler gülerken ben dönüp bakmadım bile. Zaten sonrası da hızlıydı. Ne olduğunu anlamadan ayağa kalkmış ve büyüklerin ellerinden öpmeye başlamıştım. Herkesi öptükten sonra köşeye oturdum. Aslan'ın kuzenlerinden biri olduğunu öğrendiğim Sultan beni kolumdan tutup içeri getirdiğinde ona sadece boş boş baktım.
' ' Neden kabul ettin? ' '
Ne? Bunun sırası mıydı?
' ' Başka çaremin olmadığını sanıyordum? ' '
' ' Onu benden aldın. ' '
Ne? Ne demek aldın? Kimi? Görende sırf evlenmek için ben diretmişim sanırdı. Bu nasıl bir tezatlık, mantıksızlıktı? dişlerimi sıktım yine de onun gözlerine baktım. Gözlerimdeki soru işaretlerini görünce devam etti .
' ' Mehmet ' i. ' '
' ' S - siz birlikte miydiniz? ' '
' ' Sen olmasaydın evet. Ona karşı içimdeki duygular çok kabarık biliyorum ki onun da bana öyleydi. Ama bu evlilik ve sen çıktın ortaya mutluluğumu elimden aldın. ' '
O kadar sakin konuşuyordu ki sanki havadan sudan konuşuyor gibiydi.
' ' Ben ne diyeceğimi bi - ' '
' ' Hayır bir şey demene gerek yok. Gerçekten karı koca olmayacağınızı biliyorum. Ve Mehmet ' in bana gelmeye devam edeceğini biliyorum. ' '
Nasıl? Mehmet evlenmeden evlilik hayatı mı yaşıyordu. Sultan beni öylece bırakıp çıktığında kalakaldım. Neden bu kadar takılıyordum ki? Ben ölünce istediği gibi takılabilirdi. Hiç derdi almadan, ben olmadan.
' ' Sultan . ' '
Bana döndüğünde geri odaya girdi.
' ' Ben aranızdan çekileceğim zaten. Beni dert etmeni istemiyorum. En fazla 3 gün daha görürsün beni. ' '
Bana kaşlarını çatarak baktı. Ama bana soru sormasına izin vermeden çıktım. Kapıda gördüğüm Aslan ile yüzümü bozmamaya çalıştım. Ne kadarını duymuştu acaba? Bana hala bakıyor olması ve soru sormaya başlamaması beni rahatlatırken o odadan çıkan Sultan ' a baktı.
' ' Yenge sana ne anlattı? ' '
Yenge mi? Ablaya ne olmuştu? Üstelik hemen ne anlattığını sorması tuhaftı, biliyor muydu?
' ' Bilmem gerekeni. ' '
Sanırım şu an da Reyhan Hanımı gerçekten çok seviyordum. Çünkü aslan ağzını açamadan gelmiş ve beni kurtarmıştı.
' ' Cemreciğim gel burada ne yapıyorsun? ' '
Koluma girip beni sürüklerken ona baktım.
' ' Reyhan Hanım ne oluyor? ' '
' ' Ay ne hanımı ya? Abla diyeceksin. Hadi de bakıyım. A - b - l - a ' '
Ona dayanamayıp kıkırdadım. Çok iyi biriydi ve beni bu halde bile güldürüyordu.
' ' Reyhan abla ne oluyor? ' '
' ' Hah şöyle ya. Seninle konuşmak bana düştü güzelim. ' '
' ' Ne konuşması? ' '
' ' Gece hakkında. ' '
Kızarırken mırıldandım.
' ' İyide resmi nikah olmadan olmaz. ' '
' ' NE? ' '
' ' Abla rahat hissedemem resmi nikah olmalı. Hiç değilse bu olsun lütfen. ' '
Bana baktığında kafasını salladı. Geceye meraklı olduğumdan değil de her şeyimi cumartesi olacak nikaha göre ayarlamıştım. Sayılı nefesimi o güne hazırlamıştım. Kendimi o güne hazırlamıştım. Şimdi veda edemezdim ki kimseye. Yani biraz daha nefes almaya, yaşamaya ihtiyacım vardı. Çok değil 2 gün daha nefes alsam bana yeterdi . . . En azından başa çıkabilmem için bu gecenin olmaması gerekiyordu. Yapabilirdim. İnancım tamdı ama Cumartesi için tamdı bugün kendimi öldüremezdim. Biraz daha nefes salmalıydım. Sadece biraz.