Bu kadar kolay mı?

1750 Words
Cemre; Evet şu an ne yapmaktayım? Bir arabanın arkasında kemerim bağlı bir şekilde Mardin ' e gidiyorum. Daha 2 saat önce gelmem diyordum. Doğrusu beni kimse götüremez diyordum.  Ne değişti hiç bilmiyorum . Belki şuan önde oturan Aşir Beyin bana silahını göstermesi belki de yanımda gözünü bile kırpmadan bana bakan Aslan ' ın silah yerine bıçağını göstermesiydi. Dehşete düşmüş halde kalakalmıştım. O an hemen Meltem '  i arayıp eğer 24 saat içinde benden haber almazsan polisi ara diye nutuk çekmiştim. Ondan sonra da anaokulu müdürümüzü arayıp izin istemiştim. 2 yıldır hiç izin kullanmadığımdan şaşırıp kabul etmişti. Hatta bu hayatta ilk kez benim için biri endişelenmiş ve bana iyi misin? Diye sormuştu. Belki de bu mutlulukla şuan bu arabadayım hiç bilmiyorum. Biraz sevgi görmek gözümü boyamış olabilirdi.  Aslan;  ' ' Cemre abla, senin sevgilin var mı? ' ' Bu samimiyet nereden geliyordu? Kaşımı kaldırıp ona döndüm  Pür dikkat bana bakıyordu. ' ' Hayır. ' ' Arabada nefes bırakma sesini sadece Aslan ' dan beklerken Reyhan ve Aşir de buna katılmıştı. Cidden bilmediğim ne dönüyordu? ' ' Yani yurttan çıkan birileri genelde yanlış yollara sapar olarak bir genel kanı var ya. ' ' ' ' Dediğin gibi kanı. Bu duruma gıcık kapıyorum lütfen bu genel geçer kanılardan bahsetme. İnsanlar birbirini yargılamamalı.  Ayrıca benim hakkımda nasıl bu kadar şey biliyorsun? ' ' ' ' Cemre abla bu daha ne ki? Biz seni 1 yıldır arıyoruz. Mesela 25 yaşındasın. 6 haziran doğumlusun. Yurttan 17 yaşında kayseri ' ye geldin. Çünkü bir yılını erken bitirip erken üniversiteye başladın. Burada okul öncesi öğretmenliği okudun. 2 yıldır bir özel okulda çalışıyormuşsun. Bunları zaten biliyorduk. Bilmediğimiz hayatında biri olup olmadığıydı. Onu da öğrendik. ' ' ' ' Sağ olun. Her şeyi öğrenip onu öğrenememenize şaşırdım açıkçası. Hadi sende bana sizi tanıt ablacım. ' ' Bilerek ablacım demem onun hoşuna gitmiş olacak ki hafif tebessüm ile hemen anlatmaya başladı . Onun önemli noktasını bulmuştum. Buradan ne sorsam cevaplar gibiydi.  ' 'Ben Aslan. Zaten bunu biliyorsun. 20 yaşındayım, artuklu da diş hekimliği okuyorum. Biliyorum biliyorum tam öyle bir tipim var. Neyse sevgilim yok. İşte 20 yıldır Dağdeviren ' im. Abim Aşir. O da 34 yaşında. 2 tane çocuğu var ikisi de erkek. Biri 8 biri de 5 yaşında. Yengemle 10 yıl önce evlendiler. ' ' Tamam bunları öğrendim. Anlattı anlatmasına da ne yapacağım yani  ne işime yaradı ? En iyisi ne olacağı ile ilgili soru sormaktı. ' ' Peki şuan gittiğimiz yerde dördümüz mü olacağız? ' ' ' ' Hayır. Annem,  babam,  abim ve bir kaç misafir. ' ' Bir kaç misafir derken gözünü kaçırması tuhafıma giderken kafa salladım. Reyhan; ' ' Peki senin Mardin'de hatırladığın şeyler neler? ' ' Aklım ilk kazaya gitti. Annem, babam ve benim minik kardeşim. Gözlerimin dolmasına izin vermeden yurt anılarıma gittim. Konuşmadığım için herkesin bana acımasına. Bu yüzden kimsenin benimle oynamamasına. yüzlerce kez tekrar doktora gitmeme. Doktorun psikolojik demesine. Orada bana çok iyi davranan öğretmenlerime. Ve evlat edinmeye gelen ailelerin konuşmadığım için beni es geçmesine.  Bunlar hepsi birer sorundu. Ve küçük bir çocukken bu en büyük sorundu. Şimdi ne desem o yaralar iyileşmeyecek, o sorunlar düzelmeyecekti.  ' ' Yurdu hatırlıyorum. Oradaki kızları,  öğretmenleri,  yurdun bahçesini. ' ' Sanırım istedikleri cevap bu değildi. Ki herkes sustu. Uzun bir süre de konuşma olması zaten. Sonra ben gözlerimi kapattım. Uykuya dalabilecekmiş gibi onu bekledim. Böyle bekleyince uyuyamıyordum. 40 dakika kadar oldu olmadı onlar konuşmaya başladı. Sanırım uyuduğumu düşünüyorlardı. Belki de bu en iyisiydi böylece dertlerini öğrenebilirdim. Reyhan ; ' ' Hayatım. Acaba biz hata mı yaptık? Kız onları hatırlamıyor bile. Onun hayatını mahvetmeyelim. ' ' ' ' Reyhan bu öyle bir şey değil. Ona anlatsak kendi ayaklarıyla gelecek mi sanıyorsun?  Hem kardeşimin hayatı bu kıza bağlı. Kardeşim için her şeyi yaparım. ' ' ' ' Abi,  karışmak istemiyorum ama Mardin deyince bile gözleri doldu. ' ' Aslan ' ın bu sözünün üzerine de bir konuşma olmadı. Başıma gelecekler hakkında endişelenmeye başlamıştım. Hadi ama ne olabilirdi? Öldürecek olsalar bu kadar yol zahmetine girerler miydi? ya da bir ölüme neden üç kişi gelirlerdi ki? bu kadar korkmama rağmen onların yanında hiç derdim yokmuş gibi uyuyakaldım.  * * * * ' ' Cemre abla! Ya hadi uyansan 10 dakikadır sesleniyorum. ' ' Bilincim yavaş yavaş açılırken tek gözümü açtım.  ' ' Ha? ' ' Aslan gülerken konumumu fark ettim. Hemen toparlanırken şuan böyle olduğuma inanamıyordum. ' ' Geldik mi? ' ' ' ' Geldik. ' ' Arabadan indiğimde koskocaman bir konak karşıladı beni. Aklıma kendi evimiz gelirken derin bir nefes alıp konağı inceledim. En az 3 katlıydı ve görünen kocaman bir avlusu vardı. Kapının önünde Dağdeviren yazıyordu. Hiç değilse beni  kaçırmamışlardı. Şuraya gideceğiz demişlerdi ve oraya geldik. Allah ' ım sevindiğim konuya bak.  Kapı açılırken içeri çıkan kişilere baktım. O kadar güzel bir kadın vardı ki. Bembeyaz saçları bile o güzel yüzünde mükemmel duruyordu. Uzun bir etek ve tişört giymişti. Ve onun önünde siyah sakallı kilolu bir dede vardı. Yaşı en az 65 ' ti ama saçları ve sakalları siyahtı. Anladığım kadarıyla bunlar Aslan ' ın bahsettiği anne ve babasıydı. Kadın ; ' ' Sağ salim geldiniz ya. Çok şükür. ' ' ' ' Cemre çok sıkıntı çıkarmadı. ' ' Gözler bana dönerken ben önüme bakıyordum. Adam; ' ' Anlattınız mı? ' ' ' ' Hayır ' ' ' ' Oğlum o zaman sorun çıkarmıştır. ' ' Aslan; ' ' Yani anne direndi ve bağırmaya kalkar gibi oldu ama bizim silahları görünce sustu. ' ' ' ' Ne? Aslan, Aşir Dağdeviren! Ben size güzellikle olacak Cemre ' yi korkutmayacaksınız demedim mi? Ne demek silah? ' ' O güzel kadın bağırırken şok oldum. Çünkü beni tehdit eden adamlar küçük çocuk gibi yere bakıyorlardı. Resmen içim acıyordu.  Aralarında bu bağırmada bile belli olan saygı ve sevgiye gözlerimi kısarak baktım. ve hiç yapmamam gereken bir şey yaptım. Neden bilmiyorum ama onları koruma ihtiyacı duyup atladım ; ' ' Hayır, onlar gayet nazik davrandılar. Ben tanımadığım insanlarla,  tanımadığım yere gelmek istemedim. ' ' Evet karşılaştığım ikinci nasıl bakışı. Şuan yüzüme öyle bir bakıyorlar ki yerin dibine giresim geldi. Reyhan hanım atladı; ' ' Evet. bunu da demedik ama Cemre konuşabiliyormuş. ' ' Adam; ' ' Gelin. Bizim Cemre ' nin konuşamıyor olması lazım. Yanlış kişiyi mi getirdiniz lan! ' ' Aşir Bey; ' ' Hayır baba. Bu Cemre aradığımız Cemre. ' ' Adam; ' ' Hadi içeri geçelim. ' ' Hepsi içeri yönelirken Aslan yanıma gelip; ' ' İçeride duyacakların ve konuşulanlar eğer canını sıkarsa bana gel. Yaşımız yakın benimle konuşabilirsin Cemre abla. ' ' Ne duyacaktım? Bana böyle demesine sebep olan neydi? ya da kaçmak mı isteyecektim neden uyarma gereği hissetmişti?  İçeri girdiğimiz de avludaki yemek masasını fark ettim. Arkası dönük 5 kişi vardı. Bizim girmemizle ayaklandılar. Daha ilkini yüzünü döner dönmez tanımıştım. Beni yurda hiç acımadan bırakan kadını. Hemen gözüm gelen o ilk gün oldu. Kapının önünde beni bırakma ne olur diye ağlayışım ama onun beni öylece bırakıp gitmesini. O günden sonra bir daha konuşmayışımı. Kadın bana yürürken hemen bir adım geriye gittim. O da duraklarken; ' ' Kızım? ' ' Kızım. Vay be ne kadar kolay kızım diyebiliyor bana. Utanmadan diyebiliyordu. Bu kadar yüzsüz olmak onda yadırgamıyordum. Yaşlanmıştı hem de çok. Yüzü çökmüş ve iyice kilo almıştı.  ' ' Tanıyamadım? ' ' Evet. Hemen tanıdım diye boynuna  atlayacak değilim ya! ' ' Nasıl tanımazsın kızım? ' ' ' ' Ben Mardin ' den gideli tam 7 yıl oldu. Ondan önceki 5 seneyi de sayarsak Mardin de benim kimsem yok. Siz beni başkasıyla karıştırıyorsunuz bence. ' ' Kimse aramıza girmiyordu. Sonra da onu gördüm. Çocukluk kabusumu, geceleri ağlamama sebep olan adamı. Beni bir başımı bırakan adamı. Resmen bu halimin sebebini.  Karısının yanında duran bir elinde baston tutan eniştemi. Yürüyüşünden anladığım kadarıyla bir ayağının üzerine basamıyordu. Bana öyle bir bakışı vardı ki. Hemen kusmak istiyordum. Bana nasıl böyle gurur duyar gibi bakabilirler? Hemen Aslan ' a döndüm. ' ' Bunun için mi geldim ben? ' ' Aslan tam konuşacakken masada oturanlardan biri atladı. Gözlerimi ona çevirdim. Tanımıyordum hatta hiç gözüm simayen bile hatırlamıyordum. Uzun boylu olduğu oturduğunda bile belliydi. Siyah bir tişört giymişti.  ' ' Hayır. Bunlardan daha önemli bir konu için. ' ' Kimdi bu? Aslan yanıma yaklaşıp; ' ' Abim ' ' Diye fısıldadı. Bu da abisiydi, Aşir de o zaman bunlar üç kardeşlerdi. Reyhan hanım yengeleriydi. o zaman masada bulunan diğer ikili kimdi?  Kadın masaya yürürken bizi de buyur etti. Halam hatta hala demeye utandığım Ümmü hanım yüzüme bakarak oturdu. Herkesten önce gidip biraz önce benimle konuşan adamın yanına oturdum. O halam olacak kadın ve eniştemin yanına oturamazdım. Herkes oturduğunda  o güzel kadın; ' ' Cemreciğim, benim adım Gülizar. Seni zorla buraya getiren eşek sıpalarının annesiyim. Bu eşim Emin ağa.  Zaten senin aileni sana tanıtmama gerek yok. ' ' ' ' Tanıştığıma memnun oldum Gülizar hanım ama benim ailem 12 yıl önce bir kazada vefat ettiler. Başka  ailem yok! '' ' ' Peki Cemreciğim. Bunca yıl sonra neden buradayım diyorsundur büyük ihtimalle. ' ' Kafamı salladığımda Emin ağa devam etti; ' ' Tam karşında oturan delikanlı Yiğit. Halan ve eniştenin oğlu. ' ' Bana veremedikleri iki lokmayı kendi çocuklarına yedirmiş ve beni kovmuşlardı halbuki yiyeceğim bir domates bir de ekmekti.  ' ' Yanındaki güzel kızımız da benim yeğenim Emine. İkisi kaçarak evlendiler. Burada olan bir kuralı çiğnediler. Tabi bunun benimle ne ilgisi var diyorsun bizde bu kuralı o aileden kız alarak yerine getiriyoruz. ' ' Tamam halam ile eniştem eminim Yiğitten sonra kız çocukta yapmışlardır. Sonuçta benim yiyeceğim bir lokmayı kendi çocuklarına yedirmek için beni yollamışlardı. Onlara olan kinim de nefretim geçmezdi, geçemezdi.  ' ' Ve o ailede bir kız çocuk yok. Senin dışında. ' ' ' ' İyi de ben o aileden değilim ki. ' ' ' ' Ne kadar inkar edersen et sen bizim ailedensin! ' ' Eniştem konuşunca elimi sıktım. Yüzsüz!  ' ' Ben senin ailenden değilim! Sakın bir daha bana bunu deme! ' ' ' ' Bana bak Cemre hanım. Sabahtan beri laf sokuyorsun. Elimde kalacaksın! ' ' ' ' Asıl sen bana bak Bülent bey! Ben sizi; arkanızdan beni bırakmayın diye ağladığımda, o yurtta her gece geri gelirler diye beklediğimde sildim. Duydunuz mu?  Şimdi bana bir kere daha aile dersen seni burada öldürürüm. Ve inan bir an duraksamam. ' ' Eniştem ayaklanırken bende kalktım hemen. Ben kendimi onlara bir kere ezdirmiştim. şimdi tekrar yapmazdım! o zaman çocuktum susmuştum! şimdi konuşur gerekirse kendimi korumak için başka yollara da başvururdum.  Üzerime yürüyen eniştemi durduran Aslan ' ın abisi oldu; ' ' Yeter! Eğer bir daha benim olduğum masa da bir kadına sesini yükseltirsen seni mahvederim. Eğer o ses yükselttiğin kadın Cemre olursa seni burada öldürürüm! ' '
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD