4 Final

2277 Words
4 Final 1988 " İyi misin ?" " Bu gece bunu bana çok soruyorsun " " Sürekli şoka giriyorsun " " Normal bir durum yaşamıyoruz " Eymen ve Zeynep kalabalik içinde fısıltıyla konuşurken Eymenin gözleri biraz ileride kendi ailesi ile konuşan çiftteydi. Biraz sonra onların öleceğini bilmek Eymenin canını yakıyordu. " Belki de engelleyebiliriz. " " Ne " Eymen yanında oturan kadına döndü ve gözlerine baktı. O kadar güzeldi ki ona kapılmayacak erkek tanımıyordu. Onunla karşılaşalı sadece saatler olmuştu ama sanki uzun zamandır onu tanıyor gibi ona tutulmuştu. Cebindeki yüzük olmasa kesinlikle beraber olacağı kadın Zeynep olurdu. " Bu gece öldürüleceklerini biliyoruz belki engelleyebiliriz. " " O kadar uzun süre kalmayabiliriz. Gidiş gelişleri ben ayarlayamıyorum " " Onları uyarsak. Belki başka bir yere giderler önlem alırlar. " Zeynep üzüntü ile elini onun koluna koydu. " Eymen. Üzgünüm. Ama ölüm ve doğum gibi sabit olaylarla oynamak çok tehlikelidir. Bu ilk kural. Bunu duyduğumda bende inanmak istemedim ve ölen birini kurtarmaya kalktım. Evet onu o an için kurtardım ve kendi zamanıma döndüm. Geçmişi araştırdığımda ise o kişinin çok daha kötü bir şekilde öldüğünü öğrendim. Doğanın kendi kanunları var. Müdehaleye izin vermiyor " Eymen pes etmiş bir şekilde başını çevirdiğinde amcasının az ileride babası ile tartıştığını gördü. Kalabalık ve gürültülüde olsa el kol hareketlerinden tartıştıkları belli oluyordu. Amcası sinirle arkasını dönüp yukarı çıktığında babası da onu takip etti. Eymen yerinden kalkıp merdivenlere yönelince Zeynepte onun peşinden koşturdu. İkisi yukarı çıktıklarında odanın birinden gelen yüksek ses ile kapının önünde durup onları dinlemeye başladılar. " Bunu nasıl yaparsın. Ben senin kardeşinim. " " Ben birşey yapmadım Kürşat. Bu babamızın vasiyetiydi. " " Yapma Kunter. Babam en çok beni seviyordu. Nasıl bütün servetini sana bırakıp beni beş kuruşsuz bırakır. " " Kürşat sakin ol. Babamın elbet bir bildiği vardır. Hem beş kuruşsuz falan değilsin. Servetimizin %40 'ı senin. " " Hah. Lütfettin. Babam bana bunun hesabını verecek ama . Geçen ihaleyi senin hatan yüzünden kaybettiğimizi ona söyleyeceğim " Bir süre içeriden ses gelmediğinde Eymen ve Zeynep bakıştılar ama sonra Eymen amcasının tereddütlü sesini duydu. " Eğer bunu yaparsan iki yıl önce o adama yaptıklarını babama anlatırım. " Yine ortam sessizleştiğinde bu sefer Eymen babasının buz gibi sesini duydu. " Öyle olsun kardeşim " Kapıya doğru gelen ayak sesini duyunca Eymen ve Zeynep Elele tutuşarak saklandılar. Önce babası sonrada yıkılmış amcası önlerinden geçip gittiğinde Eymen " Saklanacak bir yer bulmalıyız. Belki katili görebiliriz " dedi. Zeynep onu onaylarken Eymenin kendisini çekiştirmesine izin verdi. && Günümüz Servet Aymeleğin neredeyse içine düşecek gibi konuşurken Evren oturduğu yerden tırnaklarını yiyecek duruma gelmişti. Şerefsizler herif bildiğin kıza sarkıyordu. Üstelik de sorduğu sorulardan Aymeleğin ilişkisi olamadığını da öğrenmişti. Bu durum kendisi için iyi servet için kötüydü. Çünkü bu kızı ona kaptırmaya hiç niyetli değildi. " Servet sen Filizi yanlız bırakma istersen . " " Neden ki ?" " Abisinin sonuçta . Bu mutlu gününde gözleri eminim seni arıyordur. Üstelik de bizim Aymelek ile özel bir konuşmamız vardı ve senin yüzünden yarım kaldı " Servet kaşları havaya kalkarak Evrene baktı. Adam resmen onu kovuyordu. Aymeleğin yanında rezillik çıkarmamak için bir şey demeden ayağa kalktı ve kıza döndü. " Bu gece bitmeden mutlaka sizinle konuşmayı umuyorum " Aymelek başını sallayarak onu onayladığında servet başka bir şey demeden odadan çıktı. Adamın odadan çıkması ile Aymelek Evrene döndü. " E neymiş konuşacak özel şeyimiz ?" Kızın öylesine sorduğu soruya cevaben adam ayağa kalktı ve oturan kızı kolundan tutarak ayağa kaldırdı. Aymelek daha şaşkınlığın verdiği korku ile çığlık atamadan ağzına kapanan dudaklar ile şoka girdi ve öylece kaldı. Evren hızlı ve sert bir şekilde kızı öpüp geri çekildiğinde aynı sert bakışlar ile bakışlarını kızın gözlerine sabitledi. " Onunla konuşmayacaksın " && 1988 Çocukluğunu geçirdiği evde en iyi saklanma yerine Zeynep ile birlikte saklanan Eymen sessiz bir şekilde oturmaya devam etti. Küçükken Evren ile babalarının baskısından sıkıldıklarında hep çatıya çıkar buraya saklanırlardı. Şimdi ise aynı yere Zeynep ile girmiş ve yan yana oturmuşlardı. Kolundaki saate baktığında çalışmadığı gördü. " Burda bizim zamanımızdaki eşyalar çalışmaz. " Zeynebin konuşması ile ona döndü. " Sence kaç saattir yokuz ? Bizi merak etmiş olmalılar. Yada benim nişandan kaçtığımı düşünmüşte olabilirler. " " Zannetmiyorum . Bizim için zaman farklı işliyor. Burda bir yılını geçirsen kendi zamanında en fazla bir yada iki ay falan geçmiş oluyor. Yani buraya geldiğimizden beri yarım saat yada bir saat falan geçmiştir. " Eymen şaşkınlıkla zeynebe bakınca kız sadece omzunu silkip önüne döndü ve duvara bakmaya başladı. Eymen yandan onun çehresini incelerken ona birşeyleri anlatmak istedi. Ve konuşmaya başladı. " Filiz ile evlenmeyi ben istemedim " Zeynep konuşan adama başını çevirince onunda kendisini izliyor oluşu ile yerinde rahatsızca kıpırdandı. İkiside yerde oturmuş sırtını duvara dayamıştı. " Biliyorum . Ülker anlattı " " Filizi sevmiyorum . Ama Babama karşı gelemedim. " " Bunu da biliyorum. " " Ve İlk defa ona karşı gelmek istiyorum " Zeynep bu söz üzerine bir şey demedi ancak Eymenin gittikçe ona yakaşan yüzünden zaten bir cevap beklemediğini de anladı. Sadece durarak adamın ona yaklaşmasını bekledi ve sonunda dudakları kavuştuğunda gözlerini sımsıkı kapattı. Eymen onu öyle yumuşak bir şekilde öpüyordu ki Zeynep içinin titrediğini hissetti. Bütün akşam boyunca hoşlandığı adamın da kendisinden hoşlandığı fikri kalbini hızlandırdı. Ona yavaşça karşılık verirken kulağına gelen ses ile birden Eymenden uzaklaştı. " Dinle " Eymende aynı sesi duyunca hızla yerinden kalktı ve Zeynep ile birlikte bulundukları yerden çıktılar. Ağır adımlarla çatıdan indiklerinde koridordan gelen ağlama sesini takip ettiler. Sonunda bir odanın önünde durduklarında Eymen annesi ile babasının odasının önünde olduklarını anladı. İçeriden gelen ağlama seside annesine aitti. " Kes artık ağlamayı Suna " " Nasıl . Nasıl yaparsın Kürşat . Allahım " " Sus dedim sana. Dokunma onlara da. Bahçede yakacağım. Delil kalmaması gerekiyor. " " Bunlar onların kanı mı ?" " Suna. Yeter artık " " Sen kendi kardeşini öldürdün. Karısını öldürdün. Minicik yavrularını öldürdün. " Suna haykırarak konuşurken onları dışarıda dinleyen Zeynep ve Eymen şokla oldukları yerde kaldılar. Eymen yaşadığı şeyin tarifini bulamazken içeriden gelen konuşma sesleri devam ediyordu. " Kendimde değildim. Biliyorsun " " Ama onlar öldü. Allahım " " Sus artık. Hiç kimseye bir şey söylemeyeceksin. " " Ne ? Neden ?" " Ne demek neden. Bu duyulursa direk hapse girerim . Bu olamaz. Bıçağı Alpayın kilerdeki dolabına koyacağım. Sonrada polisi arayacağız. Kimse benden şüphelenmeyecek " " Sen nasıl bunu yaparsın. Suçu zavallı insanlara mı atacaksın. " " Ne yapayım. Kendim mi teslim olayım Suna" " Ama sende söyledin. Kendinde değildin. Sinir krizi geçirdiğini söylersen Bu sırada yaptığını söylersen belki ceza almazsın " " Saçmalama Suna. Bu beni hapisten kurtaramaz. Hepsi Kunterin suçu. Beni kışkırttı. Ona kızarak uykuya daldım. Sonrada gidip boğazını kestim. Kendimde bile değildim. Kahretsin " " Seni kışkırttı mı ? Nasıl ?" " Ben iki sene önce birini öldürdüm. Ama benim suçum değildi. Adam çok üzerime geldi. " " Aman Allahım . Sen kimsin böyle Kürşat " " Bak bana. Ben hâlâ sevdiğin adamım. Bazen kendimi kontrol edemiyorum ama bu durumu düzelteceğim. Sana söz veriyorum. " Sunanın ağlaması şiddetlenirken iki yıllık kocasını hiç tanımadığını fark etti. Sevdiği iyi niyetli adamın bambaşka bir yüzü vardı. " Suçu atacağın adamın hamile karısı var Kürşat. Yapma. Git teslim ol. " " Asla. Bu olmayacak. Karısına da çocuğuna da ben bakarım. Ama hapse girmeyeceğim . Sende kimseye bir şey söylemeyeceksin. Duydun mu beni " Karı koca içiride hayatlarının kararını verirken onları dışarıda dinleyen çift hâlâ aynı şokla duruyordu. Zeynep bir ailenin parçalanışını, yapılan kötülükleri dinlerken üzülmüş Eymen duydukları ile yıkılmıştı. Babası nasıl böyle cani bir insan olabilirdi. Bir katil. Hemde en yakınlarını, kardeşini öldürebilecek kadar kötü bir katil. Zeynep yanındaki adamın yaşadıklarını tahmin bile edemezken birden zeminin sallanmaya başladığını hissetti ve Eymenin koluna yapıştı. " Eymen gidiyoruz " Eymen tepkisiz bir şekilde orda dikilmeye devam ederken birden ortadan kayboldular. Geri dönüyorlardı ve bundan sonra hayatları bambaşka olacaktı. && Günümüz iki yıl sonra Eymen kolundaki saate bakarak oflarken yanında duran Evren onun bu heyecanlı haline gözlerini devirdi. Adam ikinci kere nişanlanıyodu ama ilkinde olduğundan daha heyecanlıydı. Evren birden iki yıl önceki o geceye döndü. Aymelek ve Zeynebin hayatlarına girdiği o sürprizlerle ve hayal kırıklarıyla dolu geceye. Abisi ve Zeynep gittikleri yolculuktan döndüğünde abisinin yıkılmış hali gözünün önünden gitmiyordu. Birine kötü bir şey olmalıydı ki abisi o kadar kötü görünüyordu. Korku ile ne olduğumu sorduğunda ise abisinin anlattıkları ile şoka girmişti. O gece kimseye bir şey söylemeden gecenin bitmesini beklemiş ve kızlara ülkeride alıp evden gitmelerini söylemişlerdi. Sonrasında ise babaları ve anneleri ile yüzleşmiş ve babalarının en kötü yüzü ile karşılaşmışlardı. Çünkü babaları bu durumu bir kişiye bile söyledikleri halde onları da kötü şeyler olacağına dair tehdit etmişti. O gece birbirlerine bağırmış çağırmış bütün bu olaylar boyunca ise annelerinin ağlayışını dinlemişlerdi. Ertesi gün olduğunda ise Evren ne yapacağını bilemez bir şekilde düşünürken Eymen kimseye haber vermeden evden çıkmış ve karakola giderek babasını ihbar etmişti. Sonrası ise skandallar silsilesiydi. Polisler eve gelip Kürşat Beyi götürmüşlerdi. Ama adam herşeyi inkar etmişti. Ortada herhangi bir kanıt yoktu. Onu pek fazla tutamayacaklarını düşünürken kimsenin beklemediği bir şekilde Suna hanım karakola gitmiş ve kocası hakkında bütün gerçekleri anlatmıştı. Kürşat saygın hakkında soruşturma açılmış ve adamın suçları tek tek bulunmuştu. 30 yıl önce suçsuz yere hapse giren Alpay ise sonunda masumiyetinin kanıtlanması ile serbest kalmış olsa da hayatından çalınan yılların hesabını kimse verememişti. " Bu Ferhat biraz daha gecikirse var ya " " Abi bir dur ya. Kaçmıyor Zeynep. Hem daha akşama çok var " " Olsun ben sevgilimi özledim " Evren abisindeki değişime hayret ederek koskoca adamın çocuk gibi sızlanmasını izledi. Bu gün sadece abisinin değil kendisinin de nişanı vardı. Hatta üçünün de nişanı vardı. Ülker ve Ferhat da nişanlanıyordu ve üç kardeş aynı gün bunu yapmak istemişti. Geçirdikleri iki yıl hiç kolay olmamıştı. Babalarının skandalı bütün gazetelere düşmüştü. İlk olarak Filiz yüzüğü atmıştı. Tabi bu Eymen için sevindirici olmuştu. Sonrasında ise şirkette işler tersine dönmüş ve neredeyse batmak üzereyken zorla düze çıkmışlardı. Yakın çevrelerinden çoğu kişi onlarla iletişimi kesmişti. Kim dost kim düşman bu dönemde ortaya çıkmıştı. İnsanlar akbaba gibi başlarına çökmüş herkes koparabildiği parçayı kâr saymıştı. Bütün bunlar olurken ise Zeynepte Aymelekte onların yanında olmuştu. Ve tabi Ferhatta. Ferhatın geçen yıl karşılarına geçip Ülker'i sevdiğini söylediği zaman geldi bu sefer de aklına. Eymen zaten bunu tahmin ettiği için şaşırmadığını söylesede Evren böyle bir şeyi hiç aklına getirmediği için epeyi şaşırmıştı. Ama sonuçta beraber büyüdüğü ve her zaman için sevdiği biri olan Ferhat ile kardeşini evlendirmek onun içinde sorun olmamıştı. Tabi birde ona ve ailesine karşı babalarının yaptıkları yüzünden kendilerini mahcup hissettikleri gerçeği de vardı. Bu yüzünden fazla zorluk çıkarmadan daha doğrusu küçük kardeşlerine abilik taslayamadam isteklerine karşı çıkmamışlardı. Bütün bu felaketlerin içinde hayatlarına giren en güzel şey ise aşk olmuştu. Üç kardeşte hayatlarının aşkını bulmuştu. Eymen abisi ise hem aşkı hemde macerayı bulmuştu. 30 yıllık sakin geçen hayatı artık değişmiş ve bol aksiyona dönüşmüştü. Zeynep hâlâ yolculuklarına devam ediyordu. Ancak bazen Eymen de onunla birlikte ortadan kayboluyor ve beraber gittikleri her seferinde kavga ederek dönüyorlardı. Çünkü her gittiklerinde Eymen Zeynebi kıskanacak birşeyler buluyordu. Bir keresinde adamın birinin büyük ihtimalle büyük büyük babalarından birinin Zeynebe iltifat etmesi sonucu kavgaya girişmesi ile kızın yanında ona seslenişlerini duymamış ve Zeynep ona ulaşamadan geri dönmek zorunda kalmıştı. O gün evde büyük kaos yaşanmıştı çünkü Eymek geçmişte sıkışmış kalmıştı. Zeynep sinir krizi geçirip kendini Eymene ulaşmaya zorlarken Aymelek ve Evren onu sakinleştirmeye çalışmış ve gücünü toplayıp Eymenin olduğu zamana gidebilmesi için dua etmişlerdi. Tam beş saat boyunca Zeynep uğraşmış ve sonunda yolculuk yaptığı sırada Eymenin geçmişteki iki güne denk gelen zamanına gitmeyi başarmıştı. Üstelik onu bulduğu yerde nezaret olmuştu. Tabiki onu ordan çıkarıp geri gelmek Zeynep için bir ömre bedel olmuştu. O günden sonra asla Eymeni yanında götürmeyeceğini söylesede her yolculuk sırasında yüzünün aldığı şekilden gideceğini anlayan Eymen kızın koluna yapışıp onunla gitmeyi başarmıştı. " Hah nerdesin oğlum sen ?" Eymen , Ferhata söylenerek yerinden kalkarken onun heyecanına iki erkekte gülerek katıldı. && Üç çiftin kurdelesi aynı anda kesilirken sınırlı sayıda olan davetliler hızlı hızlı onları alkışladı. Sadece yakın akrabaları ve gerçek dostları bu geceye katılmıştı. Suna hanım sonunda mutluluğu bulan çocukları için hem ağlayıp hem alkışlarken içinden bol bol dua ediyordu. Eymen parmağındaki yüzüğe baktıktan sonra nişanlısına dönerek onu alnından öptü. Hemen yanında duran Evren ve Aymelek çifti de aynı şeyi tekrarlarken onların yanında duran Ferhat ve Ülker de aynısını yaptı. Üç kardeş te etrafındaki insanları takmadan sadece birbirlerine aşk dolu gözlerle bakmaya devam etti. Üçü de mutlu olmayı hak ediyordu ve bu mutluluklarının bozulmasını istemiyordu. Eymen " Düğünü gelecek ay yapalım mı ? " diye zeynebe fısıltı ile sorduğunda onu duyan Evren kızdan önce hemen abisine dönerek cevap verdi. " O zaman bizde üç hafta sonra yaparız. " Eymen şaşkınlıkla kardeşine döndüğünde daha konuşamadan onları duyan Ferhat araya girdi. " O zaman bizde 15 gün sonra yaparız " Evren hemen yanındaki adama döndüğünde Eymen hepsinden önce konuştu. " O zaman biz haftaya yapabiliriz " Evren " Yarın evleniyorum ulan ben " deyince Ferhat " Hayır ben yarın evlenirim siz daha sonra evlenebilirsiniz " diye araya girdi. Eymen ise gözlerini kısarak " Saçma saçma konuşmayın ben sizden büyüğüm. Yarın ben evleneceğim " deyince Ferhat hemen müdahale etti. " Aynı yaşta sayılırız. Büyüklük taslama " Evren ikisini de bırakıp kapıya doğru yürüyünce " Nereye " diye seslenen abisine " Belediyeye . Yıldırım nikahı yapacağım. " diye cevap verdi. Eymen ve Ferhat birbirine bakıp hemen Evrenin peşinden koşarken " Bizde başvururuz. " diye gelinlerini bırakıp evden çıktıklarında evde kalan diğerleri şaşkınlıkla birbirlerine bakakaldılar. Ülker " Az önce ne oldu burda " diye sorunca Aymelek dudaklarını büzerek " Erkeklerimiz kafayı yedi " diye cevap verdi. Bütün davetliler bu duruma gülerken Zeynep başını iki yana salladı ve konuştu . " Acaba gecenin bu saatinde belediyenin açık olamayacağını önce hangisi fark edecek " İçerideki bütün insanlar kahkaha atarken üç kız da birbirine bakarak sırıttı. Emin oldukları bir şey varsa o da bundan sonra hayatlarının çok eğlenceli geçeceğiydi. &&

Great novels start here

Download by scanning the QR code to get countless free stories and daily updated books

Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD