3
1988
Zeynep açık havada olmanın verdiği rahatlama ile derin bir nefes aldı. Etraf aydınlıktı. Kafasını kaldırıp etrafına baktığında gece karanlığında gördüğü saray yavrusunu bu sefer gündüz gözü ile gördü. Ancak bir sorun vardı . Çünkü evin etrafını büyük bir kalabalık sarmıştı. Ayrıca bir sürü de polis arabası vardı. Yavaşça kalabalığa yaklaştı. Aralarına girdiğinde insanların konuşmalarına kulağını verdi.
" Vah vah. Gitti bir aile "
" Nasıl kıymış hepsine cani adam "
" Küçücük çocuğu bile öldürmüş "
" En güvendikleri adamıydı bide. Resmen evlerinde yılan beslemişler "
Zeynep daha fazla dayanamayıp yanında duran kadına " Afedersiniz burda ne olmuş " diye sordu.
Kadın önce Zeynebi baştan aşağı inceleyip sonra da umursamaz bir tavırla analtamaya başladı.
" Dün gece burda bir davet vardı. Davet bittikten sonra evin çalışanı Alpay denen adam Kunter beyi ve karısını uykularında öldürmüş. Boğazlarını kesmiş. Ufacık bebeği ile öldürmüş. Daha iki yaşındaydı kuzey bebek. Yazık valla "
Zeynep şokla daha az önce tanıştığı adam ve karısını düşündü. İkisi de capcanlı karşısındaydı. Ama şimdi ikisi de yoktu. Bebekleri bile. Tüylerinin diken diken olduğunu hissetti. Ağır adımlarla kalabalığı geçerek bahçeye vardı. Suna ağlayarak Kürşat bey ise dimdik ayakta duruyordu. Onu ilk önce Suna gördü.
" Ah Zeynep gördün mü başımıza geleni. " diyerek kızın kollarına atılarak orda ağlamaya devam etti. Zeynep kollarında ağlayan kadına sarılırken polisler evin içinden çıkmaya başladı. İkisi önde duruyordu. Arkalarında ise iki başka polis ile kollarından tutarak zorla sürükledikleri bir adam vardı. Adam sürekli " Ben yapmadım. Ben yapmadım " diyordu. Evden en son olarak karnı burnunda ve ağlayan bir kadın daha çıktı. Polislerin arkasından bağırıyordu.
" Yapmayın. Götürmeyin. Benim kocam suçsuz. O bir şey yapmadı. Bütün gece benim yanımdaydı diyorum size. "
Kürşat bey birden bağırınca Zeynep bile olduğu yerde irkildi.
" Sus artık Candan hanım. Kanlı bıçak kocanın dolabında bulundu. O katil bir daha asla gün ışığı görmeyecek. Kardeşimi ve ailesini katletti. "
Candan hanım karnına giren anı sancı ile olduğu yere çökünce kalabalıktan bir kaç kişi onun yanına gitti. Kadının ayakları altına sular dökülünce ise herkes doğumun başladığını anladı. Polis arabasına zorla bindirilen Alpay ise karısının o halini görünce iyice delirdi.
" Candaan. Karım doğruyor bırakın beni "
Ama polisler onu bırakmak yerine daha sıkı tuttular ve zorla arabaya bindirdiler. Yerde kıvranan kadın ise son gücü ile kocasına sesini duyurmaya çalıştı.
" Merak etme Alpayım. Biz iyiyiz . Ferhatımda bende iyi olacağız. "
Suna daha fazla dayanamayarak Zeynebi bıraktı ve Candana doğru hamle yaptı. Ancak kocası Kürşat kolundan tutunca durmak zorunda kaldı.
" Kürşat . Kadının suçu yok . Bırak yardım edelim "
Kürşat Bey biraz durup karısının kolunu bırakınca Suna yerde kıvranan kadının yanına gitti. Bütün bunlar olurken ise birden Zeynep zeminin salladığını hissetti. Geri dönüş zamanıydı. Kimseye görünmeden evin arkasına kadar ulaşabildiğinde zamanı doldu ve ortadan yok oldu.
&&
Günümüz
Eymen şok içinde boşluğa bakarken Aymelek hızla arkasını döndü. Gözleri kocaman açılmış ve şoka girdiği belli olan adama baktı.
" Off ne yapacağım ben şimdi "
Eymen karşısındaki kıza bakmadan az önce zeynebin ortadan kaybolduğu yere baktı. Parmağını kaldırıp boşluğu gösterirken hemen arkasında Evren belirdi.
" Abi ne oldu ?"
" O oradaydı. O kayboldu "
Evren hiç bir şey anlamayarak şoka girmiş abisine baktı. Adam ruh görmüş gibiydi.
" Ne oluyor ya. Aymelek ?"
Evren korkudan sararmış kıza şüphe ile bakıp " Ne oluyor burda " diye bağırdı.
" Zeynep. O. Ortadan kayboldu. "
Evren abisinin söylediği sözlere inanmaz bir şekilde bakarken gerçekten burda neler olduğuna anlamayarak başını iki yana salladı.
" Bak abicim. İnsanlar durduk yere ortadan kaybolmazlar. Bir yere gitmiştir. Bir işi vardır."
" Hayır öyle değil "
Eymen hırsla kardeşine döndü. Kendisini anlamasını ister gibi bastıra bastıra konuştu.
" Zeynep birden kayboldu. Az önce orda duruyordu ve şimdi yok . "
" Nasıl yani ışınlanma gibi mi ?"
" Aynen öyle "
" Aslında tam olarak öyle değil "
İki erkekte ürkek bir şekilde konuşan kıza kafalarını çevirdiğinde Aymelek olduğu yerde biraz daha sindi. Bu durumu nasıl açıklayacaktı bilemiyordu . Eymen ise gördüklerinin verdiği şok ve korku ile Aymeleğin üzerine yürüdüğünde Evren hızla aralarına girdi.
" Dur abi "
" Anlat çabuk . Ne gördüm ben "
" O gitti. Geçmişe gitti "
Eymen şaşkınlık ile Aymeleğe bakarken Ona siper olmuş Evren de başını arkasına çevirerek " Ne " diye sordu. Aymelek ise söylediği şeyin imkansızlığı ile karşısındaki adamları nasıl ikna edeceğini bilemeyerek dururken birden yanlarında hiçlikten biri varoldu ve Aymelek haricinde iki erkek de oldukları yerde hızla gerilediler.
Zeynep ise kısa süre içinde yaşadığı yolcuların verdiği hisle bir elini duvara dayayarak destek aldı. Kendini çok yorgun hissediyordu. Ancak ortamdaki sessizlik nedense ona garip geldi ve başını kaldırıp karşısına baktı. Aymelek yakalanmanın verdiği endişe ile zeynebe bakarken Eymen ve Evren Ruh görmüş gibi bakıyorlardı. Zeynep hemen " açıklayabilirim " dediğinde Aymelek dudaklarını ısırarak iki erkeğe baktı.
İlk şoktan çıkan Eymen oldu. Baştan beri beğendiği kızın yaptığı şeyi aklı almasa da ne olduğunu anlamayı çok istiyordu.
" Açıkla. Hemen "
" Ben . Bu. Ben. Babamdan "
" Konuşmayı mı unuttun ?"
" Evren sus. Konuşacak "
" Allah aşkına abi. Nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun ? Kız resmen büyü yapıyor "
" Sence bu sakin halim mi ? İlk gördüğüm de korkudan ölüyorum sandım. Ama olan biteni anlamaya çalışıyorum "
İki kız da iki kardeşin tartışmasını sessizce izlerken Eymen tekrar Zeynebe döndü.
" Anlat. Kekelemeden. "
" Tamam. Ben nasıl yaptığımı bilmiyorum ama bir şekilde geçmişe gidebiliyorum. Doğduğumdan beri bu yeteneğim var. Babamdan geçmiş. Ona da kendi babasından. Her aileden birinde bu yetenek oluyor. Bazıları kullanıyor bazılarının sadece içinde kalıyor ölene kadar kullanamıyor. "
Eymen ve Evren ona sadece bakarken Evren birden gülmeye başladı.
" Buna inanacağımızı mı sandın ?"
" Evren kıza saldırmayı kes artık . Sende gördün birden varoldu işte "
" Abi, kızlar "
Dördüde merdivenlerin başında görünen Ülker'e baktığında Ülker orada neler olduğunu anlamaya çalışır gibi onlara bakıyordu.
" Herkes nişan için Eymen abimi arıyor. Siz burda ne yapıyorsunuz ?"
&&
" Allah tamamına erdirsin. Bir an önce düğününüzü de görürüz inşallah. "
Filizin dedesi yüzüklerin kurdelesini keserken salondaki herkes alkışlamaya başladı. Ancak ne damadın ne de gelinin yüzü gülmüyordu. Filiz babasının zoru ile çok sevdiği sevgilisinden ayrılmış ve beraber büyüdüğü adam ile evlenmeye zorlanmıştı. Eymen ise aynı zorunluluk yüzünden Filiz ile evlenmeye mecbur bırakılmanın dışında Çok kısa süre içinde etkilendiği kızın bir tür büyücü yada başka bir şey olabileceği korkusu ile de boğuşuyordu. Ülker'in gelmesi yüzünden konuşmaları yarım kalsa da yüzükler takıldıktan sonra konuşmak üzere ayrılmışlardı.
Alkışlar kesildikten sonra dans müziği çalınca Eymen ve Filiz zorunlu şekilde dans ettiler. Sonunda dansları bittiğinde kimseye görünmeden beşi birlikte yukarıya çıkıp Eymenin kullandığı çalışma odasına girdiler. Ülker hiç birşey anlamadan odada dururken Eymen aşağıdakileri oyalaması karşılığında daha sonra ona herşeyi anlatacağını söyledi. Özellikle de Filizi ve Babasını oyalaması gerekiyordu. Ülker başta itiraz etsede sonradan mecbur kabul etmiş ve aşağı inmişti. Odada yalnız kalan dörtlü birbirine bakarken Eymen kollarını birbirine bağlayıp " Anlat " dediğinde Zeynep gördüklerini tek tek anlatmıştı. Ağzından çıkan her kelime ile iki kardeşte sarsılırken sonunda sustuğunda ortama yine derin bir sessizlik çöktü. Sonunda konuşan ise Eymen oldu.
" 30 yıl önce . Amcam ve ailesi 30 yıl önce öldürüldüler. Hiç birimiz onları görmedik. "
" Aslında .."
" Ne ?"
" Ben amcanızın ölümünde doğru olmayan şeyler olduğunu düşünüyorum "
" Ne gibi ?"
" Bilmiyorum. Ama katil olarak yanlış adamı yakalamış olabilirler."
Evren kaşlarını çatarak ayağa kalktı. Aymelek onun sinirli bir yapıya sahip olduğunu düşünerek hemen arkaşının yanında yer aldı. Eymen de hemen Evreni tutarak geri çekti.
" Bütün bunlar saçmalık "
" Evren dur. Zeynep madem geçmişe gidebiliyorsun beni de götür ."
Bu sefer şaşırma sırası zeynepte idi. Birini yanında götürmek mi ? Bu olmazdı. Yani daha önce hiç yapmamıştı. Böyle bir şey olur mu onu bile bilmiyordu.
" Ben yapamam "
" Yapamaz mısın ? Yapmaz mısın ?"
" Bakın. Daha önce böyle birşey-"
Zeynep ayaklarının altındaki zemin sallanmaya başlayınca aniden sustu. Onun susması ile üç insan da ona endişe ile baktı. Kız sanki kusacak gibi görünüyordu.
" Yine mi ?"
Aymeleğin ağzından çıkan söz ile kızın yok olacağını anlayan Eymen hızla atılarak zeynebin koluna yapıştı ve saniyeler içinde ikisi de gözden kayboldu. Odada yalnız kalan Aymelek ve Evren önce boşluğa sonra birbirlerine bakakaldılar.
&&
1988
Zeynep ayaklarının yere değdiğini hisseder hissetmez gözlerini açtı. Hemen yanında duyduğu öğürme sesi ile şokla küçük çöp kutusuna koşan Eymene baktı. Yine aynı odadaydılar. Eşyalarda farklılık olsa da oda tam anlamıyla çalışma odasıydı. İlk kez yolculuk yapan Eymen ise midesi alt üst olmuş bir şekilde kusuyordu. Sonunda içindekileri çıkarıp doğrulduğunda elinin tersiyle ağzının kenarını silip etrafına baktı. Gerçekten farklı bir zamana mı gelmişlerdi şimdi.
Gördükleri karşısında kaşları çatılan adam aynı odada olduklarına yemin edebilirdi. Ama bazı eşyalar farklı ve Evren ile Aymelek ortalıkta görünmüyordu.
" İyi misin ?"
Zeynebin çekinerek sorduğu soru karşısında Eymen sadece başını sallayabildi. Parmağındaki yüzüğü çıkarıp cebine koyarken Zeynep nasıl olupta Eymenin yanında geldiğini anlamaya çalışıyordu. Daha ne olduğunu tam kavrayamadan açılan kapı ile ikisi de korkuyla gelene baktı. Zeynep karşısında gördüğü Suna ile rahatlarken Eymen sadece resimlerde gördüğü annesinin gençliği karşısında konuşamadı. Suna ise kocasının çalışma odasında bulduğu Zeynep ve yabancı bir adam karşısında ne diyeceğini bilemedi.
" Zeynep ?"
" Ah Suna merhaba "
" Bu beyfendi kim ?"
" AA o şey . Benim ee -"
" Nişanlısıyım "
Eymen sonunda konuşarak annesine elini uzattığında Suna gülümseyerek onun elini sıktı.
" Öyle mi ne kadar güzel. Davetimize sizinde gelminize çok sevindim. Lütfen aşağıya gelin eşimle sizi tanıştırayım. Bu arada isminiz ne demiştiniz ?"
" Eymen "
" Gerçekten mi ? Nasıl da büyük tesadüf. Benim oğlumun da adı Eymen "
Suna konuşarak odadan çıkarken Zeynep Eymenin kolunu tuttu.
" Ne yapıyorsun sen ?"
" Ne yapıyorum ?"
" Nişanlısı ne demek ?"
" Bir şey söylemek gerekiyordu "
" Ve nişanlım mı olman gerekiyordu ?"
" Kendi nişamından daha gerçekçi en azından "
Eymen başka bir şey söylemeden odadan çıktığında Zeynep ağzı bir karış açık arkasından bakakaldı. Sonrasında ise hızla kendini toplayarak onun arkasından koşturdu.
İkisi birlikte kalabalığa karışırken Zeynep Eymenin koluna girdi ve kulağına yaklaştı.
" Benden uzaklaşma. Ne zaman geri döneceğimi bilmiyorum. "
Eymen kolundaki kızın elinin üzerine elini koyarak parmaklarını sıktı. Bu cevap karşısında Zeynep kızardığını hissetti. Suna onları görüp yanlarına çağırdığında Kürşat Beyin gençliğini gören Eymen bu sefer hazırlıklıydı. İkisi tanışıp el sıkışırken aynı kardeşi Evrene benzeyen babasına resimlerde görmüş olmasına rağmen garip garip bakmaktan kendini alamadı.
Oluşan sohbet grubunda bir adamın suratının asıklığı Eymenin dikkatini çekince annesi ile gülerek konuşan Zeynebi nazikçe yanına çekti. Kimsenin duymayacağından emin olduğu fısıltısı ile kızın kulağına eğildi.
" Şu bize kötü kötü bakan adamı tanıyor musun ?"
Zeynep dibine girmiş konuşan adamın dediklerini son anda anlayarak gösterdiği yere bakınca bir önceki gelişinde dans ettiği adamı gördü. Gerçekten kendilerine öldürecek gibi bakıyordu.
Eymen ise etkilendiği kızın dibine girince mis gibi kokusu burnuna doldu. Gözlerinin önündeki açık boynuna dudaklarını bastırma hissini baskılamak zorunda kaldı.
" Şey önceki gelişimizde dans etmiştik. Onun haricinde tanımıyorum "
Eymen girdiği hülyalı durumdan duydukları ile anu çıkış yapmak zorunda kaldı. Ve başını kaldırarak deminden beri kendilerine sert bakışlar gönderen adamın karın ağrısını sonunda anlayarak aynı şekilde bakışlar göndermeye başladı. Bu adam onun kızına mı göz koymuştu. Ayrıca Zeynep ne ara onun kızı olmuştu. Ama şu an sorun bu değildi. Adamın kızı yaşındaki birine sarkmasıydı. Her ne kadar adam onların gelecekten geldiklerini bilmese de bu Eymenin Zeynebi kıskanmaması için bir sebep değildi.
" Eymen ne yapıyorsun ? "
" Adama göz dağı veriyorum . Senin sahipli biri olduğunu anlasın. "
" Sahipli miyim ?"
" Öylesin "
Zeynep Eymenin bu tavrı karşısında şaşırarak ona bakarken yan tarafından gelen " Zeynepcim " sesi ile konuşan kadına döndü.
Fatma ve eşi Kunter güler yüzleri ile karşılarında dururken Eymenin Amcasını ve yengesini tanıyıp tanımadığını kestiremedi. Belki resimlerini görmüştü. Belki görmemişti.
" Bizi nişanlın ile tanıştırmayacak mısın ? Bu gece Kuzeyi kontrol etmek için sık sık yukarıya çıkmak zorunda kalıyoruz. Tanıştırma faslını kaçırdık "
" Tabi. Fatma ve Kunter saygın çifti. Ve nişanlım Eymen "
Eymen yıllar önce ölen Amcası ve yengesini karşısında görünce adeta şoka girmiş gibi öylece kalakaldı. Hep merak etmişti onları ve şimdi karşısındaydılar. Üstelik de öldürülecekleri gece .
&&
Günümüz
Aymelek ve Evren çalışma odasında beraber oturuyordu. Aymelek Evrene göre daha sakindi. Bu duruma alışıktı ancak Evren çok gergindi. ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyordu ve her şey bir rüya gibi geliyordu. Aymelek başta adamı terlemiş olsa da onun ne kadar çekici biri olduğunun farkındaydı. Ama bu adamın kendisine acı vereceğini düşünmüş ve baştan gardını almıştı. Hem belki de zaten bir ilişki vardı ve güzel bir kadın gördü mü asılan tiplerdendi. Çaktırmadan parmağına baktı. Yüzük yoktu. Demek ki evli yada nişanlı değildi. Böyle sessiz sessiz oturmak da çok sıkıcıydı. Aymelek tam ağzını açacağı sırada birden açılan kapı ile ikisi de korku ile gelene baktı.
Evren kapıda gördüğü Servet ile kaşlarını çattı. Bu adamın burda ne işi vardı. En önemlisi ise Aymeleği görünce neden yüzü gülmüştü .
" Hayırdır Servet ?"
" Valla taze damadımızı arıyordum Evren. Hiç bir yerde yok. Kaçmamıştır umarım "
" Saçmalama Servet . Öyle bir şey yok tabiki. Üzeri kirlenmişti onu değiştirmeye gitti "
" Madem öyle onu beklerken sizinle sohbet etmemde sakınca yoktur o zaman "
Aymelek ve Evren kısa bir an birbirlerine bakıp hemen Servete döndü. Bu adamın bir an önce burdan gitmesi gerekiyordu. Zeynep ve Eymenin ne zaman döneceği belli değildi ve servetin önünde birden belirebilirlerdi.
" Aslında -"
" Hem bende Aymelek hanım ile konuşmayı istiyordum "
Servet Evrenin konuşmasına izin vermeden Aymeleğin karşısına oturduğunda Evren dişlerini sıkarak ikisine baktı.
&&