' ' Mehmet. ' '
Bana bakarken ona diyeceklerimi toplamaya çabaladım. Günlerden cumaydı. Ve şu an yarın için konuşuluyordu. Bende dönüp Mehmet ' e seslendim. Onunla Sultan konusunu konuşmalıydım. Bildiğimi bilmeliydi. Hatta bunun benim için ıkıntı olmayacağını da öğrenmeliydi. Sebebini sorgulayacağını biliyordum ama yaşamayacak biri için dert edilecek bir durum olamazdı.
' ' Efendim? ' '
' ' Konuşabilir miyiz? ' '
Kafasıyla avluyu gösterince peşinden hemen kalktım. Peş peşe çıkıyor olmamız sebebiyle kimse laf etmedi. Ona diyeceklerimi kafamda toplamaya çalışsam da bir türlü olmuyordu. Sanki üzerime üzerime gelen bir şey vardı ve konuşmamı engelliyordu. Mehmet;
' ' Daha bakmaya devam mı edeceksin? Yoksa konuşacak mısın? ' '
Yine bana dilsiz mi demek istemişti ? Bu adamın bir öyle bir böyle tavırları artık dokunmaya başlıyordu.
' ' Ben ilk olarak senin dediğin bir şeyi söyleyeceğim. Karım olamazsın demiştin ya. ' '
Kafamı kaldırıp gözüne baktığımda kaşları çatık bir şekilde beni izliyordu. Konuya buradan girmem sanırım onu meraklandırmıştı.
' ' Haklıydın. Yani ben sevenlerin arasına giremem. ' '
Ee hiç tepki vermezsen ben nasıl seninle konuşabilirim ki? Az mantık ya. Sinirle ona baktığımda anlamamış gibi baktı. Seven deyince aklına Sultan gelmemiş miydi? Neden boş boş gözlerime bakıyordu? Bu nasıl bir ilişkiydi?
' ' Ne seveni? Ne saçmalıyorsun Cemre? ' '
' ' Dün Sultan yanıma geldi. ' '
' ' Sana ne anlattı? ' '
' ' Onun sana karılık ettiğinden ve evlensek bile bunun devam edeceğinden. ' '
Onun cevap vermesini beklerken gelen sesle sıçradım. Arkamı döndüğümde Gülizar Hanımın elinden düşürdüğü tabakla bize öylece baktığını gördüm. Nasıl yani? Bizi mi duymuştu? Her şeyi mahvettiğimi düşünerek gözlerimi kapatıp, dudağımı ısırdım. Sanırım şu an gizlenen bir sır benim yüzümden açığa çıkmıştı.
' ' Mehmet sen ne yaptın? ' '
Gözlerimi kapattım öylece bekledim. Ses tonu hem dehşete düşmüş gibi hem de bolca hayal kırıklığını barındırıyordu.
' ' Anne. Sırası değil. ' '
' ' NE demek sırası değil. Sen kuzeninle nasıl birlikte olursun? Üstelik evlenmediniz bile. Onun geleceğini nasıl düşünmezsin. Sana inanamıyorum. Ben böyle düşüncesiz evlat yetiştirmiş olamam. ' '
Gülizar hanımın gözyaşları dökülürken hızla yanına gidip sarıldım. Şu an benim yüzümden ağlıyordu. Şu şom ağzım batırmıştı. Mehmet'in tepkisinden korktum. Bana bağırır mıydı?
' ' Anne saçmalama istersen! O nasıl söz? ' '
Mehmet ' in de sesi yükselirken salondakiler avluya çıktılar. Herkes bir açıklama bekler gibi bize bakıyordu. Aşir Bey;
' ' Anne ne oluyor? Neden ağlıyorsun? ' '
Gülizar hanım ağlamaya devam ederken kimse cevaplayamadı bu soruyu. Mehmet kafasını kaldırıp yukarı baktı. Sanırım içinden bana sövüyordu. Belki de beni öldürme planı yapıyordu, bana kalmadan o halledebilirdi. Sertçe yutkundum. Gözlerini dışarı çıkanlara çevirip oturun dedi. Herkes avluya otururken ben kalktım. Burada olmayı hak etmiyordum.
' ' Cemre hiçbir yere gitmiyorsun. ' '
Mehmet ' in tok sesi kulağımda çınlarken sessizce yerime geri oturdum. Sesi yüksekti ama tam olarak bağırmamıştı. Bağırsa bu kadar etki edemezdi galiba. Titrekçe nefeslendim. Gülizar Hanım;
' ' Bir daha Cemre ' ye sesini yükseltemeyeceksin! Duydun mu Oğlum! ' '
Herkes şaşkınca baktı. Olanları çözemeye çalışıyorlardı. Gülizar Hanımın beni savunması ile içimden gülümsedim ama dışıma vurmaya çok çekindim. Ve Mehmet devam etti.
' ' Anne şu an bana sinirlisin ama olayın doğrusunu bilmeden beni yargılayamazsın! ' '
Sesi çok çok soğuk ve sinirliydi. Emin Bey;
' ' Anana bağırmayı kes de ne olduysa anlat! ' '
Mehmet bir süre sessiz kaldı. Sonra bir an gözlerimin içine batı. Kafasında ne düşünüyorsa gözlerime bakmayı sürdürdü. Ondan kaçan ben oldum. O da;
' ' Benim Sultan ile bir ilişkim var. ' '
Reyhan abla;
' ' NE? Hangi Sultan? ' '
Aşir Bey ;
' ' NE saçmalıyorsun lan sen? ' '
Mehmet;
' ' Kaç tane tanıdığımız Sultan var? Kuzenim olan Sultan. ' '
Emin Bey;
' ' Ve sen bunu bize demeden evlenmeyi kabul mu ettin! ' '
Bağrışmalar artık havada uçuşuyordu. Gülizar hanım;
' ' Daha bu ne ki Emin Ağam. ' '
Ağlayarak söyledikleri herkesi durdururken Emin Bey;
' ' Dahası ne Gül söyle. ' '
Demek Gülizar hanıma Gül diyorlardı. Bu ortam da en dikkat etmemem gereken dikkat etmem de takdire layıktı.
' ' Birlikte olmuşlar. ' '
' ' NE ! SENİN AĞZINA TÜKÜRECEĞİM. SEN NE YAPTIN MEHMET? ' '
Emin bey, Aşir bey gibi tepki göstermeden;
' ' Sen nereden öğrendin Gül? ' '
' ' Dün Sultan, Cemre ' yi kenara çekip siz evlenseniz bile ona karılık etmeye devam edeceğim demiş. ' '
Gözler bana döndüğünde kafamı yere eğdim. Ve ilk defa buraya geldiğimden beri mutlu olacağım bir şey oldu. Bu durum kafamı karıştırırken yine de kafamı kaldırmadım. O çok korktuğum Emin Bey;
' ' Kaldır kafanı gelin. Burada utanması gereken benim uçkuruna sahip çıkamayan oğlum. Sen değilsin. ' '
Ona baktığımda söylediklerine karşı yüzü ifadesizdi. Yine de mutlu olmama yetmişti. Mehmet;
' ' Artık yargılamayı bırakıp dinleyecek misiniz? ' '
Kimse cevaplamadı sorusunu oda takmadan anlattı.
' ' Bir yılı geçti. Şirkette otururken ağlayarak yanıma geldi ve bir hata yaptığını. Bunu sizden biri duyarsa öleceğinden deli gibi korktuğunu söyledi. Duyunca çok gerildim. Yüzünden o kadar belliydi ki bir haltlar yediği. O zaman konuştuğu biri varmış ve birlikte olmuşlar. ' '
' ' NE! ' '
' ' Öyle yani üzerime düşen hiçbir şey yok. Onun bu halde olmasının sebebi ben değilim anlayacağınız. Daha açık konuşturmayın beni! ' '
Resmen kadınları bunun için yargılıyorlar mıydı yani? Kafamı sağa sola salladım. Bana tersti evlenmeden ilişki ama saygı duymak zorundaydım. Evlendiğim adamın bunu düşünmemesi de . . . Reyhan abla ;
' ' Ne yani hazır başkasıyla yapmış benle de mii yapsın dedin? ' '
Onun da gözleri dolu doluydu. Mehmet ona bakarken hemen yumuşadı. Gerçekten Reyhan ablayı seviyordu. Bakışından bile anlaşılırdı bu.
' ' Hayır yenge. Ona yardım edeceğimi söyleyince evleneceğimizi düşünmüş ama ben birlikte olduğu adamla konuştum. Daha doğrusu o beni dinlemek zorunda kaldı. Ve kimseye ağzını açmadı. Sonra bir gün geldi ve benim kaybedecek bir şeyim yok bana iyilik yaptın izin ver bende sana bir iyilik yapayım dedi. Ve o zamandan beri birlikteyiz. ' '
Karaktersiz! Şerefsiz! Pislik!
Emin Bey;
' ' O varken Cemre ile nasıl evlenmeyi düşünürsün? Kuma mı alacaksın? ' '
Kuma mı? Ne? Gözlerim şokla açıldı. Heh! bir bunu yaşamamıştım. Harika.
' ' Hayır baba. Onu sevmiyorum. Ve bu davranışım doğru olmayabilir ama evlendikten sonra karım dışında birine bakacak kadar şerefsiz değilim. ' '
Yok yok öylesin. Ha evli ha değil ne farkı var? Onun da bir hayatı yok mu? O da evlendiğinde ne olacak ? Aşir Bey;
' ' Bu konuda emin değilim. ' '
Ya ben acaba bu aileye ön yargılı mı davranıyordum? Herkes benimle aynı fikirdeydi. Ortam ciddi olmasa kesin gülerdim. En başından beri sesi çıkmayan Aslan'a baktım. Öylece yere bakıyordu. Bir şeyler dönüyordu ama ne?
' ' Abi. Cemre var ve sadece o olacak bitti. ' '
Bunu nasıl bu kadar kolay söyleyebilirsin? Hani biz asla bir evlilik hayatı yaşamayacaktık? Senin sözünde durma süren bu muydu? Kesin ikizler burcuydu. Yoksa bu kadar çabuk dönemezdi. Emin Bey ;
' ' Burada sana layık konuşacağım oğul ama kadınlar var. Sen benle çık bakıyım bahçeye. ' '
İkisi peş peşe çıkarken Gülizar Hanımda ağlaya ağlaya içeri geçti. Avluda Reyhan abla , Aşir Bey , Aslan ve ben kaldık. Burada kaldığım 3 . günümdü ama hala çocukları görememiştim. Reyhan ablanın dediğine göre anneannesinde kalıyorlardı. Bu kalabalık ortamdan onları kurtarmıştı. Reyhan abla;
' ' Bunu neden bana söylemedin Cemre? ' '
' ' Reyhan abla ben Gülizar hanıma da söylemeyecektim. Mehmet ile konuşurken duydu Yoksa laf taşımak falan niyetinde değildim. ' '
Sesim çok kısıktı. Aslan ;
' ' Abime ne dedin?' '
' ' Sevenlerin arasına asla girmeyeceğimi Sultan ' ın dediği gibi onunla evlilik hayatı yaşamaya devam edebileceğini söyledim. Ama annen duydu.' '
Üçü de şaşkınca bana baktı. Reyhan abla;
' ' Bunu nasıl söyleyebilirsin Cemre? ' '
' ' Abla ben yuva yıkanın yuvası olmaz lafın inananlardanım. Dün o kız karşımda içli içli konuşurken yerin dibine girmek istedim. İstemediğim halde evlendiğim adamın bakasını sevdiğini hatta onunla birlikte olduğunu öğrendim. Sence bu normal bir durum mu? Ya bu durumu geç şu an içinde olduğum bu hal normal mi? Artık yadırgamamayı da öğrendim. Ne desem size boş gelebilir. ' '
Aşir Bey;
' ' Bize gelseydin Cemre. Sende artık ailedensin. Benim kız kardeşim sayılırsın. ' '
Ona baktım. Çok ciddi gibi duruyordu. Gerçekten yadırgayan tek bendim galiba.
' ' Aşir bey ben ne di - ' '
Aşir bey sözümü kesti.
' ' Reyhana abla bana bey mi diyeceksin? ' '
İstemsizce gülümsedim. Bu aile direkt tuhaftı. Şua an derdimiz ona bey demem miydi? Yine de itiraz etmeden;
' ' Aşir abi ben sizinle Mehmet 'in arasını da bozmak istemedim. ' '
Onlar da bana gülümsedi. Burada hatalı ben miydim? Onlar mıydı bilmiyordum. Ama yarın benim nikahım vardı. Resmi nikahım. Vay be Cemre Süvari olarak son gecem bugündü. Yaklaşık on dakika daha oturduk. Sonra herkes dağıldı. Bende orada ayaklarımı kendime çekerek oturdum. Hata ediyor olabilir miydim? Zaten evlenince de aynı ben olarak kalacaktım. Yani bu aileye alışmakta kolay olacaktı. Bilmiyordum. İyice kafam karıştı.. Ama bu karışıklığın bitmesi çok sürmedi. Çünkü Mehmet sinirlice avluya girdi. Beni bulan gözleri resmen alev fışkırtıyordu. Yanıma yaklaştı ve beni ölüme sürükleyen o cümleyi kurdu.
' 'Sen benim elimden hayatımı aldığına göre bana geri hayatımı vereceksin. ' '
' ' NE ? ' '
' ' Sultan diyorum hayatımdan çıktı. Onun işi sana kaldı. Hazırla kendini. ' '