AİLE MECLİSİ

1980 Words
Baran amcam... Kısa süren bir evliliği olmuştu ve o evlilikten Boran doğmuştu. Eşi terk ettip gittiğinde onu aramak için bir an bile uğraşmadı. Kalbini de bir daha kimseye açmadı. Ailemizin en ketumu oydu. Hiçbir zaman içinde ne yaşadığını bilmedik. Sanırım tek bilen babamdı. Ailesinin terörle bağlantılı olması nedeniyle zor rütbe alıyor. Abisi terör örgütünde üst düzey bir isimdi. Kendi eliyle öldürmesine rağmen bu durum önüne hep engel olarak çıkmaya devam etti. Annem Alev Zorlu. Ülkeyi terk etmek zorunda kalmış bir mafyanın kardeşi. Mafya dünyası içinde büyümüş bir kadın. Annem beni her zaman şaşırtmıştı. Suç dünyasından asker eşi olmaya geçiş yapıp hiçbir zorluk yaşamamış biri o. Her zaman güçlü. Kendine ait Sarmaşık Clup adında bir mekanı var. Aynı zamanda yengesine ait Sarmaşık kafe adında bir mekanı işletiyor. Bu konularda harika. İkisi de İstanbul' un en favori mekanlarından. Kaç yaşına gelirse gelsin gençlerin ne istediğini bilir. Her çağın kadını o. Hala çok güzel. Annemden sonra beni karşılayan babam oldu. Sımsıkı sarıldı. Kokumu içine çekti. Babam. Albay Soner Akıncı. Eski bir mafya tetikçisi. Hala Albay olarak kalma nedeni bu geçmişi. Yaşamayanlar' ın keskin nişancısı olup annem ve benim tarafımızdan kalbinden vurulmuş bir adam. Gerçi annem tarafından kafasından vurulup ölümden dönmüşlüğü de var. Ben galiba aşkı babamdan öğrendiğim için bugüne kadar kimseyi sevmedim. Şu an burası bu kadar kalabalık olmasa koskoca Albay' ım demez ağlardı. Babamdan sonra gençler ayaklandı. Asil sarıldı ve kendini hemen geri çekti. Bende çekip onu tekrar sarıldım. Onun hikayesi de başka bir zamana kalmalı diye düşünüyorum. Görkem Akıncı. Abim. Mine doğduğunda benimde kardeşim olsun çok istemiştim. Ona emirler verecek komutanlık yapacak ve bütün suçlarımı üzerine atacaktım ama bir kardeş beklerken bir ağabeyim oldu. İyi ki de oldu. Tabii bunu söylemek epey zamanımı aldı. Onun hakkında söylenecek çok şey var ama zamanı değil. Zaten bazı şeyler hala çözülmüş durumda da değil. Boran Karatay. Kuzenim. En küçüğümüz. Hepimizin gözbebeği. Ama babası gibi ketum olabilen biri. Sarıldı ve kendini geri çekti. Gençlerle daha sonra dağıtacaktık buna şüphe yoktu. İkinci anneme doğru yürüdüm. Albay Melek Demir Yıldırım. Askerliğe iki kez ara vermek zorunda kalması nedeniyle ve kadın olduğu için yeni Albay olabildi. Yaşamayanlar gibi eşsiz bir time girmeyi başarmış tek kadın olmasına rağmen hala kadın olması gerekçesiyle geride tutulmaya çalışan ve hala savaşan harika bir kadın. Annem zaman zaman ona çok benzediğimi söyler bende bundan gurur duyarım. Yaman amcam komutanıyken aşık olmuş ona, hala eski eşini unutamamışken. Bir gün amcam artık geçmişi geride bırakmak ve Ertuğrul' a gerçek bir evlilik vermek istediğini düşünüp evlenme teklifi ettiğinde bunun formalite olacağını zannedip kabul etmiş. Bu bizi hala güldürür. Onların evliliği tamamen bir yanlış anlaşılma ile başlamış. Teyzem ne kadar aşık olsa da gerçek bir evlilik yapmaya hiç niyeti yokmuş. Evlendikten sonra amcam harika bir eş oldu. Melek teyzem ise mücadele edip ya da sadece kendisi olup amcamın sevgisini kazandı. Onlara bakınca insanın evlenme isteğiyle dolup taşmaması mümkün değildir. Evliliklerin sırları sorulduğunda Melek teyzem sevginiz için mücedele edin ve asla pes etmeyin der. Ona göre sevgiyi bu şekilde kazandı. Ama aynı soruya Yaman amcam kendiniz olun diye cevap veriyor. Ben Melek ' i o olduğu için sevdim. O harika bir kadın olduğu için. Ona da sımsıkı sarılıp ayrıldım. Bu kez karşımda Engin amcam vardı. Hepsine amca dememe rağmen aslında aynı zamanda dayım oluyorlar. İşin daha da aslına dönersek bu ailede neredeyse kimsenin kan bağı yok. Tabi öz çocuklar hariç ama bu kelimeden bu ailede kimse haz etmez. Öz kavramı bizde özden sevmektir ve hepimiz akrabayız. Tuğgeneral Engin Türkoğlu. Hayatında bir kez aşık oldu. Ertuğrul' un bakıcısı Mine ablaya. Mine' nin adının konma sebebi olan hayatta görebileceğiniz en naif kadına. Ama evimize Asil' i almak için yapılan bir baskında kaybettik Mine ablayı. İkisi de bir kez olsun birbirine sevgisini söyleyemeden. Engin amcam ona söylemediği hislerini kimseye söylemek istemedi ve hayatına kimseyi almadı. Ona göre zaten yeterince çocuğu vardı. Şırnak' tan buraya nasıl bu kadar hızlı gelmişti? Engin amcamın yanındaki sandalye boştu. Böyle aile toplantılarında o sandalye hep boş olurdu. Herkes için değerli ama Engin amcam için bir başka değerli olan Şehit Üsteğmen Görkem Derin' e aitti o sandalye. Görkem amcamın nasıl şehit olduğunu abimi anlatırken anlatacağım. Çünkü abim Görkem adını böyle aldı. Yaşamayanlar dosyası onun ölümüyle kapatıldı. Ve Can amcam. En geveze ve en neşelileri oydu. Bir sevdiği vardı. Ajandı. Adı Doğa' ydı. Bir gün birdenbire ortadan kayboldu. Can amcam evlilik teklifine hazırlanırken. Hiçbir yerde bulamadı. Tam umudu kesecekti bir kart aldı. Üzerinde üst üste bir sürü ülke damgaları bulunan bir kart. İçinde sadece ' Yaşıyorum, seviyorum. ' yazıyordu. Çok uğraştı iz takip etmeye ama mümkün olmadı. O zamandan sonra sessizleşmeye başladı. Kendini işine verdi ama sanırım Doğa ablayı bulmak ya da en azından bir iz bulmak için hızla yükselmek istedi. Can Gürbüz. Tümgeneral. 15 kişi olan Yaşamayanlar ekibinden bir hain çıktı. Bir kişi zor gelip kaçtı. Üç gazi verdi. Beş şehit verdi ama ben sadece Görkem amcamı hatırlıyorum. Diğerlerine karşı asla vefasızlık yapmazlar ama Görkem amcamla çok uzun zaman birlikte oldukları için onun yeri başkadır. Asker selamı durdum sandalyeye doğru. Öylece durdum bir süre. Ve sonra ona döndüm. İlk aşkıma. ' Aşkım. Bildiğim çok iyi bir boşanma avukatı var ne dersin?' Ona yıllardır bu soruyu soruyordum. Kollarını açarak gülümsedi. ' Bu harika bir haber. ' ' Yıllardır böyle diyorsun ama hala karını boşamadın. ' Ona sımsıkı sarıldım ve öpücüklere boğmaya başladım. Evet hayatımda en çok öptüğüm insanlardan biriydi o. Hatta dört yaşında babam bana kızacak mı diye denemek için dudağından öpmüşlüğüm bile vardı. Tabii ki öpüşme gibi bir şey değildi. Yanaktan öper gibi öpmüştüm. Üvey babamdan şiddet gördüğüm için öz babamı denemeye çalışıyordum ama ona aşkım demem her zaman vardı. Bir zamanlar ona gerçekten aşıktım. Tabii ki o zamanlar aşkın ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Beni kurtardıkları operasyonu o yönetiyordu ve benim kahramanım olmuştu. Doğal olarakta çocukluk aşkım. ' Sen daha iyilerine layıksın güzelim. ' diye cevapladı yine beni. ' Yalancı. Senden iyisi mi var?' ' Vardır. Mutlaka vardır ve sen onu bulacaksın eminim. ' ' Ne senden iyisini ne de senden yakışıklısını asla bulamam. ' ' Asıl yalancı sensin. Nerem yakışıklı benim? Eskide kaldı o günler. ' ' Sen hala çok yakışıklısın. ' ' Bu halimle mi?' diye sordu sesinde acıyla. Yaşamayanlar timinin komutanı, düşmanların adını duyduğu anda ' Aman! ' dediği , tanıyan herkesin gördüğüm en iyi asker dediği Gazi Kıdemli Yüzbaşı Yaman Yıldırım. O mayın ondan bacağını aldığında eğer Ertuğrul annesini kaybetmiş olmasaydı, ben ona öyle hayran olmasaydım daha o anda oracıkta kafasına sıkacak adam. Benim ilk eğitimimi veren harika biri. Ondan çok şey öğrendim ama en çok asker olmanın gururunu. Galiba benim asker olmamın en büyük nedeni o. Evet ailemin çoğunluğu asker. Herkese göre doğuştan askerim ama bana göre en büyük neden onun gözlerinden öğrendiğim vatan sevgisi. Ondan ayrılıp yerime yani onun yanına oturdum. Bu yeri hiçbir zaman hiç kimseye vermemiştim. Melek teyzemle evlendiklerinde epey bir süre kıskançlık yaptım. Yaman amcam mükemmel bir adamdı gerçekten. O gazi olduktan sonra ne kadar istemese de Melek teyzem askerlikten ayrılmayı göze aldı. Çok aşıktı ve onun yanında askerlik konuşmak özellikle üniforma ile görülmek istemiyordu. Amcam bunu asla kabul etmedi. Acı çekti ama acısına dayanmayı bildi. Hayatını adadığı mesleği gözünün önünde başkalarının yapmasını izliyor yıllardır. Bu işkence gibi bir şey hepimiz biliyoruz yine de bizim için mutlu olduğundan da eminiz. Sorgulamam başlamadan önce yemek yedik. Ne kadar uzun tutsam da bitmişti. Sevdiğim yemekler yapılmıştı. Belli ki bütün gün benim için mutfakta geçmişti. Bizim ailenin erkekleri de mutfakta yardım ederdi. Evet rütbelerinden yüzlerce binlerce askerin titrediği adamlar annemin emirleriyle bir şeyler doğrar, yemek karıştırır hatta bazen yaparlardı. Mutfakta emir komuta kadınlarındı. Görevleri oldukları için değil. Annemde Melek teyzemde anne olduktan sonra yemek yapmaya başlamışlardı ve bu onlar için keyifti. Bizim evin bu halini düşününce karı diyen komutan bozuntusu geldi aklıma. Beni sinir etmek istemişti ama aklına bunun gelmesi de ilginçti. Demek ki hiç kullanmadığı bir kelime değildi. O da bana torpilli gözüyle bakıyordu. Biri babam olmak üzere üç Albay bir Tuğgeneral bir Tümgeneral ile akrabaydım. Torpilden nefret ederdi hepsi. Evet beni koruyorlardı ancak bu hiçbir zaman torpil noktasına gelmiyordu. Hangi işi yaparsam yapayım koruyacaklarından çok daha az koruyorlardı. Bende hiçbir zaman torpil isteyen biri olmamıştım. Sadece bir kez. Sat komandosu için eğitim alırken babama sızlandığımı hatırlıyorum. ' Baba olmayacak sanırım. Bir kadını kabul etmemeye kararlı görünüyorlar. Bir şey yapamaz mısın?' dediğimde babam çok kızmıştı. Mesele başarısız olmam değil kadın olmamdı ve bu nedenle yardım istemiştim. Tek istediğim kadından Sat Komandosu olmaz lafını ortadan kaldırılmasıydı. Babam ' Bir düzeni yıkmak istiyor ama yapamıyorsan o zaman boyun eğ Alin. Sızlanacaksan geri dön. ' demişti. O günden sonra bir daha böyle bir şey istemedim. Söze tabii ki Yaman aşkım başladı. O her zaman komutandı. Bunu kimse değiştiremezdi. Rütbe olarak onu geçmiş olmalarına rağmen duyulan saygı hiç azalmamıştı. Kesinlikle hafife alınacak biri değildi. Protez bacakla yasal olarak olmasa da göreve gitmişliği vardı. Belki de Mine asla asker olmamaya o gün karar verdi. Timinden haber alınamıyordu. Yaman amcam atladı uçağa gitti. Kurtarma timinin arasına girdiler babamla. Orada bile olmamalıydı ama başardı. Mine ne annesinden ne babasından haber alamıyordu. Daha üç yaşındaydı. Neredeyse ilk anısı buydu. Babasının yanında olmasına alışıktı. Melek teyzem yara bere içinde gelmişti. Yaman amcam da öyle. Çok düşüp kalkmıştı ama karısını ve timini kurtarmayı başarmıştı. ' Alin kimseye danışmadan böyle bir şeyi nasıl yaparsın?' ' Size sorsam ne diyecektiniz? Kötü bir şey çöp projesi mi? Diyemezsiniz. Tehlikeli mi? Diyemezsiniz. O zaman siz niye kabul ettiniz diye soracağımı bilirsiniz. Bu tim kurulmuş kurulacak en iyi ikinci tim olacak sizden sonra. Bunu sizde biliyorsunuz. ' Babam ' 5 şehit verdi Yaşamayanlar. Böyle bir şeyi onaylamamızı bekleyemezsin. ' dediğinde ona baktım. Onun gözlerine bakarak bunu demek zordu ama gerçek buydu. ' Şeref duyarım baba. ' Annem ' Bir boş sandalyede senin için koyamam Alin. Sen benim evladımsın. ' dediğinde ona bir şey demek kolay değildi. O asker değildi. ' Koymazsın anne. Nasılsa kalbinde yaşamaya devam edeceğim. ' Engin amcam ' Attığın imzayı iptal ettireceğim böyle bir şeyi kabul edemezsin. ' dedi. ' Görevini kötüye mi kullanacaksın amca?' ' Bu mu kötüye kullanmak. ' ' Ben sizin evladınızım da diğerleri ağaç kovuğundan mı çıktı?' Baran amcam ' Eskiden ailesi olmayan kişilerden seçiyorlardı. Çünkü onlarda biliyordu ne kadar zor olduğunu. Senin ailen var Alin. ' dediğinde ona döndüm. ' Sizde bu vatanın evladıydınız. Kimsesiz sayılmazsınız. Ayrıca birbirinize aile oldunuz sonra da bize. ' Boş sandalyeye baktım öylece. Görkem amcam. Çok konuşmaz ama hep çok doğru tespitler yapardı. Çocukken bizi bir tek o durdururdu. Nerede ne diyeceğini iyi bilirdi. Şimdi burada olsa ne derdi bilmiyorum. Belki öyle bir şey derdi ki ona verecek cevap bulamazdım. Ama boş sandalyede çok şey diyordu. Söylemesi kolaydı annem dediğinde ama bir gün orada bir boş sandalye olmak beni seven bunca insanı yangınla bırakmak vardı. ' Kendime dikkat edeceğim söz veriyorum Görkem amca. ' dedim. 'Kendime çok dikkat edeceğim.' Herkes bir süre sus pus oldu. Aileme sadece onları sakinleştirmek için söz veriyordum ama şehidimize verdiğim sözü tutacağımı hepsi biliyordu. Melek teyzem ' Kusura bakmayın ama ben Alin' e destek veriyorum. Arkandayım güzel kızım. ' dedi. Herkesin gün içinde ona baskı yaptığı kesindi ama o ne düşünüyorsa onu söylerdi. Boran sessiz kalırken, Mine sinirliydi. Beni parçalayacağını söylüyordu. Prenses kimliğini kenara koymuştu. Asil ' Eğer gerçekten istiyorsam yanımda olduğunu söyledi. ' Annem Ertuğrul ' un yanına gitti. ' Ertuğrul şu kıza bir şey söyle. ' ' Aslında ona değil hepinize söyleyecek bir şeyim var. Bende Çöp' e katıldım. ' Masada herkes buz kesmişti. Yaman aşkım ' Düşünmediğini söylemiştin. ' dediğinde bana baktı. ' Alin' i orada tek bırakamazdım. Siz durumu söylediğinizde karar verdim. Alin ve Mine ' yi karakoldan almaya giderkende arayıp kabul ettiğimi söyledim. Evraklar Soner amcamın Tugay' ına gönderildi. Bende imzalayıp geri gönderdim. ' Annem ' Siz beni delirteceksiniz. Ben birini vazgeçirelim diyorum ikincisi çıkıyor. ' Babam ayağa kalktı. Omuzlarından tutup saçına bir öpücük kondurdu.. ' Ben sana vazgeçirmek mümkün değil çünkü o senin kızın demiştim güzelim. ' ' Bir yolu olmalı. Ben iki evladımı gönderemem. ' ' Ne yapayım sevgilim. Kızımızı vurup yaralayayım mı? Başka yolu yok çünkü. '
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD