TOPRAK'TAN... Ferrari’yi İstanbul’u en net izlediği yerlerden biri olan Karlı Tepe’ye çekti Toprak. İsviçre’ ye giden bir Simya hayal etmek sinirlendirdi. Hava oldukça rüzgarlıydı. Karlı Tepe için olağan şiddette sayılsa da kulakları uğuldatan bir esinti vardı. Yoksa Toprak iç sesinin uğultusunu mu duyuyordu emin olamadı. Bu kadar iradesiz olmamıştı. Kadınları isterse yatağa atar keyfine bakar sonra bırakırdı. “İstanbul’un yarısıyla yattın kendine gel ne bu saçmalık, sen kadınlar için üzülmezsin. Üzülmezsin”. Cümle zihninde dolanıyordu. Siyah saçları darma dağın oldu rüzgârda. Sakallarını yalayıp geçen rüzgâr dalga geçmek için yeniden dönüp bu sefer gömleğinin üzerinden göğsünü dövüyordu. “Simya İsviçre’ye gidecek. Simya Toprağı bırakacak”. Sonra kahkaha atan bir Simya’ ya dönüşüyordu