YAĞMUR
Annesinin sözü üzerine kapıdan içeri girişi vardı kalbim yerinden çıkacak sandım annesin yüzüne kapıyı kapatırken korkudan öleceğim bacaklarım tir tir titriyor bedenimi bacaklarım taşımaz hale geldi. Bana doğru adımını atışında sırtım duvarla bir olmuş ellerim iki yakamda puslu gözlerimle başımı iki yana salladım çenesi kas katı kesilmiş dişlerini sinirinden sıktığı buradan bakıldığında anlaşılıyor. Hayır bunu bana yapamazsın seninle böyle bir evlilik hayal etmedim iki gözüm iki çeşme hakikaten ağmaktan başka sesim duyulmuyor başını benden çekmiş gömleğinin düğmelerini koparmak istercesine çözüyor sonrasında üzerindeki gömleğinden kurtulmuş gelişi güzel fırlatıp attı...
Gözlerimi sıkıca kapattım adım sesleri kesilmiş anlam veremediği ses işittim sıkıca kapattığım göz kapaklarımı açtım yatağını alt üst etmiş ne yapmaya çalıştığına idrak edemez durumdaydım. Yataktan destek almak istercesine bir bacağını yatağının üzerinde pantolonun paçasını yukarı doğru sıyırdı. Elindeki çakıyı öyle bir vurdu ki
“ aaaaa “
Çığlık atarak ellerimle yüzümü kapattım sonra tek gözümü açtığımda bacağından akan kanları çarşafa bulaştırdığın sıra ne yapmaya çalıştığını anladım artık hıçkırıklarımı durduramaz oldum. Olduğum yere çöktüm bir süre beklemiş her şeyi kılıfına uydurmuş kapının dışından
“ Devran tamam mı o iş? “
Annesinin sözleri üzerine bana kısa bakış attı başı ile odanın içindeki banyoyu gösterdi yerimden kıpırdayamazken sert bir şekilde başı ile tekrar işaret etti olduğum yerden zorla kalkıp sürünerek banyodan içeri girdim ardımdan kapıyı örtmesiyle bir süre sonra odanın kapısı açıldı.
“ istediğin oldu mu? “
“ iyi en azından bakire çıktı “
Küçümseyen sesi ile söylemişti elimi ağızıma sıkıca bastırdım sesim duyulmasın diye
“ nerede o? “
“ göreceğini gördün şimdi rahat bırak “
Odanın kapısının kapanmış hapsettiği banyonun kapısı açıldı
“ çık hadi “
Dediğini ikiletmeden zifiri karanlık odanın içinde önümü göremeden adım, adım yürüdüm tek bir kelime etmedi benim sessiz ağlamalarım dışında odada çıt çıkmıyor bana el sürmeyeceğini anladım pencerenin önüne oturdum yerden ufak kaçamak bakışımla onu buldum başını yatağın başlığına koymuş sigarasını içine çekişi beni benden alıyor. Bir günde ışığımı söndürdüler ellerimden kayıp giden hayatım peki bundan sonra ne gibi bana kader oyunu oynayacak? Bilemiyorum tek bildiğim göz kapaklarımın ağlamaktan şişerek ağır gelmesi oldu istemsiz oturduğum yerden hıçkırıklarım eşliğinde çaresiz uykuya geçişim….
Kapının kapandığın duyduğumda gözlerimi araladım yatak boştu Devran odadan çıkan o olmalı yerimde doğrulurken üzerimdeki örtü kayıp gitti. Pencerenin kenarından tutunarak ayağı kalktığım sıra Devran ‘ı omuzuna ceketini atmış evin avlusundan gidişini seyrettim…..
5 YIL SONRA…
O gece meğerse Devran ‘ı son kez arkasından uğurlamışım haberim yokmuş geri gelir diye hep bekledim gelmedi. Uykular haram bu konak bana zindan olmuştu kimseler sesimi duymaz bedenimse hayaletten farksız. Tek nefes aldığım yer okulum ona da izin vermezlerdi ama amcasının adamından haber göndermiş asla okuldan geri kalmayacağımı bütün ihtiyaçlarımın karşılanacağına dair üstelik zamanı geldiğinde istediğim gün zorluk çıkarmadan dini nikahımızı bozabileceğimi söylemiş. Bu kadar onun için kolaydı silip atmak benim yaşadıklarım ne olacak? her gün itilip kakıldım, hor görüldüm, işitmediğim sözler hakaretler kalmadı, bitmek bilmeyen yediğim dayağın haddi hesabı yok zulümlerine boyun eğmiş sesimi kestiler. Anasının söyledikleri içime oturuyor uğursuz oluşum oğlunu bir gecede evden kaçırmayı başaran kadınmışım sürekli üzerime lanetleri yağdırıyor. Benim hak ettiğim yer konak olamazmış tek gözlü küçük pencerenin olduğu ahırda sığıntıyım önüme konan küflü etmekten başka boğazımdan sıcak yemek geçmedi kapının önünde yatan köpek kadar merhamet görmüyorum. O adam arada beni yoklamaya geliyor ilk geldiğinde yüzüme aldığım darbeleri gördükten sonra onların gözünü korktuğu belliydi fakat onları durdurmaya yetmedi yüzüme dokunmuyorlardı ama görünmeyen bedenimi saklayan bez parçasının altında gizlenenler onları göremeyeceğini bildiklerinden acımasızlıklarına devam ettiler. Sadece psikolojik, fiziksel şiddet yoktu 18 yaşımda olmanın gereği büyüdükçe serpildikçe serpilen bedenim yüzünden kız kardeşinin kocası olacak o pis herifinin iğrenç bakışları ufak çaplı tacizlerini görmezlikten gelmekten başka seçeneğim kalmamıştı birde namusuma söz gelirse olacakları düşünmek istemiyorum. Ben bunları yaşarken adamını göndererek gerçekten vicdanın rahat mı? Kabuslarımla başa çıkabilmenin yolunu lisede son senemin bitmesine az zaman kalması üniversiteyi kazandığımda buralara dönmemek adına gideceğim tek umudum çıkış kapım bundan ibaret yoksa bir gün koca konaktan ölüm çıkacak. Aileme dediğim insanlara ne söylemem gerekir? Yıllardır onlarda beni unutmuş aramaz oldu hiç kimse ile haber bile göndermiyorlar merakta mı etmiyorlar? bizim bir kızımız vardı. İyi mi? Kötü mü? Öldü mü? Yaşıyor mu? Demediler neden dert yanıyorum ki? bedenim yaşıyor ruhumu el birliğiyle öldürdüler günahkar ve kimsesizim zalim felek acımadan vurdu geçti geriye kuru yaprakları savurdukça bedenim fırtınadan parçalara ayrıldı…
Dinmeyen yaşlarım her defasında sel oldu bu akşamda eksik etmediler ellerindeki sopayı tenimin her zerresine dokunamıyorum acıdan kıvrandıkça yaşadıklarım zihnimden silinip gitmiyor. Gecenin sessizliği çökmesini bekledim onların kirlerinden arınmak için tek gözlü küçük camı sıkıca çarşafı gerdim açık bir köşesi kalmamıştı yer yatağımın yanı hazırladım leğenin yanına ısıttığım suyun kovasını koydum. Üzerimdeki elbisemi çıkarmak için harekete geçtiğim sırada dışarıdan ses duydum sanki elbisemi çıkarmaktan vazgeçmiş sessizce bekledim. Camın önünde karartı gördüm korkmadan edemiyorum elbisemin ucunu sıkıca kavradım ne yapacağım konusunda aklıma herhangi fikir gelmiyor tek istediğim o her kimse çekip gitmesi. Bir süre sonra gittiğini düşündüm ama gitmemiş sıkıca kapattığım çarşafı araladığında çığlık atmamla içeri girip ağızımı kapattı. Kahretsin Cemal denen köpekten başkası değilmiş elini çekmek isterken üzerime ağırlığını verdi. Elinden kurtulmak için direniyorum onun yanında gücüm yetersiz kalıyor. Bir umutla elimle yeri yokladım elbisemi yukarı toplanmış vakit kaybetmeden pis elini bacağıma dokundu midem bulanıyor. Gözümde yaş elime geçen hamam tasını defalarca kafasına vurabilmiş üzerimdeki ağırlığı kurtulabilmiştim. Yerden kalktım an kolumdan yakalamış ona direnirken dışarıdan çığlık koptu
“ oruspuuu “
Nazan açıma yapışmış sürüklemeye başladı
“ seni oruspu seni kocamı ayartmak neymiş göstereceğim sana koynumuzda yılan beslemişiz “
Ne söylersem dinlemeyecek bana inanmayacak zaten insan yerine koydukları yok tiksinti ile yüzüme bakıyorlardı. Bu konakta beni hiçbir zaman istemediklerinin kanıtı ev ahalisini başımıza toplanmış Nazan ‘ın ağzından çık tek bir sözle üzerime saldırdılar. Nazan ‘ın anlattıkları yutulur gibi değil ama ben yutuyorum işlemediğim günahın bedelini ödetiyorlar. Attığı dayakları, sırtıma inen sopanın ardı kesilmiyor. Kahpeliğim, orospu oluşum, kocasını ayartan kaltak anlamadan dinlemeden cezamı kesmişlerdi yargısız infazlarına hepsine sustum. Umudum olan kısa süre sonra üniversiteyi kazanıp dönmemek üzere defolup gidecektim buralardan şimdi bu eşikten cansız bedenim çıkacağına eminim dayanacak gücüm kalmamış oradan oraya aralarında paslaşarak hayatın acımasız tokattı yüzüme çarpıyorlar. Kolumdan tutup kapı dışarı savurulurken ayakta durmaya gücüm yok düşeceğimi düşünürken. Acıdan kavrulan bedenimi saran sert kollar oldu sıkıca kapattığım gözlerimi yavaşça araladım buğulu gözler o koyulaşmış yeşil gözleri buldu. Gördüklerim hayal değilse sonunda gelebilmişti benden gözlerini çekti
“ ne oluyor lannn burada? “
Konağı gür sesi ile inletirken bedenimi doğrultu
“ oğlum “
Ona doğru gelen anasına elini kaldırıp durmasını işaret etti
“ o orospu için sana yaklaşmamı istemiyor musun? “
“ ağızından çıkanı kulağın duyuyor mu? “
“ ben ne söylediğimi gayet iyi biliyor ve duyuyorum arkana aldığın o orospu olacak kahpe kardeşinin kocasını zorla odasına sokmuş bunca yıl koynumuzda yılan beslemişiz senin yokluğunda elin heriflerini kuyruk sallamış “
Arkasından bedeninin kas katı kesildiği anlayabiliyorum sessizliğini koruyordu
“ kahpeliğini sadece bunlarla sınırlı değil kayınço başlarda anlamadım konağın etrafında geceleri sürekli birileri dolanıyor bu gecede odasından adam çıkarken gördüm peşinden o da çıktı hesap sormak isterken beni zorla… “
Sözlerine devam ederken Devran elini sert yumruk yapıp omuzun üzerinden kısa süreliğine göz ucu ile bana baktı. Ondan duyacağım en ufak kötü sözüne kaldıramam asla buna katlanamam ayaklarım geri adım attı. Konağın önünde duran zebani gibi adamları fark ettim aldırış etmeden oradan uzaklaştım halim yoktu son gücümle ardıma bakmadan koşmaya başladım artık yaşamak istemiyorum….